SAĞLIK - 23 Eylül 2019 Pazartesi 13:43

Şırnak’ta KETEM sayesinde 43 kadın kanserden kurtuldu

A
A
A
Şırnak’ta KETEM sayesinde 43 kadın kanserden kurtuldu

Şırnak Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi’nin (KETEM) yaptığı çalışma ile bin 301 vatandaş taramadan geçirildi.

Şırnak Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi’nin (KETEM) yaptığı çalışma ile bin 301 vatandaş taramadan geçirildi. Erken tanı sayesinde 43 kadın, kolon ve rahim ağzı kanserinden kurtuldu.


Şırnak’ta sağlık görevliler araçlarla ilçe ve köyleri gezip kadınları bilgilendirmeye başladı. Yapılan bilgilendirmelerin ardından kadınlar, bulundukları köylerden alınarak Şırnak Devlet Hastanesi bünyesindeki KETEM birimine getirilip, mamografisi çekilerek, HPV rahim ağzı kanseri, gaitada gizli kan testi yapılıyor.



43 kadına erken tanı konuldu


KETEM’de uygulanan ve tamamen ücretsiz testlerle kanser riski tespit edilen kadınlara erken tedavi uygulanıyor. Meme kanseri için 40-69 yaş aralığındaki kadınlar, rahim ağzı kanseri taraması için 30-65 yaş aralığındaki kadınlar, kolon kanseri için ise 50-70 yaş aralığındaki tüm kadın ve erkekler kanser tetkiklerini KETEM birimi içerisinde yaptırabiliyor. KETEM çalışanları, belirtilen yaş aralığındaki tüm kadın ve erkeklerin herhangi bir rahatsızlığı olmasa bile muayene ve testlerini yaptırmalarına vurgu yaparken, erken teşhisin hayat kurtardığına dikkati çekiyor. Ayrıca özellikle meme kanseri konusunda kadınları bilgilendirici eğitimler verilerek kendi kendilerini muayene etmeleri sağlanıyor.


Yapılan çalışmalarla ilgili bilgi veren KETEM’de görevli hemşire Derya Ecer, meme kanseri için 40-69 yaş aralığındaki kadınlarda 2 yılda bir, rahim ağzı kanseri taraması için 30-65 yaş aralığındaki kadınlarda 5 yılda bir, kolon kanseri için ise 50-70 yaş aralığındaki tüm kadın ve erkekler kanser tetkiklerini KETEM birimimizde 10 yılda bir yaptıklarını söyledi. Ecer, “Son dönemde köy, belde ve ilçelerde sahaya çıkıyoruz. Vatandaşları kendi araçlarımızla toplayıp merkezimize getiriyoruz. Vatandaşları üçlü taramadan geçirdikten sonra tekrar evlerine bırakıyoruz. Son 9 ayda baktığımız rahim ağzı kanseri hasta sayısı 704’tür. Bunlardan 24 tanesi erken teşhis tanısı konuldu. Kolon kanseri içinde 115 hasta baktık. Bunlardan da 19 tanesi erken teşhis tanısı koyduk. Meme kanseri içinde 482 hasta baktık. Bunların değerlendirmesini başka birimler yaptığı için sayı veremiyoruz” dedi.


