GÜNDEM - 25 Kasım 2025 Salı 13:15

Samsun Şehir Hastanesi 80 yatakla hizmete başlıyor

A
A
A
Samsun Şehir Hastanesi 80 yatakla hizmete başlıyor

Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, Samsun’un en büyük bütçeli yatırımı olarak dikkat çeken Şehir Hastanesi’nin çok kısa bir sürede Göğüs Hastalıkları Hastanesi’ndeki 80 yatağın taşınmasıyla faaliyete geçeceğini söyledi.


Başkan Halit Doğan, partisinin teşkilat toplantısında göreve geldiği günden bugüne hayata geçirilen projeler, devam eden projeler ve ihale aşamasında projeler hakkında bilgiler verdi. Şehirde devam eden yatırımlar hakkında da bilgi veren Başkan Doğan, herkesin merakla beklediği Samsun Şehir Hastanesi’nin açılış tarihi ve taşımacılığın nasıl olacağı sorularına da açıklık getirdi.



"Samsun Şehir Hastanesi, Göğüs Hastanesi’ndeki 80 yatağın taşınmasıyla hizmete açılıyor"


Dr. Kamil Furtun Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesi’ndeki 80 yatağın taşıma işleminin başladığını ve kısa sürede Samsun Şehir Hastanesi’nin hizmet vereceğini açıklayan Başkan Doğan, "Samsun Şehir Hastanesi çok kısa bir sürede Göğüs Hastanesi’nin 80 yatağının taşınmasıyla faaliyete geçecek. Ulaşım planlamamızda otobüslerle bir planlama yapıyoruz. 13 km uzunluğunda bir hat öngördük. Bu hattı, Tekel Sapağı’ndan Samsun-Sivas tren hattı istikameti sağ bandına oturacağız. Çalışmayı yaparken şehir içi trafiğine hiçbir olumsuzluk oluşturmayacağız. Tren yolunun sağ hattından yukarıya doğru gidip, yani doğu-batı ekseninden kuzey-güney eksinine de şehrin yeni bir ulaşım aksına sahip olduğu bir hat oluşacak. 13 km’lik hattın bir kolu Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne giderken, bir kolu da Samsun Şehir Hastanesi’ne gitmiş olacak. Burası 16 duraklı bir hat olacak. Viyadükler, aç-kapa tüneller, üstgeçitler olacak. Toplamda buradaki işin maliyeti yaklaşık 9 milyar TL. Bu proje yılsonuna kadar da Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından yılbaşına kadar ihale edilecek" dedi.



"300 milyon TL’lik yatırımla şehir merkezindeki eski içme suyu boruları değiştirilecek"


Altyapı ve üstyapı çalışmaları hakkında bilgiler veren Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, "Bugüne kadar 854 km’lik içme suyu hattı yeniledik. Yılsonuna kadar 1 milyon metreyi aşacağız. 1 milyon metre şu anda su kanalizasyon idareleri içerisinde Türkiye’deki büyükşehirler arasında en fazla su yatırımının yapıldığı metraj km’si olacak. Selahattin Erener, günlük 200 bin m3 içme suyunu arıtıyor. 200 bin m3 kapasite ile yeni bir artıma tesisi daha yapıyoruz. Yanına atık su ve içme suyu laboratuvarı da yapıyoruz. Merkezde boruların çok eski olduğu yerler var. 300 milyon TL’lik bir yatırımla şehir merkezinde arıza yapan borularımızı değiştirip, 100. Yıl Bulvarı gibi acil üstyapı bekleyen yeni yollarımızı da yaparak şehrimizin altyapı ihtiyaçlarını giderip, üstyapılarını da bu sayede yenilemiş olacak" diye konuştu.



"Odak Samsun ile 10 binden fazla vatandaşa ilçeleri gezdirdik"


Odak Samsun Projesi’nin ilçelerdeki ekonomiyi ve turizmi canlandırdığına değinen Başkan Doğan, "Odak Samsun Projesi 6 Ağustos 2024’te harekete geçirildi. 3 farklı güzergah belirledik. 2024 Haziran ile 2025 Eylül arasında 10 bin 581 hemşehrimizi ilçelerimizi ziyaret ettirdik. Bu ziyaretin ötesinde ilçelerimizin ekonomisinin canlanması, turizmin büyümesine vesile oldu. Kuş Cenneti’nden Şahinkaya Kanyonu’na kadar Samsun’un tüm güzelliklerini herkes keşfeder hale geldi" şeklinde konuştu.



