GENEL - 02 Aralık 2020 Çarşamba 21:33

Murat Kiper: “Bilinçle ve erdemle; engelleyen bakışı engelle”

A
A
A
Murat Kiper: “Bilinçle ve erdemle; engelleyen bakışı engelle”

Samsun Memur-Sen Engelliler Komisyonu Başkanı Murat Kiper, “Herkes için engelsiz dünya temennilerimizin karşılık bulmasını umut ediyor, ‘bilinçle ve erdemle; engelleyen bakışı engelle’ diyoruz” dedi.

Samsun Memur-Sen Engelliler Komisyonu Başkanı Murat Kiper, “Herkes için engelsiz dünya temennilerimizin karşılık bulmasını umut ediyor, ‘bilinçle ve erdemle; engelleyen bakışı engelle’ diyoruz” dedi.


3 Aralık Dünya Engelliler Günü nedeniyle Samsun Memur-Sen Engelliler Komisyonu Başkanı Murat Kiper tarafından bir açıklama yapıldı.


Murat Kiper yaptığı açıklamada, “Özel bir bakışla, yaratılış ve yaşayış yönüyle insanlar, eşitler arası ve adalet temelli bir hayatın özneleri olmak hakkına sahiptirler. Bu pencereden bakıldığında, insanları engelli-engelsiz ayrımına tabi tutmak; eşitliği yok saymak, adaletten rahatsız olmaktır. Temel bakışımızı yansıtan bu değerlendirmeyi, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü kapsamında ve öncesi ve sonrasıyla, engelli bireylere/kamu görevlilerine yönelik çalışmalarımız, çabalarımız ve hedeflerimize dair yönlendirici fikri temeli ifade etmek için başlangıçta özellikle belirtiyoruz. Biz; engelliliğin insana değil, insanın herhangi bir uzvuna ya da sistem tasarımına dönük bir tanımlama olduğunu kabul ederek, bu yönüyle ‘engelli insan-birey’ tasvirini reddederek, engeli olan bireylere dönük eşitliği sağlayıcı, adaleti inşa edici çalışmalar, önermeler, talepler, itirazlar ve teklifler geliştirmeyi, ‘Engelsiz Dünya’, ‘Engelsiz Türkiye’ hedeflerinin ön şartı olarak görüyoruz” dedi.


Başkan Kiper açıklamasına, “Türkiye’nin en büyük, en yetkin, en kapsayıcı, en doğru ve en adil emek örgütü sıfatını edinmeyi başarmış büyük Memur-Sen ailesinin engelli kamu görevlilerine yönelik çalışmalarını yürüten komisyonu olarak; Dünya Engelliler Gününün, engeli bulunan bireyler ve kamu görevlileri özelinde çalışanlar açısından daha iyinin, daha güzelin, daha doğrunun ve bütün bunların ekseninde daha engelsizin ve adilin çalışma şartlarından, istihdam biçimlerine, görevde yükselmeden, mali hak çerçevelerine, özlük haklarından, sosyal hak ve yardımlara, demokratik katılım imkanlarından, karar ve politika belirleyici olma fırsatlarına bir çok mecrada gerçekleşmesi için sendikal haklar zemininde ve örgütlenme bilinciyle kalıcı, sürdürülebilir, geliştirilebilir ve değişime açık yasal alt yapı, hukuki derinlik ve insani kalkınma portföyü oluşturmak istiyoruz. Engelliler Günü dolayısıyla, bilinmesi, duyulması, hatırlanması ve söylenmesi gereken yüzlerce konu, yazılması gereken binlerce cümle var. Ne söylesek az, ne yazsak eksik kalır. Bu nedenle genel çerçeveye, bakışa ve paradigmaya dair bir kurguyu ifade etmeyi önemli ve yeterli buluyoruz. Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de etkisini sarsıcı bir şekilde hissettiğimiz korona virüs ve neden olduğu pandemi, engeli bulunan bireyleri de etkilemekte, olağanını, normalini ve rutinini değiştirmekte, sağlığın korunması noktasında tehdit üretmektedir. Bu gerçekten hareketle pandemi gerekçeli kısıtlar ve tedbirlerde engeli bulunan bireylere mahsus hükümlerin, hatta münhasır genelge içeriklerinin oluşturulmasını zorunluluk olarak görüyoruz. Bu vesileyle kamu görevlileri özelinde engeli bulunan emekçi bireylerin dönüşümlü mesai, mesaiden muaf tutulma, evden-uzaktan çalışma gibi tedbiri ve arızi yöntemlerden yararlandırılmasında uygulamaya dair genellik ve eşitliğin sağlanmasını öneriyor ve önemsiyoruz. Bu bakışla, engeli bulunan bireylerin/kamu görevlilerinin, insan onuruna uygun çalışma şartlarına ve mali-sosyal-özlük haklarına sahip olması, hak temelli bakış açısıyla yöneten ve karar üreten kamu yönetimiyle muhatap olması, çalışmaların yapılması noktasında bu yılın ve günün milat olmasını, ‘Herkes için engelsiz dünya’ temennilerimizin karşılık bulmasını umut ediyor, ‘Bilinçle ve Erdemle; Engelleyen Bakışı Engelle’ diyoruz” diye devam etti.


