SAĞLIK - 03 Kasım 2018 Cumartesi 09:20

Çağın hastalığı ‘Fomo’

A
A
A
Çağın hastalığı ‘Fomo’

Psikolog Begüm Özkaya, fomo hastalığının gelişmeleri kaçırma korkusu olduğunu söyleyerek ’sosyal medyayı çok kullanıyorum’, ’çok bağımlıyım’ diye gelen çok fazla hasta olduğunu söyledi.

Psikolog Begüm Özkaya, fomo hastalığının gelişmeleri kaçırma korkusu olduğunu söyleyerek ’sosyal medyayı çok kullanıyorum’, ’çok bağımlıyım’ diye gelen çok fazla hasta olduğunu söyledi.


Medicana Sivas Hastanesinde görevli Psikolog Begüm Özkaya, sosyal medyanın insanların temek ihtiyaçları haline geldiğini söyleyerek "Biraz daha açmak gerekirse, insanlar sanal ortamdaki görüntüleri, paylaşımları geç görmekten, kaçırmaktan korkuyorlar. Çünkü artık insanların sosyal ortamlara yer edinme gibi bir kavramları oluştu. Sosyal ortamlardaki gönderilenleri göremediklerin de, kaçırdıkları zaman kendilerini mutsuz ve huzursuz hissetmeye başlıyorlar. Genellikle böyle insanlar sosyal ortamda yer edinemedikleri zaman, kendimi mutsuz hissediyorum, yeteri kadar beğeni ve gönderi alamadığım zaman kendimi huzursuz hissediyorum deyip, böyle bir geri dönüşümle bize geliyorlar. Genellikle böyle insanlar kendilerini onaylanmış ve kabullenmiş hissetmiyorlar ve beraberinde de çeşitli psikolojik rahatsızlıklar geliyor. İnsanlar sosyal medyada geçirdikleri zaman miktarı gün geçtikçe artıyor. Bir süre sonra haz tatminleri konusunda sıkıntı yaşıyorlar. Beyindeki ödül ve ceza sistemi konusunda bozukluklar karşımıza çıkıyor. Bir süre sonra sosyal medya insanların temel ihtiyaçları oluyor. Kişi gerekirse yemek yemiyor, uyku uyumuyor ve sosyal medyada daha çok zaman geçirmeye başlıyor ve böylelikle de fomo hastalığı karşımıza çıkıyor" dedi.



"Kişi sosyal medyayı temel ihtiyaç konumuna getiriyor"


Özkaya, kişinin sosyal medyayı temel ihtiyacı konumuna getirdiğini vurgulayarak, "Fomo hastalığının belirtilerine bakacak olursak, kişi sosyal medya hesaplarını sürekli kontrol etmeye başlıyor, gönderilerden ilk benim haberdar olmam gerekiyor gibi bir mantıkla işte instagrama bakıyor, instagramdan twittera, twitterdan facebooka bir dürtü haline ve merak konusu haline geliyor sosyal medya. Aynı zamanda kişi sosyal medyayı temel ihtiyaç konumuna getiriyor, yemek yemiyor sosyal medyaya giriyor, uyku uyumuyor sosyal medyaya giriyor. Aynı zamanda sanal ortamda insanların neler yaptığını merak ediyorlar fakat aileleriyle bir araya geldiği zaman veya arkadaş ortamında sürekli elinde telefonlarıyla kafalarını kaldırıp insanlarla iletişim haline girmiyorlar bile. Aynı zamanda kişi neden az beğeni aldım, neden az beğeni yaptılar bana veya da işte bu kişi şunu almış, bu kişi şuraya gitmiş deyip insanlar kendi hayatlarından memnun olmamaya başlıyorlar. Kendilerini bu sefer beğenmemeye başlıyorlar ve beraberinde çeşitli psikolojik rahatsızlıklar geliyor. Aynı zamanda kişi tabletimin, telefonumun, bilgisayarımın şarjı bitecek diye bir korku yaşıyor. Çünkü sosyal medyaya giremedikleri zaman hayatlarından kopacaklarmış gibi bir algı oluşuyor. Bununla birlikte genellikle fomo hastalığı hiperaktif bir dürtü bozukluğu yaşayan insanlar da daha fazla karşımıza çıkıyor. Cinsiyet ayrımı olmaksızın hem kadınlarda, hem erkeklerde fomo hastalığı görülüyor. Ve Z kuşağında yani 90 doğumlu kişiler de fomo hastalığının görülme ihtimali daha fazla oluyor" İfadelerini kullandı.