"Günlük 200 bine yakın yolcu taşıyoruz"


Tramvay ve otobüsler ile toplu taşımada günlük 200 bine yakın yolcuya hizmet verdiklerinin altını çizen Halit Doğan, "Ulaşımın her adımında güçlü adımlar atıyoruz. Göreve başladığımızda şehir içi toplu ulaşımda günlük 150 bin civarında vatandaşa hizmet veriyorduk. Bugün bu sayı 190 bini geçmiş durumda. Günlük ortalama 99 bin kişi otobüslerle taşıyoruz. 95 bin kişiyi ise raylı sistemle taşıyoruz. Raylı sistem yoğunluğumuz biraz fazla. Metrekareye 7 yolcu düşüyor. 12 yeni trenimiz 19 Mayıs 2026’da Samsun’a hizmet vermeye başlayacak. Yeni trenler geldiğinde hem sefer sayıları hem de sefer aralıkları daha hızlanmış hale gelecek. Buradaki yolcu yoğunluğumuz da metrekareye 5’e kadar düşecek. SAMAİR ile havalimanı taşımacılığına da el attık. Daha önce taşımacılık yapan şirket, yolcuları 3-4 saat bekletiyordu. Şu anda SAMAİR ile Haziran 2024- Eylül 2025 arasında 11 aracımızda 163 bin 394 yolcu taşıdık" ifadelerini kullandı.



"Elektrikli bisikletler ile 30 bin karbon salınımını engelledik"


Merkez ilçelerde faaliyete alınan elektrikli bisikletlerin çevre dostu olduğunun altını çizen Doğan, "Atakum, İlkadım ve Canik’te hizmet veren elektrikli bisikletlerimiz ile şehir içi kısa mesafede yeni bir kültür oluşturuyoruz. Ulaşımı sadece otobüs ve tramvaydan ibaret görmüyoruz. Herkese uygun ulaşım modeli oluşturuyoruz. İlk etapta 250 bisiklet faaliyete geçti. 31 bin 882 kullanım gerçekleşti. 182 bin 500 km’lik bir sürüş yapıldı. Yaklaşık 30 bin karbon salınımı demek. 3 bin ağaçlık çevresel bir katkı da sağlamış olduk. Bisikletleri gençler, öğrenciler daha fazla kullandı" açıklamasında bulundu.


Yol çalışmaları hakkında, "2025’in ilk 10 ayında toplam 667 km’lik yol çalışması yapmışız. Yılsonu hedefimiz 724 km’ye ulaşmak. Bununla 2025 hedefimizi yüzde 105’lere getirmiş olacağız. 2026 hedefimiz de en az 750 km yolu Samsunluların hizmetine sunmak" bilgilerini veren Başkan Doğan, Samsun Valilik önündeki çalışmalar hakkında ise şunları söyledi:


"Valilik önünde eski müze binasının olduğu yapıyı Samsun Tanıtım Merkezi haline getiriyoruz. Valilik bahçesinden itibaren orayı komple İstiklal Meydanı haline getirip, Kuruluş Yolu ile birleştirip burada yaz döneminde turistlerimizin çok daha fazla zaman geçirmesini sağlayacak bir hüviyete dönüştürmüş olacağız."



