EKONOMİ - 03 Mart 2021 Çarşamba 09:35

Denize kıyısı olamayan kentten Türkiye’ye yıllık 20 bin ton alabalık

A
A
A
Denize kıyısı olamayan kentten Türkiye’ye yıllık 20 bin ton alabalık

Atatürk Barajının Şanlıurfa’nın Bozova ilçesi kıyısı ile Birecik ve Hilvan ilçelerinde yaklaşık 40 tesiste üretilen 20 bin ton alabalık başta Karadeniz olmak üzere Türkiye’nin bir çok iline gönderiliyor.

Atatürk Barajının Şanlıurfa’nın Bozova ilçesi kıyısı ile Birecik ve Hilvan ilçelerinde yaklaşık 40 tesiste üretilen 20 bin ton alabalık başta Karadeniz olmak üzere Türkiye’nin bir çok iline gönderiliyor.


Türkiye’nin tahıl ambarı olarak adlandırılan Şanlıurfa’da alabalık üretimi de gün geçtikçe artıyor. Atatürk Baraj Gölünün Şanlıurfa’nın Bozova ve Hilvan ilçeleri ile Fırat Nehri kenarındaki Birecik ilçesinde yaklaşık 40 tesiste alabalık üretiliyor. Havzada üretilen yaklaşık 20 bin ton alabalık, başta Karadeniz bölgesi olmak üzere Türkiye’nin bir çok iline gönderiliyor.



Yavru verip yetişkin alıyor


Bölgedeki balıkçılara yavru alabalık sağlayan ve daha sonra yetişkin olarak geri alan Adıyaman’da alabalık üreticiliği ve tüccarı Alaattin Tunç,” Şanlıurfa’nın Bozova ilçesine bağlı Yaslıca kırsal Mahallesindeki arkadaşlarla dayanışma içerisinde çalışmaktayız. Bizim kuluçkahanemiz var. Onlara yavru veriyoruz. Yeri geldiği zaman onlardan alıp kendimiz de satıyoruz. Bu işi daha önceden yaptığımız için Pazar alanımız daha geniş. Bu üreticilerin hem yol hem de elektrik sorunu çözülmesi halinde burada çok ciddi ve güzel üretimler yapılabilir. Ben Trabzon’a kadar gönderdim. Cizre, Mardin, Malatya, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Adıyaman, Batman, talep edilen her yere götürüyoruz” dedi.



Karadeniz bölgesine kadar gönderiliyor


Bölgede yetiştirilen alabalıkların Türkiye’nin her tarafına gönderildiğini belirten Bozova İlçe Tarım Müdürlüğünde çalışan Hakan Akgün, “ Atatürk Baraj Gölü bir numaralı avlak sahası olan Yaslıca mevki’isindeyiz. Burada 4 alabalık üretim tesisimiz bulunmakta. Bu tesislerde üretilen balıklar genellikle iç piyasaya, Karadeniz bölgesine, Kayseri’ye ve diğer batı illerine pazarlanmak kaydıyla satışı yapılmaktadır. Atatürk Barajı 81 bin 700 hektarlık bir alana sahip olmakla beraber binde birlik bir kısmında kültür balıkçılığı yapılmaktadır. Kültür balıkçılığı açısından ciddi manada atıl durumda olduğunu söylemek istiyorum. Bu manada özellikle özel sektörde girişimler beklediğimizi, istihdamla ilgili girişimlerde bulunmalarını temenni ediyorum. Balık da anne sütü kadar temizdir. Özellikle haftada iki defa balık tüketilmesini bütün uzmanlar tavsiye ediyor” ifadelerini kullandı.



Üretim 8 ay sürüyor


Bölgede 5 yıldır alabalık üreticiliği yapan su ürünleri teknikeri Emre Kaymaz,” 2016 yılında Atatürk Baraj Gölü üzerinde alabalık tesisi kurdum. 2016 yılından beri faaliyet gösteriyoruz. Tesisimizin kapasitesi 249 tondur. 200 tonluk yeni bir projemiz daha var. Alabalık üretimini burada tek dönemli yapıyoruz. Eylül, Ekim ayı gibi başlayıp Mayıs ve Haziran ayında bitirmiş oluyoruz. Buradaki alabalık üretimi 8 ay devam etmektedir. Daha sonra 3 aylık bir bakım ve onarım dönemi var. Alabalıkları genellikle iç piyasaya gönderiyoruz. Daha çok restoranlara canlı alabalık satışı olarak sunuyoruz. Balık marketlerine, balık dükkanlarına, balık hallerine satışımızı gerçekleştirmekteyiz ama büyük işleme fabrikalarıyla anlaşıp onların üzerinden de yurt dışına gönderiliyor. Dolaylı olarak da ihracat yapmaktayız” dedi.



