ÇEVRE - 17 Ekim 2025 Cuma 11:10

Boynunu eğen günebakanlar, üreticinin yüzünü güldürdü

A
A
A
Boynunu eğen günebakanlar, üreticinin yüzünü güldürdü

Sivas’ta ilkbahar aylarında toprakla buluşan ayçiçeklerin hasadı başladı. Verimin yüksek olması çiftçinin yüzünü güldürürken, rekoltenin yüksek olması bekleniyor.


İç Anadolu Bölgesi’nin tahıl ambarı olarak bilinen Sivas’ta, alternatif tarım ürünlerine olan ilgi her geçen yıl artıyor. İlkbahar aylarında toprakla buluşturulan ve yaz boyunca sarı örtüsüyle geniş arazileri süsleyen ayçiçeklerinin hasadı başladı. Uzun bir emeğin ürünü olan ayçiçekleri, bu yıl yağışların zamanında ve yeterli miktarda gelmesi sayesinde sağlıklı bir şekilde olgunlaştı. Hasadı yapılan ayçiçekleri çerezlik ve yağ üretiminde kullanılacak. Merkeze bağlı Hayırbey köyünde çiftçilik yapan Mustafa Koç, verimin bu sene çok iyi olduğunu söyleyerek, yaklaşık 620 dönümlük alanda üretimi yaptıkları çerezlik ayçiçeklerinde, dönüm başına yaklaşık 300 kilogram rekolte elde etmeyi beklediklerini vurguladı.



"Hasat benim yüzümü güldürdü"


Mustafa Koç, bekledikleri verimi aldıklarını belirterek, "Çekirdeğin dalında kurumaya bıraktık, o yüzden de biraz geç başladık. Zor bir süreçti bizim için. Beklediğimiz verimi de alıyoruz. Şu anda çekirdeğin kalitesi ve verimi çok güzel. Bizde hijyen kurallarına çok önem veriyoruz. Kurutma işlemini yerde karıştırma işlemleri yapmayalım diye dalında kurumasını bekledik. Dönümüne 300 kilogram rekolte bekliyoruz. 620 dönümlük bir alanda üretim yaptık. Vahşi sulama dediğimiz sulama yöntemleri kullanmadık. Damlama sulama yöntemi ile sulama yaptık. Çekirdek tüketiciye karşı iyi fiyat ediyor ama çiftçiye karşı değil. Herkes iyi bir fiyat beklemesin, kalitesine göre fiyat biçilsin. Kaliteli çekirdek iyi para yapsın, kalitesiz çekirdek de çok pahalıya satılmasın. Bu sene hasat benim yüzümü güldürdü. Ürünü yetiştirme aşamasında çok yıprandık. İnsanlar küçücük bahçelerinde damlama sulama yaparken biz 620 dönümlük tarlanın 400 dönümüne damlama sulama sistemi kurduk. Bu boruları sermesi, toplaması, filtrelerinin değiştirilmesi inanılmaz bir zorluk çektik. 3 kişinin yapabileceği bir iş değildi ancak özel hayatımızdan ve kendimizden çok fedakarlık verdik" dedi.



"Verim geçen seneye göre daha iyi"


Çiftçi Ferhat Koç ise ilkbaharda mevsiminden beri uğraştıklarını söyleyerek, "Ekimini ve biçimini de kendilerinin yaptığını ifade ederek, "Çok şükür hasada başladık. Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik. Çocuğa bakar gibi bakıp büyüttük. Verim geçen seneye göre daha iyi, fiyatlar da güzel. Nisan 15’den bu yana bu tarlada uğraşıyoruz" diye konuştu.