Samsun Şehir Hastanesi 80 yatakla hizmete başlıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Emine Erdoğan, TRT Uluslararası Çocuk Medyası Zirvesi’ne katıldı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde "Dijital Çağda Çocuk Medyası: Aileyi Güçlendirmek, Değerler İnşa Etmek" başlığıyla düzenlenen TRT Uluslararası Çocuk Medyası Zirvesi’ne katıldı. Emine Erdoğan, Türkiye’de ekran süresinin günlük 6 saatin üzerinde olduğunu belirterek, "Şunu unutmayalım ki yetişkinlerin başları ekranlara gömülü olduğu sürece çocuklar da farklı bir yol izlemeyeceklerdir. Dijital dönüşümün olumsuz etkilerine karşı bizi koruyacak olan güçlü ailelerdir" dedi. Haliç Kongre Merkezi’nde "Dijital Çağda Çocuk Medyası: Aileyi Güçlendirmek, Değerler İnşa Etmek" başlığıyla düzenlenen ve TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı’nın ev sahipliği yaptığı TRT Uluslararası Çocuk Medyası Zirvesi’nin açılışına Emine Erdoğan, İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, İstanbul Valisi Davut Gül ve eşi Gülden Gül, akademisyenler, psikologlar ve alanında uzman kişiler katıldı. Çocuk Korosu’nun şarkılar söylediği program, çocuk sunucuların programın yetişkin sunucularını sahneye davet etmesiyle başladı. Programda konuşan Emine Erdoğan, çocuklar için buluştukları zirvede, dünyanın en önemli gündemlerinden biri olan çocuk medyası meselesini ele alacaklarını söyledi. Büyüklerin ödevinin, çocukları her türlü zarardan korumak ve onlara sağlıklı büyüyebildikleri bir ortam sağlamak olduğunu belirten Erdoğan, "Eminim ki burada verilecek mesajlar, Türkiye’de ve dünyada çok daha iyi bir geleceğe hizmet edecek. Dijitalleşmenin buhranlı dünyasında, kendini çıkmaza girmiş hisseden ailelere, derin bir nefes aldıracak çözüm yolları önerecek" diye konuştu. Erdoğan, zirve vesilesiyle teşekkürlerini sunduğu TRT’nin ilkeli yayıncılık anlayışını ve ortaya koyduğu örnek duruşu takdirle izlediğini ifade etti. "Takvimler, dijital çağı gösteriyor" diyen Erdoğan, "Çocuklarımıza ’dijital yerli’, bize ’dijital göçmen’ deniliyor. Doğrusu ben bu tanımlamalara pek katılmıyorum. Çünkü onları yerlisi ilan ettiğimiz bu dijital dünyayı biz kurduk. Temelini biz attık, çimentosunu biz döktük. Dolayısıyla, kendimize göçmenlik payesi verip yeni nesillerin, dijital dünyanın labirentlerinde kaybolmalarını bir köşeden izleyemeyiz" ifadelerini kullandı. Erdoğan, ebeveynlerin, çocuklarının dijital dünyaya olan düşkünlükleriyle ilgili son derece endişeli olduklarını bildiğini dile getirerek, "Fakat gelin önce iğneyi kendimize batıralım. Çünkü çocukların hayatlarını doğdukları ilk andan itibaren dijitalleştiren bizleriz" dedi. "Çocukların her insanın hakkı olan ’unutulma hakkı’ elinden alınıyor" Eskiden annelerin sesinin nefesinin sindiği ninnilerle uyuyan bebeklerin şimdi ’beyaz gürültüyle’ uyuduğunu anlatan Erdoğan, televizyon, tablet, telefon gibi araçların ebeveynler tarafından bazen çocuğu sakinleştirmek için ’dijital emzik’ yapıldığını, bu araçların bazen yemek yedirmek için ’dijital arkadaş’ olarak kullanıldığını kaydetti. Erdoğan, şöyle devam etti: "Ebeveynler çocukların ev hallerinden okul hayatlarına kadar hemen her anlarını sosyal medyada paylaşıyorlar. Çocuk adına hayatı boyunca peşini bırakmayacak bir dijital ayak izi oluşturuyorlar. Bunun sonucunda çocukların her insanın hakkı olan ’unutulma hakkı’ elinden alınıyor. Artık evlerin kapısı