KÜLTÜR SANAT - 25 Eylül 2020 Cuma 15:32

Sinop Tarihi Cezaevi’nde Roma dönemi kitabeleri bulundu

A
A
A
Sinop Tarihi Cezaevi’nde Roma dönemi kitabeleri bulundu

Sinop’ta restorasyon çalışmaları sırasında Sinop Tarihi Cezaevi ve Müzesi’nde Roma dönemine ait olduğu tahmin edilen 2 kitabe bulundu.

Sinop’ta restorasyon çalışmaları sırasında Sinop Tarihi Cezaevi ve Müzesi’nde Roma dönemine ait olduğu tahmin edilen 2 kitabe bulundu.


Sinop Tarihi Cezaevi ve Müzesi’nde cezaevi surlarının açılması için yapılan restorasyon çalışmaları sırasında cezaevi duvarlarında Roma dönemine ait olduğu tahmin edilen 2 kitabe ortaya çıktı. Bulunan Kitabelerin hem dünya hem Sinop için önemli olduğuna değinen İl Kültür ve Turizm Müdürü Hikmet Tosun, "Restorasyon çalışmalarımız devam ediyor. 2022 Ocak ayı itibariyle tarihi cezaevi kültür kompleksi dönüştürülmüş olarak yüklenici firma tarafından bize teslim edecektir. Bu çalışmalar esnasında yapı içerisinde mevcut bulunan cezaevi döneminde ihtiyaca binaen tuğla ile yapılmış olan ve tarihi gölgeleyen müştemilat binaları ortadan kaldırıyoruz. Sinop Kalesi ve iç kalenin tarihini ortaya çıkarıyoruz. Bu çalışmalarımız esnasında üç bölümden oluşan iş yurtlarının birinci bölümünü yıktık. Yıktığımız birinci bölümünün arkasında çok enteresan kitabeleri rastladık. Antik dönemde, Roma kitabeleri iki önemli kitabeye rastladık. Bu 2 kitabe de sökülmüş vaziyette daha ne zaman söküldüğünü bilmiyoruz. Yapının arkasındaki boşluklarla bunu söylüyoruz. 1965-1970’li yıllarda yapılırken mi yoksa daha önceki yıllarda mı söküldü bilmiyoruz. İki önemli Roma kitabesine de çözdürdüğümüz de Sinop tarihi hem dünya tarihi hakkında önemli bir ipuçlarını ulaşacağımızı kanaatindeyiz. Yıkım faaliyetlerimiz devam ediyor. 2. ve 3. bölümleri yıktığımızda yani Selçukluların yapmış olduğu iç kale duvarını ortaya çıkardığımız da nelerle karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Ama Selçukluların kullandığı devşirme malzemelerinde Roma sütun başlıkları, Roma sütunları ve çeşitli Roma kitabelerine rastlıyoruz. Bizi burada hayrete düşüren şey, Selçukluların Roma kitabelerini yapmış oldukları iç kaleye yerleştirmiş olmaları. Hem Selçukluların kültüre bakış açısından hem de bize bıraktıkları miras açısından önemli sayıyoruz. Restorasyon işimiz devam ediyor. Muhtemelen altı ay içerisinde cezaevinin müştemilatının tamamı temizledikten sonra restorasyon bölümü işine geçeceğiz” dedi.