Başkan Murat Kiper açıklamasının sonunda Samsun Memur-Sen Engelliler Komisyonu olarak özlük hakları ve iş hayatında karşılaştıkları sorunlarla ilgili taleplerini şu şekilde aktardı: “Kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan engeli bulunan personelin, çalışma şartları, istihdam şekilleri, görevde yükselme imkan ve fırsatları, demokratik katılım hakları iyileştirilmeli, artırılmalı ve geliştirilmelidir. Malulen emeklilikte bağlanacak emekli aylığı tutarı ile emekli ikramiyesinin 25 yıl esas alınarak ödenmesi, emekli aylığının tutarının, en son alınan görev maaşının yüzde 85’inden az olmaması sağlanmalıdır. Maluliyete ve engelliliğe dair sağlık raporu uygulamalarında sağlık kurullarının tekleştirilmesi, işlemlerin hızlandırılması yönünde düzenleme yapılmalıdır. Rapora itiraz süreçlerinde bireylere zaman ve mali kaynak bakımından külfet üreten uygulamalar kaldırılmalıdır. Engeli bulunan bireylerin sosyal hayata uyumu ve katılımı noktasında son derece önemli olan protez, ortez ve yardımcı araç-gereçlerin teminine, kullanım süresine, fiyatlamasına ve Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanan tutar ve oranlara yönelik külfet azaltıcı, hak artırıcı düzenleme yapılmalıdır. Sağlık uygulama tebliğine ilişkin komisyonlarda, çalışmalarda, sağlık kurullarında ve buna dair iş, işlem ve karar üreten kurum ve kuruluşlarda yetkili Konfederasyon temsilcisi sıfatıyla engeli bulunan bireylerinde temsilinin sağlanması gereklidir. Engellilere yönelik; eğitim sorunları ve çözüm önerileri, yanlış mesleki eğitim ve istihdam sistemleri, engellilik tespitlerinde erken teşhis ve genetik uzmanlığı/analizleri, özellikle mutant ve mutasyon uğrayan bireylerde kök hücre tedavisine önem verilmesi, engelliler için teknolojik işlemler sadece tıp sektöründe değil, diğer alanlarda da fayda sağlayacak şekilde irdelenmesi, engellilerin ulaşım araçları ile imtihanından başarı ile çıkması için daha çok gayret gösterilmesi, Down Sendromu ile ilgili yanlış uygulamaların, ifadelerin tekrar gözden geçirilmelidir. İşitme engeli bulunan bireylerin dil gelişiminin sağlanması ve bu konuda eğitmen sayısının yeterli düzeye ulaşması noktasındaki eksiklik dikkate alınarak, gerekli tedbirler alınmalıdır. ÖTV muafiyetine ilişkin yeniden düzenleme yapılarak, 303 bin 200 TL tutarındaki sınırlama artırılmalı, kararın alınmasına yönelik çalışma, muafiyet süre sınırının arıtılmasıyla birlikte sınırlama tutarı artırılmalıdır. Kamu kurum ve kuruluşlarında sağlanan servis hizmetinin, engeli bulunan bireyler yönüyle kullanılabilirliği sağlanmalıdır.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Başkan Tahmazoğlu: "1 ayda beton fiyatları Türkiye standartlarına gerilemezse beton santralleri kuracağız" Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, sosyal medya hesabından Gaziantep’teki çimento üreticilerine seslenerek, "Gaziantep’teki beton fiyatları 1 ay içerisinde Türkiye ortalaması fiyatlarına gelirse problem yok, gelmediği taktirde biz de Şahinbey Belediyesi olarak gerekiyorsa işbirliği içerisinde Gaziantep’e beton santrali kurup bunu halka daha ucuz fiyata veririz" dedi. Gaziantep İnşaat Müteahhitleri Derneği Başkanı Bora Keçeci, Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu ile görüşme gerçekleştirdi. Yapılan görüşmede Gaziantep’te beton ve çimentodaki ücret artışları ele alındı. “Beton ve çimento ile ilgili bir şeyler yapmak gerek” Gaziantep İnşaat Müteahhitleri Derneği Başkanı Bora Keçeci, "Gaziantep’te vatandaşların konut sahibi olması çok zorlaşıyor. 