kapandığında dünya dışarıda kalmıyor. Kendi rızamızla kapılarımızı, duvarlarımızı saydamlaştırıyoruz. Evlerimizin içinde her an tanıdığımız ve tanımadığımız, güvenilir olup olmadıklarını hiç bilmediğimiz onlarca insanı ağırlıyoruz. Ne yazık ki mahremiyet kavramının, son derece muğlaklaştığı günlerden geçiyoruz. Aynı çatı altında herkesin kendi ekranındaki dünyada kaybolduğu yaşamlar kuruluyor. Dijital dönüşümün beraberinde getirdiği kültür, bizi 7/24 kesintisiz, molasız, özel hayatsız, adap kuralları belirlenmemiş, bir iletişime mecbur ediyor." Kullanılan haberleşme uygulamalarında çevrimdışı olma seçeneği olmadığını vurgulayan Erdoğan, aile bireylerinin ancak elektrik ya da internet kesildiğinde birbirleriyle konuşur hale geldiğini söyledi. Erdoğan, "Dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de ekran süresi günlük 6 saatin üzerinde. Araştırmalar, insanların telefonlarını günde ortalama 100 kez kontrol ettiğini söylüyor. O yüzden şunu unutmayalım ki yetişkinlerin başları ekranlara gömülü olduğu sürece çocuklar da farklı bir yol izlemeyeceklerdir. Dijital dönüşümün olumsuz etkilerine karşı bizi koruyacak olan güçlü ailelerdir" ifadelerine yer verdi. Ailenin direncinin artması için geleneklerin sürdürülmesi, kültürel dokunun korunması ve aile içinde yüz yüze, gönül gönüle bir iletişim hattı kurulması gerektiğinin altını çizen Erdoğan, "Sanal dünya, çocuklar için hem mekan hem kültür üreticisi hem de sözde ’değerlerin’ öğrenildiği bir yer olmasın. Çocuklarımız, sosyal medyada aradıkları beğeniyi, ilgiyi, özgüveni, sevgiyi, aile ocağında bulsun. O yüzden gelin, bayramlaşmayı görüntülü konuşmalarla, özel günleri kutlamayı sanal kartlarla, duygularımızı anlatmayı emojilerle ikame etmeyi bırakalım. Hayatın da, tıpkı bir bahçe gibi bakım ve özen istediğini unutmayalım" sözlerini sarf etti. Erdoğan, teknolojinin eğitimde, sağlıkta, ulaşımda, sosyal hayatta, hayat kalitesini artıran, insanlığı ileri taşıyan sayısız faydası olduğuna dikkati çekerek, toplumdan yana olan, insanlığa hizmet eden teknolojiyle barışık olunması gerektiğini belirtti. Ailelerin, çocuklarını gecenin bir yarısı tek başlarına, tenha ve karanlık sokaklarda yalnız bırakmıyorsa dijital dünyanın tekinsiz sokaklarında da yalnız bırakmaması gerektiğine değinen Erdoğan, "Bu alanı kontrol etmek, sınırlamalar koymak, anne baba olmanın gereklerini yapmak, sansür olarak görülmemelidir" dedi. "Herkesi, Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni imzalamaya davet ediyorum" Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının dünyada bir ilki gerçekleştirdiğini belirten Erdoğan, "Uzman isimlerle, Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni hazırladı ve ilk imzacısı oldu. Bakanımız Sayın Mahinur hanımı ve emeği geçen herkesi gönülden kutluyorum. Çocukların dijital ortamlarda güvenliğini sağlamak, haklarını korumak ve onları desteklemek için bugün ben de sözleşmeyi imzaladım. Bu vesileyle herkesi, Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni imzalamaya davet ediyorum" diye konuştu. Bakanlığın ayrıca 15 yaş altı çocuklara yönelik sosyal medya düzenlemesi üzerinde çalıştığını bildiren Erdoğan, "O da çok yakında hayata geçecek inşallah. Başka ülkelerde de sosyal medyaya yönelik yasal düzenlemeler yapılıyor. Ne mutlu ki, tüm dünyada bu hususta artan bir farkındalık var. Bizim önceliğimiz her zaman çocuklarımızın yüksek