Restorasyon halka açık


Konuşmasında ’yüklenici firmanın özenli çalışmadığı ve kitabeleri sökerken zarar verdiği’ şeklinde çıkan iddiaların gerçeği yansıtmadığını söyleyen Tosun, ”Restorasyon bölümünde de bina içerisinde yaptığımız kazılarda 5 metreye yakın duvar tiplerinde kazılar gerçekleştiriyoruz. Bu kazılarda da binanın statik hesapları ve güçlendirilmelerini hangi dönemde nasıl kullanıldığını, deniz seviyesinden ne kadar dolgu alanı oluşturulduğunu, iş şeklinin nasıl olduğunu bu konularla ilgili de bilimsel çalışmalar devam etmektedir. Projemiz Kültür ve Turizm Bakanlığımızın denetiminde hem anıtlar kurulu hem Avrupa Birliği delegasyonu, Avrupa Birliği İşleri Başkanlığı, Bakanlığımız Kültür Ofisi, İl Müdürlüğümüz ile koordineli bir şekilde çalışıyoruz. Her ay da pandemi sebebiyle telekonferans sistemiyle yapılan iş ve işlemler hakkında ve müdahalede bulunmuyoruz ve yapılan iş ve işlemlerin tamamı kontrol dahilinde yapılıyor. Müteahhit hiçbir taşı firmasının izni olmadan sökemez, hiçbir iş ve işlem yapamaz. Piyasadaki konuşmalar hepsi farazidir. Çalışmalarımızı tamamen projeyi halka açık toplantılarla oluşturduk. 30’a yakın Sinop’ta muhtarlarından sivil toplum kuruluşlarının da katıldığı toplantılar gerçekleştirdik. Sinop’ta hiç kimse diyemez ki bu projeden benim haberim yoktur. İstanbul’daki Sinoplularla, Kanada’da büyük toplantı gerçekleştirdik. Bu toplantımızda Paris Belediyesi, Lizbon Belediyesi, İtalya Belediyesi yine büyükelçilikler yani Avrupa Birliği bu projeyi çok yakından takip ediyor. Neden ediyor? Bu proje bir model projedir. Bu proje ilk defa Sinop’ta Türkiye’de uygulanıyor. Eğer biz burada başarılı olursak, bu projenin diğer modelleri de diğer illerde de uygulanacaktır. Diğer illerin Van’ın, Gaziantep’in müracaatları da bizim projeye eşdeğer. Sinop projesinin model olarak bitmesinden sonra talepler değerlendirilecektir. Dolayısıyla biz hem Türkiye hem de Avrupa Birliği’ne bu proje ile beraber bir model projede oluşturmaya çalışıyoruz. Bundan sonra yapacağımız toplantılarda halkı da çağıracağız. Gayet şeffaf bir şekilde çalışıyoruz. Çünkü sadece Sinoplular değil bütün Türkiye’ye açığız. Çünkü cezaevini halka kapatmadık. Herkes Türkiye’nin her yerinde insanlar geliyor, geziyor bizzat restorasyon çalışmalarını görüyor" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Kumluca MYO’da 17 tropik meyve türü araştırılıyor Akdeniz Üniversitesi Kumluca Meslek Yüksekokulu’nda kurulan seralarda bölgeye uygun 17 farklı çeşit tropik meyve türünün 39 çeşidiyle ilgili araştırma yapılıyor. Amaç bölgeye uygun yeni türleri belirleyerek üretiminin yapılması. Akdeniz Üniversitesi ile Kumluca Ticaret ve Sanayi Odası’nın (KUTSO) ortaklığında Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı destekleriyle hayata geçen “Batı Antalya Tropik Meyve Üretim ve Yaygınlaştırma Merkezi Projesi” kapsamında tropik türlerle ilgili araştırmalar sürüyor. Antalya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Kumluca Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nin iştirakçi olarak katıldığı proje kapsamında, Kumluca Meslek Yüksekokulu’nun uygulama ve araştırma arazisinde kurulan 4 dekarlık modern serada 17 tropik meyve türünün 39 çeşidiyle ilgili bölgede adaptasyonu araştırılıyor. Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamide Gübbük’ün koordinatörlüğündeki proje ile Kumluca’nın yanı sıra Finike, Demre ve Kaş ilçelerinde çeşitli tropik meyve türlerinin adaptasyonu, çoğaltılması, demonstrasyonu ve yaygınlaştırılması çalışmalarının yürütülmesi başarıyla tamamlandı. Bölge çiftçisi yeni türlerle tanıştı Serayı ziyaret ederek çalışmalar hakkında bilgi alan Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cengiz Toker, üniversite, kamu ve özel sektör bileşenlerini içeren bu proje ile bilimsel ve yenilikçi bir yaklaşım ile bölgedeki mesleki bilgi ve beceriler geliştirilerek yeni türlerin ülkemize kazandırılmasının amaçlandığını söyledi. Prof. Dr. Cengiz Toker, burada yapılacak araştırmalarla bölgeye uygun yeni türlerin belirlenerek, üretiminin yapılacağını belirterek, projede emeği geçenlere teşekkür etti. Sera hakkında bilgi veren Kumluca Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. H. Kürşat Çelik ise proje kapsamında MYO yerleşkesinde 4 dekarlık modern bir sera kurulduğunu, ayrıca 4 dekarlık bahçede de adaptasyon çalışmalarının sürdüğünü söyledi. 