EĞİTİM - 25 Ekim 2025 Cumartesi 11:09

Şırnak’ta sağlık öğrencileri beyaz önlüklerini giydi

A
A
A
Şırnak’ta sağlık öğrencileri beyaz önlüklerini giydi

Şırnak’ta Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik ve Ebelik bölümlerine yeni kayıt yaptıran öğrenciler için "Beyaz Önlük Giyme Töreni" düzenlendi.


15 Temmuz Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen tören, Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen) Şırnak Şubesi öncülüğünde yapıldı. Programa, Şırnak Belediye Başkan Yardımcısı Ömer Birlik, Memur-Sen İl Temsilcisi Abdullah Çatı, Sağlık-Sen Şırnak Şube Başkanı Sabğatullah Anmal, kamu kurum temsilcileri, sivil toplum kuruluşu üyeleri, akademisyenler, öğrenciler ve aileleri katıldı.


Törende konuşan Sağlık-Sen Şırnak Şube Başkanı Sabğatullah Anmal, Şırnak Üniversitesi’nde açılan Hemşirelik ve Ebelik bölümlerinin bölgenin sağlık altyapısına önemli katkı sağladığını belirterek, "Bu bölümler yalnızca üniversitemiz için değil, bölgemizin sağlık geleceği için de büyük bir adımdır. Sağlık-Sen olarak eğitime ve sağlık çalışanlarının yetişmesine her zaman destek vermeye devam edeceğiz" dedi.


Anmal, beyaz önlüğün yalnızca bir kıyafet değil, sağlık alanında hizmet etme sorumluluğunun bir simgesi olduğunu ifade ederek, öğrencilere başarı temennisinde bulundu.


Şırnak Belediye Başkan Yardımcısı Ömer Birlik de yaptığı konuşmada, hemşirelik mesleğinin insanlık için taşıdığı öneme vurgu yaparak, "Şırnak Üniversitesi’nin her geçen yıl yeni bölümler açarak büyümesi, şehrimizin eğitim ve istihdam alanındaki gelişimine büyük katkı sağlıyor. Bu anlamlı programı düzenleyen Sağlık-Sen Şırnak Şubesine teşekkür ediyorum" dedi.


Konuşmaların ardından öğrencilere beyaz önlükleri, Şırnak Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdurrahim Alkış, Belediye Başkan Yardımcısı Ömer Birlik, İl Sağlık Müdür Vekili Dt. Nurullah Alkış ve öğretim üyeleri tarafından giydirildi. Program, hediye takdimi ve toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.



