SAĞLIK - 19 Haziran 2023 Pazartesi 16:58

Türkiye’de ilk defa bir kamu hastanesinde uygulandı

A
A
A
Türkiye’de ilk defa bir kamu hastanesinde uygulandı

Türkiye’de ilk defa bir devlet hastanesinde endoskopik tüp mide işlemi, yani endoskopik sleeve gastroplasti uygulaması yapıldı.

Türkiye’de ilk defa bir devlet hastanesinde endoskopik tüp mide işlemi, yani endoskopik sleeve gastroplasti uygulaması yapıldı.


Türkiye’de ilk defa kamu ve üniversite hastaneleri arasında Şanlıurfa Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yapılan endoskopik tüp mide işlemi, yani endoskopik sleeve gastroplasti uygulaması başarıyla sonuçlandı. Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından geliştirilen ve uygulanan bu işlem öncesinde Harvard’da ileri endoskopi eğitimi alan Doç. Dr. Cem Şimşek, 42 yaşındaki hastaya başarıyla uyguladı.


Endoskopik tüp mide işlemi, endoskopik ile ağızdan girilerek içeriden mideye dikiş atma esasına dayanıyor. Özel bir endoskopik kamera ve dikiş cihazlarıyla uygulanan işlem sonucunda mide, kalıcı olarak akordeon benzeri bir şekilde katlanarak küçültülüyor. Yaklaşık 1 ila1 buçuk saat aralığında süren işlem, hastaların aynı gün taburcu olabildiği endoskopi ünitesinde gerçekleştiriliyor.


İşlem hiçbir kesik içermediği için vücutta bir iz bırakmıyor. Hastaların mideleri kalıcı olarak küçültüldüğünde, açlık hissi azalıyor, daha hızlı doyuyorlar ve doygunluk hissi daha uzun sürüyor. İşlemin midede kalıcı etkileri, bir yıl içinde yaklaşık yüzde 50 fazla kilo kaybına yol açıyor. Bu kilo kaybının kalıcı olduğu ve hastaların 10 yıla kadar kilolarını koruyabildiği biliniyor.


İlk defa bir kamu hastanesinde uygulandı


Deprem bölgesinde gerçekleştirilen bu işlem, bölgedeki sağlık çalışanları ve hastalar tarafından memnuniyetle karşılandı. Tamamen endoskopik gerçekleştirilen bu işlemin sağlık turizmine de önemli katkılar sunması bekleniyor. Şanlıurfa’daki merkez ayrıca ileri endoskopik yöntemlerle sindirim sistemindeki tümörlerin tedavisini, yutma ve sindirim sistemi hareket bozukluklarının tedavisini ve safra yolları, safra kesesi, karaciğer ve pankreas hastalıklarının tedavisini gerçekleştiriyor.


Türkiye’de kamu ve üniversite hastanelerinde ilk defa uygulandığını söyleyen Şanlıurfa Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç.Dr. Bedri Caner Kaya, “Hastanemiz Gastroenteroloji Kliniğinde bir ilke imza atıldı. Kamu hastaneleri ve üniversiteler dahil olmak üzere Türkiye’de daha önce yapılmamış olan bir operasyon uygulandı. Bu operasyonda çift kanallı endoskopi cihazıyla beraber dikiş atabilen cihazların alımı sonrası ülkemizde kamu hastaneleri ve üniversitelerde ilk defa yapılmış olan endoskopik tüp mide operasyonu gerçekleştirildi. Bu operasyonla beraber hastanemizde ve ülkemizdeki diğer kuruluşlar da bir genç hastamıza ilk defa cerrahiye ihtiyaç kalmadan endoskopik yolla son derece başarılı bir şekilde bu işlem uygulanmış oldu. Deneyimli gastroenteroloji uzmanlarımız sayesinde hastamız son derece başarılı bir operasyon sonrası şu anda sağlıklı bir şekilde servisimizde yatmaktadır” dedi.


Şanlıurfa Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Uzm. Dr. Bahattin Durak ise, “Hastanemiz Gastroenteroloji Kliniğinde son teknoloji cihazlarımızla birçok işlemi gerçekleştirmekteyiz. En son Türkiye’de ilk defa kamu ve özel üniversite hastanesinde bulunmayan endoskopik tüp mide operasyonu için çift kanallı endoskopi cihazını temin ettik. Beraberinde çift kanallı dikiş setini temin ettik. Cem hocam ile birlikte bu işlemi gerçekleştirdik” ifadelerini kullandı.