Yavru alıp yetiştirerek satıyoruz


Alabalık tesisinin sahiplerinden olan Abdulkadir Karaçizmeli ise,” Yılda tesisimizde 29 ton balık üretiyoruz. 3 tane büyük kafesimiz var. Aralık ayında balıkları 25 gram yavru olarak alıyoruz, porsiyona geldikten sonra piyasaya sürüyoruz. Şu anda balıklarımız 400 ile 450 gram civarında. Toptancılar gelip canlı olarak yükleyip götürüyorlar. Bir de burada perakende satıyoruz” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kahramanmaraş Kahramanmaraş’ta depremde enkaz altında kalan ve belden aşağısı tutmayan kadına 11 yaşındaki ikiz çocukları bakıyor Kahramanmaraş’ta 6 Şubat depremlerinde enkaz altında kalan ve yatağa bağımlı hale gelen kadına 11 yaşındaki ikiz çocukları bakıyor. Dulkadiroğlu ilçesi Mehmet Akif Mahallesi’nde 5 katlı binanın 5. katında depreme yakalanan 31 yaşındaki Ayşe Çelik, üzerine beton gelmesi sonucu omurilik zarar gördü ve yatağa bağımlı hale geldi. Şuan Havaalanı Konteyner Kentte yaşayan Ayşe Çelik,"Deprem anında çocuklarımı kurtarmak için yatağın altına attım. Bana yer kalmayınca da ben onların üzerine yattım. Belime duvar geldi. Yatağıma mahkum kaldım. Bu zamana kadar ben onlara bakıyordum, şimdi onlar bana bakıyor ve onların omuzlarında kocaman bir yük var, anneye bakıyorlar" dedi. 11 yaşlarındaki ikiz çocuklarının Eren ve Kerem’in kendisine baktığını söyleyen Çelik,"Ben Kahramanmaraş depreminde Mehmet Akif Mahallesi’nde idim. Ben 5 katlı binanın 5. katında enkazda kaldım çocuklarımla birlikte.Deprem anında çocuklarımı kurtarmak için yatağın altına attım. Bana yer kalmayınca da ben onların üzerine yattım. Belime odanın duvarı geldi. Aldığım darbeler sonucunda omurilik zarar gördü. Ameliyat oldum. 4 aya yakın Mersin’de hastanede yattım. Şuan çocuklarımla birlikte Havaalanı konteynırkent’teyim. Ben böyle olunca eşimle ayrıldık. Şuan bana çocukların bakıyor"ifadesini kullandı. Çelik," 11 yaşındaki ikizlerim ilgileniyor. Yemeğimi hazırlıyorlar, ihtiyaçlarımı gideriyorlar, tekerlekli arabama binerken bana yardımcı oluyorlar. Duş almam konusunda bana yardımcı oluyorlar. Bu zamana kadar ben onlara bakıyordum, şimdi onlar bana bakıyor ve onların omuzlarında kocaman bir yük var, anneye bakıyorlar. 11 yaşındalar ve şuan omuzlarına kocaman bir yük aldılar. Kendilerini suçluyorlar bazen. Bizim yüzümüzden bu şekilde oldu diye. Kendilerini suçladıkları için de hep bana diyorlar anne,’keşke biz olsaydık diyorlar’ Ama bu Allah’tan geldi" dedi. 11 yaşındaki Eren Çelik,"Ben 5. sınıfa gidiyorum. İkiz kardeşimle birlikte bulaşıkları yıkıyoruz, yemek yapıyoruz. Anneme kahvaltı hazırlıyoruz. Evi temizliyoruz" diye konuştu. 11 yaşındaki Kerem ise, "Ben 5 sınıfa gidiyorum. Anneme yardımcı oluyoruz her konuda. Annemin kahvaltısını hazırlıyoruz. Yemek pişiriyoruz. Annem depremden dolayı bu hale geldi. Yatağa bağımlı hale geldi. Deprem oluyordu annem de bizim üzerimize yattı. Anneme yer kalmayınca annemin üzerine duvar düştü. yatağa bağımlı hale geldi. Anneme yardımcı olmaya çalışıyorum fizik tedavi hareketlerini yapmaya çalışıyorum. Benim çok param olursa annem yurt dışına gönderirim. Tedavi için" ifadesini kullandı.
