YEREL HABERLER - 01 Aralık 2014 Pazartesi 10:15

Vali Köşger: “Tarihimizi İyi Bilmemiz Lazım”

A
A
A
Vali Köşger: “Tarihimizi İyi Bilmemiz Lazım”

Sinop Valisi Yavuz Selim Köşger, “Tarihimizi iyi bilmemiz lazım, biz bir çadır devleti değiliz, biz bir muz cumhuriyeti değiliz, biz bin yıllık, iki bin yıllık devlet tarihi olan bir ülkeyiz” dedi.
Sinop Halk Eğitim Merkezi’nde 30 Kasım 1853 Sinop Deniz Savaşı şehitlerini anma etkinlikleri kapsamında konferans düzenlendi. Konferansa Sinop Valisi Yavuz Selim Köşger, Başbakanlık Müşaviri Özgür Özaslan, Garnizon Komutanı J. Albay Şefaattin Serten, Sinop Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Bircan, Turizm Müdürü Hikmet Tosun, İl Müftüsü Mustafa Erkan ve vatandaşlar katıldı. Gecenin açılış konuşmasını Sinop Hacı Ömer Camisi İmamı Muhammet Başoğlu yaptı.
Daha sonra kürsüye çıkan Vali Yavuz Selim Köşker günün anlam ve önemini belirten konuşmasında Osmanlı dönemimde sorun olan “Makamatı Mübakere”nin İsraillere geldiğinde neden sorun olmaktan çıktığına dikkat çekti. Köşger, “Öncelikle platform başkanımız olmak üzere bu platforma katılan tüm sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerini ve üyelerini huzurlarınızda tebrik etmek istiyorum. Sağ olsunlar Sinop’ta spontane bir şekilde kendiliğinden, bir bunu kendilerine vazife şiarı içinde hareket ettiler ve çoktandır unutulmuş olan hususu Sinop’un gündemine taşıdılar. İki üç gündür devam eden birçok etkinlikle bu günün anlam ve önemini hepimize hatırlattılar. Hepsine huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Biz kökü mazide olan bir atiyiz. Biz geçmişimizi bilmek zorundayız, biz geçmişimizin ne kadar derinlere dayandığını bilmek zorundayız. Biz bir muz Cumhuriyeti değiliz. Sinop’tan önce Makamatı Mübakere sorunu yaşanıyordu. Makamatı Mübakere sorunu ne demek? Mübarek makamlar, şuan ki Filistin’in bulunduğu topraklar Osmanlı toprakları o zaman ve oradaki mübarek makamlar denilen Hristiyanlarca kutsal sayılan beldeler var. Hz. İsa’nın doğduğu var sayılan mağara, Hz. Meryem’in Türbesi, Beytüllahim’deki birkaç büyük kilise vs. gibi. O bölge o topraklar bizde iken Hristiyanlar sürekli gelip bizim başımıza ekşiyorlardı. ‘İşte şurayı bize vermeniz lazım, kontrolünü bize vermeniz lazım’ bilmem ne. Sürekli Osmanlı’nın başına gayil olmuş bir husus bu Makamatı Mübakere meselesi. Ne zaman ki İsraillerin yani Yahudilerin eline geçti Makamatı Mübareke meselesi gündemden çıktı. Ben bunu bir soru işareti olarak kafanızda bir yere kayıt edin diyorum yani bu Makamatı Mübakere mevzusu bu bölge Osmanlı’nın kontrolünden çıktıktan sonra gündemden düşmüş bir husus. Bu Hristiyanların oralardaki kutsal beldeleri, niye şimdi sorun olmuyor? Niye gidip de İsrail’den ‘buraların kontrolünü bize vereceksiniz ya da oraya müdahale ediyorsunuz’ demiyorlar. Onu bir soru işareti olarak kaydetmenizi istiyorum ve geçmişimizi bilmezsek, tarihimizi bilmezsek gelecekte başka sıkıntılarla karşılaşacağımızın bilinmesini ifade ediyorum. Tarihimizi iyi bilmemiz lazım, biz bir çadır devleti değiliz, biz bir muz cumhuriyeti değiliz. Biz bin yıllık, iki bin yıllık devlet tarihi olan bir ülkeyiz. Yaşadığımız güncel sorunların arkasında tarihte yaşanan sorunların iz düşümleri var. Dolayısı ile tarihimizi gayet iyi bir şekilde bilmeliyiz, tarihimizde onun yasını tutalım ya da tutmayalım o önemli değil ama tarihimizden ibret almamız lazım, ders çıkartmamız lazım” diye konuştu.
