GÜNDEM - 23 Haziran 2025 Pazartesi 14:36

Sinop’ta "Üreten Çocuklar Köyü" kapılarını açtı

A
A
A
Sinop’ta "Üreten Çocuklar Köyü" kapılarını açtı

Sinop’un Çobanlar Köyü’nde kurulan "Üreten Çocuklar Köyü", çocuklara doğa ile iç içe, çok yönlü bir öğrenme deneyimi sunuyor.


Çobanlar köyünde yer alan Üreten Çocuklar Köyü, çocuklara doğa, bilim, sanat, spor ve tarım alanlarında deneyim kazandırmak amacıyla kapılarını açtı. Ata tohumlarının toprakla buluşmasıyla birlikte yaz kampı resmen başladı.


Üreten Çocuklar Köyü sahibi Elif Sivri, çocukların burada hem eğlendiğini hem de temel yaşam becerileri kazandığını belirtti. Sivri, "Burada bugün ata tohumlarımızı toprakla buluşturduk. Bu şekilde yaz kampımızın açılışını da gerçekleştirmiş oluyoruz. Burada çocuklarımız bahçeyle ilgileniyorlar, tarımla ilgileniyorlar. Kümes hayvanlarımız var, hayvanların bakımını yapıyorlar. Resim kursumuz, doğada matematik, eğlenceli fen bilimleri deneyleri, robotik kotlama atölyeleri, sanat atölyeleri, dikiş atölyeleri gibi atölyelerimiz mevcut, oralarda etkinliklere katılıp vakit geçiriyorlar. Daha kayıtlarımızı almaya devam ediyoruz ama bir ay boyunca 20 çocuk olarak devam ediyoruz" dedi.


Kampın açılış gününe özel olarak palyaço gösterileri, yüz boyama etkinlikleri ve müzikler eşliğinde dans gibi eğlenceli aktiviteler düzenlendi. Etkinlikler ile ilgi bilgiler veren Sivri, "Bu güne özel palyaço arkadaşlarımız çocuklarımıza yüz boyama etkinliği yaptırıyorlar. Müzikler eşliğinde dans ettirdiler. Daha sonra çuval yarışı yapılacak. Çocuklarımızı eğlendirmek için geldiler. Çocuklarımız burada resim öğretmeni eşliğinde resimlerini yapıyorlar. Burada genel yaşam becerileri kazanmış oluyorlar. Burası çocuklarımızın dinlendikleri oyun evleri. İçeride bazen kitap okuyorlar. Bazen kutu oyunlarını alıp içeride kutu oyunlarını oynuyorlar. Bazen birbirleri ile sohbet ediyorlar. Burada teleskobumuz var. Burada da yıldız gözlemi yapıyoruz. Gündüzleri güneş gözlemi yapacağız güneş filtresi aracılığıyla. Aynı zamanda burada açık hava sinemaları yapıyoruz" ifadelerinde bulundu.


Ayrıca köyde, çeşitli cins süs tavukları ve oldukça uysal olan brahma cinsi tavuk ve horozlar da bulunuyor.



