SAĞLIK - 01 Aralık 2025 Pazartesi 09:40

Uzmanından çocuklarda ’göğüs büyüklüğü’ uyarısı: "Ciddi travma sebebi"

A
A
A
Uzmanından çocuklarda ’göğüs büyüklüğü’ uyarısı: "Ciddi travma sebebi"

Ünlü estetik cerrah Prof. Dr. Hayati Akbaş, çocuklarda görülen göğüs büyüklüğü sorununa ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Akbaş, hem kız hem de erkek çocuklarında yaş grubuna göre normal olmayan meme büyüklüğünün ciddi psikolojik ve fiziksel sorunlara yol açtığına dikkat çekti.


FBM Tıp Merkezi’nden Prof. Dr. Akbaş, özellikle erkek çocuklarında normalden büyük göğüs oluşumunun jinekomasti olarak adlandırıldığını ifade ederek, "Erkek çocukları okullarındaki aktivitelere katılmak istemezler. Aileleri ve arkadaşlarıyla denize, havuza gitmekten kaçınırlar. Sportif faaliyetlerden uzak dururlar. Genellikle vücutlarını kapatan kalın kıyafetler tercih ederler. Durumu kimsenin bilmesini istemezler ve sürekli saklama çabası içindedirler. Bu durum psikolojilerini ciddi anlamda etkiler" dedi.


Jinekomastinin cerrahi yöntemlerle tedavi edilebildiğini belirten Akbaş, "Bazen vakumla, bazen de cilt kesileri yapılarak fazla dokular alınır. Jinekomastisi olan bir çocuğu ameliyatla normal haline getirdiğimizde psikolojisi ciddi şekilde düzelir" diye konuştu.



"Vücudun aksını bozuyor"


Kız çocuklarında da benzer sorunların görülebildiğini söyleyen Akbaş, özellikle 18 yaş öncesi aşırı göğüs büyümesinin fiziksel gelişimi olumsuz etkilediğini belirtti. Akbaş, "Kız çocuğunun 13–14 yaşında göğüslerinin normalden fazla büyümesi hem psikolojik olarak rahatsızlık verir hem de fiziksel sorunlara yol açar. Omurgayı ve vücut aksını bozarak kamburluğa, duruş bozukluklarına neden olabilir. Bu durumda mutlaka cerrahi tedavi gerekir" ifadelerini kullandı.


Prof. Dr. Akbaş, hem kızlarda hem erkeklerde normal dışı meme büyüklüğünün bir rahatsızlık kaynağı olduğunu belirterek erken müdahalenin çocukların hem psikolojik hem fiziksel sağlığı için önem taşıdığını sözlerine ekledi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara HAK-İŞ Başkanı Arslan: "Setlerde yatıp kalkmak zorunda kalan insanların temel pek çok haklarından mahrum bırakılması bizi üzüyor" Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) Genel Başkanı Mahmut Arslan, "Özellikle 1 buçuk, 2 saat süren dizi sürelerinin aynı zamanda insan hakları ihlali olduğunu düşünüyoruz. O setlerde yatıp kalkmak zorunda kalan insanların gerçekten temel pek çok haklarından mahrum bırakılması ve kendilerinin gerçek anlamda bir sendikasının olmaması bizi ciddi şekilde üzüyor" dedi. Kültür ve Turizm Bakanlığı katkılarıyla uluslararası alanda gerçekleştirilen ’HAK-İŞ 14’üncü Uluslararası Kısa Film Yarışması’ ödülleri sahiplerini buluyor. Ankara’da bir otelde düzenlenen yarışmanın ödül töreninde, ulusal ve uluslararası kategoride 4 dalda toplam 8 ödül ve ’Sendikacı Gözünden’ kategorilerinde ödüller verildi. Törene, HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan, yarışmacılar, aileleri ve davetliler katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan tören, gün özelinde hazırlanan tanıtım filminin seyredilmesiyle devam etti. Şiir ve balaban dinletisinin ardından açılış konuşmalarına geçildi. "Biz bütün kültür ve sanat alanında yeni şeyler yapmaya çalışıyoruz" Sanat ve kültürün sinemayla, dizilerle sınırlı olmadığını belirten Arslan, "Biz bütün bu kültür ve sanat alanında yeni şeyler yapmaya çalışıyoruz. 50’nci yılımız etkinliğinden bir tanesi Türkiye’nin gerçekten hepimizin tanıdığı, gurur duyduğu büyük sanatçılarımızın birer tane eserini Ankara’da Resim Heykel Müzesi’nde sergiledik ve o eserlerin satışını ressamlarımız Filistinlilere bağış olarak gerçekleştirdi. Resim yarışmalarımızdan başlayarak ebru sanatını tekrar ihya etmek, özellikle meddah diplemeleriyle ilgili unutulmuş sanatlarımızı yeniden toplumla buluşturma çabalarımız daha birçok çalışmalarımızla beraber HAK-İŞ, kültür ve sanat alanında da yeni damarları açmaya devam edecek. Sizlerden desteğimiz bizi bu konuda daha çok teşvik etmeniz, bu konudaki çalışmalarımıza destek olmanız ve bu işin sendikacılığımızın o temel kurallarından bir tanesi olduğunu da sizin de inanmanızı, bize de inandırmanızı istiyoruz. Özellikle Emek Hareketi’nin bir temsilcisi olarak sinema ve dizi sanatçılarının özellikle mevzuat açısından, örgütlenme açısından, sendikalaşma açısından da kendilerine her türlü desteği katkıyı vereceğimizi buradan ilan etmek istiyoruz" diye konuştu. "Setlerde yatıp kalkmak zorunda kalan insanların temel pek çok haklarından mahrum bırakılması bizi üzüyor" Dizi konusunda Türkiye’nin, dünyanın pek çok ülkesine ihracat yaptığını dile getiren Arslan, "Dizide görev alan emekçilerin, oyuncuların ve bu konuda gerçekten alın teri akıtan insanların haklarının aynı ölçüde korunmadığını görüyoruz. Özellikle 1 buçuk, 2 saat süren dizi sürelerinin aynı zamanda insan hakları ihlali olduğunu düşünüyoruz. O setlerde yatıp kalkmak zorunda kalan insanların gerçekten temel pek çok haklarından mahrum bırakılması ve kendilerinin gerçek anlamda bir sendikasının olmaması bizi ciddi şekilde üzüyor. Bir başka sorun toplumumuzu ne yazık ki bu uzun dizi saatleri başka bir noktaya taşıyor. Bunun tedbirlerin alınması gerekiyor" şeklinde konuştu. Arslan, konuşmasında Mevlana’nın pergel metaforuna atıf yaparak sendikal anlayışlarını anlattı. Pergelin sabit ayağı gibi değerlerine, inancına ve medeniyetine bağlı durduklarını, diğer ayağıyla ise tüm dünyaya açık, evrensel bir sendikal perspektif benimsediklerini ifade etti. HAK-İŞ’in hem milli duruşu hem de evrensel sendikal ilkeleri birlikte taşıyan bir hareket olduğunu vurgulayan Arslan, kuruluş felsefelerinden ve emek mücadelesine kattıkları ilkelerden vazgeçmeden yollarına devam edeceklerini kaydetti. Ödül alacak sanatçıların yanı sıra televizyon dizilerindeki oyunculuklarıyla tanınan, dizi ve sinema filmleri oyuncuları Arzu Balkan, Hakan Boyav, Koray Karaca, Zeynep Aytem, Fatih Küçük, Dursun Ali Erzincanlı ve Melahat Abbasova katılacak. Sanatçılara "Emeğe Saygı" plaketi takdim edilecek.