Sağlık turizmine katkıda bulunacak


Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Cem Şimşek de, “Devlet kamu ve üniversite hastanelerinde ilk defa yapılan endoskopik tüp mide işlemini bölüm sorumlumuz Dr. Bahattin Durak, Dr. Mahmut Polat ile beraber gerçekleştirdik. Ameliyatımızın adı endoskopik tüp mide, endoskopik sleeve gastroplasti olarak geçiyor. İlk defa Harvard’da geliştirilen bu işlemi ben buraya gelmeden örnek klinik eğitimini alarak ve ilk defa Şanlıurfa’da bugün yapma şansımız oldu. İşlemimizde sadece ağızdan endoskopik ve dikiş seti kullanarak ağızdan giriyoruz ve mideyi kendi içine katlayarak dikiyoruz. Herhangi bir içerden veya dışarıdan dikiş kesiği olmadığı için hastalar herhangi bir iz olmuyor. İşleme burada gördüğünüz endoskopi ünitesinde ayaktan yapıyoruz. Aynı gün hastalarımızı taburcu edebiliyoruz. Hastalarımız yaklaşık 6 ay ile 1 yıl arasında yeni tekniklerle yüzde 30 varan, 50 kiloya varan kilo kayıpları sağlayabiliyoruz. Çok daha önemlisi elimizdeki verilerde bu kilo kaybının 10 yıla varan süre boyunca korunduğunu biliyoruz. Ameliyat olmayan ayaktan gerçekleştirilen işlem ile hem hastalarımıza oldukça fazla kilo kaybettiriyoruz, hem de komplikasyon yan etki riskini de oldukça azaltıyoruz. Aynı zamanda bu işlemin sağlık turizmi açısından katkı da bulunacağını düşünüyoruz” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen 2026 Merkezi Yönetim ve 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerine sunum yaptı. Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin iyileştirilmeye, geliştirilmeye her zaman açık bir sistem olduğunu söyleyerek, "İhtiyaçtan yeni ihtiyaçlar ortaya çıktıkça yeni değerlendirmeler yapıldıkça, dinamik bir şekilde kendini geliştiren bir yapı olduğunu ifade etmek isterim" ifadelerini kullandı. Demokratik sistemlerde farklı yönetim biçimlerinin olduğunu belirten Yılmaz, "Bunların hepsi demokratiktir ama yönetim sistemi olarak farklılık arz ederler. Başkanlık sistemi de vardır, parlamenter sistem de vardır, yarı başkanlık sistemi de vardır. Üçü de demokratik dünyada görülen sistemlerdir. Her birinin de farklı alt versiyonları olduğunu biliyoruz. Örneğin İngiltere’deki parlamenter sistemle kıta Avrupa’sındaki parlamenter sistem arasında da belli farklılıklar olduğunu biliyoruz. Nitekim bizim de önceki sistemimizin farklı bir parlamenter sistem olduğunu hep birlikte biliyoruz. Çok çeşitli zaafiyetler içeren bir sistem olduğunu biliyoruz. Halkımızın referandumda onayıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dediğimiz Türkiye’nin özel koşullarına uygun, kültürüne uygun bir yapılanmayı gerçekleştirmiş durumdayız. Bu sistem yeni sistem birçok testten başarıyla geçti. Kim ne derse desin. Son beş altı yıl özellikle bir taraftan dünyada belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Risklerin belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Bölgemizde jeopolitik gelişmelerin, savaşların, çatışmaların yoğunlaştığı bir dönem oldu. Pandemi gibi tüm dünyayı sarsan bir hadisenin yaşandığı bir dönem oldu. İçeride yine asıl afeti dediğimiz tarihimizin en büyük afetini yaşadık. Ekonomik şartlarla ilgili yine çeşitli süreçler yaşandı. Bütün bu süreçlerde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin avantajını gördüğümüzü, yaşadığımızı rahatlıkla ifade edebilirim. Hızlı karar alan, uygulayan, etkin bir sistem olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kendisini ispat etmiştir. Ama hep altını çiziyorum. Bugün de ifade edeceğim. Bu daha iyileştirilemeyeceği anlamına da gelmiyor. Daha da iyiye, daha gelişmiş bir yapıya doğru dönüşmeyeceği anlamına da gelmiyor. Tam aksine tecrübelerle yaşadığımız süreçlerle birlikte sistem iyileştirilmeye de her zaman açık bir sistem" şeklinde konuştu. Yılmaz, şöyle konuştu: "İyi ki bu küresel ve bölgesel fırtınalı dönemde Cumhur İttifakı gibi güçlü bir ittifakımız var. İyi ki Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü, dirayetli, tecrübeli