17 farklı tür tropik meyve Kumluca Meslek Yüksekokulu Bitkisel ve Hayvansal Üretim Bölümü Öğretim Üyesi Öğr. Gör. Dr. Lokman Altınkaya, “Proje kapsamında serada mango, passiflora, guava, pitaya, papaya ve plantain grubu muzların çoğaltımları yapılarak demonstrasyon amaçlı dikimleri gerçekleştirildi. Diğer taraftan mango, karambola, çerimoya, white sapote, makadamiya fındığı, ice cream bean, jambolan ve zerdeçal gibi türlere ait 39 farklı çeşidin de adaptasyon çalışmaları devam etmektedir” diye konuştu. Bölgeye uyum sağlayacağı izlenimine varıldı Projenin ilk bölümünün bölgede tropikal üretiminin gelişimi için umut verdiğini vurgulayan Öğr. Gör. Dr. Lokman Altınkaya, “Çiftçi şartlarında kurulan demonstrasyon alanlarındaki tüm plantasyonlarda araştırmalar devam ediyor. Proje kapsamında ilk izlenimimiz tropik meyvelerin başarılı bir şekilde bölgeye uyum sağlayacağı yönünde” şeklinde konuştu. Altınkaya, proje kapsamında tropik meyve yetiştiriciliği eğitimlerinin de verildiğini belirterek, proje sayesinde Kumluca Meslek Yüksekokulu öğrencilerinin tropik meyve yetiştiriciliği teorik eğitimini aldığını aynı zamanda uygulama yapma imkânı da bulduklarını ve ayrıca Ziraat Fakültesi öğrencilerinin de bu merkezde tez çalışmalarını sürdürdüklerini ifade etti. Katma değeri yüksek türler kazandırılacak Öğr. Gör. Dr. Lokman Altınkaya, “Proje sonucunda; birçok bilimsel çalışmaların yürütülmesine imkan sağlanmış, doğru fidanların üretimi desteklenmiş, tropik meyvelerin tanınırlığı sağlanmış, öğrenci ve üreticilere bu konuda tam donanımlı eğitim verilmiştir. Adaptasyon ve demonstrasyon alanları kurulması ile bilinçli tropik meyve yetiştiriciliğinin yapılması, ülkeye yeni katma değeri yüksek türlerin kazandırılması sağlanmıştır. Kurulan bu merkez ile ar-ge faaliyetleri ve bölgenin bu konudaki bilincinin artması hedeflenmektedir” dedi. Projenin bütçesi yaklaşık 2 milyon 500 bin lira Proje Ekibi Koordinatörlüğünü Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamide Gübbük, Proje Yürütücülüğünü Kumluca Meslek Yüksekokulu Bitkisel ve Hayvansal Üretim Bölümü Öğretim Üyesi Öğr. Gör. Dr. Lokman Altınkaya’nın ve Proje Ekibini Elmalı Meslek Yüksekokulu Bitkisel ve Hayvansal Üretim Bölümü Öğretim Üyesi Öğr. Gör. Dr. Recep Balkıç, KUTSO Genel Sekreteri Mesut Bakar, KUTSO Ar-ge Birimi Sorumlusu Ebru Yılmaz’ın yaptığı projenin bütçesi yaklaşık 2 milyon 500 bin lira.
Bursa Bursalı kızlar Türkiye Şampiyonu Sabiha Köstem Ortaokulu öğrencileri, Kızlar Yüzme Şampiyonasında Türkiye Şampiyonu oldu. Bursa Osmangazi Sabiha Köstem Ortaokulu yüzme takımı Rize’de gerçekleştirilen Okul Sporları Küçükler Yüzme Türkiye Şampiyonası’nda tarihi bir başarıya ulaşarak Türkiye şampiyonu oldu. Geçtiğimiz yıllarda Futbol Türkiye 4.’lüğü, Voleybol Türkiye 3.’lüğü, Atletizm Türkiye 2.’liği başarısı olan Sabiha Köstem Ortaokulu, bu yıl Yüzme Türkiye Şampiyonluğu ile yıllardır süregelen başarısını taçlandırdı. Her yıl yüzlerce öğrencisini Fen Lisesi, Anadolu Lisesi ve nitelikli liselere gönderen ve bu yönüyle akademik başarısını ispatlayan okul, spor dallarında da hatırı sayılır başarılarına bir yenisini daha ekledi. Kıyasıya rekabetin yaşandığı şampiyonada sergiledikleri üstün performansla bu önemli başarıya imza atan öğrencilerini tebrik eden Okul Müdürü Muhsin Şahin, “Sabiha Köstem Hayallerin Gerçekleştiği Okul" sloganıyla çıktığımız bu yolda okul yönetimi olarak spora gönül vermiş öğrencilerimizi her zaman