Boynunu eğen günebakanlar, üreticinin yüzünü güldürdü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Kocaeli’de kontrolden çıkan otomobil dehşet saçtı: 1 ölü, 3 yaralı Kocaeli’nin İzmit ilçesinde kontrolden çıkan otomobil, park halindeki iki araca ve araçların yanındaki kişilere çarptı. 1 kişinin hayatını kaybettiği, 3 kişinin de yaralandığı kaza anı güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, sabah saatlerinde D-130 karayolunun İzmit ilçesi geçişi Sanayi Mahallesi mevkiinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Başiskele ilçesi istikametine giden S.D. (22) idaresindeki 41 BJ 022 plakalı otomobil, sürücüsünün kontrolünden çıkarak yol kenarında park halindeki 34 VY 5953 plakalı hafif ticari araç ve 55 PN 283 plakalı minibüs ile araçların yanında duran H.T. (60), S.S. (15), A.S. (42) ve Recep Cüre’ye (58) çarptı. Çarpmanın etkisiyle yaralanan H.T., Necati Çelik Devlet Hastanesi’ne, S.S. ve A.S. Kocaeli Şehir Hastanesi’ne, Recep Cüre ise Kocaeli Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Recep Cüre, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. S.S. ve A.S.’nin tedavisi sürerken, H.T. ise işlemlerinin ardından taburcu edildi. Gözaltına alınan otomobil sürücüsü S.D., emniyette tamamlanan işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Kaza anı ise restoranın güvenlik kamerasına yansıdı. "Kaza anında burada değildim, zaten dükkan da kapalıydı" Kaza anını anlatan restoran çalışanı Habil Sarucan, "Karşı taraftan hızla gelen araç, kontrolü kaybediyor. Önce arkamda bulunan hafif ticari araca çarpıyor. Çartıktan sonra geri geri 4 kişiye çarpıyor, bunlardan 1 kişi vefat ediyor. Diğer 3 kişi de yaralı olarak hastaneye kaldırılıyor. Yarış yaptıkları iddiası var. Kaza anında burada değildim, zaten dükkan da kapalıydı. Kamera kayıtlarından gördüğümüz kadarıyla şunu söyleyebilirim, vuran araçtan önce bir araç daha geçiyor hızla, tahmini 150 kilometre hızı vardı. Onun peşinden bu araç 5 saniye sonra gelip vuruyor. Duran halde olduğu için araç çarpıyor, o da haliyle dükkana giriyor" ifadelerini kullandı. Polis kazayla ilgili inceleme başlattı.
Kütahya Prof. Dr. Ahmet Türkan: "Ruhan Okulu tartışması sadece teolojik değil, siyasi bir boyuta da sahip" Kütahya Kadim Vakfı tarafından düzenlenen ’Kadim Muhabbetler’ programının bu haftaki konuğu, Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dinler Tarihi Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Türkan oldu. Programda, önümüzdeki haftalarda Türkiye’ye gelmesi beklenen yeni Papa’nın ziyareti öncesinde Türkiye-Vatikan ilişkileri, Hristiyanlık tarihi ve Ruhan Okulu meselesi ele alındı. "Siyaset ve bölgesel güç dengeleriyle doğrudan bağlantılı bir mesele" Prof. Dr. Ahmet Türkan, konuşmasında Ruhan Okulu meselesinin yalnızca teolojik bir tartışma olmadığını belirterek, konunun Türkiye-Yunanistan ilişkileri, Kıbrıs sorunu ve Doğu Akdeniz’deki siyasi dengelerle yakından ilişkili olduğunu ifade etti. Türkan, "Ruhan Okulu meselesi aslında Kıbrıs’tan kaynaklanan daha geniş bir siyasi fikrin içinde değerlendirilmeli. Bu sadece dini eğitimle ilgili bir konu değil; kimlik, siyaset ve bölgesel güç dengeleriyle doğrudan bağlantılı bir mesele" dedi. Tarihin arka plana da değinen Türkan, geçmişte yaşanan acı tecrübelerin bu konunun bugün hâlâ hassasiyet taşımasına yol açtığını belirtti. "100 yıl önce yaşanan olaylar, kültürel ve kimliksel düzeyde derin izler bıraktı. Bu yüzden mesele pedagojik bir problem değil, kimlik temelli bir çatışmadan kaynaklanıyor" diye konuştu. Türkan ayrıca, Doğu Akdeniz’deki politik gelişmelerin ve uluslararası ilişkilerin bu konudaki kararları etkilediğini vurgulayarak, "Ruhan Okulu tartışmaları Ukrayna-Rusya kilise anlaşmazlığına benzer bir şekilde, dini kimliğin siyasete yansıdığı bir örnektir." ifadelerini kullandı. Kadim Vakfı Başkanı Mustafa Önsay, programla ilgili yaptığı açıklamada, "Vakfımızda Prof. Dr. Ahmet Türkan hocamızı ağırladık. Türkiye-Vatikan ilişkilerinin geçmişini, bugününü ve geleceğini konuştuk. 325 yılında gerçekleşen İznik Konsili’nin 1700. yılı vesilesiyle yapılacak bu ziyaretin dünyaya ve Hristiyanlara hangi mesajları içerebileceğini değerlendirdik. Hocamıza değerli bilgileri ve sunumu için teşekkür ediyorum" diye konuştu.