Şırnak’ta sağlık öğrencileri beyaz önlüklerini giydi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te 17 yaşındaki Eyüp Arıcı cinayetinde tutuklu sayısı 7’e yükseldi Gaziantep’te iki grup arasında çıkan ve 17 yaşındaki Eyüp Arıcı’nın hayatını kaybettiği kavgayla ilgili davada tutuksuz yargılanan ve önceki duruşmada hakkında yakalama kararı bulunan bir kişinin daha tutuklanmasıyla olayla ilgili tutuklu sayısı 7’ye yükseldi. Gaziantep’te 9 Şubat 2025 tarihinde iki grup arasında çıkan ve Eyüp Arıcı’nın hayatını kaybettiği kavga sonrası açılan davanın 3’üncü duruşması, Gaziantep 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya tutuklu sanıklar E.A.K, A.S.P ile 18 yaşından küçük tutuklu sanıklar K.B, M.F.K, M.T.Y, İ.E.Ö. ile Eyüp Arıcı’nın ailesi ve taraf avukatları katıldı. Duruşma, 18 yaşından küçük sanıkların yer alması nedeniyle kapalı görüldü. Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilirken, tutuksuz yargılanan ve önceki duruşmada hakkında yakalama kararı bulunan U.E.M’de tutuklandı. Mahkeme, duruşmayı 12 Şubat tarihine erteledi. Olay geçmişi Şehitkamil ilçesinde Eyüp Arıcı’nın ikizi ve bir arkadaşıyla birlikte bulunduğu sırada, bir grupla tartışma başlamış, saldırıya uğrayan Eyüp Arıcı, kalbinden ve vücudunun çeşitli yerlerinden bıçaklanarak hayatını kaybetmişti. Mahkeme heyeti, bir önceki duruşmada davaya sonradan dahil edilen ve olay günü 6 sanıkla birlikte hareket ettiği iddia edilen, U.E.M. hakkında zorla getirilme kararı vererek davayı 19 Aralık 2025’e ertelemişti.
Zonguldak Bıçaklı cinayetin zanlısı tutuklandı Zonguldak’ta Serkan Akdal’ın hayatını kaybettiği bıçaklı olayın şüphelisi Murat Dereli, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Emniyetteki işlemleri tamamlanan Murat Dereli, sabah saatlerinde geniş güvenlik önlemleri altında Zonguldak Adliyesi’ne sevk edildi. Savcılık sorgusunun ardından kasten öldürme suçlamasıyla mahkemeye çıkarılan Dereli hakkında tutuklama kararı verildi. Dereli, adliyeye sevk edildiği sırada olay anına ilişkin olarak "3 kişi bana saldırdı, kendimi savunmak için vurdum. Yoksa ben ölecektim" ifadelerini kullandı. Soruşturma kapsamında, olay öncesinde taraflar arasında alacak verecek meselesi bulunduğu, tartışma yaşandığı ve karşılıklı küfürleşme olduğu ileri sürüldü. Murat Dereli’nin, Serkan Akdal tarafından aşağılandığını iddia ettiği öğrenildi. Yapılan incelemede, Murat Dereli’nin 2004 yılında eniştesini öldürdüğü gerekçesiyle hapis cezası aldığı, 2012 yılında cezasını tamamlayarak serbest kaldığı belirlendi. Dereli’nin geçmişte Anavatan Partisi’nde Zonguldak Merkez İlçe Başkanlığı görevinde bulunduğu, yakın dönemde ise farklı bir siyasi parti adına il başkanlığı görevine getirildiğini duyurduğu sosyal medya paylaşımlarının bulunduğu kaydedildi. Olay, dün akşam saatlerinde Zonguldak Valiliği önünde meydana geldi. Serkan Akdal ile Murat Dereli arasında çıkan tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Dereli’nin bıçak kullandığı, Serkan Akdal’ın ağır yaralandığı tespit edildi. Akdal, sağlık ekipleri tarafından kaldırıldığı Atatürk Devlet Hastanesi’nde yapılan müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi. Olayın ardından kaçan Murat Dereli, Yayla Mahallesi’nde saklandığı ağaçlık alanda yakalanarak gözaltına alınmıştı. (OA-