Vali Köşger’in konuşmasından sonra Sinop Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Süha Oğuz Baytimur, 1853 Sinop Deniz Savaşı hakkında bir sunum gerçekleştirdi. Program, plaketlerin verilmesi ile son buldu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Edirne Keşan’da trafik kazasında hayatını kaybedenler için yapılan anıt açıldı Edirne’nin Keşan ilçesine bağlı Karacaali köyünde 1998 yılında meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden 7 öğrenci ve 1 servis şoförü için kazanın meydana geldiği noktada yenilenen anıt törenle açıldı. Törende konuşan Karacaali Köyü Muhtarı Mustafa Kocaalili, "Paşayiğit İlköğretim Okulu’na taşımalı eğitim kapsamında giden öğrencilerimizi taşıyan servis aracının geçirdiği kaza sonucunda, henüz yolun başındaki 7 evladımız ve görevini yapan 1 şoförümüzü kaybettik. Bu acı olay, yalnız aileleri değil tüm Karacaali’yi ve bölgemizi derinden sarmıştır. Bugün açılışını yaptığımız bu anıt, kaybettiğimiz evlatlarımız ve şoförümüzün aziz hatırlarını yaşatmak, benzer acıların bir daha yaşanmaması için toplumsal hafızamızı ve farkındalığı diri tutmak amacıyla inşa edilmiştir" diye konuştu. Edirne İl Genel Meclisi Başkanı Çiğdem Gegeoğlu, kazada hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı dilerken, Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan da kazanın meydana geldiği günü anlattı. Keşan Kaymakamı Aziz Mercan ise yaşanan kazanın büyük bir acı olduğunu dile getirerek, "Buradan hepimiz gerekli dersi alıyoruz. Bu olayların yaşanmaması için elimizden ne geliyorsa gerekli gayreti göstereceğiz" dedi. Paşayiğit İlkokulu ve Ortaokulu öğrencilerinin, anıta çiçek bıraktığı tören, dua yapılmasıyla sona erdi. Törene, muhtarlar, sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerin temsilcileri, kazada hayatını kaybedenlerin yakınları ve çok sayıda vatandaşlar katıldı.
Düzce Otobüs şoförlerinin duyarlılığı araç içi kamerasına yansıdı Düzce Belediyesi özel halk otobüsü şoförleri, rahatsızlanan yolcular için güzergahlarından çıkarak yolcuları hastaneye yetiştirdi. O anlar araç içi kamerasına yansıdı. Düzce Belediyesine bağlı Düzce Ulaşım A.Ş.’ye ait iki ayrı hatta görev yapan halk otobüsü şoförleri bir hafta arayla rahatsızlanan iki yolcuyu harekat merkezine haber verip güzergah dışına çıkarak Acil Servis’e ulaştırdı. İlk olay 7 Aralık’ta yaşandı. Düşmeye bağlı olarak yürüme güçlüğü çeken ve hastaneye gitmek isteyen genç kadını fark eden şoför İzzet Aydın, hastaneye yakın durakta indirmek yerine acil servisin kapısına kadar götürdü. "Harekat merkezine bildirip, güzergah değiştirdim" Olay günü yaşananları aktaran araç şoförü İzzet Aydın, "2013 yılından bu yana şoförlük yapıyorum. 7 numaralı hatta çalışıyordum. Krempark’ın oradan 3 kişi araca bindi. Bir tanesi ayağının üzerine basamıyordu. Geçmiş olsun dedim. Hastaneye gideceğiz dedi. Harekat merkezine bildirerek güzergah dışına çıkacağımı söyleyerek, hastayı hastaneye götürdüm. Araçta başka kimse de yoktu. Acilin önüne kadar götürüp, güzergahıma devam ettim" dedi. Bir diğer olay ise 12 Aralık Cuma günü gerçekleşti. Araca bindiğinde fenalaşan yolcuyu fark eden otobüs şoförü Suat Atmaca, Hastane Caddesi’ndeki duraktan "U" dönüşü yaparak güzergah dışına çıktı. Vakit kaybetmeden rotayı Atatürk Devlet Hastanesi Acil Servisine çeviren Atmaca kısa süre içerisinde Acil Servis önüne ulaştı. Otobüsten indirilip sedyeye alınan kadın yolcu, sağlık ekiplerine ulaştırıldı. "Vatandaşın sağlığı her şeyden önemlidir" diyen şoför Suat Atmaca, "Olay günü 18 nolu hatta çalışıyordum. Durağa yanaştığımda iki genç benden kolanya istedi. Ne olduğunu sorduğumda arkadaşlarının rahatsızlandığını söylediler. Harekat merkezini arayarak rotamdan çıkıp U dönüşü yaptım. Hastanede acil servise geldiğimizde servise bindirdik ve hastamızı sağlık ekiplerine teslim ettik. Bize periyodik eğitimler veriliyor, bu eğitimlerde bu sağlık konusunda da hassas davranmamız konusunda bilgilendirme yapılıyor. Bizimde çocuğumuz var, biz burada insanlık görevimizi yaptık" dedi. Yaşanan bu örnek davranışlar, Düzce Ulaşım A.Ş. bünyesinde görev yapan şoförlerin, yolcuların sağlığı ve güvenliği konusunda da sorumluluk bilinciyle hareket ettiğini gösterdi. Şoförlerin duyarlılığı diğer yolcular tarafından da tebrik edildi.