"Birçok rahatsızlığı karşımıza çıkarıyor"


Özkaya, fomo hastalığı hem psikolojik hem de fiziksel olarak birçok rahatsızlık ortaya çıkardığını ifade ederek, "Duyuş bozuklukları, gözle alakalı sorun ve sıkıntılar, algı ile alakalı sorun ve sıkıntılar, depresyon, aksiyetek, dürtü bozukluğu olarak da fomo hastalığı bizim karşımıza çıkıyor. Aynı zamanda fomo hastalığı edindiğimiz mesleklerle kendi yaptığımız uğraşlarla da alakalı bir durum olabiliyor. Sosyal medyayı çok kullanan mesleklerde daha fazla fomo hastalığı karşımıza çıkıyor. Bu hastalığa yakalanmamak için gerçek hayatla daha çok iç içe olunması gerekiyor. İnsanlarla daha çok iletişim halinde olması gerekiyor. Biraz daha aşamalı olarak sosyal medyadan kendimizi uzak tutmak gerekiyor. Algımız kesinlikle ve kesinlikle sosyal medyada nasıl görünüyorum olmaması lazım. Eğer kişi kendisi halledebiliyorsa, çok ileri boyutta değilse kendi dürtüleriyle bu sorun ve sıkıntıları atlatabilirler. Fakat eğer atlatılamayacak bir durumdalar da gerekli bir psikologdan, psikiyatriden destek alması gerekiyor" şeklinde konuştu.



"Çok bağımlıyım diye bize gelen çok oluyor"


