GENEL - 20 Nisan 2019 Cumartesi 10:27

Tespih hastanesinde değerli taşlar ustasının elinde can buluyor

A
A
A
Tespih hastanesinde değerli taşlar ustasının elinde can buluyor

ŞANLIURFA (İHA) – Şanlıurfa’da bir esnaf tespihçilik mesleğine farklı bir boyut kazandırarak hastaneye dönüştürdüğü baba yadigarı 30 metrekarelik atölyede, kırık ve zarar görmüş tespih taşlarını özel teknolojik araçlarla onararak can veriyor.

ŞANLIURFA (İHA) – Şanlıurfa’da bir esnaf tespihçilik mesleğine farklı bir boyut kazandırarak hastaneye dönüştürdüğü baba yadigarı 30 metrekarelik atölyede, kırık ve zarar görmüş tespih taşlarını özel teknolojik araçlarla onararak can veriyor.


Şanlıurfa’da çocukluğundan itibaren merak saldığı baba mesleğini sürdüren 32 yaşındaki tespihçi Özer Erbülbül, ‘Tespih Hastanesi’ diye adlandırdığı 30 metrekarelik atölyesinde kırık ve zarar görmüş tespih taşlarını özel teknolojik araçlarla onararak can veriyor. 25 yıldır mesleğini sürdürdüğünü ve tespihçiliğe farklı bir boyut kazandırmak istediklerini belirten Erbülbül, bu yüzden atölyeye ‘Tespih Hastanesi’ diye isim verdiğini söyledi. Müşteriler tarafından tamir için getirilen Erzurum, kehribar, Oltu, damla ve daha birçok zarar görmüş ya da kırılmış değerli tespih taşlarını tekrar onararak can verdiğini aktaran Bülbül, ayrıca birbirinden değerli tespihleri de atölyede satışa sunduklarını ifade etti. Erbülbül, tespih fiyatlarının da 5 ile 10 bin lira arasında değiştiğini söyledi.



“Tespihin Urfa’da ayrı bir yeri var”


Şanlıurfa’da tespihe olan ilginin yoğun olduğunu ve bu yüzden tespihçilikte farklı bir şeyler yapmak istediklerini belirten tespih ustası Özer Erbülbül, “Biz tespih işiyle uğraşıyoruz. Tespih hastanesi dememizin anlamı, Şanlıurfa’nın tespih kültürü geniş olduğu için bu ismi verdik. Tespihlerin genelinde tamirata gelişleri taneleri ve imameler gibi gümüş takım işlerinin minimum yapıldığı yer manasına geliyor. Genelde hasta olan tespihler, mesela imamesi kırılmış gibi hasta tespihler gelince, biz bunları tamir ediyoruz. Ameliyat ettiğimiz ürün baştan sona modifiye ediyoruz. Tespih maddeleri genel olarak kehribar çeşitleri çok sayıda bulunmaktadır. Eskiye dair tespih çeşitleri vardır. Damla kehribar ürünler bulunur. Eski objeler, Alman çatal bıçak setleri, sapında kullanılmış olan malzemeler. Biz Şanlıurfa tabiriyle bunlara bakalit diyoruz. Almanların yapmış olduğu şemsiye, sıkma kehribar dediğimiz ürünler obje diye geçer. Eskiden kalma objeler. Bize gelen ürünler kehribar çeşitlerimiz farklı renkte olmak üzere taş halinde gelir. Bize gelen bu taşlar işyerimizde olan makinelerden kesme işlemi yapılır. Kesme bitikten sonra bu taşlar ölçülere göre küçük taneler haline getirilir. Taşlar kare halinde dilimler yapılır. Taşlar sonra ise delinme işlemi yapılır. Bu taşlar parlatma, ipe dizilişi yapıldıktan sonra tespih haline gelir. Bu tespihler bizim yaptığımız kendi el emeği göz nuru eserlerimizdir. Şuanda elimde olan beyaz sıkma kehribar tespihtir. Biz genelde kehribar, uka, ağaç türleri ve seki malzemeler, Osmanlı zamanında kalma kalıntılar ve kolye çeşitlerini tekrardan işlemler yaparak teşbihe dönüştürüyoruz" dedi.