Manisa Manisa’da Sefo coşkusu Bu yıl 484’üncü kez düzenlenen Uluslarlarası Manisa Mesir Macunu Festivali etkinlikleri kapsamında ünlü sanatçı Sefo Manisalılarla buluştu. Sevilen şarkılarını hayranlarıyla birlikte seslendiren Sefo, Cumhuriyet Meydanı’nı dolduran Manisalılara unutamayacakları bir gece yaşattı. UNESCO’nun İnsanlığının Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi’nde yer alan ve bu yıl 484’üncü kez gerçekleştirilen Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali’nde karnaval havası yaşanmaya devam ediyor. Festival etkinlikleri kapsamında ünlü sanatçı Sefo Manisa’da sahne aldı. Binlerce Manisalının katıldığı konseri Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, eşi Nurcan Zeyrek ve kızı Nehir Zeyrek, Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay da takip etti. Manisalılara muhteşem bir gece yaşatan ünlü sanatçı Sefo, şarkılarını hayranlarıyla birlikte seslendirdi. Konser sırasında Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek ve Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay da sahneye çıkarak sanatçıya çiçek ve mesir macunu takdim etti. Manisalılara seslenen Şehzadeler belediye Başkanı Gülşah Durbay, “Söz verdik, Manisa’yı gençliğin ve festivallerin kenti yapmaya. Kıymetli sanatçımız Sefo’ya teşekkür ediyorum ve festivalimizin hayırlı olmasını diliyorum” dedi. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek ise, sözlerine Manisa’yı ve Manisalıları çok sevdiğini söyleyerek başladı. Başkan Ferdi Zeyrek, “Ben de inanın ki çok eğleniyorum. Sefo bu akşam Manisa’mı kırdı geçirdi. İyi ki geldin. Bundan sonra Sefo gibi birçok ünlü sanatçımız Manisa’mızda olacak. Artık hep birlikte çok eğleneceğiz, çok mutlu olacağız, hep güleceğiz” ifadelerini kullandı.
Balıkesir Mimarlar Odası Genel Kurulu’nda Bandırma rüzgarı Mimarlar Odası 49. Olağan Genel Kurulu’nda Bandırma Temsilcilik Başkanı Çağrı Aldemir, sektördeki önemli konuları ele alarak gündeme taşıdı. 19-20-21 Nisan tarihlerinde düzenlenen Mimarlar Odası 49. Olağan Genel Kurulu’na Türkiye genelinden 821 delege katılım sağladı. Balıkesir Delegesi olarak toplantıya katılan Bandırma Temsilcilik Başkanı Çağrı Aldemir, 7 kişiden oluşan divan kuruluna seçildi. Toplantının kapanış konuşmasını gerçekleştiren Çağrı Aldemir konuşmasını üç ana başlık altında topladı. Çağrı Aldemir İlk olarak yeni mezun mimarların odaya üye olmasının sağlanması için neler yapılması gerektiğini açıkladı ve kendi çalışmalarından örnekler verdi. İkinci olarak yapı denetim havuz sistemindeki aksaklıklardan söz etti. Üçüncü olarak mevcut otopark yönetmeliğinin eski yapı stoğunun yenilenmesinin önündeki en büyük engel olduğundan söz ederek bu problemlerin çözülmesi konusunda mutlaka Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile görüşülüp çözüm bulunması gerektiğini belirtti. Çağrı Aldemir, konuşmasını teşekkürlerle tamamladı. Çağrı Aldemir, “49.Dönemde göreve gelen yeni yönetim kurulunu tebrik eder, TMMOB Delegeliğine seçilen Balıkesir Şube Başkanımız Betül Dikici, Onur Kuruluna seçilen Nurdan Topoğraf ve Denetleme Kuruluna seçilen Birol Yıldızdağ’ı da kutlarız,” dedi.
Eskişehir İkinci Kadir Şeker davasında hapis cezaları onandı Eskişehir’de eşini ve kızını bıçakla yaralayan Afganistan uyruklu şahsı, kavgayı ayırdığı esnada bıçakladığı için yargılandığı davada verilen 5 yıl hapis cezası onanan Tolga Daşkıran ile arkadaşı Hüseyin Şahin Eskişehir Adliyesine gelerek teslim oldu. Adliyedeki işlemlerinin ardından tutuklanarak cezaevine götürülen Daşkıran’ın ailesi ve sevenleri gözyaşlarına boğuldu. Odunpazarı ilçesi Emek Mahallesi’nde 5 Şubat 2022’de meydana gelen olayda, eşi Shannaz Nazari ve kızı Nasimgül Ahmadi’yi bıçaklayan Afganistan uyruklu Abdulkadir Ahmadi’ye, o esnada yakınlardan geçen