GENEL - 07 Şubat 2017 Salı 10:38

Şırnak’ta kanat tüyleri kesilen 14 turaç kuşu bulundu

A
A
A
Şırnak’ta kanat tüyleri kesilen 14 turaç kuşu bulundu

Şırnak’ın Silopi ilçesinde bir ihbar üzerine harekete geçen Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü ile jandarma ekipleri bir vatandaşın evinde 14 adet turaç kuşu buldu. Doğa Koruma ve Milli Parklar Şırnak Şube Müdürü Orhan Kalay, evinde turaç kuşu bulunan vatandaşa yaklaşık 9 bin TL idari para cezası ve tazminat kesildiğini söyledi.
Turaç kuşu 2011 yılında Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından koruma altına alınmıştı. Şırnak’ın Silopi ilçesinde bir ihbarı değerlendiren Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü ile jandarma ekipleri bir vatandaşın evinde 9’u dişi 5’i erkek olmak üzere 14 adet turaç kuşu ele geçirdi. Ele geçirilen turaç kuşların kanat tüyleri kesildiği için uçamadıkları tespit edildi. Şırnak Orman ve Su İşleri Müdürlüğü Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü tarafından koruma altına alınan turaç kuşlarının yapılan ön incelmelerinin ardından doğaya salınacağı belirtildi.
Turaç kuşunun Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından koruma altına alındığını belirten Doğa Koruma ve Milli Parklar Şırnak Şube Müdürü Orhan Kalay, doğal güzelliklerin, doğal kaynakların yaşadıkları doğal ortamlarından alınmamasını vatandaşlardan talep ettiklerini söyledi. Duyarlı bir vatandaşın ihbarını değerlendirdiklerini ifade eden Kalay, “Duyarlı bir vatandaşımız tarafından bize ulaştırılan bilgi dahilinde jandarma ekiplerimizle beraber Silopi ilçemizde bir vatandaşın evinde 14 adet turaç olduğu haberi aldık. Jandarma ekiplerimizle beraber gidip vatandaşın evinden kuşları aldık. Vatandaşın beyanına göre turaçlar yavru iken doğadan alınmış durumda. Bir müddet evinde besledikten sonra olay bize intikal edince turaçları vatandaştan aldık. Bunlardan 9 tanesi dişi, 5 tanesi erkek turaç. Biz burada bir merkez oluşturduk. Kafes oluşturduk. Burada kanatları kesilmiş durumda olan turaçların uçabilecek düzeye ulaştıktan sonra tekrardan Silopi ilçesi sınırlarında yaşama alanlarına bırakmayı düşünüyoruz” dedi.
Kalay, turaç kuşlarının Şırnak’ın Cizre ve Silopi ilçeleri sınırları dahilinde mısır ve pamuk tarlalarında yaşamlarını sürdürdüğünü belirtti. Gerekli tahkikatları yaptıklarını belirten Kalay; “Jandarma ile beraber gerekli tahkikatımızı yaptık. Yaklaşık 9 bin liraya yakın idari para cezası ve tazminat uygulayacağız vatandaşa. Vatandaşlarımızdan isteğimiz bu tür doğa zenginliklerimizi, doğal kaynaklarımızı, doğal güzelliklerimizi bulundukları yerden almamaları veya öldürmemeleri, vurmamalarıdır. Herhangi bir durumla karşılaşmalarında yaralı yaban hayvanı olabilir veya bu tür kuşlar olabilir, vatandaşların elinde olabilir, bilinçsiz bir şekilde doğadan alınan hayvanları Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü’ne ulaştırmalarını talep ediyoruz. Gerekli desteği hayvanlara sağladıktan sonra tekrardan doğal yaşam ortamlarına ulaştıracağız” şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.