KÜLTÜR SANAT - 06 Temmuz 2019 Cumartesi 10:21

Seyit Saatçi: “Karikatür bir güldürü sanatı değil"

A
A
A
Seyit Saatçi: “Karikatür bir güldürü sanatı değil"

Karikatür, resim, mizah öyküsü ve deneme yazıları alanlarında çalışmalar yapan Seyit Saatçi karikatür sanatını anlattı.

Karikatür, resim, mizah öyküsü ve deneme yazıları alanlarında çalışmalar yapan Seyit Saatçi karikatür sanatını anlattı.


Yurt içi ve yurt dışında kırka yakın karikatür dergisinde çizimleriyle tanınan Seyit Saatçi, sanat hayatı boyunca birçok ödüle layık görüldü. Çizgiyi bir silah olarak tanımlayan ve eserleriyle hayatı harmanlayan Saatçi, karikatüre merakının ilkokul yıllarında başladığını belirterek, “Tarihini hatırlamıyorum çocuklar doğduğunda emekler, yürümeye başlarlar bende de bu kabiliyet, karikatür, çizgi isteği doğduğunda her çocuk gibi önce emekledi sonra yürümeye başladı. Baktım ki yürümeye başladık. Önce dergilere çizdik, o kulvarlarda koştuk tabi o koşma antrenmanlarımız, aslında koştuğumu zannettik. Ama aslında orada antrenman yapıyormuşuz. Sonra baktım ki karikatür farklı bir olgu karikatür başlı başına bir sanat. Çünkü bir romanın belki tek karede özetidir. Belki bir ansiklopedinin belki birkaç kitabın tek karede özeti karikatür. Dedim ki öyle yapmalıyım ki ben bunu bu kulvarda ipi göğüslemeliyim. Tabii ki terleyeceğim tabii ki yorulacağım. Biliyorum ki akıttığım her ter satıra akan, karikatürü oluşturan mürekkep olacak ve ben de dünden bugüne koşuyu devam ettiriyorum” dedi.



“Sanat ne büyük bir silah”


Karikatürün Türkiye’de sürekli yargılandığını ve hor görüldüğünü ifade eden Saatçi, "Karikatür ülkemizde yöneticiler tarafından eğer kendilerine karşı tavır alınmışsa tavır görür. Bence esası odur. Ben daha önce karikatürden 2 kez yargılandım. Bir altı yıl ağır hapis cezasıyla birde 3 yıl hapis cezasıyla yargılandım. Bu benim onur madalyalarım çünkü şunu söylüyorum: Bence yaşanan olumsuzluklara tepki verebilmek direnmek insani bir gerekliliktir diye düşünüyorum. Eğer insani gereklilik benim hayatımda sanatımda da varsa ve bu sanatı yaptığım için eserimle beni ona karşı duran karşı gerçekçiler yargılıyorsa ben bundan onur duyarım. Bu benim onur madalyamdır. Ve dünyanın en büyük ödülünü alsam bu kadar haz duymam. Demek ki biz yolunda gitmeyen bir şeyleri fark etmişiz ki onlar korku duymaya başlamış. Çizgi ne büyük bir silah sanat ne büyük bir silah, ben hep şunu diyorum düşün şarjörünün mermisini boşalt satırlara almak isteyen üzerine alsın” diye konuştu.



“Bir paragraf bile okumaz olduk”


