KÜLTÜR SANAT - 16 Aralık 2025 Salı 11:57

Şanlıurfa ’2029 Dünya Gastronomi Şehri’ unvanına aday gösterildi

A
A
A
Şanlıurfa ’2029 Dünya Gastronomi Şehri’ unvanına aday gösterildi

Şanlıurfa, köklü gastronomi mirası, kültürel zenginliği ve sürdürülebilir üretim geleneği sayesinde Uluslararası Gastronomi, Kültür, Sanat ve Turizm Enstitüsü tarafından 2029 Dünya Gastronomi Şehri unvanına aday gösterildi.


Gastronominin kadim merkezlerinden biri olarak kabul edilen Şanlıurfa, uluslararası alanda önemli bir adaylıkla gündeme geldi. Tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra köklü mutfak geleneğiyle öne çıkan tarihi kent, Uluslararası Gastronomi, Kültür, Sanat ve Turizm Enstitüsü (IGCAT) tarafından verilen 2029 Dünya Gastronomi Şehri (World Region of Gastronomy) unvanına aday gösterildi. Türkiye’nin bu alanda aday gösterilen ilk şehri Şanlıurfa oldu.


Yüzyıllar boyunca farklı medeniyetlerin izlerini taşıyan Şanlıurfa mutfağı; lahmacun, kebap çeşitleri, borani ve yöreye özgü birçok lezzetiyle hem Türkiye’de hem de dünyada tanınmaktadır. Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar, 2029 Dünya Gastronomi Şehri (World Region of Gastronomy) unvanına aday gösterilmesi konusunda basın toplantısı düzenledi.


Toplantıya Haliliye Belediye Başkan Vekili Halil Yetkin, Eyyübiye Belediye Başkan Vekili Hüseyin Aslıhan, Karaköprü Belediye Başkan Vekili Fırat Sultan, Harran Üniversitesi Rektör Yardımcısı Ahmet İlyas ve Şanlıurfa Ticaret Borsası Başkan Yardımcısı Nasan Bülbül katıldı.


Toplantıda konuşan Gülpınar, Şanlıurfa’nın gastronomi alanında uluslararası ölçekte yeni ve güçlü bir sürecin resmi adımını attığını belirterek, IGCAT tarafından verilen Dünya Gastronomi unvanının yalnızca mutfak lezzetlerini değil; kültürel mirasın korunmasını, yerel üretimin desteklenmesini ve sürdürülebilir kalkınmayı esas alan çok yönlü bir vizyonu temsil ettiğini vurguladı.



"Mutfak kültürümüz insanlık tarihinin en eski dönemlerine uzanıyor"


Şanlıurfa’nın gastronomi geçmişinin insanlık tarihinin en eski dönemlerine dayandığını ifade eden Gülpınar, Karahantepe ve Göbeklitepe kazılarında ortaya çıkarılan yiyecek kalıntıları, taş tezgahlar, öğütme ve ezme taşları ile tahıl işleme izlerinin bu durumu açıkça ortaya koyduğunu söyledi. Gülpınar, ortak sofralar, üretim alanları ve paylaşım kültürünün "Halil İbrahim Sofrası" geleneğiyle bugün hala yaşatıldığını dile getirdi. Gülpınar, resmi adaylık süreci kapsamında kapsamlı bir gastronomi stratejisi ve eylem planı hazırlıklarına başlanacağını açıkladı. Bu süreçte, unutulmaya yüz tutmuş yerel yemeklerin gün yüzüne çıkarılarak kayıt altına alınması ve turizme kazandırılması, ata tohumları ile yerel üretimin desteklenerek gastronomi ile tarımın birlikte güçlendirilmesi hedefleniyor. Ayrıca hijyen, gıda güvenliği ve sertifikasyon alanlarında standartların yükseltilmesi planlanırken, yerel mutfağın Şanlıurfa’nın UNESCO Müzik Şehri kimliğiyle bütünleştirilmesiyle çok duyulu kültürel etkinliklerin hayata geçirilmesi amaçlanıyor. Tüm bu çalışmalarla Şanlıurfa’nın gastronomi alanında ulusal ve uluslararası ölçekte örnek gösterilen bir şehir haline getirilmesi hedefleniyor.



"Amacımız gastronomi mirasını gelecek kuşaklara aktarmak"


Konuşmasında hedeflerini de paylaşan Gülpınar, "Amacımız; Şanlıurfa’nın gastronomi mirasını dünyaya tanıtmak, nitelikli gastronomi turizmini geliştirmek ve bu zenginliği gelecek kuşaklara güçlü bir vizyonla aktarmaktır" dedi.


Gülpınar ayrıca Harran Üniversitesi, ilçe belediyeleri, GAP Bölge Kalkınma İdaresi, Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası ve Slow Food Türkiye’ye desteklerinden dolayı teşekkür etti.


