GENEL - 11 Haziran 2019 Salı 12:43

Çevrimli katliamının acısı dinmiyor

A
A
A
Çevrimli katliamının acısı dinmiyor

Şırnak’ın Güçlükonak ilçesine bağlı Çevrimli köyünde 29 yıl önce PKK’lı teröristler tarafından düzenlenen köy baskınında katledilen 12’si çocuk, 7’si kadın 27 kişinin acısı, ilk günkü tazeliğini koruyor.

Şırnak’ın Güçlükonak ilçesine bağlı Çevrimli köyünde 29 yıl önce PKK’lı teröristler tarafından düzenlenen köy baskınında katledilen 12’si çocuk, 7’si kadın 27 kişinin acısı, ilk günkü tazeliğini koruyor.


Şırnak’ın Güçlükonak ilçesine Bağlı Çevrimli köyünde 10 Haziran 1990 tarihinde PKK’lı teröristlerce bomba ve uzun namlulu silahlarla düzenlenen saldırıda hayatını kaybeden 27 cana duyulan özlem her geçen gün artıyor. Saldırıda yakınlarını kaybeden vatandaşların aradan geçen 29 yılda acısı dinmedi.



13 kişi canlı canlı eve kapatılarak yakıldı


Çevrimli köyü muhtarı İbrahim Özbey, 10 Haziran 1990 tarihinde terör örgütü PKK’nın akşam saatlerinde büyük bir kalabalıkla köyü bastığını söyledi. 29 yıl önceki katliamın tanıklarından olan ağabeyini ve ablasını kaybeden Özbey, o günü şöyle anlattı:


“Köyümüzde yaklaşık 10 güvenlik korucusu vardı. Doğal olarak çatışma çıktı ve sabaha kadar sürdü. Çıkan çatışma sonucunda 4’ü güvenlik korucusu diğerleri ise aralarında yaşlı, kadın, çocuk olan 23 sivil olmak üzere toplam 27 kişi katledildi. Bir evden 13 kişi şehit edildi bunlar eve kapatılarak canlı canlı yakıldı. Allah bu olayları bir daha yaşatmasın. Bu olay aradan geçen zamana rağmen asla unutmadık, unutmayacağız. Terör örgütü ben ‘Kürtlerin hakkını savunuyorum’ diyor ama hiç alakası yok onlar Kürtlerin savunucu asla olamazlar. Madem öyle neden Kürtleri öldürüyorlar biz Kürt değil miyiz? Şuan arkamda yatan 27 kişi Kürt değil miydi? Bunlar başka ülkeden gelip bu köye yerleşmediler buranın vatandaşlarıydı. Terörü lanetliyoruz. Terörün dini imanı yoktur. İnsanları diri diri yakan cani, vahşilerdir. Allah ülkemize huzur esenlik getirsin. Şehitlerimize de rahmet diliyorum. Allah mekanlarını cennet eylesin. 29 yıl önceki acımız neyse şimdi de aynı sanki dün olmuş gibi acımız taze. O akşamki çatışma insanların yakılıp kömür haline gelmesi hala gözlerimizin önünde bunları unutmamız mümkün değil. Olayı yapan PKK terör örgütünü lanetliyoruz. Onların Kürtlükle alakaları yok. Biz Kürt’üz ama Türk bayrağı altında yaşayan vatandaşlarız. İstanbul’da olan hizmetler havaalanları yollar, eğitim burada da olsun ama onlar bunların hiçbirini istemiyorlar. Doğuda yapılan tüm hizmetlere karşıdırlar. Eğitime, sağlığa, baraja yola karşılar buda İsrail ve Amerika oyunudur devleti zayıflatma projesidir. Arık biz hiçbir insanın ölmesini istemiyoruz. Bu ülke ne Türk’ün, Arap’ın, Kürt’ün değildir bu ülke hepimizindir ülkemize kanımızın son damlasına kadar sahip çıkacağız. Devletimizin kararlığı sayesinde terörün sonu gelmiştir. Büyük bir devletimiz var ve her şeyin üstesinden geldiği gibi bununda üstesinden gelecektir.”