2+1 daireler 3 milyondan başlayıp 5 milyona kadar çıkıyor. Dar gelirli insanların da bunu alması çok zorlaştı. Bunun yegane sebebi maliyetler, maliyetlerin bir kısmını ise beton ve çimento oluşturuyor. Dolayısıyla yüksek fiyatlı beton ve çimento ile ilgili bir şeyler yapmak gerekiyor. Bu konuda da belediyelerin öncülüğü bizim için çok önemli” dedi. “1 ay içerisinde fiyatlar Türkiye standartlarına gerilemezse beton santralleri kuracağız” Beton fiyatlarının Türkiye standartlarına getirilmediği takdirde beton santralleri kuracaklarını söyleyen Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım ile beton ve çimento üreticilerine çağrıda bulundu. Tahmazoğlu, "Şahinbey Belediyesi olarak 10 bine yakın konut inşa ettik. Sizin de ifade ettiğiniz gibi son zamanlarda fiyatlarda anormal artışlar oldu. Ben buradan da beton firmalarına bir çağrıda bulunmak istiyorum. Neden Gaziantep Çimento fabrikası burada olduğu halde Türkiye’nin en pahalı hazır betonunu kullanıyor. Gaziantep’in fiyatları 1 ay içerisinde Türkiye ortalaması fiyatlarına gelirse problem yok, gelmediği taktirde biz de Şahinbey Belediyesi olarak gerekiyorsa işbirliği içerisinde, Gaziantep’e beton santrali kurup bunu halka daha ucuz fiyata veririz. Herkesin konut sahibi olmasını istiyoruz” diye konuştu.
İzmir TED Aliağa Koleji öğretmenlerinden meslektaşlarına destek TED Aliağa Koleji’nde bir öğretmen, iddiaya göre yaşadığı hastalık sebebiyle rapor aldığı için işten çıkartıldı. Olayın ardından aynı kolejde görev yapan öğretmenler, meslektaşlarının işten çıkartılmasını okul önünde protesto etti. TED İzmir Aliağa Koleji’nde iddiaya göre bir grup öğretmen, çeşitli nedenlerden dolayı yaşadıkları stres sebebiyle doktora başvurdu. Olayın ardından bir günlük rapor alan öğretmenler arasından T.S., raporunun ’fenni olarak uygun olmadığı’ gerekçesiyle işten çıkartıldı. Alınan kararın ardından öğretmenler ve veliler, okul yönetimini protesto etmek amacıyla okul önünde basın açıklaması düzenledi. Öğretmenler adına açıklama yapan Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Ege Bölge Temsilcisi Rabia Atbaş, “TED İzmir Aliağa Koleji’nde kurumun maaş politikasına karşı tepkisini dile getiren yaşadıkları stres, sıkıntı ve geçim kaygısı sonucunda farklı sebeplerden hasta olan 22 öğretmen arasında bulunan bir meslektaşımız, okul yönetimin tarafından işten çıkarıldı. Yönetim, bu haksız ve hukuksuz kararı, öğretmenimizin hastaneden aldığı raporun "fenni olarak uygun olmadığı" iddiasıyla gerekçelendirdi” ifadelerine yer verdi. “Öğretmenler mobbinglere ve baskıya maruz kalmıştır” Çalıştıkları kurumların patronlarının sadece kurumlarını ve karlarını düşünen sömürü uygulamalarına maruz kaldıklarının