bir liderimiz var. Liderlik her zaman önemlidir. Ama fırtınalı zamanlarda zor zamanlarda bir kat daha önemlidir. Bugün Türkiye siyasi istikrarıyla dünyadan birçok alanda pozitif ayrışan bir ülkedir. Sorunlarımız da elbette var ama bu sorunları aşma kapasitemiz de var. Bunu da birçok vesileyle ortaya koymuş durumdayız. Cumhurbaşkanlığı’yla ilgili saray ifadesini kullanıyor değerli arkadaşlarımız muhalefetten. Tabii ki saray değil orası. Milletin evi. Biz milletin evi olarak görüyoruz ve orası bir gelip bir gün görürsünüz belki. Ziyaret ederseniz nasıl bir, kurgu var zihninizde bilmiyorum ben, ama orası bir çalışma mekanı. Orada bürokratlarımız var. Çalışanlarımız var. Kamu görevlileri var. Gece gündüz bir mesai harcanıyor. Birçok durumda mesai kavramına bakılmadan bu ülkenin ihtiyaç duyduğu çalışmalar, faaliyetler yürütülüyor. Orası hiçbir partiye ait değil. Hiçbir kişiye de ait değil. Milletin evidir. Milletin gönlüne giren külliyenin kapısından da girer. Milletin gönlüne giremeyen oranın bir saray olarak hayalini kurar." Yılmaz, "Bugünkü Cumhurbaşkanlığımız geçmişteki Cumhurbaşkanlığı değil, bazen karıştırılıyor. Sanki o eski sistemimizdeki Cumhurbaşkanlığı makamıymış gibi değerlendiriliyor. Öyle değil. Bugün yönetimimizin merkezi Cumhurbaşkanlığı. Yasamada milli iradenin tecelli Türkiye Büyük Millet Meclisi’miz, gazi Meclisimiz. Yürütmede de milli iradenin tecelli ettiği makam Cumhurbaşkanlığı makamı. Eskiden doğrudan seçilmiyordu biliyorsunuz. Artık doğrudan halkımızın sandığa gidip seçtiği bir Cumhurbaşkanımız var. Milli iradenin doğrudan yansıdığı bir makam var. Ve burada yürütme makamı olarak Cumhurbaşkanlığı eski sistemdeki Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığının birleşmiş hali. Eskiden iki tane ayrı makam vardı biliyorsunuz. Dolayısıyla ayrı maliyetler, masraflar vardı. Aslında yeni sistem bunları sadeleştirmiş durumda. Yıllar itibariyle fark etmekle birlikte geçmişte Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığı bütçelerini birleştirirseniz toplam bütçenin binde üçüne dördüne denk gelirdi geçmişteki masrafla. Bugün binde biri seviyesinde. Binde bir, binde bir nokta bir, binde bin nokta iki seviyesinde. Geçmişe göre çok daha düşük maliyetle çalışan bir merkezden bir karargahtan bahsediyoruz. Yönetim sistemimizin kalbinden bahsediyoruz. Son derece makul düzeylerde bir maliyetle bu stratejik görevin yerine getirdiğini ifade etmek isterim" diye konuştu. Anayasa konusunda Yılmaz, "Burada bizim yaklaşımımız açıktır. Yeni sivil bir anayasayı savunuyoruz. Seçim beyannamemizde de var. Parti programımızda da var. Aslında bütün partilerin seçim beyannamelerinde bu var. Yani millete böyle daha iyi bir anayasa vaadi hemen hemen tüm partilerin seçim beyan namelerinde, politika belgelerinde var. Biz de bu yönde bir çalışmayı, mutfak çalışmasını sürdürüyoruz. Bütün partilere de çağrı yapıyoruz" dedi. Anayasada vesayetçi zihniyetin etkileri büyük oranda giderildiğini söyleyen Yılmaz, "Hala bazı kalıntıları olduğunu görüyoruz. Ancak çok sayıda değişiklikle iç tutarlılığı bir ölçüde zayıfladığını iç yapısında yeni daha tutarlı bir yaklaşımın faydalı olacağını düşünüyoruz. Bunlardan da belki daha önemlisi gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz. Bu anayasa hem devletin kurumlarını daha etkin çalıştıran daha uyumlu çalıştıran bir anayasa olmalı, hem de birey devlet ilişkilerini daha özgürlükçü, daha hak, hukuk temelli tanımlayan bir anayasa olmalı diye inanıyoruz. Ama bu bizim tek başına yapabileceğimiz veya Cumhur İttifakı olarak yapabileceğimiz bir konu değil. Diğer partilerle birlikte en geniş mutabakatı sağlayarak yapmamız gereken bir alan hem sistem eleştirileri yapıp hem de anayasa çalışmalarına girmeyiz diyenlerin çok tutarlı olduğunu ifade edemem doğrusu. Yani eğer gerçekten burada daha iyi bir anayasa, daha iyi bir sistem istiyorsanız buyurun çağrı yapıyoruz; gelin birlikte çalışalım, ortak akılla çalışalım" ifadelerini kullandı.