GÜNDEM - 13 Nisan 2025 Pazar 15:42

‘Samsun İklim Buluşmaları’ Atakum’da gerçekleştirildi

A
A
A
‘Samsun İklim Buluşmaları’ Atakum’da gerçekleştirildi

Türkiye genelinde düzenlenen iklim buluşmalarının 5’incisi, Samsun’un Atakum Belediyesi ev sahipliğinde Ata Sahne’de gerçekleştirildi.


Atakum Belediyesi, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Elektrik Mühendisleri Odası, Ülke Politikaları Vakfı iş birliğiyle düzenlenen ‘Samsun İklim Buluşmaları’ başlıklı panel, Ata Sahne Sanat Merkezinde gerçekleştirildi. Panelde uzmanlar su, tarım ve gıda politikalarının yanı sıra iklim değişikliği enerji ilişkisini ve etkilerini masaya yatırdı.


Programda konuşan Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Samsun Şube Başkanı Adnan Korkmaz, iklim krizinin tüm dünyanı tehdit ettiğini söyledi. İklim değişikliği nedeniyle gıda ve su kıtlıkları yaşanırken artan seller, aşırı sıcakların yanı sıra daha fazla hastalık ve ekonomik kayıpların görüldüğünü kaydeden Korkmaz, "2015 Paris Antlaşması kapsamında ülkeler, toplu olarak küresel ısınmayı iki derecenin altında tutmayı taahhüt etmiştir. Bu doğrultuda 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşılması gerektiği belirtiliyor. Sera gazı emisyonları, ağırlıklı olarak enerji sektöründen kaynaklanıyor. Dolayısıyla bu emisyonların azaltılması için fosil yakıtlar yerine düşük karbonlu kaynaklardan elektrik üretilmesi gerekiyor. Bu çerçevede yenilenebilir enerji kaynakları, iklim değişikliğini sınırlandıran etkili araçlardan olduğu gibi enerji üretimde dışa bağımlılığımızı azaltılması için de büyük önem taşıyor" dedi.


Ülke Politikaları Vakfı Başkanı İsmail Doğan Subaşı, programda yaptığı konuşmada iklim buluşmalarının su, gıda ve enerji konularında toplumsal farkındalık oluşturduğunu belirterek "İklim buluşmaları yerellerde su, gıda, enerji konusunda ortak bir hassasiyet geliştirmesine katkıda bulunuyor. O ilin, ilçenin su, gıda, enerji konusundaki potansiyellerini açığa çıkarması bakımından verimli bir ortam oluşturuyor" diye konuştu.


Atakum Kent Konseyi Başkanı Tuncay Seven, "İklim değişikliği, artık geleceğin değil, şimdinin sorunu haline gelmiş durumda. Bu nedenle artık sektörel değil bütüncül politikalar üretme zamanı. Suya erişimi planlarken gıdayı, gıdayı planlarken enerjiyi, enerjisi planlarken doğayı birlikte düşünmeliyiz. Bu yaklaşımları yerelden merkezi yönetime her kesimle geliştirmeliyiz" ifadelerine yer verdi.



"Acil eylem planına geçilmeli"


Atakum Belediye Meclisi Üyesi Elektrik Mühendisi Suat Yılmaz, iklim değişikliğinin dünyanın karşı karşıya kaldığı en büyük meydan okumalardan birisi olduğunu aktardı. Artan sera gazı emisyonları, buzulların erimesi, kuraklık ve sellerin etkileriyle iklim krizi yaşanmasının tüm dünyayı tehdit ettiğini kaydeden Yılmaz, "Gıda ve suya erişimde sıkıntılar yaşanırken, daha fazla hastalık ve ekonomik kayıplar görülmektedir. Bizler bu sorunla mücadelede acil eylem planına geçilmesi, kalıcı ve sürdürülebilir politikalar üretilmesi gerektiğine inanıyoruz" şeklinde konuştu.



