- 16 Eylül 2021 Perşembe 11:18

Korona değil isot kırmızısı

A
A
A
Korona değil isot kırmızısı

Bursa’dan memleketi Şanlıurfa’ya tatile gelen Bilal Demir, isotun hem bestesini hem de reçelini yaptı.

Bursa’dan memleketi Şanlıurfa’ya tatile gelen Bilal Demir, isotun hem bestesini hem de reçelini yaptı. Damda serdiği kurutulmuş acı biber ile biber reçeli arasında dolaşan Demir, kendi bestelediği türküsünü seslendirdi.


Şanlıurfa’da, yöre halkının vazgeçilmezlerinden olan kırmızı acı biber tarlalardan toplanarak kadınlar tarafından temizlendikten sonra isot reçeli ve pul biber yapılıyor. Çatılara serilerek güneşte kurutulmaya bırakılan isot, makineden geçirilerek toz haline getiriliyor. Zeytinyağı ve tuz ile harmanlanan isot, daha sonra sofralara geliyor.


Taze olarak tohumları ayıklanan kırmızı biberler de makineden geçirildikten sonra suyunu çekmesi için kapların içerisinde güneşe bırakılıyor. Birkaç gün güneşte bekletilen biber, suyunu çektikten sonra isot reçeli oluyor.


Bursa’da yaşayan Şanlıurfalı Bilal Demir tatil için geldiği memleketinde ailesiyle birlikte isot ve isot reçeli yaptı. Dama serdiği acı isot ve reçeli kontrol eden Demir, isot üzerine kendi yazıp bestelediği türküyü seslendirdi.


Her yıl isot ve isot reçeli yapmak için memleketi Şanlıurfa’ya geldiğini söyleyen Bilal Demir, “Ben Bursa’da yaşıyorum. Her yıl Ağustos ayında gelip burada biberlerimizi kendi ellerimizle temizledikten sonra damlara seriyoruz. Daha sonra naylonlara koyarak morartıyor ve yeniden damlara seriyoruz. Bir süre kaldıktan sonra onu döverek isot haline eğitiyoruz. Bunlar fabrika biberi değil, ev yapımı biberler. Fabrika ile ev yapımı arasında dağlar kadar fark var. Fabrikada ile ev yapımı biber bir değil çünkü burada büyük bir emek var. Bir çocuğu nasıl büyütüyorsan, bakımını yapıyorsan biberin de çocuk gibi her gün bakımını yapıyorsun. Gelip çeviriyorsun, temizliyorsun, karıştırıyorsun. Emeği çok yani, el emeği göz nuru dedikleri bu oluyor işte. Daha önce korona virüsten dolayı Şanlıurfa Türkiye haritasında kırmızıydı ama şimdi Urfa isotu ile kırmızı oldu. O kırmızı korona değil isotların kırmızısı. Biz bu Urfa isotunu öyle çok seviyoruz ki onun üzerine beste bile çıkarttık” diyerek türküsünü seslendirdi.


Makineden biber reçeli çektirmeye gelen İbrahim Koçak ise “Ben buraya biber reçeli çekmek için geldim. Biber reçeli Urfa’daki evlerin vazgeçilmez salçasındandır. Şanlıurfa’nın geneli kışın biber salçasını yemeyi çok sever. Biberleri toplayarak kurutmalık biber yapıyoruz ve biber reçeli haline getiriyoruz. Şu an gördüğünüz biber reçeli olanındandır. Temizlenen biberler buraya getirilip makinalardan çekilerek satışa sunuluyor. Bu Urfalıların vazgeçmediği biber reçelidir. Bu Şanlıurfa’ya özgü bir tattır, herkeste bulunmaz. Damlarda kurutulan kırmızı biberler koyulaştırıp kışın yemeklerde pul biber olarak sunulur. Herkese tavsiye ediyorum, gelip bu lezzeti tatsınlar” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.