Karikatürde öncelikli amacın topluma mesaj veren bir sanat olması gerektiğini söyleyen Saatçi, "Ben bu karikatürden ödül alırım diye çizmemek gerekiyor. Topluma nasıl mesaj verebilirim? Toplumu gittiği yanlıştan nasıl geri döndürebilirim? diye düşünmek gerekiyor. Çünkü toplum kitap okumuyor, bir paragraf yazı okumaktan bile aciz bir toplum olduk artık. Tabii ki sözüm sadece kendine bir pay çıkarıp alana sözüm hiç kimseye değil. Çünkü biliyorsunuz entelektüalizm kültür birikimi değildir. Entelektüalizm olayları anlık temele indirgeyen davranış bilimidir. Bir şeyi teorik olarak savlarla savunan, onun doğruluğunu kanıtlamaya çalışan ama hiçbir pratik deneyim sunmayan kişilerdir bunlar. Teori pratiğe geçmedikten, hayatla bütünleşmedikten sonra hiç bir şeydir. Niye şiirler vardır? Nazım Hikmet şiirlerinde niye yaşama ve insana dair konuları ele almıştır? Demek ki sanat, edebiyat, karikatür, yazı, çizgi görsel ve yazınsal olan şeyler halka ve insana hitap ettiğinde bir silah oluyor. Ve karşıdaki insanlar korkuyor yok etmeye çalışıyor. Doğruları göstermeye çalışan insanları yargılıyorlar. Zindanlara atıyorlar. Biz de yaşadık bunları bizden sonrakiler de yaşayacak. Önemli olan acı çekmek değil acı çektiğini söylemek değil önemli olan çektiğin acıyı yaşamının içeriğinde nasıl değerlendirdiğindir. Popüler kültürün hakim olduğu, bazı dizi filmlerin hayatı yönlendiren birer beyin teşvik mekanizması haline dönüştüğü bir sistemde gerçek olanı görmekten sıkılanların çoğunlukta olduğu bir yaşam biçiminde maalesef, olması gerektiği yerde değil, oldurulan yerdedir kanısındayım” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Başkan Bozbey, "İnegöl mobilyasını dünyada tanıtmak hepimizin sorumluluğudur" Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Türkiye’nin en köklü mobilya ve dekorasyon fuarı olan ve bu yıl 50’ncisi düzenlenen Uluslararası İnegöl Mobilya Fuarı’nı (MODEF) ziyaret etti. Bozbey, "İnegöl mobilyasını dünyada tanıtmak hepimizin sorumluluğudur" dedi. Türkiye’nin önemli mobilya üretim merkezlerinden biri olan İnegöl İlçesinde düzenlenen fuar, yurt içi ve yurt dışından gelen mobilya profesyonellerini bir araya getirdi. 171 firmanın yeni sezon ürünlerini sergileme imkanı bulduğu fuarı ziyaret eden Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, fuar alanındaki esnafı gezerek fuarın hayırlı olması temennisinde bulundu. Mobilya üretiminde çalışan tüm emekçileri ve firma yetkililerini tebrik ederek söze başlayan Başkan Bozbey, “Dile kolay 50 yıldır gerçekleşen, gelenekselleşmiş bir fuardayız. Mobilya denilince artık akla sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da değil, dünyanın birçok yerinde İnegöl geliyor. İnegöl, Bursa’nın çok önemli bir ilçesi. Fuarlar aracılığıyla İnegöl mobilyasını dünyada tanıtmak hepimizin sorumluluğudur. Çünkü İnegöl mobilyasını tanıttığımız sürece ihracat artacaktır. İhracat arttığı sürece de hem kentimiz hem de ülkemiz kazanacaktır” diye konuştu. Firma sorumlularının İnegöl mobilyasını tanıtmak noktasında duyarlı ve özverili olduğunu belirten Başkan Bozbey, kent yöneticileri olarak arzu ettikleri ve hedefledikleri hizmetleri yerine getirmekten sorumlu olduklarını ve bu manada yapılması gereken çalışmaları takip edeceklerini ifade etti. İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası (İTSO) Başkanı Yavuz Uğurdağ, fuarı ziyaretlerinden dolayı Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e ve Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Teşkilatı’na teşekkür etti. Tüm esnafa hayırlı işler dileklerinde bulunan Başkan Bozbey, firma yetkilileri ve fuarı ziyarete gelen vatandaşlarla fotoğraf çektirdi.