"Ciddi sorun yaşıyoruz"


CHP Samsun Milletvekili Murat Çan konuşmasında, son 18 yıldır ülkedeki tarımsal arazinin 3 milyon 484 bin hektar azaldığını belirtti. Milletvekili Çan, "Bu günlerde iklim değişikliğinin Samsun’da en net yansımasını yaşıyoruz. Çok soğuk bir havadayız. Muhtemelen yarın eksilere düşecek. Ama ondan sonra hızlı bir şekilde su ve sel taşkınları her yıl olduğu gibi Samsun’u esir alacak. Bafra, tarımda geçtiğimiz yıl yüzde 20- 25 katma değer kaybetti. Samsun’un doğu tarafında kahverengi kokarca üzerinden çok ciddi kayıplar var. Biz tarıma sahip çıkmadığımız sürece iklim değişikliği tarım, turizm ve istihdam üzerinden iyi yönetemediğimiz sürece, Samsun’da da ülke genelinde de çok şey kaybedeceğiz" dedi.


Üç oturum halinde gerçekleştirilen panelin ilk oturumu, Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Havva Yurdunuseven Bayzat’ın moderatörlüğünde yapıldı. İklim değişikliği çerçevesinde sürdürülebilir su, tarım ve gıda politikalarını değerlendirildiği oturumda Prof. Dr. Hatice Bozoğlu, ‘İklim Değişikliğinin Tarımsal Üretime Etkileri’, Prof. Dr. Ö. Hakan Muğlalı ‘İklim Değişikliği ve Hayvancılık’, Prof. Dr. Levent Bat ‘İklim Değişikliğinin Karadeniz Ekosistemi Üzerindeki Etkileri’, Prof. Dr. Doğanay Tolunay ‘Ormanların Ekosistem Hizmetleri ve İnsanlığa Sağladığı Ürünler’, Prof. Dr. Cumali Kınacı ‘Suyun Etkin Kullanımı-Su Yönetimi’ konularında sunum yaptılar.


Ülke Politikaları Yönetim Kurulu Üyesi Bilgin Akbal moderatörlüğünde gerçekleştirilen ikinci oturumda iklim değişikliği ile enerji ilişkisi ele alındı. EMO Enerji Daimi Komisyonu Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Damar ‘İklim Değişikliği ve Enerji Politikası’, Yüksek Elektrik Mühendisi Enerji Verimliliği ve Yönetim Uzmanı A. Naci Işıklı ‘Enerjinin Etkin Kullanımı ve Yönetimi’, SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Kıdemli Enerji Analisti Sena Serhadlıoğlu ‘Türkiye Elektrik Sektörü için Yol Haritası’, Elk Elektronik Mühendisi Enerji Uzmanı Arif Kunar ‘Yerel Yönetimler ve Sürdürülebilir Şehirler’ başlığıyla konuşma yaptılar.



Enerji politikaları masaya yatırıldı


Üçüncü oturum, EMO Enerji Daimi Komisyonu Yönetim Kurulu Üyesi Suat Yılmaz moderatörlüğünde ‘İklim Değişikliğinin Etkileri, Önlenmesi için Yapılabilecek Uygulanması Gereken Politikalar ve Yerel Sorunlar’ başlığıyla gerçekleştirildi. Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez ‘Tarım Politikalarının Sürdürülebilirliği’, Avrupa İklim Eylem Ağı Türkiye için İklim ve Enerji Politikaları Koordinatörü Özlem Katısöz ‘Dünya’da ve Türkiye’de İklim Politikaları’, EMO Samsun Şube Başkanı Adnan Korkmaz ‘Enerji Yatırımlarının Çevreye Etkileri’ başlığıyla önemli bilgiler paylaştılar.



