GENEL - 19 Eylül 2017 Salı 09:45

Bağbozumu öncesinde kalaycılarda hareketli günler yaşanıyor

A
A
A
Bağbozumu öncesinde kalaycılarda hareketli günler yaşanıyor

Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde üzümün kaynatılarak pestil, kesme ve sucuğun yapıldığı bağbozumunun hemen öncesinde kazanlar kalaylanıyor.

Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde üzümün kaynatılarak pestil, kesme ve sucuğun yapıldığı bağbozumunun hemen öncesinde kazanlar kalaylanıyor.


Bir dönemin altın meslekleri arasında yer alan kalaycılık, bölgede bağbozumu için kazanlarını kalaylatmak isteyen vatandaşlar sayesinde canlandı. Bağbozumu öncesi kalaycılara talep, meslek erbabına bir nebze de olsa nefes aldırıyor. Bağbozumu döneminde yaşanan hareketten memnun olan kalaycılara çevre il ve ilçelerden de kazan getiriliyor.


Dede mesleğini yapan 35 yıllık kalay ustası Hamza Saklım, ilçede kalan son usta. İşlerinin ancak sonbahar mevsiminde başlayan bağbozumu döneminde açıldığını belirten Saklım, mesleğin unutulmasından şikayetçi. Çırak bulamamaktan da yakınan Hamza Saklım, "Meslek ölü durumda, yıl boyunca iş yeri açık fakat iş yok, bağbozumu mevsime kadar. Bağbozumuna doğru bir ay canlanan işlerimiz daha sonra tekrardan ölü durumuna geliyor" dedi.


Bağbozumu dönemlerinde bulamaç ve pekmezin kaliteli çıkması için kazanların kalaylanması gerektiğini ifade eden Saklım, "Kazan kirli veya kalaysız olduğunda üzümün şırası iyi durulanmıyor, iyi kaynamıyor ve yanabiliyor. Yanan pekmez veya bulamacı piyasada satamazsınız. Bundan dolayı vatandaşlar, bu mevsimde kazanlarını kalaylatmak için getiriyor" diye konuştu.


Orta boy bir kazanın kalaylanmasının hayli zahmetli olduğunu dile getiren kalay ustası Hamza Saklım, "Kerge kazanı öyle birden kalaylanmaz, sırasıyla aşamaları var. Önce tüm kirliliğini alıyor ve temizliyoruz. Bazen bazı kazanlar yıllarca kalaylanmadığı için kirliliklerin temizlenmesi saatlerimizi alıyor. Daha sonra kazanda oluşan göçükler falan varsa onları onarıyoruz, daha sonra kızgın ateş üzerinde kalaylıyoruz" ifadelerini kullandı.


Kalaycılık mesleğinin bölgede bitme aşamasında olduğunu belirten Saklım şunları kaydetti:


"Hilvan, Viranşehir, Çermik, Kahta gibi bir çok çevre ilçeden vatandaşlar kazanlarını kalaylatmaya getiriyor. Böyle olunca da, iş yoğunlaşıyor ve kazanlarını getiren vatandaşların işlerini sırayla yapıyoruz. Meslekten ancak bu mevsimde para kazanabiliyoruz."


Hilvan’da kalaycı olmadığı için kerge kazanını Siverek ilçesine getirdiğini söyleyen İsmail Balcı, "Bağbozumu dönemi geldi, bazı malzemeler var kalaylanması gereken, ayrıca 2 kazanım var onları getirdim. Sabah 08.00’de çıktım, 4 saattir buradayım fakat elektrik kesintisi yüzünden beklemek zorunda kaldım. Ustamız da elektriklerin gelmesini bekliyor" şeklinde konuştu.


Bağbozumunun güz aylarında yapıldığını belirten Balcı şu ifadeleri kullandı:


"Üzümün tavını tam bulduğu dönemde yapılır, üzüm basılır, o üzüm suyu kaynatılır, ardından ister kesme, istersen bastık yaparsın, istersen pekmez olarak da bırakırsın. Pekmez de iki çeşit yapılır, gün ve ateş pekmezi şeklinde. Aşırı sıcaklar nedeniyle bu yıl bağbozumu pek iyi geçmeyecek gibi görünüyor ki kış aylarında kar yağmadığından ve yağışın az olmasından dolayı üzümler bozuldu."