yararını merkeze alan politikalar üretmek ve haklarının tüm mecralarda korunmasıdır" ifadelerini kullandı. Erdoğan, TÜİK’in, 2024 Çocuklarda Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması’nın sonuçlarına ilişkin şunları söyledi: "Ülkemizde 6-15 yaş arasındaki çocukların internet kullanımı, yüzde 91’den fazla. Kullanma amaçlarına baktığımızda her ne kadar yüzde 75 eğitim amaçlı kullanılsa da, internet yaklaşık yüzde 84 video seyretme, yüzde 73 oyun oynama, yüzde 72 sosyal medya için kullanılıyor. Araştırmalar, dijital oyunlarla çocukların intihara sürüklendiğini, şiddete meyilli hale geldiğini, gerçeklik duygularını yitirdiklerini, akademik başarılarının düştüğünü açıkça ortaya koyuyor. Cep telefonlarının, hafızanın bozulmasına, bilişsel becerilerin azalmasına, hatta antisosyal davranışlara sebep olduğu biliniyor. Çocuklar, sosyal medya mecralarında, çevrimiçi istismardan siber zorbalığa, cinsiyetsizleştirme propagandasından dijital bağımlılığa kadar birçok risklerle karşı karşıya kalıyor." "Zararlı içerikler yalnızca sosyal medya ya da oyunlarda bulunmuyor" Günlük hayatın içinde, çocuklarda ve gençlerde şiddet davranışlarının arttığını dile getiren Erdoğan, "Üstelik sırf sosyal medyada beğeni toplamak için her türlü kamusal alanda, toplu taşımalarda, toplum huzurunu bozan eylemler sergilendiğini, üzülerek görüyoruz. Tabii zararlı içerikler yalnızca sosyal medya ya da oyunlarda bulunmuyor. Dijital yayın platformlarında ve televizyonlarda da, şiddetin ve değerlerimizle bağdaşmayan konuların evcilleştirildiği içeriklerle kuşatılmış durumdayız. Bu konuda, toplumumuzun her kesiminde, günden güne büyüyen bir eleştiri ve ’temiz içerik’ talebi var" şeklinde konuştu. Erdoğan, bu tepkilere karşılık olarak dizi ve film senaryolarında, hayatın farklı karakterlerinden ilham alındığının söylendiğini, ancak hayatta ilham alınacak çok güzel insanlar var olduğunu belirterek, vatan nöbeti tutanlardan hastalara çare bulmak için ömrünü laboratuvarda geçirenlere, yetim çocuklara evini açanlardan kimsesiz yaşlı komşusuna öz annesi gibi bakanlara kadar toplumun birçok kesiminden örnekler verdi. Sosyal medyanın, dizilerin, filmlerin ya da çizgi filmlerin dünyanın güzelleşmesi ve yeryüzüne iyilik tohumlarının serpilmesi için de kullanılabileceğini anlatan Erdoğan, "Mesela teknoloji, çevre sorunlarını bitirebilir. Sosyal medya, gıda israfını sonlandıran bir ilham platformu olabilir. Dijital oyunlar, çocukların bilişsel becerilerini geliştirecek şekilde tasarlanabilir. Yeter ki biz bu niyette olalım ve tüm paydaşlar üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirsinler" sözleriyle konuşmasını sonlandırdı. Emine Erdoğan, TRT stantlarını ve sergiyi gezdi Emine Erdoğan, zirvenin çocukların medya okuryazarlığını güçlendirmeyi ve çocuk dostu içerik üretimini teşvik etmeyi amaçlayan yapısına dikkat çekmek için yapılan etkinlikleri de yerinde inceledi. Alana girişte TRT’nin geçmişten günümüze çocuk yayıncılığındaki yolculuğunu kronolojik bir akışla sunan özel LED tünelden geçen Erdoğan, alandaki stantları ziyaret etti. TRT stantlarında yeni nesil dijital içeriklerden kültür ve değer temelli yapımlara uzanan geniş yelpazeyi ilgiyle inceleyen Erdoğan, TRT yayınlarının güvenli ve öğretici niteliğine yönelik memnuniyetini ifade etti. Erdoğan, ardından çocukların çizdiği 28 eserden oluşan "Çocuklar Büyüklerden Ne İster?" sergisini