Özkaya, ’sosyal medyaya çok bağımlıyım’ diye kendilerine gelenlerin çok olduğunu vurgulayarak, "Son olarak da kişi fomo hastalığından uzaklaşmak için kendi ilgi alanlarına biraz daha odaklanmaları lazım. Doğa yürüyüşleri olsun, spor olsun, müzik olsun, sinema, tiyatro gibi etkinliklere katılarak biraz daha sosyal medyadan uzak dururlarsa fomo hastalığından kurtulmaları da daha mümkün olur. Bu hastalık için sosyal medyayı çok kullanıyorum, çok bağımlıyım diye gelen çok fazla danışanımız oluyor. Onlar da bu durumdan kurtulmaları için adım adım gerekli tedavileri uyguluyoruz" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Rize Trendyol Süper Lig: Çaykur Rizespor: 2 - MKE Ankaragücü: 0 (İlk yarı) Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Çaykur Rizespor, sahasında MKE Ankaragücü ile karşılaşıyor. Karşılaşmanın ilk yarısı Çaykur Rizespor’un 2-0’lık üstünlüğüyle tamamlandı. Maçtan dakikalar (İlk yarı) 6. dakikada Çaykur Rizespor atağında Akintola’nın Ankaragücü savunması ile girdiği mücadele sonucunda seken topu önünde bulan Shelvey’in vuruşunda top az farkla dışarıya çıktı. 7. dakikada Varesanovic’ten aldığı pasla kaleci ile karşı karşıya kalan Gaich’in vuruşunda kaleci Bahadır yatarak topu uzaklaştırdı. 25. dakikada sağ kanattan gelişen Çaykur Rizespor atağında topla çizgiye kadar inen Ibrahim Olawoyin’in ortasında kafa vuruşunu gerçekleştiren Gaich’in şutunda top filelerle buluştu. 1-0 33. dakikada Çaykur Rizespor’un kazandığı serbest vuruşta topun başına geçen Shelvey’in ceza sahası içine gönderdiği ortada Olawoyin topa kayarak vurdu ve meşin yuvarlak ikinci kez filelerle buluştu. 2-0 Hakemler: Turgut Doman, Furkan Ürün, Samet Çiçek Çaykur Rizespor: Gökhan Akkan, Taha Şahin, Husniddin Aliqulov, Emirhan Topçu, Casper Hojer, Jonjo Shelvey, Ibrahim Olawoyin, Babajide Akintola, Dal Varesanovic, Altin Zeqiri, Adolfo Gaich Yedekler: Tarık Çetin, Halil İbrahim Pehlivan, Anıl Yaşar, Eray Korkmaz, Gustavo, Muammer Sarıkaya, Güvenç Usta, Martin Minchev, Oumar Diouf, Mame Mor Faye Teknik Direktör: İlhan Palut MKE Ankaragücü: Bahadır Güngördü, Atakan Çankaya, Uros Radakovic, Mert Çetin, Stelios Kitsiou, Tolga Ciğerci, Christian Bassogog, Alexis Flips, Efkan Bekiroğlu, Renaldo Cephas, Ali Sowe Yedekler: Ertaç Özbir, Arda Ünyay, Kazımcan Karataş, Hayrullah Bilazer, Pedrinho, Garry Rodrigues, Ali Kaan Güneren, Anastasios Chatzigiovannis, Rijad Bajic, Federico Macheda Teknik Direktör: Emre Belözoğlu Goller: Adolfo Gaich (dk. 25), Olawoyin (dk. 33) (Çaykur Rizespor) Sarı kartlar: Ali Sowe, Christian Bassogog (Ankaragücü)
Bolu Boluspor - Altay maçının ardından Trendyol 1. Lig’in 32. haftasında Boluspor, sahasında karşılaştığı Altay’ı 3-1’lik skorla mağlup etti. Maçın ardından iki takımın teknik direktörleri açıklamalarda bulundu. Mücadele sonrası düzenlenen basın toplantısında konuşan Altay Teknik Direktörü Cüneyt Biçer, iyi mücadele ettiklerini belirterek, “Yani bulunduğumuz koşullar içerisinde bu takımla, bu oyuncu grubuyla maça gelebilmek bile gerçekten çocukların özverisine bağlı olarak gidiyor. Çünkü biz 3 hafta önce resmi olarak küme düşmüş bir takımız. Bu oyuncu grubunu bu kadar istekli ve arzulu sahaya getirmek çok kolay olmuyor. Ama genelinde baktığımızda oyuncu arkadaşlarımın hepsi bu noktada bize istediklerimizi yapmak için ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar. Belirli noktalarda tecrübesizliğimizden dolayı eksiklikler yaşıyoruz ama özellikle son süreçte baktığımızda başladığımız ilk günden bugüne göre geldiğimizde her maçta tüm rakipler kadar yüksek şiddetle mücadele ve koşu mesafeleri konusunda sürekli gelişen bir yapı içerisindeyiz. Oyun formatının içerisinde oyuncularımızın belirli noktada gençliklerinin vermiş olduğu eksikliklerin zaman zaman bize yaşattığı zorluklar oyunun skorunu belirliyor. Bugün için oynadığımız oyun memnuniyet verici açıkçası. Çocukların gösterdiği enerji ve oyun anlamında ama skor konusunda aynı şeyi söylemek mümkün değil. İkinci yarı biraz daha dikkatli olsaydık, biraz daha oyunun ilk 15-20 dakikasında daha sağlıklı şekilde tutabilseydik buradan puanla gitme şansımız vardı” dedi. Yalçın Koşukavak: "10 kişi kalıp oynamak da zordu" Boluspor Teknik Direktörü Yalçın Koşukavak ise, 1-0 yenik durumdayken soyunma odasında takımı psikolojik açıdan ayağa kaldırdığını ifade ederek, “Kolay maç yok. Daha doğrusu böyle başlayayım. Altay’ın ligde bir iddiası yok. Bizim kaybedeceğimiz çok şey var. Stres ve baskı üzerimizde vardı. Oyuna iyi başladık aslında. İlk 15-20 dakika birkaç pozisyona girip skoru alabilirdik. Olmadı. 45. dakikada gol yedik. Biraz moral, motivasyon olarak düştük. Hiç beklemediğimiz bir şeydi. Sonra ikinci yarı soyunma odasında, bazı şeyleri değiştirdik. Biraz daha oyuncuları ayağa kaldırmamız gerekiyordu psikolojik açıdan. O işleri halledince sahaya ikinci yarı daha efektif bir Boluspor geldi. Ama gene bir maçın kırılma anı pozisyonu da kırmızı kartla Gigic’in atılması. Bir gol bulduk, VAR’dan döndü. Arkadan bir gol daha golün erken gelmesi bizi maça ortak etti. 10 kişi kalıp oynamak da zordu. Oyuncular çok inandı buradan tebrik ediyorum. Çok samimi içten bir şeyleri değiştirmek için sahada, ellerinden ne geliyorsa yaptılar. Oynayan, oynamayan hepsine ayrıca teşekkür ediyorum. Böyle maçlar takımdaşlık ruhu açısından çok önemsediğim maçlar. Hepsini tebrik ediyorum. Altay’a da bir parantez açıyorum. Altay’ı çok tebrik ediyorum. Müthiş motivasyon, müthiş konsantrasyon, çok iyi bir maç oynadılar. Çok direndiler. Çok iyi mücadele ettiler. Onları da tebrik ediyorum” diye konuştu.
Kastamonu Su faturası için tartıştığı köy muhtarını öldürdü Kastamonu’da bir şahıs, su faturası için tartıştığı köy muhtarını silahla vurarak öldürdü. Olay, Kastamonu Merkez ilçeye bağlı Kuzyaka köyü Baylar Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Kuzyaka köyü Muhtarı Mehmet Başoğlu, iddiaya göre mahalledeki evlerden su faturası ücretlerini toplamak istedi. 2014-2019 yılları arasında aynı köyde muhtarlık yapan Mehmet Depişgen, Başoğlu’nu su parasını ödemeyeceğini söyledi. Bu sebeple Depişgen ve Başoğlu arasında telefonda tartışma çıktı. Yaşanan tartışmanın ardından Başoğlu, azası ile su faturası için mahallede yaşayan bir vatandaşın evine gitti. Bu sırada Depişgen, Başoğlu’nun bulunduğu evin önüne gelerek pompalı tüfek ile ateş açtı. Bahçede beklerken kurşunların isabet ettiği Başoğlu, olay yerinde hayatını kaybetti. Cenazesi morga kaldırıldı Olayı gören vatandaşların ihbarı üzerine köye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri tarafından yapılan tüm müdahalelere rağmen hayata döndürülemedi. Olay yerinde yapılan incelemelerin ardından Başoğlu’nun cenazesi, Kastamonu Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Cinayet zanlısı ‘cinayet’ten sabıkalıymış Öte yandan, aynı mahallede 2014-2019 yılları arasında aynı köyde muhtarlık yapan cinayet zanlısı Mehmet Depişgen’in yakalanması için jandarma ekipleri tarafından çalışma başlatıldı. Cinayet zanlısı Depişgen’in ‘cinayet’ suçundan sabıkasının olduğu öğrenildi. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor. (MK-