‘Samsun İklim Buluşmaları’ Atakum’da gerçekleştirildi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırıkkale Kadın cinayeti davasında mütalaa açıklandı: Sanıklar için ağırlaştırılmış müebbet talebi Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Sevgi Gülden Yalçıner davasında, duruşma savcısı tutuklu sanıklar hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ederken, mahkeme heyeti tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı başka bir tarihe erteledi. Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, tutuksuz sanıklar maktulün kardeşi Y.G. ile D.U., G.F.G. ve H.U. ile taraf avukatları salonda hazır bulundu. Tutuklu sanıklardan kadının kardeşi Ş.G. ile K.U. ise duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Cumhuriyet savcısı, esasa ilişkin mütalaasında tutuklu sanıklardan Ş.G. hakkında "iştirak hâlinde tasarlayarak akrabayı kasten öldürme", K.U. ile D.U. hakkında ise "iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti. Savcı ayrıca bu sanıkların "konut dokunulmazlığının ihlali" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından da cezalandırılmasını istedi. Tutuksuz sanıklardan Y.G. hakkında "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan ceza talep edilirken, G.F.G. ile H.U. hakkında beraat istendi. Sanıklar savunmalarında önceki beyanlarını yineleyerek beraat ve tahliye talebinde bulundu. Sanık avukatlarının savunma hazırlamak üzere süre istemesi üzerine mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına karar verdi. Duruşma, 19 Ocak 2026 tarihine ertelendi. Olayın geçmişi Çelebi ilçesine bağlı Karaağıl köyünde yaşayan Sevgi Gülden Yalçıner’den 25 Eylül 2024 tarihinde haber alınamaması üzerine ailesi tarafından güvenlik birimlerine kayıp ihbarında bulunuldu. İhbarın ardından jandarma ekipleri koordinesinde AFAD ve dalgıçların da katılımıyla köy çevresi ile Kızılırmak hattında geniş çaplı arama çalışması başlatıldı. Yürütülen çalışmalar kapsamında Jandarma Arama Kurtarma (JAK) Timi tarafından 13 Ekim 2024 tarihinde Yalçıner’in cansız bedenine, Karakeçili ilçesi Çeşnigir Köprüsü yakınlarında Kızılırmak içerisinde ulaşıldı. İlk incelemelerde cesedin vücuduna tel örgü ve taş bağlanarak suya bırakıldığı belirlendi. Soruşturma kapsamında Yalçıner’in kardeşleri Ş.G. ve Y.G. ile yeğeni G.F.G. ve K.U., H.U. ile D.U. gözaltına alındı. Şüphelilerden Ş.G., Y.G., K.U., H.U. ve D.U. tutuklanırken, G.F.G., D.U., Y.G. ve H.U. daha sonra adli kontrol şartıyla tahliye edildi. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanıklar Ş.G. ve Y.G. hakkında "tasarlayarak yakın akrabayı öldürmek", G.F.G., K.U. ve D.U. hakkında ise "tasarlayarak öldürmek" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. Hazırlanan iddianame, Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilerek yargılama süreci başlatıldı.
Konya Başkan Altay: "Tarihin tozlu sayfalarını kim açarsa Konya’nın Hatay’da yaptıklarını ve Habib-i Neccar Camisi’nin restorasyonunu görecek" Konya Büyükşehir Belediyesi, 6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan Hatay Habib-i Neccar Camisi’nin aslına uygun olarak restorasyonunu tamamlayarak yeniden ibadete hazır hale getirdi. Konya Büyükşehir, depremde büyük oranda yıkılan Anadolu’nun ilk camisi kabul edilen Habib-i Neccar Camisi’nde titizlikle yürüttüğü ihya çalışmalarını tamamlayarak tarihi camiyi yeniden ibadete hazır hale getirdi. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, 27 Aralık Cumartesi günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılışı yapılacak Habib-i Neccar Camisi’nde Konya basınıyla birlikte incelemelerde bulundu. Tarihi camide yürüttükleri titiz çalışmaları anlatan Başkan Altay, depremin ilk anlarından itibaren Konya Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinin yürüttüğü çalışmalar ile tüm Konya halkının yaptığı yardımlardan bahsetti. "Avrupa’da birçok ülke büyüklüğündeki bu inşaatları yapmak ancak büyük ve güçlü bir ülkeye nasip olurdu" Konya’nın ilk andan itibaren Hatay’la bir kardeşlik köprüsü kurduğunu kaydeden Başkan Altay, "Konyalılar biz ne istemişsek birin yerine adeta iki gönderdiler. Biz de bu koordinasyonu sağladık. Gelinen noktada asrın felaketinden sonra 11 ilimizde devletimiz Cumhurbaşkanımızın liderliğinde çok yoğun bir çalışma yürütüyor. Hatay da yıkımın en fazla olduğu şehirlerden birisiydi. Bugün kule vinçlerden adeta gökyüzünün görülmediği şantiyelerde günde 550 daire hak sahiplerine imal ediliyor. İnşallah cumartesi günü Cumhurbaşkanımız Hatay’da 455 bininci konutun anahtar teslim törenini ve çeşitli açılışları gerçekleştirecek. Söylemek kolay geliyor ama Avrupa’da birçok ülke büyüklüğündeki bu inşaatı yapmak ancak büyük ve güçlü bir ülkeye nasip olurdu. Ülkemizin ne kadar büyük ve güçlü olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Cumhurbaşkanımıza deprem bölgesindeki faaliyetlerden dolayı teşekkür ediyoruz. Ayrıca bu işin kahramanlarından birisi de değerli hemşehrimiz, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Murat Kurum 11 ilde de çok müthiş bir çalışma yürüterek bütün şehirleri tekrar ayağa kaldırıyor" dedi. Cami aslına uygun olarak restore edildi Depremden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Habib-i Neccar Camisi’nin yapılmasının Konyalılara yakışacağı sözünü Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un ilettiğini, kendilerinin de bunu görev addettiğini ve hemen çalışmalara başladıklarını vurgulayan Başkan Altay, sözlerine şöyle devam etti: "Burada iki yıldan fazla süredir yoğun bir çalışma yürütüyoruz. Bugün artık sonuna geldik, inşallah cumartesi günü de fiilen açılışını Cumhurbaşkanımızın katılımıyla yapmayı planlıyoruz. Burada büyük bir yıkıntı vardı. Kubbe tamamen göçmüştü, minare ortadan kalkmıştı. Öncelikle titizlikle yıkılan molozlar temizlendi ve taşlar numaralandırıldı. Sonra özellikle kıbledeki duvarın tekrar kullanılması için şakülüne getirilme çalışmaları yürütüldü, bir takviye süreci yapıldı. Sonra diğer duvarlar ayağa kaldırıldı ve en önemlisi de ahşap kirişler üzerine ahşap bir kubbe inşa ettik. Sonra aslına uygun bir şekilde tamamlanması için o kubbe içeriden sıvandı, dışarıdan da kurşunla kaplandı. Caminin içinde üç noktada depremin izlerini ifade edecek küçük ayrıntılar bırakıldı ve tezyinat işleri de aslına uygun elimizdeki röleveye göre tamamlanmış oldu. Bugün temizliği yapılarak, camimiz ibadete hazır hale geldi." "Burayı restore etmek de herkese nasip olmazdı, Konyalılara nasip oldu" Başkan Altay, caminin simgesi olan minarenin de yine aslına uygun bir şekilde restorasyonunun tamamlandığını belirterek, "En son ahşap külahı da üzerine konularak, süreç tamamlanmış oldu. Bahçedeki düzenlemeler, şadırvan da Büyükşehir Belediyemiz tarafından gerçekleştirildi. Sol taraftaki evler ve arka taraftaki çarşı da Kültür ve Turizm Bakanlığımız tarafından tamamlanmış oldu. Bu süreçte Kültür ve Turizm