Sinop’ta "Üreten Çocuklar Köyü" kapılarını açtı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Prof. Dr. Özkan: "Diş koltuğunda öğürme refleksi mi yaşıyorsunuz? Nedeni bağırsaklarınız olabilir" Diş hekimliğinde hastaların yüzde 15’inde görülen şiddetli öğürme refleksi, birçok diş tedavisinin yarım kalmasına, genel anesteziye ihtiyaç duyulmasına, hastalarda kalıcı diş hekimi korkusuna ve ağız sağlığının bozulmasına neden olduğunu anlatan Uzman Diş Hekimi ve Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Birkan Taha Özkan bu sorunun çoğunlukla sadece psikolojik olmadığını belirterek, "Özellikle gut hastalarında, bağırsak duvarına saplanan ürik asit kristalleri, vagus siniri yoluyla beyin sapındaki öğürme merkezini uyarıyor. Bu da diş koltuğunda kontrol edilemeyen öğürme krizlerine neden olabiliyor. Sorun, bağırsak-beyin ekseniyle doğrudan ilişkili" dedi. Özkan, yaptığı açıklamada öğürme refleksinin dil kökü, yumuşak damak ve boğaz gibi bölgelerin istemsiz uyarılmasıyla gelişen, doğal bir korunma mekanizması olduğuna değinerek, "Ancak refleksi aşırı duyarlı kişilerde şu durumlara yol açar: Tedavi yarım kalır. Kusma, nefes darlığı ve panik hissi gelişebilir. Diş hekimi korkusu kalıcı hale gelir. Çürükler ve diş eti hastalıkları ilerler. Genel anestezi riskleriyle başbaşa kalır" diye konuştu. Özkan’a göre öğürmeyi etkileyen en önemli tetikleyiciler ise şöyle : "Bağırsak beyin ekseni. Gut hastalarında bağırsaktaki iltihap ve kristaller, vagus siniriyle beyne refleks uyarımı gönderir. Nörolojik ve anatomik duyarlılık. Bazı kişilerde yumuşak damak ve dil kökü sinirleri aşırı hassastır. Basit bir temas refleksi tetikleyebilir." Özkan bundan kurtulmanınn önerilen 5 etkili çözüm yöntemini ise şöyle sıraladı: "Temassız lazer destekli tedavi. Fiziksel temas minimuma indirilir. Kanamasız ortam sağlanır. Refleks tetikleyici koku ve sıvılar oluşmaz. Çürük temizliği, kanal tedavisi, doku kesimi ve implant işlemleri hassasiyetle ve tek seansta tamamlanabilir sayesinde korku azalır. Sessiz motorlu el aletleri. Yüksek frekanslı sesler yerine ses desibeli düşük el cihazları (airatör ve mikromotorlar) kullanılır. Bu sayede işlem sırasında sessiz ortam sağlanır. Bu, hastanın kaygısını ve refleks yanıtını yüzde 90 oranında azaltır. Blok anestezi. Dil kökü ve yumuşak damakta bölgesel anestezi uygulanarak dil öğürme refleksi ve ağrı baskılanır. Sprey kullanılmaz çünkü öğürmeyi tetikleyebilir. Dil ekartasyonu ve ağız açıklığını sınırlama. Tedavi sırasında dile baskı uygulanmaz, dilin kontrollü ekarte edilmesiyle hareket sınırlandırılır. Ağız, mümkün olan en az açıklıkla tutulur; bu sayede refleks baskılanır. Tedavi aralıklarıyla dinlendirme protokolü. Seans boyunca çene eklemi korunur, hastanın refleks eşiği gözetilerek sık aralıklarla dinlendirme uygulanır. Aksi takdirde beynin stres merkezi olan hippokampus uyarılarak öğürme artar. El cihaz ve narin alet kullanımı. Küçük başlıklı el cihazları ve narin el altlerinini ağız içinde kullanılması ağzı içinde fazlalık hissini sonlandırır, dil yanak ve boğaz temasını minimumam indirir. Bu sayede konforlu ve öğürmeden kaçındıran bir tedavi yöntemi benimsenir." Özkan, tedavi öncesi hastaların, hafif bir öğünle gelmesi, burun tıkanıklığı varsa deniz suyu spreyi kullanması, derin nefes almayı (diyafram nefesi) öğrenmesi, kaygıların hekimle paylaşılması gerektiğini ve seans sırasında burundan yavaşça nefes alınması gerektiğini söyledi. Artık öğürme refleksi diş tedavilerine engel değil Özkan, "Lazer destekli işlemler, sessiz cihazlar, narin el aletler, kısa işlem süreleri ve kişiselleştirilmiş tedavi protokolleriyle gut hastalarında ve refleksi hassas bireylerde öğürme refleksini yüzde 83’e varan oranlarda baskılayabiliyoruz. Tedaviler tek seansta tamamlanabiliyor, diş hekimi korkusu sona eriyor. Refleksin nedenlerini hedef alarak çalışan bu yaklaşımlarla, hem fizyolojik hem psikolojik düzeyde çığır açan bir konfor sağlanmasını öneriyor" dedi.