GENEL - 02 Haziran 2020 Salı 13:37

4 bin yıllık toprak kalede arkeolojik kazı

A
A
A
4 bin yıllık toprak kalede arkeolojik kazı

Milattan önce 2 binli yıllarda inşa edildiği düşünülen, toprak kale olarak da bilinen Sivas kalesinde süren arkeolojik kazılar tarihe ışık tutacak.

Milattan önce 2 binli yıllarda inşa edildiği düşünülen, toprak kale olarak da bilinen Sivas kalesinde süren arkeolojik kazılar tarihe ışık tutacak.


Sivas’ta kent merkezinde bulunan, milattan önce 2 binli yıllarda Hititler tarafından inşa edildiği düşünülen toprak kalede, bir yıl önce başlayan arkeolojik kazılar verilen aranın ardından yeniden başladı. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdal Eser başkanlığında süren kazılarda, geçmişte kale çevresinde önemli bir seramik atölyesi bulunduğu tespit edildi. Öte yandan kazılarda 17. Yüzyıl Avrupa’sına ait buluntulara da rastlanıldı.


Kazı başkanı Prof. Dr. Erdal Eser, Toprak kalenin Sivas’taki en eski yerleşim yerlerinden biri olduğunu belirterek, “Sivas kalesi toprak kale olarak biliniyor. Burası Sivas’ın en eski yerleşim yerlerinden birisi. Buranın özellikle Ortaçağ’da çok önemli yaşam alanı olduğunu biliyoruz. Yaptığımız çalışmalarda özelikle Selçuklu döneminde saray yapılanmasının bu tepede olduğuna dair buluntularımız oldu. Bu alanda yaklaşık 1 yıldır temel kazıları gerçekleştiriyoruz. Şuana kadar yaptığımız çalışmalarda belli bir döneme ait mimari kalıntılardan söz etmek pek mümkün değil. Özellikle geç döneme ait, Osmanlının sonu Cumhuriyetin başı, bu dönemlere ait konut temelleri ile karşılaşıyoruz. Bu arada önemli veriler de söz konusu. Bulunduğumuz yerde, geçmişte çok önemli bir seramik atölyesi bulunduğunu tespit ettik. Alanın fazlası ile tahrip edilmiş olması sağlıklı verilere ulaşmamızı da engelledi” dedi.



Avrupa buluntuları tespit edildi


Kazılarda 17.yüzyıla ait Avrupa buluntuları tespit edildiğini kaydeden Prof. Dr. Eser, “Kent arkeolojisi açısından Sivas’ın çok önemli olduğunu biliyoruz. Büyük oranda veri sakladığından, gizlediğinden eminiz. Bunlar yapılan çalışmalarla ortaya çıkıyor. Hemen hemen her döneme ait seramik verisi ile karşılaşıyoruz. Taş ve maden buluntularımız var. Özellikle 17. yüzyılda Hollanda ile olan bağlantılar nedeniyle bazı Avrupa verilerine de ulaşmış bulunuyoruz. Divriği kalesinde yaptığımız Arkeolojik çalışmalarda bulduğumuz malzemelere benzer malzemelerin de burada çıkıyor olması bizim açımızdan önemli” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Filistin Dayanışma Platformu, İsrail’in Refah’ta başlattığı saldırıyı Ankara’da protesto etti Ankara’da bulunan Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla İsrail’in başlattığı saldırıyı protesto etmek için Amerikan Büyükelçiliği önünde toplandı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından 1 buçuk milyona yakın Gazzeli, Refah kentine sığınmıştı. İsrail’in Refah kentine yönelik başlattığı hava saldırısının ardından Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla saldırıyı kınamak için Ankara’da bulunan Amerikan Büyükelçiliği önünde çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte İsrail’i protesto etti. Elçilik binası önünde toplanan kalabalık, İsrail’i protesto etmek için "İnsanlık onuru siyonizmi yenecek" ve "Susma haykır soykırıma hayır" sloganları attı. Öte yandan kalabalık, İsrail askerleri tarafından Kudüs’te öldürülen Hasan Saklanan’ı ise rahmetle anmayı unutmadı. Grup adına basın açıklamasında bulunan Zeynel Abidin Özkan, İsrail’in Gazze’ye yönelik düzenlediği saldırıların ardından Refah sınır kapısına sığınan yaklaşık bir buçuk milyona yakın Gazzeli’nin 214 gündür açlıkla boğuştuğuna dikkati çekti. "Soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar" Refah’a başlatılan saldırılarla birlikte bölgede can güvenliği sorununun da başladığının altını çizen Özkan, “214 gündür dünyanın gözü önünde Filistin’de kardeşlerimiz İsrail soykırımına maruz bırakılıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamalara; İsrail, lobi faaliyetleriyle tüm ülkelere müdahale ettirmeye ve İsrail yetkililerinin ceza almaması için bir çaba içerisine girdi. Hepimiz gördük ki aslında adalet İsrail için varmış ve tüm ülkeler de İsrail’in soykırımını desteklemek için çalışıyormuş. Bugün ortaya çıkan belgelerde görüldü ki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail’in soykırımına ortak olan yöneticilerinin ceza almamasına yönelik baskı içeren mektuplar mahkemeyi köşeye sıkıştırmak adına kullanılıyor. Biz inanıyoruz ki hem mahkemede görülen davada hem de Güney Afrika’da devam eden davada soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar” ifadelerini kullandı.