Bakanımıza da çok teşekkür ediyorum. Vakıflar Genel Müdürlüğümüzle birlikte süreci beraber yürüttük. Bugün gelinen noktada 6 Şubat’ta başlayan Konya-Hatay kardeşliğinin ilelebet sürecek bir nişanesine hep birlikte şahitlik etmiş oluyoruz. Burayı kim ziyarete gelirse, tarihin tozlu sayfalarını kim açarsa Konya’nın Hatay’da yaptıklarını ve Habib-i Neccar Camisi’nin restorasyonunu görecek. Bu cami sıradan bir cami değil, sadece Hatay’ın simgesi değil, Anadolu’nun ilk camisi. Burayı restore etmek de herkese nasip olmazdı, bu Konyalılara nasip oldu. Ne kadar şükretsek ne kadar hamd etsek azdır" ifadelerini kullandı. "Burada edilen her ibadetten Konya’da yaşayan 2 milyon 300 binin hanesine bir şey yazılacaktır" Süreçte destek olan herkese teşekkürlerini ileten Başkan Altay, "Deprem sürecinde bize desteğini hiç esirgemeyen Valimizin liderliğinde kamu kurumlarımıza, ilçe belediye başkanlarımıza, AK Parti İl Başkanımıza, odalarımıza, Konya’nın her bir ferdine teşekkür ediyorum. Burada hep birlikte büyük bir başarı hikayesi yazmıştık, bunun son noktasını da yine hep birlikte koyuyoruz. İnşallah insanlık sürdüğü sürece bu cami de insanlığa hizmet edecek. Burada edilen her ibadetten Konya’da yaşayan 2 milyon 300 binin hanesine bir şey yazılacaktır, buna inanıyorum. Bu sadaka-i cariyeyi hep birlikte gerçekleştirmiş olduk. Müteahhidimize, bilim heyetimize de teşekkür ediyorum, çok zor zahmetli bir işti, meşakkatli bir süreçti ama Konya’ya yakışır bir işi gerçekleştirdiler" açıklamasında bulundu. "Birlik ve beraberlik gösteren Türk milletine teşekkür ediyorum" Başkan Altay, Habib-i Neccar Camisi’nin sadece Hatay’ın bir simgesi değil, Türkiye’nin bir simgesi olduğunu dile getirerek, "Aslında depremin izlerinin silindiğinin temel göstergelerinden birisi de buradaki caminin ibadete açılıyor olması. Artık hayat yavaş yavaş normale dönüyor. Gördüğünüz gibi etrafta çarşılar da yeniden inşa ediliyor. Konutlar tamamlanmak üzere. İnşallah Hatay’da ve depremin etkilediği 11 ilimizde hayat bu yıldan itibaren normale dönmeye başlayacak ve buradaki insanlar normal yaşamlarına dönmüş olacak. Ben bu süreçte büyük birlik ve beraberlik gösteren Türk milletine teşekkür ediyorum. Ancak biz bu işin hakkından gelebilirdik. Birlik beraberlik içerisinde bu süreci de layıkıyla tamamlamış olduk" sözleriyle konuşmasını tamamladı. Hatay’ın sembol yapısını ayağa kaldıran Başkan Altay’a teşekkür etti Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı da devletin depremin ağır hasarlarını ortadan kaldırmak için hem Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak hem de Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak yoğun bir gayret sarf ettiğini söyledi. Başkan Altay’ın da taşın altına elini koymayı bilen belediye başkanı olduğunu kaydeden Yazgılı, "O günlerde ‘burayı ben yapmak istiyorum’ dedi ve yaptı. Büyükşehir Belediye Başkanımız Uğur İbrahim Altay’a çok teşekkür ediyoruz. Böyle kadim bir yapıyı, Hatay’ın sembol yapısını Konya Büyükşehir Belediyesi olarak ayağa kaldırdılar. Emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. En kısa zamanda Hatay’ımız eski, güzel günlerine kavuşacak Allah’ın izniyle. Belediyelerimiz de bakanlıklarımız da topyekûn bir çalışma içerisindeyiz. Tüm arkadaşlarımız her gün burada. Hatay’ın o eski günlerine geri dönmesi için ellerinden gelen çabayı sarf ediyorlar. Bu çabayı sarf eden herkese gönülden teşekkür ediyorum" değerlendirmesinde bulundu.