destekliyor ve onların yanında oluyoruz. Rize’de şampiyon olan öğrencilerimizi kutluyorum. Onların her zaman yanında olan öğretmenlerimiz Ayşe Gökçe’ye ve İsmet Vatansever’e teşekkür ediyorum. Yıl boyunca futbol, voleybol, basketbol, futsal, atletizm, bocce, satranç ve bireysel spor dallarında sayısız kupa kazanan bütün takımlarımızın oyuncularını ve değerli öğretmenlerimizi gönülden tebrik ediyorum. Spordaki bu üstün başarıların yıl sonundaki LGS başarısı ile zirveye çıkacağına inanıyorum. Öğrencilerimizi hem akademik hem de sosyal ve sportif faaliyetler ile geleceğe hazırlamanın en temel hedefimiz olduğunu belirtmek istiyorum. Başarılarımız daim olsun” dedi.
Bursa “Yılmaz Akkılıç Bursa Araştırmaları Ödülleri” sahiplerini buldu Bu yıl 14’üncüsü kez düzenlenen "Yılmaz Akkılıç Bursa Araştırmaları Ödülleri" sahiplerini buldu. Akademik çalışmalarıyla ödüle değer görülen Alper Can ve Ramazan Buldu düzenlenen törenle ödüllerini aldı. Bursa’nın doğal ve kültürel varlıkları ile tarihi, sosyal ve ekonomik süreçlerinin incelenip, araştırılmasını özendirmek amacıyla Nilüfer Belediyesi, Bursa Gazeteciler Cemiyeti ve Akkılıç ailesinin 2010 yılından bu yana düzenlediği Yılmaz Akkılıç Bursa Araştırmaları Ödülleri 2023’ün kazananlarına ödülleri, Akkılıç Kütüphanesi’nde düzenlenen törende verildi. Törene Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Bursa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Yıldız, CHP Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin, Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı, Nilüfer Belediye Meclisi Üyeleri, Akkılıç ailesi ve çok sayıda davetli katıldı. Törende konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Yılmaz Akkılıç’ın Bursa’ya kattığı değer ve siyasi yönüne dikkat çekti. Yılmaz Akkılıç ile uzun yıllara dayanan dostluğu olduğunu ifade eden Başkan Özdemir, “Yılmaz Akkılıç ile siyasetten dolayı uzun yıllara dayanan bir dostluğumuz vardı. Onunla yakın çalışma fırsatı da buldum ve ondan çok şey öğrendim. O bize her zaman yol gösterici oldu. O, deniz feneri gibiydi ve birçok insan onun etrafında toplanırdı. O, Bursa sevdalısı ve değer katmak için çabalayan bir insandı. Onun çabalarını unutmayacak ve mirasına sahip çıkacağız. Nilüfer Belediyesi onun çalışmalarına ve hatıralarına yıllardır sahip çıkıyor. Bu yıla kadar bu yarışma sayesinde birçok kitap basılmış. Bundan sonrada Bursa ve kent yaşamına değer katacak çalışmalara sahip çıkmaya, değer vermeye devam edeceğiz. Bugünde yarışmaya katılan ve dereceye girerek ödüle layık görülen isimleri kutluyorum” dedi. Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı da Yılmaz Akkılıç’ın örnek kişiliğine değinerek, “Yılmaz Akkılıç 14 yıl önce aramızdan ayrıldı. O, biz gazeteciler ve toplum için örnek bir kişilikti. Yılmaz Akkılıç, genç kuşaklara bilimsel düşünce ve araştırma kültürünü önemsemeyi öğretti. Yaşanılan topluma değer katmanın önemini anlatarak ufuk açıcı söylemlere imza attı. Yaşamının her anında kent kültürüne değer katmak için çaba gösteren Yılmaz Akkılıç’ı saygıyla anarak onun emanetlerine sahip çıkmaya çalışıyoruz” diye konuştu. Yılmaz Akkılıç’ın kardeşi Yener Akkılıç da konuşmasında ortaya çıkan çalışmaların Bursa için önemine dikkat çekti. Törende Yılmaz Akkılıç Bursa Araştırmaları Ödülleri Seçici Kurul Başkanı Feza Karaer de söz alarak yarışma süreci ve yapılan değerlendirmeler üzerine açıklamalar yaptı. Konuşmaların ardından doktora kategorisinde “Güney Bithynia’da Bir Kent: Prusa Ad Olympum” başlıklı teziyle Alper Can, yüksek lisans kategorisinde de “İklim Değişikliğine Bağlı Deniz Seviyesi Yükselmesinin Kıyı Kırılganlık Analizi: Bursa Örneği” başlıklı teziyle Ramazan Buldu’ya ödüllerini Başkan Şadi Özdemir ile Nuri Kolaylı verdi. Ödül töreni sonunda geçen yıl ödül alan ve kitapları basılan akademisyenler Gözde Kırlı Özer ve Sercan Eklemezler, okurlarıyla buluşarak ödüllü kitaplarını imzaladı.