Manisa CHP Genel Başkanı Özel memleketi Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde halka seslendi: “Kimse istiyor diye kimseyle kavga etmem" CHP Genel Başkanı Özgür Özel memleketi Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde halka seslendi. Özel, “Seçmen kavga istemiyor, çalışmak istiyor. Kimse istiyor diye kimseyle kavgam etmem. Kimseyi beni eleştiriyor diye gündeme getirmem. Kavgayı elbette ederim, cesaretle ederim. Kavgayı çiftçi için, esnaf için emekliler için ederim.” dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel memleketi Manisa’nın Sarıgöl ilçesini ziyaret etti. İlçe ziyaretinde Kent Meydanında coşkulu bir kalabalığa hitap eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Bugün ilk kez yıllardır gelip gittiğim Sarıgöl’de CHP Genel Başkanı olarak kucaklaşıyorum, hepinize çok teşekkür ediyorum. CHP’nin Genel Başkanı olacağıma ilk inanan ilçe bunu ilk söyleyen ilçe yıllardır Sarıgöl’dür. Biraz önce onlarca büyüğüm ‘Ben sana 10 sene önce ne dedim, 8 sene önce ne dedim’ diye hatırlattılar. Biliyorsunuz büyük bir kötülükle mücadele ettik, siz de ettiniz, hala ediyoruz, edeceğiz. Bizim gücümüz iyiliktir, iyi insanlardır. Hepinize yürekten teşekkür ediyorum. Biz bir zaman bu belediyeyi çok hak etmeyerek hepimizin ufak tefek kusurlarıyla kaybettik. Yıllarca MHP’nin elinde kaldı biz sabrettik ama üzdüler bizi. Sarıgöl’ün en yardımsever insanını otobüs üstlerinde yuhalattılar. Tek suçu partisine sahip çıkmaktı. Hüseyin abinin elini tuttum o ağladı ben ağladım dedim ki ‘Merak etme bir gün bu belediyede seninle birlikte oturacağız’ dedim. Şimdi belediyede beni bekliyor. Aramızda olmayanları rahmetle olanları minnetle anıyorum Allah onlardan razı olsun. 23-24 köyümüz var, 35 mahallemiz var. Hepsini tek tek gezdik. Belediye Başkanımız Tahsin Akdeniz güzel anons yapar. Biz çok zorluk çektik. MHP belediyesi çok eziyet etti. Dışlandık. Bugün biz geldik ama gün bize edileni etme günü değildir. Tahsin Başkanım ve CHP’lilerin hepsi ne kadar MHP’li varsa ne kadar AK Parti’li varsa kucaklıyoruz. Ben milletvekili oldum, çok çeşitli görevler yaptım, genel başkan oldum. Herkes hemşehrimize sahip çıkacağız diyerek oy verdiler. Verenlerden de vermeyenlerden de Allah razı olsun. Atatürk’ün partisi kin gütmez, intikam almaz, affeder, kapısını açar buyur eder. Bu parti baba evidir. Herkesin bir zamanlar baba evi burasıydı. Herkes bilir ki baba evinin bacası tütmektedir. Bu CHP’liler o bacayı tüttürenlerdir. AK Parti’lilere, MHP’lilere, Gelecek’lilere, İYİ Partililere bütün partililere kapımız her zaman açıktı. Baba evinin tapusu ne Özgür Özel’dedir ne de bir başkasında bir kişiye kayıtlıdır o da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. O yüzden ‘Ben MHP’liyim şimdi ne çekeceğim’ demeyin. Biz sana hizmet edeceğiz, hürmet edeceğiz, saygı sevgi göstereceğiz. Madem ki kutuplaştırmaları kaldıracağız, Sarıgöl’den başlatacağız, kucaklaşacağız” dedi. "Seçmen