“Tespihin değeri alıcının gözündedir”


Tespihin bir sanat işi olduğunu ve paha biçilemez olduğunu aktaran Erbülbül, “Tespihlere baha biçilmez. Tespih sanattır. Tespih birde merak işidir. Tespih işinde koleksiyonlar müşterileri de mevcuttur. Tespihte fiyat biçilmez. Tespih çeşitleri kalitesine göre 5 liradan başlar 100 bin dolara kadar tespih vardır. Tespihin değeri alıcının gözündedir. Önemli olan kalitedir. Şanlıurfalılar tespih sanatına ilgi gösteriyorlar. Urfa medeniyetlerin başkenti olduğu gibi, kültür ne sanatın başkenti de Şanlıurfa’dır. Urfa’da yediden yetmişe herkes teşbihe meraklıdır” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Bu kez sulama kanalında obruklar oluştu Konya’nın Çumra ilçesinde bulunan toprak kanal olarak devam eden Çarşamba kanalı içerisinde 3 ayrı obruk oluştu. Obrukları inceleyen Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, çevredeki vatandaşların çok yakınına gelmemelerini, başka yerlerde de çökmeler olabileceğini, dikkatli olunmasını ve kanal içerisine girilmesi gerektiğini söyledi. Yağışların azlığı ve kuraklık Türkiye’yi etkilemeye devam ediyor. Tarımın başkenti olarak bilinen Konya Ovası’nda ise başta Çumra ilçesi ve çevre ilçeler ile illerde obrukların oluşumu her geçen gün çoğalıyor. Konya Ovası’nda iklim değişikliği ve şuursuz tarımsal sulama nedeniyle yer altı su seviyesinde geçtiğimiz aylarda 20 metreye kadar düşüşler kayıtlara geçti. Kayıt dışı kullanılan kuyuların takibi yapılamaması ve vahşi sulama sonrası yer altı su kaynaklarında 50 metreye kadar çekilme meydana gelirken, ovanın kuzey bölgesinde ise 400 metreye kadar açılan kuyulardan su çıkmadığı belirlendi. Konya’nın Çumra ilçesi bulunan Çarşamba kanalı olarak bilinen Çumra Sulaması Ana İletim Kanalı olan Apa Alemdar İsale Kanalının 3 farklı noktasında obruk oluştu. Çökmeyi fark eden mahalle sakinleri durumu yetkililere bildirdi. Yapılan ihbar üzerine olay yerine DSİ Konya 4. Bölge Müdürlüğü ekipleri sevk edildi. Oluşan obrukların incelenmesi ve önlem alınması için güvenlik önlemleri alındı, Apa Barajından su çıkışı düşürüldü. Gökhüyük, Doğanlı ve Dineksaray Mahalleri yakınlarında oluşan obruklarda incelemelerde bulunan Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, "Bölge içerisinde zaten şu anda içinde bulunduğumuz alan İnsuyu formasyonu dediğimiz formasyonun olduğu bölge. Bu İnsuyu genellikle suyla karşılaştığı zaman çözünebilir nitelikte birimlerden oluşuyor. Buradaki kanal aslında Çarşamba çayının güzergahı üzerinde Çarşamba Çayı’nın olduğu yerde toprak kanal şeklinde devam ediyor. Uzun geçen kurak geçen kış mevsiminden sonra sular geldiği zaman da tabii ki alttaki Çarşamba çayının altındaki gevşek tutturulmuş malzeme içerisindeki çatlaklar biraz daha genişlemiş ve alttaki boşluklara doğru hareket etmiş. Bu alttaki zaten var olan boşluğun üstteki malzemenin taşınması taşınamaması sonucu çökmesini gösteriyor. Yani bölgedeki kuraklığın en önemli göstergelerinden birisi. Bu havza içerisinde bu tarz çöküntüler özellikle yağışlardan sonra meydana geliyordu. Yoğun yağışlardan sonra burada da su akışıyla meydana gelmiş olması benzer bir görüntüyü ortaya çıkarıyor" dedi. Çevre halkına uyarılarda bulunan Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Arık, "Çevredeki vatandaşlar incelemek için de olsa çok yakınına gelmesinler. Zira çatlakların devamı var. Daha güneydeki göçüklerde aynı şey var. O yüzden şu anda zaten Devlet Su İşleri konuya müdahale ediyor. Bunlar doldurulduktan sonra belki buraya gelinebilir. Tabii vatandaşlar, bunun dışında başka yerlerde de çökmeler olabilir kanal içerisine girmemelerini öneririz. Bu bölge içerisinde biz Konya AFAD İl Müdürlüğüyle birlikte yürüttüğümüz proje çerçevesinde çalışmalarımızı tamamladık ve duyarlılık haritamızı oluşturduk. Burası yüksek duyarlı alanlardan bir tanesi ve bölge içerisinde zaten yakınlarda hemen en eski obruklardan birisi olan Gökhüyük Obruğu bulunuyor. Gökhüyük obruğunun dışında bölgede Çumra Apa bölgesi obrukları vardı geçmişte. Dolayısıyla bura da obruk açısından en azından potansiyel arz eden bir yer. Dolayısıyla burada obruk oluşumuyla ilgili, doğal şartları değiştirme şansımız yok ama kullanımıyla ilgili bir takım önlemler alınabilir" diye konuştu.