TEKNOLOJİ - 05 Mart 2025 Çarşamba 11:57

Samsun trafiği yapay zeka desteği ile yönetiliyor

A
A
A
Samsun trafiği yapay zeka desteği ile yönetiliyor

Samsun Büyükşehir Belediyesi (SBB) Kent Yönetim Merkezi, günde 2,5 milyondan fazla araç geçişinin olduğu 75 kavşağı, görüntü işleme teknolojisi ve yapay zeka desteğiyle otomatik olarak sinyalize ediyor. Sürekli güncellenen sistem ile trafik akışı sağlanıyor.


Samsun Büyükşehir Belediyesi ve ASELSAN iş birliğinde Türkiye’nin en geniş kapsamlı "Akıllı Şehir Trafik Güvenliği Projesi" 2023 yılında kentte hayata geçirildi. 75 kavşakta uygulanan akıllı sistem, Kent Yönetim Merkezi’nden anbean yönetiliyor. 75 kavşak, 110 kamera ile 24 saat boyunca izleniyor. Bu merkezde kullanılan görüntü işleme teknolojisi ile trafik sinyalizasyonu otomatik olarak gerçekleşiyor. Sistem, trafikteki ışık sürelerini otomatik olarak kendi belirliyor. Yeni eklemeler yapılan sistem ile trafik problemine çözümler bulunuyor.



973,5 milyon araç geçişi izlendi


Samsun’da son 5 yılda trafiğe kayıtlı araç sayısı yüzde 54 artarak yarım milyona yaklaştı. Şirket araçları ve Karadeniz Sahil Yolu yoğunluğu da hesaba katıldığında her gün milyonlarca araç Samsun yollarında cirit atıyor. Buna rağmen SBB’nin trafik yönetimi ve ulaşım planlama çalışmalarıyla trafik yoğunluğu artışı yüzde 5 civarında gerçekleşti. Yapılan bilimsel çalışmalarda elde edilen istatistiklere göre şehirde trafik açısından en yoğun gün cuma olarak belirlenirken, en akıcı gün ise pazar oldu. En yoğun trafiğin olduğu ilçeler sırasıyla İlkadım ve Atakum olarak belirlendi. 2024’te SBB tarafından kontrol edilen 75 kavşaktan toplam 973,5 milyon araç geçişi gerçekleşti.



"Sinyalizasyon ile cevap alamadığımız kavşaklarda geometrik düzenlemeye gidiliyor"


Kullandıkları akıllı trafik sistemleri ile her kavşak ve arterdeki trafik bilgilerine hakim olduklarını ifade eden SBB Ulaşım Dairesi Başkan Vekili Mustafa Mermutlu, "Kent Yönetim Merkezi sayesinde seyahat sürelerini sürekli olarak takip ediyoruz. 2 nokta arasındaki seyahat süresini geçmişe dönük karşılaştırmalı olarak ortaya koyabiliyoruz. Vatandaşın konforunu, hızını artıracak, bekleme sürelerini kısaltacak bir sistemi ortaya koymaya çalışıyoruz. Atakum bölgesinde Karayolları ve Turgut Özal Kız Öğrenci Yurdu olarak bilinen kesim arasını pilot bölge olarak belirledik. Bu alanda 4-5 aydır yeni bir sinyalizasyon sistemi sürdürüyoruz. Bu çalışma ile artık sabah, öğlen, akşam, günün ve haftanın farklı gün ve zamanlarında yoğunluklarına göre değişen değişik sinyal planları ile çalışıyor. Bu sayede Atakum’dan İlkadım yönü seyahatlerde yüzde 8-12 arasında sürede iyileşmeyi yakaladık. Akşam saatlerinde ise geri dönüşte yüzde 5-6 oranında bir iyileşme yakaladık. Vatandaşlarımızın desteği ile 100. Yıl Bulvarı gibi alanlarda park yasaklarına uyulması ile birlikte bu çalışmayı yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Bu iyileşmelerle birlikte altyapımızın kapasitesini de görmüş oluyoruz. Böylece sinyalin iyileştirilmesi ile yönetemeyeceğimizi anladığımız, kapasitesinin maksimuma geldiğini gördüğümüz kavşaklarda da çalışma yürütüyoruz. Gençlik Parkı bunlardan birisi. Buradan aldığımız verilerle, sinyal iyileştirmesi ile çözülmeyen yerlerde geometrik düzenleme ve inşaat çalışmalarına başlıyoruz. Gençlik Parkı gibi cevap alamadığımız başka dar boğazlarda da çalışmalarımız devam edecek" dedi.