KETEM çalışanı Murat Özdemir ise, tarama kapsamında köy, belde ve ilçeleri dolaştıklarını söyledi. Özdemir, “Kurum araçları ile vatandaşları köylerde yaptığımız duyurular sonucu alarak Şırnak Devlet Hastanesi’ndeki KETEM birimimize getiriyoruz. KETEM biriminde yapılan testlerden sonra Şırnak Devlet Hastanesi’nde köylerden getirdiğimiz vatandaşlar öğlen yemeğini veriyoruz ve ardından köylerine geri bırakıyoruz” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Kayseri Büyükşehir, Sivas’ın 10 belediyesi ile kardeş oldu Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Sivas’ın 10 belediyesi ile kardeş şehir programı kapsamında bir araya geldi. Gemerek’te düzenlenen buluşmada, Başkan Büyükkılıç, iki şehir arasında iş birliği ve dayanışmanın güçlendirileceğini vurguladı. Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, AK Parti Yerel Yönetimler Başkanlığı tarafından koordine edilen kardeş şehir çalışmaları kapsamında, Sivas’ın 10 belediyesi ile kardeş şehir ilişkisi tesis etti. Bu kapsamda, Sivas’ın Doğanşar, Gemerek, Gölova, Hafik, İmranlı, Kangal ilçeleri ile Yıldız, Cemel, Gürçayır ve Güneykaya beldeleri Kayseri Büyükşehir Belediyesi ile kardeş belediye oldu. Başkan Büyükkılıç, kardeş şehir çalışmaları kapsamında Gemerek Belediye Başkanı Sezai Çelikten’in ev sahipliğinde gerçekleştirilen programda Sivaslı belediye başkanları ile bir araya geldi. Belediye personeline de çalışmalarında kolaylıklar dileyen Başkan Büyükkılıç, kardeş belediyelere her zaman destek olmaya hazır olduklarını belirterek, "Şehirlerarası bu gönül köprüleri, hizmetlerimizi daha güçlü ve verimli hâle getirecektir" dedi. Yerel yönetimler arasında ortak projeler ve deneyim paylaşımı vurgusu yapılan görüşmede, karşılıklı dayanışmanın artırılması kararı alınırken Büyükkılıç, "Kardeş belediye olarak artık yerel kalkınma ve sosyal belediyecilik anlayışıyla hareket edeceğiz. Bize ev sahipliği yaparak bizleri ağırlayan Gemerek Belediye Başkanımız Sezai Çelikten’e ve ilçe belediye başkanlarımıza teşekkür ediyorum" diye konuştu. Ziyarette Kayseri Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcıları Ali Hasdal ve Mustafa Türkmen, KASKİ Genel Müdürü Yavuz Çağan, KCETAŞ Genel Müdürü Ahmet Emin Kilci ve daire başkanları da Başkan Büyükkılıç’a eşlik etti. Başkan Büyükkılıç, Gemerek Esnafını Ziyaret Etti Başkan Büyükkılıç, Cuma namazının ardından ilçe merkezindeki çarşı ve semt pazarı esnafını ziyaret ederek, Gemereklilerle sıcak ve samimi sohbetler gerçekleştirdi. Gemerek ilçesi sakinlerine ilgilerinden dolayı teşekkür eden Büyükkılıç, "Sivas Gemerek’te kıldığımız Cuma namazının ardından, çarşı ve semt pazarındaki esnaf kardeşlerimizi ziyaret ettik. İlçemizin güzel insanlarıyla sohbet ettik, dualarını aldık" dedi. Büyükkılıç’tan 10 Belediye Başkanı ile İstişare Toplantısı Daha sonra Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Sivas’ın 10 ilçe belediye başkanı, belediye meclis üyeleri ve AK Parti İlçe teşkilat başkanları ile Gemerek Belediyesi’nde istişare toplantısı düzenledi. Toplantıyı değerlendiren Başkan Büyükkılıç, "Kardeş ilçe belediye başkanlarımız, belediye meclis üyelerimiz ve AK Parti ilçe teşkilatımızın katılımıyla, Sivas Gemerek’te verimli bir toplantı gerçekleştirdik. Ortak akıl ve istişareyle şekillenen bu buluşmada, ilçelerimiz arasında gönül köprülerini daha da güçlendirecek kararlar aldık. Alınan her kararın, birlik ruhumuzu pekiştirmeye vesile olmasını diliyorum. Rabbim hayırlı ve bereketli eylesin" şeklinde konuştu.