“Daha 6 yaşındayken yetim bırakıldım”


Saldırıda babasını ve ağabeyini kaybeden Emin Yıldız da, “10 Haziran 1990 ben o zaman 6 yaşındaydım. Çatışmanın yaşandığı gün aynı bu gün gibi acılarımız taze. Acılarımız bugün gibi taze ve babamın kaybettiğim anı hatırlıyorum. Şu an sesi kulağımda. Şehit düştüğü an hala sesi kulaklarımda. Acılarını unutmadık, bu acılar unutulmayacak. Sonsuza kadar ve biz yaşadığımız sürece kendi çocuklarımıza, torunlarımıza bu acıyı anlatacağız. Terörün ne kadar, kin, nefret ve düşmanlık beslediğini anlatacağız onlara. Bu bize yapılan saldırıyı hiçbir zaman unutmayacağız. Daha 6 yaşındayken yetim bırakıldım. Akrabalarımız yakıldı. Hayvanlarımız dahil dışarıdan ahıra alınarak teröristler tarafından yakıldı. Canice ve hunharca yakıldı bu insanlar. Böyle bir terör yoktur. Dünyada böyle bir vahşet yoktur. Vahşice katlettiler. Babam güvenlik korucusuydu ve yaklaşık 7 ile 8 saat arasında PKK terör örgütüyle mücadele ederek şehit düştü. Abim de teröristler tarafından döşenen mayında şehit düştü. Bir amca oğlum PKK ile dağda mücadele ederken şehit düştü. 13 akrabamız köyün içinde katliamda yakılarak şehit ettiler. Yaşlı kadınlar, hamile kadınlar, çocuklar, düşünmeden yaktılar. Biz olaydan öncede PKK’nın yanında saf tutmadık. PKK’nın karşısında olduk. Silahın karşısında olmaya çalıştık. Bu Kürtlük değil, Kürtlükle bir meseleleri yok. Bu mezarlıkta bir tane Türk yok. Bir tane yabancı yoktur hepsi Kürt’tür. Madem Kürtler, Kürtlerin haklarını savunuyorlar bizi neden öldürüyorlar. Bunların amacı başkadır. Bunlar inşallah emellerine ulaşmayacaklardır. Biz devletimizin yanındayız, Türkiye Cumhuriyeti bayrağın altında yaşıyorsak, devletimize sahip çıkacağız” dedi.



“Sen beni öldürerek mi savunacaksın”


