GENEL - 05 Eylül 2018 Çarşamba 13:06

Güvenlik kuvvetleri şehit ailesini düğünlerinde yalnız bırakmadı

A
A
A
Güvenlik kuvvetleri şehit ailesini düğünlerinde yalnız bırakmadı

Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesine bağlı Başaran köyünde yaşayan ve terörle mücadelede şehit veren Gökçe ailesinin düğününe aşiret liderlerinin yanı sıra tabur komutanı, karakol komutanı ve askerler katıldı.

Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesine bağlı Başaran köyünde yaşayan ve terörle mücadelede şehit veren Gökçe ailesinin düğününe aşiret liderlerinin yanı sıra tabur komutanı, karakol komutanı ve askerler katıldı. 1990 yılında bölücü terör örgütü mensuplarıyla girilen çatışmada şehit olan güvenlik korucusu Agit Gökçe’nin oğlu Barış Gökçe’nin düğününe binlerce vatandaş katılırken, geline düğünde takılan altınlar dikkatleri çekti.


Jirki, Gevdan, Mamhuran, Goyan, Kaşuran, Giravyan aşiretlerin yanı sıra yurt dışından gelen akrabaları dünya evine giren yeni çifte unutulmaz bir düğün yaşattı. Kürtçe, Türkçe şarkılar eşliğinde çekilen halaylar 3 gün, 3 gece sürdü. Düğün alanına asılan dev Türk bayrağı altında çekilen halaylara asker ve polisler eşlik etti. Damada toplam 145 bin Türk lirası, 65 bin lira değerinde bir araç hediye edilirken, geline ise 1 kilo 500 gram altın ile ve 35 bin Türk lirası takıldı. Devlete yakınlığıyla bilinen Jirki aşiretin bu yıl yapılan tüm düğünlerde dolara tepki amacıyla döviz yerine TL takılması çağrısı yapılmıştı. Jirki aşiret lideri Tahir Adıyaman, düğünde yaptığı konuşmada terörle mücadelede devletle el ele verdiklerini belirterek, "Ben Jirki aşiret reisi Tahir Adıyaman, 30 yıldır ben devletle beraberim. O günden beri PKK ile mücadele ediyoruz. Ölüme kadar ben devletimle beraber olacağım. Hepiniz düğünümüze hoş geldiniz" dedi.


Şehit oğlu olan damat Barış Gökçe ise yaptığı konuşmada gelin ile İstanbul’da tanıştıklarını söyledi. Damat Gökçe, "11 yıllık bir birlikteliğin ardından evlilik kararı aldık. Gelinimizi Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesine getirdik. Allah hepsinden razı olsun tabur komutanımızın burada olması bizi mutlu etti. Başta aşiretimizin ve tüm aşiret üyelerinin gelişleri bizi mutlu etti’’ diye konuştu.


Gelin Berivan Gökçe ise Beytüşşebap’a gelin gelmekten dolayı mutlu olduğunu söyledi. Gelin Gökçe, "Beytüşşebaplı biriyle evlenmek güzel bir duygu, damattan dolayı burayı tanıyor gibiyim. Güzel herhangi bir zorluk çekmedim. Gayet güzel geçiyor. Gelenlere çok teşekkür ediyoruz" şeklinde konuştu.



Asker vatandaş el ele halaylar çekti


Şehit ailesinin düğünü olduğunu duyan Ayvalık tabur komutanlığı ve karakol komutanlığı personelleri düğüne katılıp damat ve gelini tebrik etti. Gelen misafirlere verilen yemeklerin ardından Kürtçe ve Türkçe şarkılar eşliğinde el ele halaylar çekti.



Terör bitti huzur geldi


Terör olaylarıyla sürekli gündeme gelen Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesinde son iki yıldır güvenlik güçlerinin başarılı operasyonları sayesinde terör bölgeden temizlendi. Vatandaşlar gönül rahatlığıyla gece geç saatlere kadar halaylar çekmeye başladı. Kato, Marinos ve Feraşin bölgelerinde hava destekli operasyonlar devam ederken ilçe merkezi ve köylerinde günlerce düğünler açık alanlarda sürüyor.



Damada ağabeyinden araba


Damadın ağabeyi Savaş Gökçe, yıllardır babalarının yokluğunu aratmamak için elinden geleni yaptığını söyledi. Ağabey Savaş Gökçe, babasının adına kardeşine 65 bin Türk lirası değerinde bir araç alarak düğün hediyesi olarak verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.