gezdi ve bu çizimlerin zirvenin çocuk merkezli yaklaşımını en yalın haliyle yansıttığını vurguladı. Alanda bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı standını da ziyaret eden Erdoğan, bakanlık tarafından çocukların dijital haklarını görünür kılmak için hazırlanan, bu hakları ihlal eden sistematik tehditleri açığa çıkaran ve tüm toplumu bu konuda sorumluluğa davet eden "Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi"ni de inceledi ve sözleşmeyi dijital olarak imzalayarak dönüşüm çağrısına katkıda bulundu. TRT’nin TRT ortak yapımı filmlerini Türkiye’nin dört bir yanına ve sinemaya erişimin zor olduğu bölgelere götürmeyi amaçlayan projesi TRT Sinema Tırı’nda çocuklarla sinema filmi de izleyen Erdoğan çocuklar tarafından sıcak bir şekilde "Hoş geldiniz" sözleriyle karşılandı. Duran ve Sobacı’nın da konuşma yaptığı açılış programı, aile fotoğrafı çekimiyle tamamlandı. "TRT Uluslararası Çocuk Medyası Zirvesi", psikolog ve teknoloji uzmanı Dr. Warren Buckleitner, psikoterapist, yazar ve pedagog Isabelle Filliozat, Müslim Kids TV Kurucusu Michael Milo, akademisyen Chi-Kim Cheung ve akademisyen Nilüfer Pembecioğlu gibi alanında uzman isimlerin konuştuğu üç panele ev sahipliği yapacak. "Çocuk Medyasında Meydan Okumalar ve Fırsatlar: Aile ve Toplumun Ortak Sorumluluğu", "Gizli Kodlar, Açık Riskler: Çocuk İçeriklerinde Kimlik ve Değer İnşası" ve "Gelecek Nesiller için Yol Haritası: Politikalar, İş Birliği ve Çözümler" panelleriyle, çocuk ve medya ilişkisi detaylarıyla ele alınacak.
Eskişehir Soğuk havayı el emeği çiçekleriyle ısıtıyor Çocukluk tutkusunu el emeğine dönüştüren ev hanımı Şükran Karol, soğuk havaya rağmen tezgahının başından ayrılmayarak rengarenk örgü çiçek ve oyuncaklarını vatandaşlarla buluşturuyor. Eskişehir’de hava sıcaklıklarının hissedilir derecede düşmesine rağmen el işi üreticileri, tezgahlarının başında durmaya devam ediyor. Yıllardır el işi sanatıyla uğraşan ev hanımı Şükran Karol da soğuk havaya aldırış etmeden, binbir emekle hazırladığı ürünlerini sergilemeyi sürdürüyor. Özellikle renkli örgü çiçekler ve oyuncaklarla dikkat çeken tezgah, vatandaşların görselliğe olan ilgisi sayesinde canlılığını korurken, Karol üretim sürecinde gece gündüz demeden çalıştığını belirtiyor. "Gece uykumdan kalkıp model çıkarıyorum" Bu işin kendisi için doğuştan gelen bir yetenek olduğunu ve çocukluğundan beri el işiyle uğraştığını belirten Şükran Karol, "Çocukluğumdan beri uğraşa uğraşa bugünlere geldik. Bu yetenek sanırım doğuştan geliyor. Gece uykumda bile aklıma bir model düştü mü, kalkıp o modeli çıkarıyorum" dedi. "Gece geç saatlere kadar sürekli örüyoruz" Vatandaşların özellikle görsel açıdan zengin olan çiçek ve oyuncaklara yoğun ilgi gösterdiğini ifade eden Karol, "İnsanlar genellikle görsele ve renklere bakıyor; çiçekler ve oyuncaklar bayağı ilgi çekiyor. Çiçekleri yapmak, oyuncak örmeye göre daha zor. Burada oturduğumuz yerde, evde fırsat buldukça, hatta gece geç saatlere kadar sürekli örüyoruz. Ortalama 5 günde 10-15’e yakın çiçek ancak çıkarabiliyoruz" diye konuştu.