Basın toplantısı, Başkan Gülpınar’ın gazetecilerin sorularını yanıtlamasıyla sona erdi.



IGCAT Dünya Gastronomi Şehri unvanının önemi


IGCAT (International Institute of Gastronomy, Culture, Arts and Tourism) Dünya Gastronomi Şehri unvanı; gastronomiyi yalnızca yemek kültürü olarak değil, kültürel mirasın korunması, yerel üretimin desteklenmesi, sürdürülebilir kalkınma, hijyen ve gıda güvenliği başlıklarıyla birlikte ele alan saygın bir uluslararası değerlendirme sistemi. IGCAT, çalışmalarını Dünya Turizm Örgütü (UN Tourism) ilkeleriyle uyumlu şekilde yürütmekte; şehirlerarasında uluslararası iş birlikleri, bilgi paylaşımı ve ortak projeler geliştirilmesini teşvik ediyor. Bu yönüyle unvan, şehirler için yalnızca prestij değil, küresel ölçekte sürdürülebilir gelişim ağına dâhil olma fırsatı sunuyor.



Şanlıurfa, Türkiye’den bu unvan için resmi aday ilan edilen ilk şehir


Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi ile IGCAT arasında gerçekleştirilen ön görüşmelerin ardından; Şanlıurfa’yı temsil etmek üzere Harran Üniversitesi, Haliliye Belediyesi, Eyyübiye Belediyesi, Karaköprü Belediyesi, GAP İdaresi, Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası ve Slow Food Türkiye’nin dahil olduğu güçlü bir paydaşlık komisyonu oluşturulmuştur. Hazırlanan başvuru dosyası, Barcelona’da düzenlenen IGCAT Danışma Kurulu Toplantısı’nda değerlendirilerek Şanlıurfa, Türkiye’den bu unvan için resmî aday ilan edilen ilk şehir oldu.



