Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Siirt’e gelen Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, kanaat önderleriyle bir araya geldi. Burada konuşan Bakan Varank, "Eski antidemokratik uygulamalarının, ayrımcı politikalarının tamamı tedavülden kaldırıldı. Türkiye’nin yasaklarla, baskılarla gündemin işgal edildiği dönemlerde Siirt Türkiye’nin önünü açtı" dedi.
Bir düğün salonunda düzenlenen toplantıya Bakan Varank, Siirt Valisi Ali Fuat Atik, AK Parti Siirt Milletvekili Osman Ören, Siirt Belediye Başkan Vekili Ceyhun Dilşad Taşkın, STK temsilcileri, kanat önderleri ve davetliler katıldı. Burada konuşan Bakan Varank, Türkiye’nin yasaklarla, baskılarla gündemin işgal edildiği dönemlerde Siirt’in Türkiye’nin önünü açtığını söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın okuduğu bir şiir yüzünden hapse mahkum eden, muhtar bile olamaz diyenlere inat Siirt’in o zaman Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sahip çıktığını kaydeden Bakan Varank, "Türkiye’de artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak diyerek yola çıkan Cumhurbaşkanımızın 3 kasım 2002’de meclise girmesini engelleyenlere inat Siirt, büyük bir destekle milletin adamını meclise sokmuştu. Milli iradenin Türkiye yönetimine yansımasına, şu 17 yıldır Türkiye’nin büyümesine, refahına, ilk katkıyı, bu anlamda Siirt yaptı. Bu yüzden bizim Siirt’e vefa borcumuz var. Siirt’e olan bu vefa borcumuzu ödemenin, Siirt’in tarihine, dünyaya nam salmış büyük isimlerinin emanetine sahip çıkmanın gayreti içindeyiz. 17 yıldır Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye’nin huzurunu ve istikrarını tesis etmenin, bu ülkeyi büyütmenin, bu milleti yüceltmenin mücadelesini veriyoruz. Bu kutlu mücadelemizde önümüze türlü engeller çıkardılar. Yoğunluğunu son 6 yılda yaşadığımız sayısız operasyona, kirli tezgaha, saldırıya maruz kaldık. Allah’a hamdolsun, biz tüm bu saldırılardan, komplolardan, tuzaklardan milletimizin desteğiyle, Cumhurbaşkanımızın dik duruşuyla kurtulduk. Ama Ana muhalefet, istisnasız hepsinde şer odaklarının yanında durdu. E-muhtıraya, 367 garabetine alkış tuttular. Parti kapatma davasına savcılık yaptılar. Gezi’de vandallıkta sınır tanımadılar. 17-25 aralık kumpasında FETÖ ile baş rolleri paylaştılar. MİT tırlarının durdurulmasında FETÖ’cülerle bir olup dünyaya kendi ülkelerini şikayet ettiler" diye konuştu.
"Milletimizin refahını yükseltmenin, ülkemizin ekonomisini büyütmenin çabası içinde olduk"
Ana muhalefetin FETÖ davalarında avukatlık yaptığını savunan Bakan Varank, şöyle devam etti:
"FETÖ gazetelerinin, TV kanallarının önünde FETÖ’cülerle nöbet tuttular. Çukur, barikat eylemlerinde, şehirlerimizi işgal girişiminde örgütün sözcülüğüne soyunup askerimizin polisimizin karşısına dikildiler. 15 Temmuz’da kahvelerini yudumladılar. Utanmadılar, şehitlerimizin hatıralarını hiçe sayıp kontrollü darbe iftirasını attılar. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatında da yine askerimizin karşısına dikildiler, batının uydurduğu iftiraların sözcülüğünü yaptılar. Biz bir yandan tüm bunlarla mücadele ederken, diğer yandan da ülkemizin birliğini bütünlüğünü korumanın, milletimizin refahını yükseltmenin, ülkemizin ekonomisini büyütmenin çabası içinde olduk. Türkiye’nin eski antidemokratik uygulamalarının, ayrımcı politikalarının tamamını tedavülden kaldıran Cumhurbaşkanımızın liderliğinde AK Parti hükümetleri olmuştur. Bölgemizde istismar siyasi yürütenler, ideolojik palavralarıyla milletimizin geleceğini çalmak isteyenler işte bu zeminlerini kaybetmenin telaşındalar. Eski Türkiye’nin iklimini sizler çok iyi hatırlarsınız. Türküler sarıklar yasaktı, anaların kendi yavrularıyla konuşması yasaktı, kitaplar yasaktı, kelimeler yasaktı. Çocuklara koyulan isimlerde bile yasaklar vardı. Anlamsız ayrımcı politikalarla vatandaşlarımız mağdur ediliyordu. Giyiminden kuşamından dolayı devletten hizmet alamayan, ikinci sınıf vatandaş muamelesi gören insanlarımız vardı. İşte tüm bu utanç duvarlarını yıkan, kimsenin atamadığı adımları cesaretle, büyük bir dirayetle atan Cumhurbaşkanımız oldu. Biz bu mücadeleyi yürütürken yanımızda kimse yoktu. HDP yoktu, CHP yoktu. Biz bunlarla mücadele ede ede özgürlüklerimizi genişlettik. Biz bunlarla çarpışa çarpışa kardeşliğimizi, birliğimizi, beraberliğimizi sağlamlaştırdık."