altını çizen Atbaş, "Bizler patronların insafına bırakılmış, asgari ücrete mahkum edilmiş, ailesinin ve kendisinin temel ihtiyaçlarını kısarak geçinmeye çalışan, insanlık dışı şartlarda çok sevdiğimiz mesleğimizi icra eden, özel öğretim kurumlarında görevini yapan öğretmenleriz. Ne yazık ki bunun en acı örneğini Türkiye’de eğitime önem verdiği sanılan TED Aliağa Koleji vermektedir. Bundan 1 buçuk sene önce yıllardır yaşadıkları sıkıntıları TED Vakıf Yönetimine bildiren ve çözüm bulunmasını isteyen öğretmenler çeşitli mobbinglere ve baskıya maruz kalmıştır” şeklinde konuştu. “Öğretmenlerin raporları incelenmek istendi” Hasta olan öğretmenlere gittikleri doktorlar tarafından 16 Nisan Salı günü için bir günlük rapor verildiğini aktaran Atbaş, "Fakat Vakıf Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Komsuoğlu tarafından öğretmenlerin raporlarının incelenmesi istendiği için öğretmenler tekrar hastaneye gitmek zorunda bırakılmışlardır. Öğretmenlerin okula gelememesi üzerine veliler okul yönetimine baskı uygulamıştır. Vakıf yönetimi velilere çok çirkin davranışlarda bulunmuş ve mesaj atarak öğretmenlerin maaşlarına 2023-2024 eğitim öğretim yılında yüzde 113 zam yaptığını açıklamıştır. Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası olarak velilerin oranlarla kandırılmasına göz yummayarak ve TED adına utanarak öğretmen maaşlarının 18 bin 500 ile 20 bin aralığında olduğunu açıklamak zorunda bırakılmışızdır” cümlelerine yer verdi. “Asıl sebep öğretmenimizin sendikalı olmasıdır” Öğretmenlerin görevlerini aksatacak hiçbir durumda bulunmamalarına rağmen Vakıf Yönetim Kurulu ve idarecileri tarafından mobbinge maruz kalmaya devam ettiklerini vurgulayan Atbaş, şunları kaydetti: “25 Nisan Perşembe günü kurumda görev yapan bir öğretmenimiz işten çıkarılmıştır. Sebep olarak Hakem Hastanenin öğretmenin raporunun fenne uygun olmadığını belirlediği gerekçe gösterilmiştir fakat öğretmenimiz bayılma şikayeti üzerine doktora gitmiş ve önceden yaptırdığı kan testlerine dayanarak raporunda yazılan hastalığından şüphelendikleri belirtilmiştir. Öğretmenimizin dönem ortasında işten çıkarılmasının asıl sebebinin rapor olmadığının hepimiz farkındayız. Asıl sebep öğretmenimizin 1928 yılında Ata’mızın direktifleriyle kurulmuş Türk Eğitim Derneğine ve öğretmenliğe yakışır şekilde bu sömürü düzenine sendikasıyla birlikte karşı çıkmasıdır. Asıl sebep diğer 24 öğretmenin gözünü korkutmak için öğretmen arkadaşımızın işten çıkarılmasıdır. Asıl sebep öğretmenimizin sendikalı olmasıdır.” Öğretmenlerin zarar görmesine izin vermeyeceklerini söyleyen Atbaş, şunları kaydetti: “Bir an önce TED’i saltanat yönetimi haline getiren iki şahıs TED’den uzaklaştırılmalı ve TED öğretmenlerinin kaybettirilen değerlerinin, meslek onurlarının tekrar kazanılması için çalışmaların başlaması gerekmektedir. Bizler Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası olarak işten çıkarılan öğretmenimizin ve hakkı için direnen tüm öğretmenlerin yanında olduğumuzu, her türlü desteği sağlayacağımızı ve birlikte direnerek zafere ulaşacağımızı buradan tüm kamuoyuna bildiriyoruz.”