Karabük Karabük için Almanya’da birlik ve beraberlik gecesi hazırlığı AK Parti Karabük Milletvekili Ali Keskinkılıç ile AK Parti Karabük İl Başkanı Ferhat Salt, Avrupalı Türk Girişimciler Derneği (ATGB) yöneticileri ve Almanya Karabük-Yenice ve Çevresi Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Yalçın Yirmibeşoğlu ile bir araya geldi. Gerçekleştirilen toplantıya ATGB Genel Başkanı Orhan Buyurman, Genel Sekreter Muharrem Uslubaş, Genel Başkan Yardımcısı Nizamettin Barutçu, Basından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Dursun Döngel ile Almanya Karabük-Yenice ve Çevresi Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Yalçın Yirmibeşoğlu katıldı. Yurt dışında yaşayan Karabüklülerin birlik ve beraberliğini güçlendirmeye yönelik yapılan görüşmede, Karabük’e yönelik yatırımlar, iş birliği imkânları ve karşılıklı istişare konuları detaylı şekilde ele alındı. Görüşmenin oldukça verimli geçtiği ifade edildi. Toplantıda, 27 Aralık’ta Almanya’da düzenlenecek olan Birlik ve Beraberlik Gecesi için AK Parti Karabük Milletvekili Ali Keskinkılıç ve İl Başkanı Ferhat Salt’a davet iletildi. Davetten duydukları memnuniyeti dile getiren Keskinkılıç ve Salt, gösterilen misafirperverlik için dernek yöneticilerine teşekkür etti. Yetkililer, yurt dışında yaşayan hemşehrilerle Karabük arasındaki gönül bağını güçlendirmeye devam edeceklerini belirterek, "Hemşehrilerimiz nerede olursa olsun, Karabük’ün gelişimi, kalkınması ve Türkiye Yüzyılı hedefleri doğrultusunda birlikte çalışmayı sürdüreceğiz" mesajını verdiler.
İstanbul Bahçelievler Belediye Başkanı Hakan Bahadır söyleşi ve imza günü yaptı Bahçelievler Belediyesi tarafından bu yıl "Bahçelievler’den Gazze’ye: Özgür Filistin" temasıyla düzenlenen 4. Ulusal Kitap Fuarı’nda Bahçelievler Belediye Başkanı Hakan Bahadır söyleşi yaptı. Başkan Bahadır, "120 yayınevi geldi. 1 milyona yakın kitap var. Hedefimiz 2 milyon kişiyi buluşturmaktı. Yoğun bir kalabalık var" dedi. Bahçelievler Belediyesi tarafından düzenlenen 4. Ulusal Kitap Fuarı’nın açılışı 28 Kasım’da gerçekleştirilmişti. Fuar Bahçelievler Kongre Merkezi’nde bu yıl "Bahçelievler’den Gazze’ye: Özgür Filistin" temasıyla düzenleniyor. Bu yıl fuarda 40 stant ve 120’den fazla yayınevi yer alırken 100’ün üzerinde yazarın söyleşi ve imza etkinlikleri yapıldı. Bugün ise Bahçelievler Belediye Başkanı Hakan Bahadır söyleşi yaptı. Başkan Bahadır, söyleşide vatandaşlar tarafından ilgiyle karşılandı. Hakan Bahadır söyleşisinde uyuşturucu, kadına şiddet, aile ilişkileri, eğitimin ve sanatın önemi, sporun önemi, engelli bireyler gibi birçok konuya değindi. Başkan Bahadır, söyleşi sırasında ise yakın zamanda Bahçelievler’e bir gölet yapılacağını müjdeledi. Söyleşi sonunda fuar neticesinde düzenlenen fotoğraf yarışmasında dereceye giren ilk 3 kişiye ödüllerini Başkan Bahadır takdim etti. Ardından Bahadır, okurları için "Kent Doktoru" isimli kitabını imzaladı. Öte yandan, yarın da devam edecek fuarı yaklaşık bir buçuk milyon kitapsever ziyaret etti. Fuarda yayınevlerinin gelirlerinin yüzde 15’i ise Gazze’ye bağışlanacak. "120 yayınevi geldi" Söyleşi sonrası kitabını imzalayan Bahçelievler Belediye Başkanı Hakan Bahadır, "Bu hafta başladık yarın son. 4. Ulusal Kitap Fuarı’nı yapıyoruz. 120 yayınevi geldi. 1 milyona yakın kitap var. Hedefimiz 2 milyon kişiyi buluşturmaktı. Yoğun bir kalabalık var. Özellikle çocuklar ve gençlerin kitapla buluşmasını amaçladık. Sosyal medyada belki de kitap okumuyorlar ama biz o kitap heyecanını verdirmeye çalışıyoruz. Benim ‘Kent Doktoru’ diye bir kitabım vardı. Bugün onunla ilgili bir söyleşim vardı şimdi de onları imzalıyoruz. Seneye imkan olursa uluslararası yapmaya çalışacağız" ifadelerini kullandı.