İstanbul Bursa uçağında hayatını kaybedenlerin yakınlarından yürek burkan istek Bundan tam 50 yıl önce İzmir-İstanbul seferini yaparken Marmara Denizi’ne düşen ve enkazına bugüne kadar ulaşılamayan "Bursa" adlı uçağın enkazının bir YouTuber tarafından görüntülenmesi, kazada yakınlarını kaybeden aileler için umut ışığı oldu. İzmir - İstanbul seferini yapan Bursa isimli uçak 1975 yılında inişe geçtiği esnada Marmara denizine düştü. 42 kişinin hayatını kaybettiği facianın ardından 50 yıl geçmesine rağmen sadece 5 kişinin cansız bedenine ulaşılabilmişti. Aileler, cenazelerine kavuşma ve bir anıt mezar talebiyle yetkililere seslendi. Kule Hatası İddiaları ve 50 Yıllık Ulaşılmazlık 1975 yılında yaşanan trajedide, inişe hazırlanan Bursa uçağı, pistteki başka bir uçak nedeniyle pas geçmek zorunda kalmış ve Marmara Denizi’ne düşmüştü. Uçakta kayıtlı 41 yolcu ve kayıtsız 1 yaşındaki kızıyla birlikte toplam 42 kişi bulunuyordu. Dönemin zorlu şartları ve derinlik nedeniyle enkazına ulaşılamayan kaza, yarım asırdır Türkiye’nin çözülemeyen sırlarından biri olarak kaldı. Geçtiğimiz günlerde YouTuber Nedim Kuru tarafından enkazın yeri ve parçalarının görüntülenmesi, İhlas Haber Ajansı (İHA) tarafından haberleştirilerek büyük yankı uyandırdı. Eşini Kaybeden Zehra Nebioğlu: "Felç Geçirdim, Tek Dileğim Eşime Ulaşmak" Kazada hayatını kaybeden, dönemin Malatya Belediye Başkanının oğlu ve iş insanı Bedir Nebioğlu’nun yakınları, yaşadıkları büyük acıyı anlattı. Eşi Bedir Nebioğlu’nu kaybeden Zehra Nebioğlu, eşinin kendilerini özlediği için bir gün erken geldiğini ve acı haberi öğrendiğinde felç geçirdiğini dile getirdi. Zehra Nebioğlu, yaşadığı acı dolu günlerden bahsederek "Eşim İzmir’e gitti. Bizi özlediği için bir gün önce geldi. Gece yatıyordum. Herkes toplanmış. Benim kapılarımı kapatmış. Uyandım. Herkesin bana bakıyor. Denize düştü dediler. Çok güzel yüzüyordu (eşim). Fakat bu olmadı. Ben felç geçirdim. İnşallah ben ölmeden o da gelse dedim. DNA yapılır. Kızım var onun DNA örneği alınır. Çıksın. Çok istiyorum. Orda çok ağlayacağım ama bir taraftan da sevineceğim. Nebioğlu, o dönem açmak istediği davanın ise "yaşa, işe para veriyorlar" denilerek engellendiğini ve sembolik bir paranın bölüşülerek verildiğini belirtti" dedi. Kızı Banu Nebioğlu’nun Tek İsteği: Bir Baba Mezarı Kaza anında henüz 3 yaşında olan ve babasını hiç hatırlamayan Banu Nebioğlu, artık 53 yaşında olmasına rağmen babasına bir mezar dahi yapamamış olmanın derin üzüntüsünü yaşıyor. Aktif bir iş insanı ve Malatyaspor Başkanı olan babası Bedir Nebioğlu’nun, ailesine sürpriz yapmak için uçak biletini 1 saat öne çektiğini ve bunun felakete yol açtığını söyledi Banu Nebioğlu, 50 yıllık acısını anlatırken "Ben babamı kaybettiğimde 3 yaşındaydım. Şu an 53 yaşındayım. Olayın üzerinden 50 sene geçti. Ama sanki cenazeyi görmediğimiz için inanamıyorsunuz. Biz cenazemizi yıkayıp kefenleyip toprağa koyamadık. Benim araştırmalarıma göre baştan sona kule hatası var. Çok çok derinde olması bizim lehimize bir şey. Çünkü derinleştikçe oradaki suyun soğukluğu arttıkça bence kemikler, yok olmuyor. Herkesin cenazesinin bulunabileceğini düşünüyorum. Banu Nebioğlu en büyük isteğinin anıt mezar yapılması olduğunu belirterek "Bizim isteğimiz bir anıt mezarımızın olmasını istiyorum. Ben babamı hiç tanımadım. Hiç kokusunu, sesini hiç hatırlamıyorum. Tanımadığım bir adamı her gün resminden seviyorum. Resmiyle konuşuyorum. Anıt mezarı neden olmasın. Cenazelerimize ulaşılsın. Bir anıt mezarımızı olsun istiyoruz" dedi. (SB-