Mersin Başkan Seçer: "Sadece Türkiye değil, dünya bir su stresi yaşıyor" Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, sadece Türkiye’nin değil, dünyanın su stresi yaşadığını belirterek, "Türkiye, 20 yıl önce kişi başına 4 bin metreküp su kullanabilir hacme sahipti. Bugün ise bu rakam 1200-1300 metreküplere düştü. Böyle giderse, farklı ve yeni bir su yönetimini ortaya koymazsak belki bundan 5 sene sonra bu rakamlar 1000 metreküpün altına düşecek" dedi. Başka Seçer, Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ile Adana Büyükşehir Belediyesi iş birliğinde düzenlenen ve küresel ölçekte değerlendirilmesi gereken bir kriz unsuru olan su kaynaklarının tükenişini ele alan ‘Başka Bir Su Yönetimi Mümkün Panel ve Semineri’ne katıldı. Programda, kuraklığın artık uzak bir tehdit değil, etkileri her geçen gün artan somut bir gerçeklik olduğuna dikkat çekildi. Başkan Seçer konuşmasında, su krizine karşı yürüttükleri çalışmalara değinerek, altyapı yatırımları, SCADA Sistemleri’yle izleme, havza koruma planları, gri su uygulamaları, arıtılmış suyun tarım ve sanayide kullanımı, yenilenebilir enerji projeleri, eğitim faaliyetleri ve merkezi yönetimle iş birliği gerekliliği gibi başlıkları ele aldı. "Sadece Türkiye değil, dünya bir su stresi yaşıyor" Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın su stresi yaşadığını kaydeden Seçer, Türkiye’nin sanki çok su zengini bir ülke gibi görüldüğünden söz etti. Su kaynaklarının hiçbir zaman tükenmeyeceği gibi yanlış bir algıya sahip olunduğuna da değinen Seçer, rakamlara bakıldığı zaman bu durumun doğru olmadığını ifade etti. Seçer, her geçen gün de geriye doğru gidildiğini belirterek, "Türkiye, 20 yıl önce kişi başına 4 bin metreküp su kullanabilir hacme sahipti. Bugün ise bu rakam 1200-1300 metreküplere düştü. Böyle giderse, farklı ve yeni bir su yönetimini ortaya koymazsak belki bundan 5 sene sonra bu rakamlar 1000 metreküpün altına düşecek" diye konuştu. "Bir yönetici olarak söylüyorum; artık yolun sonu göründü" Seçer, tarımın içerisindeki demode olmuş sulama sistemlerinin, bilinçsiz yer altı su kullanımının hem tarımda, hem sanayide ruhsatsız olmasının, yeraltı sularına yönelik sanki hiç bitmeyecekmiş gibi yapılan çalışmaların su stresine sebep olduğundan söz etti. Seçer, su stresini oluşturan durumların yanı sıra, mevcut suyun da iyi yönetilemediğine dikkat çekerek, sorunun çift taraflı olduğunu ifade etti. Seçer, "Zaten insanlık kendi kendini yok ediyor. ‘Kalan mevcut yer altı zenginliklerimiz de az’ diye bağırıyoruz, bunu dünya konuşuyor. Küresel iklim krizi var, yağış rejimleri değişti, anormal bir hal aldı, bilimsel verilere aykırı yağmurlar olmaya başladı. Ama baktığınız zaman da her şey aynı tas aynı hamam devam ediyor. Bir türlü bir yol almıyoruz ama almak zorundayız. Bir yönetici olarak söylüyorum; artık yolun sonu göründü" ifadelerini kullandı. Geçtiğimiz ve daha önceki kış mevsiminin kurak geçtiğini hatırlatan Seçer, şehirlerde başlayan susuzluğa dikkat çekti. Kayıp-kaçakla mücadele ettiklerini aktaran Seçer, halk için temin edilen temiz içme suyunun bahçe sulamada kullanılmaması konusunda verdikleri mücadeleyi aktardı. Su temini planlamalarının bahçe sulamak veya gereksiz kullanım için değil, temiz içme suyu temini için yapıldığını aktaran Seçer, vatandaşların su kullanımı konusunda daha bilinçli olmaları gerektiğini dile getirdi. Seçer, belediye yönetiminde sivil toplum, üniversite, meslek odaları ve alanında uzman kişilerle çalışmanın, onları dinlemenin ve onlarla birlikte kenti yönetmenin önemine değinerek, ‘katılımcı