kavga istemiyor, çalışmak istiyor" Seçimlerde halkın hem iktidara hem de kendilerine önemli mesajlar verdiğini dile getiren Özel, "Biz bu seçimde Sarıgöl’de Manisa’nın 15 ilçesinde Türkiye’de yüzde 38 oyla bir zafer kazandık ama şımarmadık, biz büyük bir görev üstlendik. Sırtımızda eşit ve ayrımsız hizmet etmenin, çiftçilere, emeklilere, emekçilere ve gençlere sahip çıkmanın sorumluluğu vardır. Onların sorunlarını dile getirmenin yükümlülüğü vardır. Onlarla birlikte yürüyüp onların dertlerini çözecek CHP’yi iktidar yapma sorumluluğumuz vardır. İşte bunun için çok çalışacağız. Sorumluluğun farkında olacağız ve yakaladığımız fırsatı değerlendireceğiz. Bu fırsat evlatlarımızı işe sokma fırsatı değil, yandaşları zengin etme fırsatı değildir. Bu fırsat Türki’nin tarihini yeniden yazma, Atatürk’ün partisini yeniden iktidar yapma fırsatıdır. bu nedenle tüm kadrolarımız çok çalışacak. Örgütümüz başkanlara sahip çıkacak. Başkanlarımızda tüm partilerin belediye başkanları orada üzerine düşen sorumluluğu yerine getirecek. Önümüzdeki seçimler için CHP’nin iktidarı için herkes sabredecek, herkes fedakârlık yapacak, kusur görürse üstünü örtecek, yanlış görürse uyaracak, doğruyu alkışlayacak, herkese anlatacak hepimiz bu ülkenin makûs tarihini yeneceğiz, yoksulluğu, işsizliği yeneceğiz, çiftçiyi, ‘Al ananını da git’ dediklerini yine Gazi’nin dediği gibi milletin efendisi yapacağız. Bugün burada sizinle birlikte geldiğimiz oturduğumuz sohbet ettiğimiz bu şirin ilçeden bütün ülkeye bir kez daha seslenmek istiyorum. 31 Mart seçimleri yeni bir siyasi hat, yeni bir siyasi iklim, yeni bir sorumluluk, yeni bir dönem başlattı. İktidara da mesaj verdi bize de mesaj verdi. Bizi 47 yıl sonra kullandığımız pozitif dili bizim halkın gerçek sorunları ışında sorunlarla ilgilenmeyeceğimize ilişkin irademizi, istedikleri kadar hakaret etsinler, küfretsinler buna karşı sadece gerçek meseleleri konuşma iradesini ödüllendirdi. Bize bir kredi açıldı. Bu kredi Türkiye’nin geleceğine yatırım yapan bir yatırım kredisiydi. Bugün tüketmek için verilen bir tüketici kredisi değil. Eğer iyi yönetirsek seçmen bize yönünü döndü. Seçmen kendisinden oy alıp onu unutanlara, zenginlerle paylaşanlara, bir avuç zengin için hepimizin cebine el atanlara da sırtını döndü. Önümüzde sorumluluklarımız var. Seçmen kavga istemiyor, çalışmak istiyor. Bizden mücadele ederken müzakereyi de sürdürmemizi istiyor. Şunu biliyor ki Özgür Özel konuşurken suni gündemlere takılmaz, birilerinin isteklerinin peşine düşmez ama kendi gündeminden de birilerini düşürmez, kimi düşürmez, çiftçiyi, atanmayan öğretmenleri, staj mağdurları, esnafı dilinden düşürmez, Özgür Özel 10 bin Liraya geçin dedikleri emeklinin derdini dilinden düşürmez. Kimse istiyor diye kimseyle kavgam etmem. Kimseyi beni eleştiriyor diye gündeme getirmem. Kavgayı elbette ederim, cesaretle ederim. Kavgayı çiftçi için, işçi için, esnaf için, halk için, emekliler için ederim. İlk günden bugüne bana sahip çıkan Sarıgöl’e minnet ediyorum. Belediye Başkanımızı örgüte, Başkanımızı Sarıgöllülere, Sarıgöllüleri de Allah’a emanet ediyorum. Yine görüşeceğiz. Hepinizi çok seviyorum.” şeklinde konuştu. Özel, halka hitap etmesinin ardından CHP’li Sarıgöl Belediye Başkanı Tahsin Akdeniz’i ziyaret için belediyeye geçti.