Şanlıurfa ’2029 Dünya Gastronomi Şehri’ unvanına aday gösterildi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir TEI, millî havacılık motorlarını öğrencilerle buluşturdu Türkiye’nin havacılık motorlarındaki lider şirketi TEI; Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası kapsamında Eskişehir’de eğitim gören öğrencileri yerli ve millî teknolojilerle buluşturdu. 12-18 Aralık tarihleri arasında kutlanan Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası çerçevesinde, TEI ve Eskişehir İl Millî Eğitim Müdürlüğü iş birliğiyle farklı etkinlikler gerçekleştirildi. Bu kapsamda, Eskişehir’in farklı liselerinden 300’e yakın öğrenci TEI Eskişehir yerleşkesini ziyaret etti. Düzenlenen etkinlikte, Eskişehir İl Millî Eğitim Müdürü Sinan Aydın, TEI yöneticileri ve öğretmenler yer aldı. Öğrencilere yönelik bir konuşma gerçekleştiren Aydın, eğitime sunduğu desteklerden ötürü TEI’ye teşekkür etti. Türkiye’nin millî havacılık motorlarını yerinde gördüler TEI Kariyer Geliştirme ve Eğitim Müdürü Özdoğan Turan, öğrencilere TEI’nin havacılık motorları alanındaki yetkinliklerini ve yürütülen millî projeleri anlatan bir sunum gerçekleştirdi. Sunumda, yerli ve millî teknolojilerin savunma ve havacılık sanayisinde taşıdığı stratejik önem vurgulandı. Tesis gezisi sonrası öğrenciler TEI Müzesi’ni ziyaret ederek Türkiye’nin millî havacılık motorları yolculuğunda TEI’nin geliştirdiği kritik teknolojileri yakından tanıdı. Öğrenciler, Türkiye’nin millî havacılık motorlarını yerinde görme fırsatı buldu. Öte yandan, TEI yetkilileri farklı okullarda 400’ün üzerinde öğrenciyle bir araya gelerek yerli ve milli motorlar hakkında bilgilendirmede bulundular.
Erzurum Erzurum’da Halk Pazarı’nın 10’uncu şubesi açıldı Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin en önemli sosyal sorumluluk projelerinden biri olan Halk Pazarı’nın onuncu şubesi açıldı. Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, "İnşallah bundan sonra da ihtiyaç duyulan her noktada aynı kararlılıkla yeni halk pazarlarını hayata geçireceğiz. Çünkü bizim için önemli olan sayı değil, memnuniyettir. Vatandaşımız memnunsa, biz doğru yoldayız demektir" dedi. Halk Pazarı Vaniefendi Şubesi’nin açılışına; Erzurum Vali Yardımcısı Mustafa Berk Çelik, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Yakutiye Kaymakamı Tuncay Kaldırım, Yakutiye Belediye Başkanı Mahmut Uçar, AK Parti Erzurum İl Başkanı Av. İbrahim Küçükoğlu, MHP Erzurum İl Başkanı Adem Yurdagül, vatandaşlar ve diğer davetliler katıldı. Erzurum Büyükşehir Belediyesi Halk Pazarları’nda uygun ve kaliteli ürün özelliği önplana çıkarken; ekmek 7,5 TL, kıyma et 449,90 TL, yumurtanın kolisi 129,90 TL, 5 litrelik ayçiçek yağı 400 TL, mandalina 15,95 TL ve patates 16,50 TL’ye satılıyor. "Hizmetlerimizi planlarken rakamlara değil, hanelere bakarız" Kentin sosyal hayatına, ekonomik dengesine ve vatandaşın günlük yaşamına doğrudan dokunan çok önemli bir hizmeti daha hayata geçirmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirten Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, açılışta yaptığı konuşmada "Şehrimizin 10 farklı noktasında kurduğumuz bu sistem, Vaniefendi’de yeni bir adımla daha güçlenmiş oluyor. Biz bu şehri yönetirken şunu hiçbir zaman unutmadık. Erzurum büyük bir şehir olabilir ama bizim için asıl büyüklük, vatandaşımızın sofrasına dokunabilmekte, bütçesine nefes aldırabilmektedir. Belediyecilik anlayışımızın merkezinde insan vardır. Hizmetlerimizi planlarken rakamlara değil, hanelere bakarız. İşte halk pazarlarımız da tam olarak bu bakış açısının sahaya yansımış halidir" dedi. "Halk pazarlarımız üreticinin emeğinin karşılık bulduğu yerlerdir" Halk Pazarı Projesinin yalnızca Erzurum ile sınırlı kalmaması gerektiğini, ülke genelinde de hayata geçmesi gereken özel bir proje olarak gördüklerini vurgulayan Başkan Sekmen, "Biz hizmeti belli merkezlere sıkıştıran bir anlayışla hareket etmiyoruz. Halk Pazarı dediğimiz şey, yalnızca alışveriş yapılan bir alan değildir. Burası, üreticinin emeğinin karşılık bulduğu, esnafın ayakta kaldığı, vatandaşın güvenle alışveriş yaptığı bir dengedir. Bu dengeyi kurmak kolay değildir ama biz Erzurum’da bunu başardık. Çünkü niyetimiz halis, yolumuz nettir. Biz, Ahi geleneğimizi yaşatmaya devam ediyoruz. 10’uncusunu açtığımız bu pazar, bize şunu açıkça gösteriyor: Doğru iş, doğru zamanda, doğru yerde yapıldığında karşılığını mutlaka bulur. Vatandaşımızdan aldığımız geri dönüşler, sahadaki memnuniyet, bizlere daha fazlasını yapmak için güç veriyor. Burada açılan bu halk pazarı, sadece bu mahalleye değil, çevresindeki tüm mahallelere hizmet edecektir" şeklinde konuştu. "Hizmet üretirken günü kurtarmıyoruz, geleceği inşa ediyoruz" Halk pazarlarının, aynı zamanda Erzurum’un ekonomik hayatına da katkı sunduğunu vurgulayan Başkan Sekmen, "Esnafımız için yeni bir alan, üreticimiz için yeni bir imkân, vatandaşımız için güvenli bir alışveriş ortamı oluşmaktadır. Bu üç ayağı birlikte ayakta tutmadan başarıdan söz edilemez. Biz de bu dengeyi titizlikle koruyoruz. Bizim anlayışımızda belediye, sadece bina yapan bir kurum değildir. Belediye, şehirle gönül bağı kuran bir yapıdır. Bu bağ kurulmadan yapılan hiçbir iş kalıcı olmaz. Halk pazarlarımız, bu gönül bağının somut karşılıklarından biridir. Vatandaşımızın hayatına dokunan her hizmet, bizim için en kıymetli yatırımdır. Aziz şehrimiz, tarih boyunca yoklukla da mücadele etmiştir, zorlukla da. Ama hiçbir zaman umudunu kaybetmemiştir. Biz de bu ruhu yaşatmakla mükellefiz. Halk pazarlarımızda gördüğümüz dayanışma, bu ruhun hâlâ diri olduğunu göstermektedir. Şehrimizi büyütürken kimseyi geride bırakmayan bir anlayışla yolumuza devam ediyoruz. Altyapıda ne yaptıysak, üstyapıda da aynısını yaptık. Sosyal desteklerde ne yaptıysak, ekonomik hayata katkıda da aynı kararlılığı gösterdik. Halk pazarlarımız da bu bütüncül anlayışın bir parçasıdır. Biz Erzurum’da hizmet üretirken günü kurtarmıyoruz, geleceği inşa ediyoruz. Attığımız her adımın yarını da düşünülerek atılmasına özen gösteriyoruz. Halk pazarlarımız da geçici çözümler değil, kalıcı bir sistem olarak planlanmıştır. Bugün 10’uncusunu açıyorsak, bu planlı ve kararlı bir yürüyüşün sonucudur" diye konuştu. (MEK-NK)