demokrasi’ vurgusu yaptı. Seçer, su kıtlığı ile mücadele konusunda da katılımcı demokrasi uygulanması gerektiğini belirterek, "Su konusunda da herkesin katkı vermesi lazım. Bilen, deneyim yaşamış kurumlar ve belediyeler, bilmeyen belediyelere deneyimlerini aktarmalıdır. Bu toplantılar deneyimleri birbirimize aktarmak için yapılıyor" şeklinde konuştu. "’Kaynaklar hiç tükenmez’ anlayışı var" Suyun sadece paradan, ekonomiden, üretimden ve modern yaşam için kullanımdan ibaret olmadığının altını çizen Seçer, avcı-toplayıcı dönemde insanoğlunun böyle bir sorunu olmadığından söz ederek, modern bir yaşama geçilip, sanayi ve teknoloji ile uğraşıldığı zaman, buna paralel olarak suya da daha fazla ihtiyacın oluştuğunu kaydetti. Seçer, "Pamuğun toplandığı andan itibaren kumaş olana kadar ya da giydiğimiz ayakkabıların, meşinlerin, köselenin yapımında, araba üretiminde, 1 dekar tarladan 1 ton mısır elde ederken kullanılan su miktarına bir bakalım. İnsanoğlunda ihtiyaçlar sonsuza gider. İşte bu bilinçsiz talepleri yaparken de kaynaklar hiç tükenmez anlayışı var" dedi. "Her bireyin ve canlının suya erişim hakkı vardır" Suyun adil ve erişilebilir olmasının öneminden söz eden Seçer, "Özellikle demokrasilerde, hukuk devletlerinde, refah toplumlarında her bireyin ve canlının suya erişim hakkı vardır. Bunların temin edilmesi lazım. Bizim teknolojiden en azami düzeyde faydalanmamız lazım" ifadelerini kullandı. Su konusunda en önemli role sahip kurumun başta yerel yönetimler olduğunun altını çizen Seçer, "Yerel yönetimler, yönettiği şehrin sorunlarına en hâkim, en örgütlenmiş ve doğal olarak da su yönetiminde görevinden ve yetkisinden dolayı en fazla müktesebatı olan kurumlardır" dedi ve belediyelerinin kamu kurumları ile iş birliğinde birçok konuyu ortak götürmesinin de önemine vurgu yaptı. Yatırımları ve hizmetleri yaparken teknolojiyi kullanmanın gerekli olduğunu, ancak bunun da maliyetleri artırdığını kaydeden Seçer, "Su hizmeti verirken vatandaşa en uygun fiyatta vermek zorundayız. Belediye başkanları olarak günümüz maliyetlerinde çok zorlanıyoruz. Vatandaşa su temin ederken harcadığımız maliyet, su hizmeti karşılığında aldığımız bedelin 2 katından fazladır. Çünkü Türkiye’de akaryakıt, elektrik başta olmak üzere her şey pahalı. Maliyetimizi etkileyen unsurlarda fiyat artışı var" diye konuştu. "Havzalarımızı koruyacağız, inşaat yaptırmayacağız" Seçer, Mersin için çok önemli iki baraj olan Pamukluk ve Berdan’ın havza koruma planlarını bitirdiklerini belirterek, "İlgili kurumdan görüş bekliyoruz. Hemen akabinde uygulamaya başlayacağız. O havzaları koruyacağız, inşaat yaptırmayacağız. Belirli sınırlar çizeceğiz. Ondan sonra, ‘Buraya insan eli değmeyecek’ diyeceğiz" ifadelerini kullandı. "Gri su uygulaması ile ilgili çalışmaları çok önemsiyoruz" diyerek konuşmasını sürdüren Seçer, 7 arıtma tesisinden de çıkış parametreleri uygun olan suları peyzaj alanında sulama suyu olarak kullandıklarını belirtti. "Yatırımlarımız sayesinde MESKİ, kurulu gücünün yüzde 45’ini yenilenebilir enerji ile sağlayacak" GES ve biyogaz jeneratörleriyle elektrik üretimleri yaptıklarını söyleyen Seçer, "GES’i önemsiyoruz. 7, 6 ve 20 megavat olmak üzere 3 ayrı yerde toplamda 33 megavatlık yatırımlarımız var. Bizim şu anda 7.5 megavat kurulu gücümüz var. 4 yılın sonuna kadar bunlar tamamlanacak. Mersin Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin kurulu gücünün yüzde 45’i yenilenebilir enerji ile sağlanmış olacak" dedi. Program, konuşmaların ardından alanında uzman kişiler tarafından gerçekleştirilen panel ve seminer ile devam etti.