"Vatandaşı yeşil dalgaya değil, yeşil dalgayı vatandaşa uydurmaya çalışıyoruz"


Kırmızı ışığa takılmadan geçilen kavşakların sayısını ’yeşil dalga arter sistemi’ denilen uygulama ile halletmeye çalıştıklarını dile getiren Mustafa Mermutlu, "Halk arasında ‘yeşil dalga’ olarak bilinen kurguyla yürümeye çalışıyoruz. Türkiye’de çok da örneği olmayan bir uygulamayı hayata geçiriyoruz. Vatandaşın aklına, ‘yeşil dalgayı yakalamak için kaç km ile gitmeliyim’ oluyor. Tüm kavşaklarımız arasındaki seyahat sürelerini bluetooth sensörler ile ölçebildiğimizden bir sürücü aracıyla kavşaktan geçtiğinde bu bluetooth cihazını yakaladıysa sensör, bir sonraki kavşaktaki ortalama hızı ölçebiliyor. Dolayısıyla bir ortalama hızları sahada gerçek gerçekleşen hızlara göre dinamik olarak hesaplıyoruz. Böylece vatandaş bizim yeşil dalgamıza değil, biz vatandaşı yeşil dalgamıza uydurmaya çalışıyoruz. Karayolları ve Turgut Özal Kız Öğrenci Yurdu arasında bu anlayışla trafiği idare ediyoruz" diye konuştu.



"Her gün 75 kavşakta 2,5 milyon aracın geçişi takip ediliyor"


Her gün 2,5 milyon araç geçişinin yanı sıra trafiği de takip ettiklerine değinen Mermutlu, "Merkez bölgelerde 75 kavşağı 110 kamera ile izliyoruz. Bu bölgelerde bir sorun olması halinde anlık olarak buradan müdahale yapabiliyoruz. Trafik yoğunluğunu anlık takip ediyoruz. Bir alarm noktası gördüğümüzde ya da sürekli takip altında tuttuğumuz Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı, İsmet İnönü Bulvarı, Duruşehir gibi kavşaklarda bir problem yaşandığında anında müdahale ile sinyal sürelerini yoğunluğu dağıtacak şekilde yeniden planlayıp, saniyeler içerisinde uyguluyoruz. Sonucunu da buradan takip ediyoruz. Samsun’da 24 saatte yönettiğimiz kavşaklardan ortalama 2,5 milyondan fazla araç geçişi gerçekleşiyor. Bunlar 2,5 milyon ayrı araç değil, kaç defa geçtiğidir. En yoğun kavşaklar İlkadım’da Gar, Atakum’da ise Karayolları Kavşağı olarak dikkat çekiyor. Buralarda günlük ortalama 80 binden fazla araç geçişi oluyor" şeklinde konuştu.



