POLİTİKA - 16 Haziran 2018 Cumartesi 19:09

Başbakan Yıldırım: “Bizi şehir şehir meydan meydan gezdiren Kuva-i Milliye ruhudur”

A
A
A
Başbakan Yıldırım:  “Bizi şehir şehir meydan meydan gezdiren Kuva-i Milliye ruhudur”

Başbakan Binali Yıldırım, kendilerini sokak sokak meydan medyan gezdirenin Kuva-i Milliye ruhu olduğunu söyledi.

Başbakan Binali Yıldırım, kendilerini sokak sokak meydan medyan gezdirenin Kuva-i Milliye ruhu olduğunu söyledi.


Sivas Tarihi Kent Meydanında halka seslenen Başbakan Yıldırım, kürsüye çıktığında ilginç bir sürprizle karşılaştı. Bugün gerçekleşecek düğünleri ile dünya evine girecek olan Nurgül ve Usame çifti düğün öncesi gelinlik ve damatlığı mitingde gören Yıldırım, çifti kürsüde tebrik etti.


Sivas’ın Türkiye’nin ilk yerli uçak fabrikasını kuran Nuri Demirağ’ın şehri olduğunu belirten Başbakan Binali Yıldırım, CHP’yi eleştirerek, “Sivas tarihi şanla şerefle yazılı şehir. Değerli hemşerilerim 1936’da Sivas Türkiye’nin ilk yerli uçağını üreterek ülkemizin ufkunu açan Nuri Demirağ’ın şehridir. O gün ki CHP zihniyeti Nuri Demirağ’ın uçak fabrikasını kapattı. Nuri Demirağ 8 tane uçağı yurt dışına satmıştı, batırdılar, fabrikasını kapattılar. Şimdi CHP’nin adayı da aynı şeyi söylüyor. AK Parti ne yaptıysa yıkacağım diyor. Yiğidolar gün bugündür. Günlerini göstermeye var mısınız? Bunlara sandıkta hak ettiği dersi verecek misiniz?”dedi.



“Milli mücadele karının verildiği şehirdir”


Yıldırım, kendilerini şehir şehir meydan meydan gezdirenin Kuva-i milliye ruhu olduğunu belirterek, “Sivas ömrünü büyük Türkiye davasına adamış şehit Muhsin Yazıcıoğlu’nun şehridir. Milli mücadele karının verildiği şehirdir. 24 Haziran’a hazır mısın Sivas? Türkiye’nin lideri adam gibi adam Recep Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı seçecek misin Sivas? Güçlü meclis için var mısın? Güçlü hükümet için var mısın? Güçlü Türkiye için var mısın Sivas? Cumhur ittifakına, AK Parti’ye destek verecek misin Sivas? Birliğimiz için, kardeşliğimiz için bu kutlu yürüyüşte bizimle beraber misiniz? Sivas kongresi için buraya gelen delegeler ne demişti ’Kuva-i Milliye’yi amil, milli iradeyi hakim kılmak esastır’ bizi bu yollara düşüren, şehir şehir meydan meydan gezdiren de budur. Aynı ruhtur. Kuva-i Milliye ruhudur. Dün ecdadımız Kuva-i Milliye ruhu ile Türkiye Cumhuriyeti’ne giden yolu açtı. İstiklalimizi, bağımsızlığımızı kazandı. Bugün de millet olarak biz istikbalimizi kurtaracak yeni bir değişimi gerçekleştiriyoruz” dedi.



“Bu ülkenin yararına hiçbir iş yaptılar mı?”


Başbakan Yıldırım, Millet İttifakı’nı da eleştirerek, “Cumhur İttifakı’nın karşısında saf tutanların halini görüyorsunuz. Bu ülkenin yararına hayrına hiçbir iş yapmışlar mı bunlar. Hiçbir hayır sözleri var mı bunların? Memleketin hiçbir yerinde bizde şunu yaptık, şu eserlerimiz var diyorlar mı? Diyemezler çünkü yaptıkları bir şey yok. Bunlar yıllarca laf üstüne laf yaptılar. AK Parti yıllarca taş üstüne taş koydu, dağ gibi sorunları dağ gibi hizmetlere dönüştürdü. Sorunlarımızı torunlarımıza bırakmadık. Onların Sivas’ta dikili bir ağacı var mı. Kanal İstanbul yapılacak ‘yaptırmayız’ diyorlar. Nükleer santral yapılacak ‘yaptırmayız’ diyorlar. Yerli otomobile ‘ne gerek var’ diyorlar. Öyleyse bizde ne diyeceğiz, ‘size ne gerek var, 24 Haziran’da size gerek yok’ deyip mührü vuruyor muyuz? Bu memleket yıkım ekibine bırakılır mı? Bugüne kadar memlekete hayrı dokunmayanlara yiğidolar geçit verir mi?”dedi.



“Türkiye’yi böldürmeyiz”


Yolları bölüp Türkiye’yi böldürmeyeceklerini belirten Yıldırım, “16 yıldır Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu ülkeye hizmet ediyoruz. Bu güne kadar Türkiye’de 384 bin derslik yaptık. Bin 245 yeni hastane yaptık. 817 bin tane toplu konut yaptık. Bu yıkım ekibine soruyorum, siz ne yaptınız. Onları yıkacak mısınız? Yıkın. Bu yıkım ekibine hak ettikleri cevabı verecek misiniz? 585 bin yeni öğretmen atadık siz gelince bunları işten mi çıkartacak mısınız? 131 yeni üniversite açtık, Sivas’a da ikinci üniversite sözünü vermiştim. Açtık mı? Bilim Teknoloji Üniversitesi Sivas’a hayırlı olsun. 20 bin kilo metre bölünmüş yol yaptık. Yolları böldük gönülleri birleştirdik. Yolları böldük milleti birleştirdik. Yolları böldük hayatları birleştirdik. Yiğidolar diyarından söylüyorum. Ey ahmaklar, bölücüler, PKK’lılar, FETÖ’cüler, DAEŞ’ciler. Aklınızı başınıza alın. İşte Sivas. Yolları böleriz de Türkiye’yi böldürmeyiz. Bunu herkes böyle bilsin” dedi.



Karamollaoğlu’nu eleştirdi


Başbakan Yıldırım, Sivas mitingi sırasında hızlı trene karşı olduğunu belirten Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nu eleştirerek, “Sivas’ın da hızlı treni yaklaşıyor. 2019’da inşallah Sivas’tan Ankara’ya hızlı trenle gideceksiniz. Bunları da kara trene bindirelim. Tıngır mıngır gitsinler. Birisi de gelmiş diyor ki ‘bu hızlı tren de Sivas’a hite iyi değil’ diyor. Bu niye yapılıyor diyor. Birde kendisi üstelik Sivaslı. Hızlı trene karşı çıkmak akıl karı mıdır? Rabbim ıslah etsin, rabbim yardım etsin ne diyelim” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.