İstanbul Kağıthane’de yenilenen Hamidiye Sosyal Tesisi törenle açıldı Kağıthane Belediyesi tarafından yenileme çalışmaları tamamlanan Hamidiye Sosyal Tesisi düzenlenen törenle açıldı. Kağıthane Belediyesi tarafından yenileme çalışmaları tamamlanan Hamidiye Sosyal Tesisini vatandaşların hizmetine açıldı. Tesisin açılışına Kağıthane Belediye Başkanı Mevlüt Öztekin’in yanı sıra Kağıthane Kaymakamı Niyazi Erten, İstanbul Vali Yardımcısı Yücel Gemici ve protokol üyeleri çok sayıda vatandaş ve çocuk katıldı. Kurdele kesiminin ardından Başkan Öztekin açılış konuşması gerçekleştirdi. Törene katılan vatandaşlara ikramlar verilirken, çocuklar alanda doyasıya eğlendi. Hamidiye Sosyal Tesisi yenilendi Hamidiye Sosyal Tesisi’nde çocuk oyun parkından spor sahalarına, peyzaj düzenlemelerinden ulaşımı kolaylaştıran yaya köprüsüne kadar pek çok alanda kapsamlı bir dönüşüm sağlandı. 400 metrekarelik eski laminat zeminleri sökülerek daha dayanıklı ve estetik fayans döşenen tesiste, elektrik altyapısı tamamen yenilendi. Modern aydınlatma sistemi ve yangın alarmı eklenen tesisin, iç mekanların konforu için ısıtma-soğutma sistemleri değiştirildi. Tesisin sosyal kullanım alanları da yeniden tasarlandı. Eski mutfak ve çay servisi alanı kaldırılarak yerine daha kullanışlı bir çay ocağı ve self servis bölümü eklendi. Engelli vatandaşların da rahatlıkla erişebileceği kadın, erkek tuvaletleri ve mescit alanı tesise eklendi. Dış mekanda yer alan atıl durumdaki gölet bakıma alınarak canlandırılırken, bahçe ile teras alanları çeşitli bitki ve çiçek türleriyle yeniden düzenlendi. Eski çardakların yerine ise yeni oturma grupları, masa-sandalyeler ve ambiyans aydınlatmalı toplantı alanı kuruldu. Çocuklar için park alanları ve spor sahaları tamamen yenilendi. "3 ay gibi kısa bir sürede de alanın birçok yerini yeniledik" Açılışta konuşan Kağıthane Belediye Başkanı Mevlüt Öztekin, "Bu alana geldiğimiz zaman çocuklarımız, başkanım buradaki halı saha 10 yıl önce yapıldı, çok eskiydi. Halı sahayı yenilememiz lazım diyordu. Komşularımız dedi ki, başkanım park da eskidi. Sonra köprüyü de gördük sadece iskeleti kalmıştı. Köprüyü de yapalım dedik. Aslında bir işi yenilemek sıfırdan yapmaktan daha zor. Bir yeri sıfırdan yapabilirsiniz ama yenilerken, eskiyi koruyarak ve üstüne yenilikler yaparak eski ile yeniye buluşturmak lazım. Sosyal tesislerimizi gezerken komşularımız ve büyüklerimiz zamanlarının birçoğunu burada geçirdiklerini ve artık tesislerinin yenilenmeye ihtiyacı olduğunu söyledi. Biz de bunun üzerine Ramazan öncesinde yenileme işlemlerine başladık. 3 ay gibi kısa bir sürede de alanın birçok yerini yenileyerek milletin hizmetine sunmak için bugün bir araya gelmiş olduk. Sosyal tesisimiz yeşil alanları ve çevresi ile çocuklarımızın, gençlerimizin hanımefendilerimizin ve büyüklerimizin kullandığı bir alan haline gelmiş oldu. Hayırlı uğurlu olsun diyoruz şimdiden. Sosyal tesisimizde bugün her ürün bizim ikramımız olacak. Eğitimden sağlığa, spordan sosyal ve kültür alanlarına kadar her zaman yanınızdayız diyoruz. Sosyal tesisimiz hayırlı olsun" diye konuştu.