Samsun trafiği yapay zeka desteği ile yönetiliyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen 2026 Merkezi Yönetim ve 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerine sunum yaptı. Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin iyileştirilmeye, geliştirilmeye her zaman açık bir sistem olduğunu söyleyerek, "İhtiyaçtan yeni ihtiyaçlar ortaya çıktıkça yeni değerlendirmeler yapıldıkça, dinamik bir şekilde kendini geliştiren bir yapı olduğunu ifade etmek isterim" ifadelerini kullandı. Demokratik sistemlerde farklı yönetim biçimlerinin olduğunu belirten Yılmaz, "Bunların hepsi demokratiktir ama yönetim sistemi olarak farklılık arz ederler. Başkanlık sistemi de vardır, parlamenter sistem de vardır, yarı başkanlık sistemi de vardır. Üçü de demokratik dünyada görülen sistemlerdir. Her birinin de farklı alt versiyonları olduğunu biliyoruz. Örneğin İngiltere’deki parlamenter sistemle kıta Avrupa’sındaki parlamenter sistem arasında da belli farklılıklar olduğunu biliyoruz. Nitekim bizim de önceki sistemimizin farklı bir parlamenter sistem olduğunu hep birlikte biliyoruz. Çok çeşitli zaafiyetler içeren bir sistem olduğunu biliyoruz. Halkımızın referandumda onayıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dediğimiz Türkiye’nin özel koşullarına uygun, kültürüne uygun bir yapılanmayı gerçekleştirmiş durumdayız. Bu sistem yeni sistem birçok testten başarıyla geçti. Kim ne derse desin. Son beş altı yıl özellikle bir taraftan dünyada belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Risklerin belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Bölgemizde jeopolitik gelişmelerin, savaşların, çatışmaların yoğunlaştığı bir dönem oldu. Pandemi gibi tüm dünyayı sarsan bir hadisenin yaşandığı bir dönem oldu. İçeride yine asıl afeti dediğimiz tarihimizin en büyük afetini yaşadık. Ekonomik şartlarla ilgili yine çeşitli süreçler yaşandı. Bütün bu süreçlerde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin avantajını gördüğümüzü, yaşadığımızı rahatlıkla ifade edebilirim. Hızlı karar alan, uygulayan, etkin bir sistem olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kendisini ispat etmiştir. Ama hep altını çiziyorum. Bugün de ifade edeceğim. Bu daha iyileştirilemeyeceği anlamına da gelmiyor. Daha da iyiye, daha gelişmiş bir yapıya doğru dönüşmeyeceği anlamına da gelmiyor. Tam aksine tecrübelerle yaşadığımız süreçlerle birlikte sistem iyileştirilmeye de her zaman açık bir sistem" şeklinde konuştu. Yılmaz, şöyle konuştu: "İyi ki bu küresel ve bölgesel fırtınalı dönemde Cumhur İttifakı gibi güçlü bir ittifakımız var. İyi ki Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü, dirayetli, tecrübeli bir liderimiz var. Liderlik her zaman önemlidir. Ama fırtınalı zamanlarda zor zamanlarda bir kat daha önemlidir. Bugün Türkiye siyasi istikrarıyla dünyadan birçok alanda pozitif ayrışan bir ülkedir. Sorunlarımız da elbette var ama bu sorunları aşma kapasitemiz de var. Bunu da birçok vesileyle ortaya koymuş durumdayız. Cumhurbaşkanlığı’yla ilgili saray ifadesini kullanıyor değerli arkadaşlarımız muhalefetten. Tabii ki saray değil orası. Milletin evi. Biz milletin evi olarak görüyoruz ve orası bir gelip bir gün görürsünüz belki. Ziyaret ederseniz nasıl bir, kurgu var zihninizde bilmiyorum ben, ama orası bir çalışma mekanı. Orada bürokratlarımız var. Çalışanlarımız var. Kamu görevlileri var. Gece gündüz bir mesai harcanıyor. Birçok durumda mesai kavramına bakılmadan bu ülkenin ihtiyaç duyduğu çalışmalar, faaliyetler yürütülüyor. Orası hiçbir partiye ait değil. Hiçbir kişiye de ait değil. Milletin evidir. Milletin gönlüne giren külliyenin kapısından da girer. Milletin gönlüne giremeyen oranın bir saray olarak hayalini kurar." Yılmaz, "Bugünkü Cumhurbaşkanlığımız geçmişteki Cumhurbaşkanlığı değil, bazen karıştırılıyor. Sanki o eski sistemimizdeki Cumhurbaşkanlığı makamıymış gibi değerlendiriliyor. Öyle değil. Bugün yönetimimizin merkezi Cumhurbaşkanlığı. Yasamada milli iradenin tecelli Türkiye Büyük Millet Meclisi’miz, gazi Meclisimiz. Yürütmede de milli iradenin tecelli ettiği makam Cumhurbaşkanlığı makamı. Eskiden doğrudan seçilmiyordu biliyorsunuz. Artık doğrudan halkımızın sandığa gidip seçtiği bir Cumhurbaşkanımız var. Milli iradenin doğrudan yansıdığı bir makam var. Ve burada yürütme makamı olarak Cumhurbaşkanlığı eski sistemdeki Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığının birleşmiş hali. Eskiden iki tane ayrı makam vardı biliyorsunuz. Dolayısıyla ayrı maliyetler, masraflar vardı. Aslında yeni sistem bunları sadeleştirmiş durumda. Yıllar itibariyle fark etmekle birlikte geçmişte Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığı bütçelerini birleştirirseniz toplam bütçenin binde üçüne dördüne denk gelirdi geçmişteki masrafla. Bugün binde biri seviyesinde. Binde bir, binde bir nokta bir, binde bin nokta iki seviyesinde. Geçmişe göre çok daha düşük maliyetle çalışan bir merkezden bir karargahtan bahsediyoruz. Yönetim sistemimizin kalbinden bahsediyoruz. Son derece makul düzeylerde bir maliyetle bu stratejik görevin yerine getirdiğini ifade etmek isterim" diye konuştu. Anayasa konusunda Yılmaz, "Burada bizim yaklaşımımız açıktır. Yeni sivil bir anayasayı savunuyoruz. Seçim beyannamemizde de var. Parti programımızda da var. Aslında bütün partilerin seçim beyannamelerinde bu var. Yani millete böyle daha iyi bir anayasa vaadi hemen hemen tüm partilerin seçim beyan namelerinde, politika belgelerinde var. Biz de bu yönde bir çalışmayı, mutfak çalışmasını sürdürüyoruz. Bütün partilere de çağrı yapıyoruz" dedi. Anayasada vesayetçi zihniyetin etkileri büyük oranda giderildiğini söyleyen Yılmaz, "Hala bazı kalıntıları olduğunu görüyoruz. Ancak çok sayıda değişiklikle iç tutarlılığı bir ölçüde zayıfladığını iç yapısında yeni daha tutarlı bir yaklaşımın faydalı olacağını düşünüyoruz. Bunlardan da belki daha önemlisi gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz. Bu anayasa hem devletin kurumlarını daha etkin çalıştıran daha uyumlu çalıştıran bir anayasa olmalı, hem de birey devlet ilişkilerini daha özgürlükçü, daha hak, hukuk temelli tanımlayan bir anayasa olmalı diye inanıyoruz. Ama bu bizim tek başına yapabileceğimiz veya Cumhur İttifakı olarak yapabileceğimiz bir konu değil. Diğer partilerle birlikte en geniş mutabakatı sağlayarak yapmamız gereken bir alan hem sistem eleştirileri yapıp hem de anayasa çalışmalarına girmeyiz diyenlerin çok tutarlı olduğunu ifade edemem doğrusu. Yani eğer gerçekten burada daha iyi bir anayasa, daha iyi bir sistem istiyorsanız buyurun çağrı yapıyoruz; gelin birlikte çalışalım, ortak akılla çalışalım" ifadelerini kullandı.