GENEL - 09 Mayıs 2019 Perşembe 12:26

Kırım’ın Yalta kentinden atılan şişe, Sinop’ta bulundu

A
A
A
Kırım’ın Yalta kentinden atılan şişe, Sinop’ta bulundu

Kırım’ın Yalta kentinden bir çocuk tarafından atıldığı tahmin edilen ve içerisinde bir not bulunan şişe, deniz çöplerini araştıran bir ekip tarafından Sinop sahilinde bulundu.

Kırım’ın Yalta kentinden bir çocuk tarafından atıldığı tahmin edilen ve içerisinde bir not bulunan şişe, deniz çöplerini araştıran bir ekip tarafından Sinop sahilinde bulundu.


Sinop Üniversitesi (SÜ) tarafından yürütülen ’Karadeniz’in Sinop İli Sahillerinde Deniz Çöplerinin Araştırılması Projesi’ kapsamında sahillerdeki deniz çöpleriyle oluşan kirliliği araştıran proje ekibi, stat yolu mevkisindeki sahilde, içerisinde not bulunan plastik bir şişe buldu. Notun bir çocuk tarafından kaleme alındığı ve şişenin Sinop’a yaklaşık 150 deniz mili uzaklıktaki Yalta kenti yakınlarında çocuklar için faaliyet gösteren bir kamptan atıldığı tahmin ediliyor.


Projenin yürütücüsü Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Bat, bulunan şişenin Karadeniz’in akıntı sistemini ve buna bağlı olarak denizel çöplerin sınır ötesi bir tehdit olduğunu en güzel şekilde anlattığını söyledi. Prof. Dr. Levent Bat, "Sinop’un farklı noktalarında sahillerde yer alan deniz çöpleri kirliliğini araştırdığımız ’Sinop İli Sahillerinde Deniz Çöplerinin Araştırılması Projesi’ sırasında araştırma ekibi stat yolu mevkisinde sahilde plastik bir şişe içerisinde bir not ile karşılaştı. Bu notta bir kağıt üzerine çizilmiş resimler ve Rusça bir metne rastladık. Bu metni Ukrayna’da birlikte çalışmalar yürüttüğümüz ortaklarımızdan birine gönderdiğimizde bize Rusçayı çok iyi bilmeyen bir çocuğun bir mektup çizimi olduğunu ve bir oyundan bahsettiğini anlattı ve Yalta yakınlarında yer alan Artek adında çocuklar için bir kamp olduğunu ve bu mesajın belki de buradan gelmiş olabileceğinden bahsetti. Bu durum önemli bir gerçeği bizlere anlatıyor. Deniz çöpü problemi her birimizi etkileyen sınır ötesi bir problem ve Karadeniz’in akıntı sistemi göz önüne alındığında denizel çöplerin taşınma durumu gözler önüne serilmektedir" dedi.