Kayseri Keneler birden fazla virüsü insana bulaştırıyor Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Üner Kayabaş; kenenin dünya çapında 900 türü olduğunu ve 30 türün insana hastalık bulaştırdığını söyleyerek, "Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) virüsü de dahil birçok virüsü de bulaştırabiliyor dedi. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Kayseri Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği’nde görevli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Üner Kayabaş, son günlerde gündemde olan kene ile ilgili açıklamalarda bulunarak, "Keneler dünya çapında 900 türü olan ve kendi arasında sert ve yumuşak olmak üzere iki ana gruba ayrılan bir hayvan türü. Bu hayvanlar gözleri olmayan hayvanlardır ve haller organları dediğimiz özellikle etrafa yayılan kokular ve havadaki değişimler ile bu kokuyu alarak özellikle beslenecekleri memeleri buluyor ve onların üzerine yaklaşarak uygun bulduğu bir bölgeden kan emerek yaşamını devam ettiren hayvan türleri. Bu hayvanın yaklaşık 30 türü insana hastalık bulaştırdığı biliniyor. Bu hastalıklar arasında bugünlerde yoğun bir şekilde gündemde olan KKKA virüsü de dahil birçok virüsü de bulaştırabiliyor. Adıyaman’dan gelen bir hastamıza Akdeniz benekli ateşi hastalığı tanısı koyduk. Bu da kene ile bulaşmıştı ama antibiyotik ile tedavi edildi. KKKA kenelerle bulaşan viral bir enfeksiyon. Burada kene ile teması olan insanların çok dikkatli olması gerekiyor. Kenenin tutunduğu vatandaşların 2 hafta boyunca KKKA için kendilerinde hastalık belirtileri açısından kendilerini takip etmesi gerekiyor. İçerisinde bulunduğumuz dönemde de bu kene hareketliliğinin arttığını görmekteyiz. İlkbahar ve sonbahar arasındaki dönemde İç Anadolu Bölgesi’nde yoğunlukla olmak üzere her mevsimde gördüğümüz vakalar oluyor" ifadelerini kullandı. "Keneye çıplak elle temas etmeyin" Keneye çıplak elle temas edilmemesi gerektiğinin altını çizen Kayabaş, "Kene, virüsü etraftaki hayvanlardan alabiliyor. Virüs onlarda hastalık yapmıyor. Keneler oralardan virüsü alıp daha sonra hayat döngüsü içerisinde yavrularına da bulaştırıyor. Bir kene 5 bin ila 10 bin arasındaki yumurtayı etrafa bırakıyor. Bizim keneleri tabiattan tamamen kaldırmamız söz konusu değil. Bu döngü devam ediyor. Bizim karşılaşmamamız için önlemler almamız gerekiyor. Birisi vücudunda tutunan bir keneyi gördüğü zaman en kısa sürede kenenin çıkarılması gerekiyor. Bunu vatandaş kendi de çıkartabilir veya sağlık kuruluşuna da gidebilir. Burada dikkat edilmesi gereken husus keneyi çıplak elle tutmayacak. Bir eldiven veya bunu bulamıyorsa bir poşetle çıkarması lazım. Emme süreci kenelerin türüne bağlı olarak değişebiliyor. Eğer fark etmezsek vücudumuzda günlerce kalıyor ve kan emmeye devam ediyor. İhtiyacını karşıladıktan sonra kendini yere bırakıyor" diye konuştu.