Kalaycılık mesleğinin de yaşatılması gerektiğini söyleyen İsmail Balcı, Hilvan ilçesi kırsalı ve merkezinde bağcılık mesleğinin yoğun olarak yapıldığını belirtti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Başı kesilerek su kanalına atılan cesedin kimliği belli oldu Kastamonu’da öldürüldükten sonra başı kesilerek su kanalına atılan cesedin 3 gündür kayıp olarak aranan inşaat ustasına ait olduğu kesinleşti. Kızının sosyal medyadaki paylaşımı ise yürekleri burktu. Olay, önceki gün Merkez ilçesine bağlı Dere köyünde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, terk edilmiş bir araç bulan vatandaşlar, durumdan şüphelenerek ihbarda bulundu. İhbar üzerine köye gelen Kastamonu İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, terk edilmiş halde bulunan aracın yakınında su kanalının altına atılmış halde başı kesilmiş bir ceset buldu. Jandarma ekipleri Kastamonu Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde başlatılan soruşturma çerçevesinde olayla ilgili Ş.K., N.K. ve E.Ö.’yü gözaltına aldı. Cumhuriyet savcısı ve olay yeri inceleme ekiplerinin incelemesinin ardından ceset, Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna kaldırıldı. Cesedin baş kısmı ise henüz bulunamadı. Bulunan cesedin kimliği tespit edildi Öte yandan, bulunan cesedin 3 gündür kayıp olarak aranan inşaat ustası Adem Yeşilgil’e ait olduğu ortaya çıktı. 3 gündür kendisinden haber alınamadığı öğrenilen Yeşilgil’in cesedi ailesi tarafından teşhis edildi. Yeşilgil’in cenazesinin, yaşadığı Kastamonu’nun Araç ilçesi İğdir köyünde helallik alınmasının ardından, bugün ikindi namazına müteakiben memleketi Sinop’un Durağan ilçesi Alpuğan Köyünde toprağa verileceği öğrenildi. Kızının paylaşımı yürek burktu Adem Yeşilgil’in sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım ise yürek burktu. Kızı Hayriye Yeşilgil Doğan, babasının ölüm haberini duyurduğu sosyal medya paylaşımında, “Babam, babam kaç gündür biz senin yolunu bunun için mi bekledik. Babam bu kadar kolay mı, bizi bıraktın da gittin babam” ifadelerine yer verdi.
Muğla Muğla İl Müftülüğü’nden eğitim semineri Muğla İl Müftülüğü, gençlik çalışmalarını ve manevi danışmanlık hizmetlerini geliştirmek amacıyla "Gençlik Koordinatörleri ve Manevi Danışmanlar Eğitim Semineri" düzenledi. Seminer, Muğla İl Müftülüğü Konferans Salonu’nda gerçekleşti. Seminer, Kur’an tilaveti ile başladı ve açılış konuşmasını Muğla İl Müftüsü Yaşar Çapçı yaptı. Çapçı, gençlik koordinatörleri ve manevi danışmanların, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından gençlerle köprü kurulmasında önemli bir role sahip olduğunu vurgulayarak katılımcılara teşekkür etti. Birlik ve beraberlik içinde gençlere yönelik yapılan çalışmaların değerini vurgulayan Çapçı, GSB Yurtları ve Gençlik Merkezleri’nde milli ve manevi eğitimlerin verildiğini belirtti. Seminerde, Gençlik Hizmetlerinden Sorumlu İl Müftü Yardımcısı Erkan Saral, İl Gençlik Koordinatörü Cüneyt Çakır, Uluslararası Gençlik Merkezi Müdürü Dr. Oktay Tavas ve diğer konuşmacılar kendi alanlarıyla ilgili sunumlar gerçekleştirdi. Seminer, gençlik ve manevi danışmanlık hizmetlerinin geliştirilmesi ve koordinasyonun sağlanması adına önemli bir adım olarak değerlendirildi. Katılımcılar, bilgi ve deneyimlerini paylaşarak gençlerin daha sağlıklı bir gelecek için desteklenmesine yönelik çalışmalarda işbirliği ve dayanışma içinde olacaklarını ifade etti. Programın sonunda, katılımcılar arasında toplu fotoğraf çekimi yapılarak etkinlik sona erdi. Eğitime, Muğla İl Müftüsü Yaşar Çapçı başta olmak üzere İl Müftü Yardımcıları Erkan Saral ve Sema Özbakış, Uluslararası Gençlik Merkezi Müdürü Dr. Oktay Tavas, eğitimciler, gençlik koordinatörleri ve manevi danışmanlar katıldı.
Siirt Siirt Pervari balı hastalıklara şifa oluyor Siirt’te doğanın zengin florasından beslenen arıların ürettiği bal, hastalıklara karşı şifa kaynağı oluyor. Türkiye’nin en kaliteli balları arasında yer alan Siirt Pervari balı, tadı ve kokusu ile ön plana çıkıyor. Pervari ilçesinin zengin doğasında beslenen arıların ürettiği balın, kalp ve sindirim sistemi başta olmak üzere göz, mide, tansiyon ve damar hastalıklarına iyi geldiği belirtildi. Pervari balının günümüzdeki hastalıkların şifası olduğunu belirten bal üreticisi Cemal Tomris; günümüzde elden düşmeyen akıllı telefonlar ile yorulan gözlere balın iyi geldiğini belirtti. Tomris; "Balımız insan beyni ve sindirim sistemine iyi gelerek mideyi ferahlatıyor. Akıllı telefonlar çıktıktan sonra insanoğlu gözlerini yormaktadır. Bu noktada balı tüketmenizi tavsiye ederiz, çünkü bal göze kuvvet verir. Aynı şekilde beynimizde yorulmaktadır. Bu noktada da yine bal şifa olarak imdadınıza yetişir. Bağırsak tembelliğinde balı ılık suyla birlikte şerbet halinde içtiğiniz vakit bunun şifasını da göreceksiniz. Mide için ferahlık göz için kuvvet verir. Göz yorgunluğu için muazzam bir şifa kaynağıdır" dedi. "Hakiki bal dondurularak test edilebilir" Tomris, balın hakiki olup olmadığının dondurularak test edilebileceğini belirterek, "Doğal süzme balı donduğu zaman böyle tereyağı gibi olur. Orijinal ballar da donar, kalitesiz ballar da donar, ama donma şekli farklıdır. Orijinal ballar krem şeklinde tereyağı gibi olur ve cam gibi parlak bir yüzey oluşturur. Gerek kara kovan petekli, gerek ise süzme balın kilogram fiyatı 800 TL’dir’’ diye konuştu.