Yürütülen proje hakkında bilgi veren Bat, "Proje kapsamında Sinop’ta yer alan 9 farklı noktada yapılan ilk örnekleme çalışmalarında sahillerde yoğun miktarda deniz çöpünün bulunduğu gözlenmiştir. Araştırma alanlarında rastlanan çöplerin yoğun olarak plastikten oluştuğu saptanmıştır. Plastik çöpler bugün denizel ortamında en yaygın kirleticileridir ve uzun süren bozulma süreçleri nedeniyle ekosistemde varlıklarını uzun yıllar boyunca sürdürmektedirler. Araştırma sırasında örnekleme bölgelerinde yabancı orijinli çöplerin varlığı da dikkat çekmiştir. Sinop sanayi kirliliğinin olmadığı, balıkçılık ve turizmin ön plana çıktığı bir yerleşim alanıdır. Sadece yaz aylarında gözlenen, artan nüfustan kaynaklanan bir evsel kirlilik bulunuyor. Sinop kıyılarında önemli sayılabilecek bir kirlilik yok. Fakat kontrolsüzce çevreye bırakılan atıklar ve Karadeniz’in akıntı sistemi göz önüne alındığında denizle çöplerin taşınma durumu Sinop sahillerinde önemli bir kirliliğe neden olmakta. Bu nedenle çevreyi koruyucu bir yaklaşım sergileyerek bireysel olarak da atıklarımızın uygun şekilde bertaraf edilmesine yönelik önlemler almak, çöp üretimini azaltmak ve geri dönüşümlü ürünler kullanmaya yönelmek gelecek nesiller için gereklidir" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ dolayısıyla etkinler düzenlendi Her yıl 26 Nisan’da kutlanan ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri’ günü dolayısıyla Bayburt’ta da çeşitli etkinlikler yapıldı, alanında uzman isimler ve öğrenciler Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’nü düzenledikleri programla kutladılar. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Eczane Hizmetleri öğrencileri tarafından ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ münasebetiyle panel, tiyatro, söyleşi ve stanttan oluşan etkinlikler organize edildi. Düzenlenen program, panelle başladı. ’Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp: Fitoterapi’ paneline konuşmacı olarak katılan Karadeniz Teknik Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Özgen ve Akademisyen/Yazar Doç. Dr. Kenan Taştan, bitkilerin tedavi süreçlerindeki temel ve yardımcı fonksiyonlarını anlatan çok yönlü sunumlarını katılımcılarla paylaştılar. Doç. Dr. Kenan Taştan konuşmasında Geleneksel tedavi yöntemlerinin önemine vurgu yaptı. Halk arasında çok fazla bilinen ve kullanılan hacamat yöntemine özellikle ayrı bir parantez açan Taştan, “Hacamat mutlaka işin uzamanı bir hekim tarafından ve gerekli tahliller yapıldıktan sonra uygulanmalıdır. Aksi halde özellikle kan hastalıkları olan bireylerde ya da enfeksiyondan kaynaklanan problemler ciddi rahatsızlıklara yol açması söz konusu olabilir” diyerek konuştu. Prof. Dr. Ufuk Özgen ise konuşmasında birçok ilacın hammaddesini oluşturan bitkilerin şifalı özelliklerine değindi. Ancak ilaçlarla birlikte kullanılan bitkisel çayların ya da bilinçsizce kullanılan bitkisel ürünlerin çok ciddi yan etkileri olabileceğine vurgu yaptı. Etkinliğin ikinci ayağında Eczane Hizmetleri öğrencileri Şehit Recep Eşiyok Ortaokulunda öğrencilerle bir araya geldiler. Öğrenci Ecem Şahin’in kaleme aldığı tiyatro oyunu ile ortaokul öğrencilerine akıllı ilaç kullanımının önemine ve gerekliliğine dikkat çektiler. Ardından Eczane Hizmetleri öğretim elemanlarından Dr. Öğr. Üyesi Ümit Karakaş, öğrencilere ilaçlar ve akılcı ilaç kullanımı konulu söyleşisini gerçekleştirdi. Etkinlik Bayburt şehir merkezinde Yakutiye Camisi önünde kurulan stant ile son buldu. Stantta ’Doğru İlaç Kullanımı’ konusunda vatandaşla buluşan gençler, konu ile ilgili el broşürü, ilaç zamanlama ve taşıma kutusu dağıttılar. Öğrenciler, vatandaşlara ilaç ile ilgili sorular sorarak, doğru ilaç kullanımına yönelik farkındalık kazandırmaya çalıştılar. Konu ile ilgili olarak düzenleme komitesi başkanı öğrenci Nazım Onur Bulut, akıllı ilaç kullanımı hakkında bilgiler vererek, "Akıllı ilaç kullanımı konusunda toplumun bilgilendirilmesi için oldukça önemli nedenler bulunmaktadır. Bu gerekçelerin ilki modern sağlık bakımındaki kimyasal ajanların önemli rolünün olmasıdır. İkincisi bireylerin sağlıkları ile ilgili sorumluluk alabilmelerini ve uygun tedavi edici stratejilerin belirlenmesini sağlamaktır. Üçüncüsü, bireylerin tedavi edici kararlarında rol almaları ve sonraki dozlar ve süreç ile ilgili bilgilendirilme haklarının olmasıdır. Dördüncüsü ise bireylerin akılcı ve güvenli ilaç teminini ve etik olmayan ticari tanıtımdan zarar görmemelerini sağlamaktır" dedi.