Tolga Daşkıran ve arkadaşı Hüseyin Şahin müdahale etti. Abdulkadir Ahmadi, çıkan arbedede Hüseyin Şahin’i bıçakla yaralarken, kendisi de Tolga Daşkıran tarafından bıçaklanarak yaralandı. Olayın ardından başlatılan soruşturma sonucu tutuklandıktan sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Tolga Daşkıran’ın devam eden yargılama sürecinin sonunda ‘Kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan haksız tahrik ve iyi hal indirimiyle 5 yıl hapis cezası verildi. Eskişehir 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne açılan davada, Tolga Daşkıran’ın avukatı ve Cumhuriyet Savcısı tarafından Ankara Bölge Adliye Mahkesi’ne itiraz dilekçesi verildi. Cumhuriyet Savcısı, Tolga Daşkıran’a verilen 5 yıl hapis cezasına ilişkin hazırladığı itiraz dilekçesinde Daşkıran’ın ‘meşru savunma’ hükümleri çerçevesinde hareket ettiğini belirterek, beraatını talep etti. Mahkeme heyeti, 13 Temmuz 2023 tarihinde yapılan itiraz rağmen Tolga Daşkıran’a verilen 5 yıllık hapis cezası onadı. Ayrıca sanık Abdulkadir Ahmadi, eşini kasten öldürmeye teşebbüs suçundan iyi hal indirimiyle 12 yıl 6 ay hapis cezası, Daşkıran’ın arkadaşı Hüseyin Şahin ise 3 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. “Üzüldüm, tam da hayatımın güzel noktasındaydım” Kararın ardından Tolga Daşkıran ile arkadaşı Hüseyin Şahin, aileleri ve arkadaşları ile birlikte Eskişehir Adliyesi’ne gelerek, teslim olmadan önce gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yaşanan hadisede kadınlara zarar gelmemesi için insanlık görevlerini yerine getirdiklerini düşündüğünü ifade eden Daşkıran, “Arkadaşlarımla birlikte insanlık görevimizi yaptığımızı düşünüyorum, gerisi Türk adaletine kalmıştır. İnşallah hakkımızda hayırlısı olsun. Üzüldüm, tam da hayatımın güzel noktasındaydım, inşallah çıkınca da hayatıma devam ederim. En kısa sürede çıkmamı temenni ediyorum” ifadelerini kullandı. “Bir anne olarak ciğerim yanıyor” Oğlunun adliyeye teslim olmak için geldiği sırada gözyaşlarına hakim olamayan anne Nazire Kurt, “Bir anne olarak benim ciğerim yanıyor, benim oğlum bunu hak etmedi. Ben adalete güveniyorum, benim oğlum 5 yıl hapis cezasını hak etmedi. Benim oğlum kötü bir şey yapmadı, can kurtardı. 2 kadını kurtardı, bu suçsa bir şey demiyorum. Kötü bir şey mi yaptı? Adam öldürmedi. Bu çocuklar oraya mı yakışıyor? Ben Türk adaletine güveniyorum, benim oğlum çıkacak. Girdiği gibi de gelecek, kötü bir şey yapmadı ben ona inanıyorum. alnımızın akıyla gidecek gelecek” şeklinde konuştu. “Bu gençlerin hayatı kararacak belki de” Tolga Daşkıran’ın Avukatı Muhammed Serkan İleli ise yaptığı açıklamada, “Tolga 2 sene önce bir olaya karışmıştı. Aslında olayda dememek lazım bu bir müdahale, kendi arkadaşları ve iki kişinin canını kurtarmak için bir müdahalede bulundu. Bundan kaynaklı bir yargılama sürdü ve 5 yıl hapis cezasıyla cezalandırıldı. Bunu da istinaf mahkemesi onadı. Karar neticesinde Tolga’yı üzülerek teslim etmek zorundayız. Bizim karara saygımız sonsuz ancak herkes vicdanlara ters bir karar olduğunu düşünmekte. Diyeceklerimiz bu kadar yani 20 yaşında bir genç 5 yıl hapis cezasıyla cezalandırılacak. Hüseyin 1 ay sonra üniversite sınavına girecek. Bu gençlerin hayatı kararacak belki de, karar saygımız sonsuz, bekleyip göreceğiz” dedi. Tolga Daşkıran ve Hüseyin Şahin, adliyedeki işlemlerinin ardından tutuklanarak cezaevine gönderilirken Daşkıran ile Şahin’in aileleri ve arkadaşları gözyaşlarına boğuldu.