Katliamda 2 amca ve 2 kuzenini kaybeden Hayrettin Beştaş ise bu olayın tarihe kara bir sayfa olarak gireceğini söyledi. Beştaş, “Ben küçüktüm hayal meyal hatırlıyorum ama çok kötüydü. 29 değil 200 yılda geçse unutulmayacak. PKK’nın caniliğini alçaklığını en iyi gösteren katliamlarından biridir. Köyde insanları diri diri yaktılar. Bu katliamda 2 amcam ve 2 kuzenim şehit düştü. Diğerleri de akrabamız zaten köyümüz küçük herkes birbirinin akrabasıdır. Onun için unutmadık unutmayacağız. Amcalarımdan biri 80 yaşındaydı onu da katlettiler. Akrabamız gözleri görmeyen hafız dünyayı görmüyor onu da yatağında taramışlar. Bunlar size ne yapmıştı. İnsan olan bunu yapar mı hiç zerre kadar insanlık duygusu olan bir insan bunu yapmaz. Kürt meselesi için yaptıklarını iddia ediyorlar. Sen beni öldürerek mi beni savunacaksın. Ne beni öldür ne de savun istemiyorum. Beni öldürmekle kalmadın beni yaktın ateşe verdin ben nasıl unutacağım bu vahşeti. Biz sabah kalktığımızda evde yanarak vücudunun yağlarının yanarak aşağı kadar aktığını gördük. Yaşlı bayanlar, çocuklar, hayvanlar hepsi katledildi” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana ’Yeşil Cami’ sarmaşıklarına kavuştu Adana’da baharın gelmesiyle birlikte duvarları, kubbesi ve minaresini saran sarmaşıklar nedeniyle ’Yeşil Cami’ olarak anılan Köprüköy Camii, bu sene de yeşil haline kavuştu. Merkez Yüreğir ilçesi Köprülü Mahallesi Seyhan Nehri kıyısında 1930 yılında ibadete açılan Köprüköy Camii’ne, yaklaşık 55 yıl önce Gülek Boğazı’ndan getirilen bir kök sarmaşık dikildi. Aradan geçen yıllar içinde o sarmaşık yeni kökler saldı. Sarmaşık, caminin duvarları, kubbesi ve minaresini sardı. Cami yeşile bürününce, adı da ’Yeşil Cami’ olarak anılmaya başlandı. Caminin avlusu da begonya ve gül türlerinin yanı sıra lavanta, nar, nergis, defne ve gelin duvağı gibi çok sayıda bitki türüyle botanik bahçesine döndü. Hava sıcaklığının yükselmeye başladığı kentte vatandaşlar namaz saatleri dışında da camide vakit geçiriyor. Vatandaşlara huzur veren cami, birçok dizi ve filmde de yer alarak ismini duyurmaya devam ediyor. "Gül ve çiçek eksik olmuyor" İhlas Haber Ajansı’na konuşan cami müezzini İbrahim Aydın, "Bu sene de sarmaşıklarımız açtı. Sarmaşıkların yanı sıra güllerimiz ve birçok çiçek türü de var. Yerli ve yabancı turistler sık sık buraya geliyorlar. Çok uzaklardan gelip fotoğraf çekiyorlar. Gelen kişiler caminin içerisini de geziyorlar. Böyle ziyaretçileri gördüğümüz zaman çok mutlu oluyoruz. Burada zaman zaman 20’ye yakın çiçek türü oluyor. Burada hiçbir zaman gül ve çiçek eksik olmuyor" ifadelerini kullandı. "İnsanımız ve camimiz çok güzel" Cami cemaatinden Mustafa Durur ise herkesi camiye davet ederek, "Sarmaşıklar kuruyor ama her sene tekrar kavuşuyoruz. Burada oturanlar mahallemizin yerlisi ve bu güzellik ondan kaynaklanıyor. Burada çok güzel bir atmosfer var. Bir dönem muhtarlık yapmıştım, internetten numarayı bulup beni arayan çok oldu. Buranın adresini soranlar oldu ve birçoğuna fotoğraflarını yolladım. Burayı gelip görsünler mahallemiz, insanımız ve camimiz çok güzel" diye konuştu.
Bursa Hıdrellez geleneği 900 yıldır sürüyor Bursa’da Kozluören Köyü’nde yapılan 900 yıllık hıdrellez adeti bu yıl da yerine getirildi. Köyün kadınları sabah saatlerinde yapılan kahvaltı sonrası kazanları ateşleyerek akşam saatlerinde yapılacak ziyafet için hazırlıklara başladı. Köyün 9 noktasında kazanların başına geçen kadınlar akşam saatlerinde de kadınlar matinesinde doyasıya eğlendi. Bursa’da kuruluşu Osmanlı dönemi öncesine dayanan Kozluören köylüleri, 900 yıllık hıdrellez geleneklerini bu yıl da yerine getirdi. Sabahın erken saatlerinde uyanan köylü kadınlar kahvaltının ardından köyün 9 noktasında kurulan kazanların başına geçti. Henüz coğrafi işaret sürecinde olan Selçuklu mutfağının vazgeçilmez yemeklerinden olan Dede Çorbası ve Çullama’yı gelecek nesillere aktarmak istediğini belirten kadınlar, yemek tariflerinin de kuşaktan kuşağa aktarıldığını kaydetti. Odun ateşiyle kaynayan kazanlarda çeşitli yemekleri pişiren kadınlar öğlen saatlerine kadar akşam yapılacak ziyafet için hazırlık yaptı. Akşam saatlerinde ise sabah yapılan yemeklerle ziyafet çeken köy halkı, daha sonra köy meydanında kurulan alanda kadınlar matinesi düzenleyerek doyasıya eğlendi. Yüzlerce yıllık gelenek nesilden nesile aktarılıyor 900 yıllık geleneğe sahip çıktıklarını ifade eden Kozluören Kadınlar Kalkınma Kooperatifi Başkanı Ruhsel Demirtaş, “Mayıs ayının ilk haftasında gerçekleştiriyoruz. İmece usulü yapıyoruz köyümüzün hıdrellezi deriz. Geleneğimiz eskiye dayanıyor 900 yıllık. Köyde 9 mahalle var pilav pişirip gelen misafirlere ikram ediyoruz. Akşamüstü de kadınlara eğlencemiz var. Eskiye dayanan büyüklerimizin yaptığı bir gelenek. Bizde onu devam ettiriyoruz. Pilav ve zerde tatlımız var. Bütün köy halkı aynı şeyi yapar. Komşularımız ve arkadaşlarımız yardımcı oluyor. Piştikten sonra herkese dağıtırız” şeklinde konuştu. Kozluören hıdrellezi ziyafetle kutluyor Kozluören Köyü Muhtarı Mehmet Çalışkan, “Köyümüzün kuruluşu Osmanlı dönemi öncesine dayanıyor. Yüzyıllardır adetlerimiz köyde devam ediyor. Geleneğimiz Kozluören Mahallesi’nin 9 ayrı sokağında imece usulü herkesin katkısıyla gerçekleşiyor. Köy halkımız pilav, zerde tatlısı ve dede çorbası yaparak adeti sürdürüyor. Sabah hep beraber kahvaltı yaptıktan sonra yemeklere başlarız. Hıdrellez tarihine denk geliyor. Mayıs ayının ilk haftasında gerçekleştiriyoruz. Yemek dağıtılarak evlerde yeniyor. İş bittiğinde akşam kadınlar kendi aralarında eğlence düzenliyor. Desteği olan emeği geçen herkese teşekkür ederiz” dedi.