Ankara Sanatçı Metin Şentürk TBMM’de engelli bireylerin sorunlarını ve hayat hikayesini anlattı AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Kasapoğlu başkanlığında toplanan Engelli Bireylerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu’na katılan sanatçı Metin Şentürk, engelli bireylerin sorunlarını ve hayat hikayesini anlattı. Engelli Bireylerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu, AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Kasapoğlu başkanlığında toplandı. Komisyona sanatçı ve Dünya Engelliler Birliği Kurucu Başkanı Metin Şentürk katıldı. Komisyonun açılışında konuşan Kasapoğlu, "Tüm Komisyon üyelerimizin ortak inancı, engelli bireylerimizin toplumun tam merkezinde yer alması; sanatta, sporda, siyasette, akademide, medyada, üretimde, istihdamda her bir noktada en merkezde yer alması, onların merkezde yer almasıyla birlikte toplumun bu anlamdaki algısı, bakışı çok güçlü şekilde değişiyor. Kullanılan dilden, ön yargıların kırılmasına kadar pek çok değişimi gözlemliyoruz. İşte, Metin Bey’in bu anlamdaki yolculuğu da hem sanat alanında hem de sivil toplumdaki mücadelesi bu açıdan çok kıymetli ve çok ama çok öğretici" diye konuştu. "9 kişilik ailenin 6 kişisi kör oldu" Konuşmasına kendi hayat hikayesini anlatarak başlayan Metin Şentürk, "7 çocuklu bir ailede doğdum. Yalnız hayatın anneme acımasız şakaları enteresan bir şekilde devam etti. Baba tarafından genetik körlük vardı. 2 kız kardeşim, 2 erkek kardeşim, babam ve ben, hepimiz sağlam doğmamıza rağmen, 9 kişilik bir ailede 6 kişi zaman içinde yaşanan küçük problemlerden körlükle karşıya kaldı. 9 kişilik ailenin 6 kişisi kör oldu. Bugüne kadar hayatımı kolaylaştıran yegâne unsurun bakış açısı olduğuna çok inandım. Bakış açınızı değiştirdiğinizde acınızı değiştirebiliyorsunuz" dedi. "Sahadaki çalışmalarınız içinse ben 7/24 hazırım" Engelliliğin, engelliden ziyade aileleri için daha zor olduğuna inandığını dile getiren Şentürk, "Engelli hayatına bir şekilde alışıyor ama aileler için her uyanılan sabah aynı tabloyla karşılaşmak biraz daha farklı. Evlatlarının önündeki engelleri aileler, sonra yasalar, sonra da vicdanlar kaldırırsa bazı şeylerin çok daha iyi olacağına inanıyorum. Sahadaki çalışmalarınız içinse ben 7/24 hazırım. Emeğimle, bedenimle, ruhumla ve gönlümle yanınızda olmaya hazırım. Şayet bu işe yarayacaksa, dediğim gibi, 7/24 ülkenin her tarafında emek veririm. Çünkü sonuç itibarıyla, benim bu ülkede bu kadar emek verme çabamın tek bir nedeni var. Askerlik yapamadığım bir ülkede askerliğimi bu şekilde tamamlıyorum, bu da benim hayata bakış açımın bir tarafı" ifadelerini kullandı.