Kastamonu Çocuğuyla birlikte kaybolan kadının annesi: "Kızım beni duyuyorsan evine dön" Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde çocuğuyla birlikte kaybolan kadının annesi, "Kızım beni duyuyorsan evine dön, torunumu çok özledim" dedi. Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde 2 Kasım Pazar günü evlerinden ayrıldıktan sonra bir daha haber alınamayan 43 yaşındaki Huriye Helvacı ve 5 yaşındaki oğlu Osman Helvacı’yı bulmak için başlatılan arama çalışmaları aralıksız sürüyor. Son telefon sinyalinin alındığı bölgede çalışmalar sürerken, Huriye Helvacı’nın annesi Ayşe Hıra ve ablası Ayşe Çalık konuştu. Ayşe Hıra, kızıyla damadının 2 Kasım sabahı küçük bir tartışma yaşadığını, ondan sonra kızının nereye gideceğini söylemeden oğluyla birlikte evden ayrıldığını ifade etti. "Kızımı gören duyan ne olur haber versinler" Kızına çağrıda bulunan Ayşe Hıra, "Kızımın bir an önce gelmesini istiyorum. Damadım var. Ben onun yanında kışın duruyorum, yazın köyüme gidiyorum. Burada kapıdan çıkarken kızımı uğurladım. Kızıma ’Nereye gidiyorsun?’ dedim, bana cevap vermedi. Çantasını ve Osman’ı alıp gitti. Sabah çocuk buradaki suyu alıyor, ’O suyu içme, o suyu ben içiyorum’ dedi. Damadım da kıza bağırdı. Bunu biliyorum. Kızım beni duyuyorsan evine dön, torunumu çok özledim. Osman’ım yok, bir şey içemiyorum, yatamıyorum, uyuyamıyorum. Osman benim elimde büyüdü, doğduğundan beri benim yanımda. 5 senedir yanındayım. Kızımı gören duyan varsa ne olur haber versinler" dedi. "Kardeşimle pazar günü öğle saatlerinde konuştum, bana hiçbir şey anlatmadı" Kayıp Huriye Helvacı’nın ablası Ayşe Çalık ise, "Ben İstanbul’da yaşıyorum. Pazar günü saat 13.00 sıralarında kardeşimle görüştüm. Benden 10 dakika sonra evden çıkmış. Pazartesi günü de saat 16.00’da beni aradı, ’Kardeşin kayıp ulaşamıyorum’ dedi. Pazartesi akşam da otobüse bindim, geldim. Telefonla konuşmamızın sebebi ise, İstanbul’da kardeşim mantar toplayıp getirmişti. Ben de sosyal medyada durum yaptım. O arada kardeşim durumu görüp aramış, benimle sohbet etti. ’Mantarı parayla mı aldın?’ diye sordu. ’Kardeşin toplamış, akşam o getirdi, biz de yapıp yiyeceğiz’ dedim. Sonra yeğenim Osman ile konuştuk, ’Teyze nasılsın, teyze köye gelecek misin?’ diye sordu. Yanlış bir şey sezmedim. Kardeşim bir yere gideceğinden bahsetmedi, anneme de evden çıkarken cevap vermemiş. Kapıdan çıkarken annem, ’Kızım nereye gidiyorsun’ diye sormuş, ’Akşam erken gel, eşin gelmeyecek, geç gelecek. Sen nereye gidiyorsun’ demiş. Anneme de cevap vermemiş, çıkışta da komşu görmüş, o da seslenmiş, ’Huriye nereye gidiyorsun?’ diye sormuş, ona da cevap vermemiş" diye konuştu. "Kardeşimin kaçtığını düşünmüyorum" Kardeşinin eşiyle herhangi bir ailevi sorununun olduğuna dair bir bilgisi olmadığını söyleyen Ayşe Çalık, "Kardeşimin kaçtığını düşünmüyorum. Yani kaçan insan evde para var, parayı götürür değil mi? Para evde duruyor, ne çamaşır almış ne kıyafet almış. Sadece telefonu ile sırt çantasına bir su, bir de cüzdanını almış. Üzerinde de fazla para olduğunu düşünmüyorum. Çünkü fazla para tutmaz yanında, parayı bulursa gider harcar. Daha önce de buna benzer bir kaybolduğuna dair olay olmadı. Kızı 16 yaşında, biraz atışmaları oluyor ama kızı yatılı okuyor. Her evde olan basit şeyler. Hani bir iş buyurunca o da yapmıyordu, bu sefer azarlıyordu. Bildiğim kadarıyla biz de köye geldiğimizde denk geliyorduk. Bildiğim kadarıyla eşiyle arası da iyiydi. Benim şahit olduğum bir durum yok" diye konuştu. "Ben kardeşimin kaçtığını düşünmüyorum" Sabah eşiyle ufak bir tartışması olduğunu öğrendiğini belirten Ayşe Çalık, "Osman suyu annesinin şişesinden içmiş. O da demiş ki ’Benim şişeden su içme, kendi şişenden suyu iç.’ Eşi de ona bağırmış, ’Niye çocuğa bağırıyorsun, bırak içsin’ demiş. Ben kaçtığını düşünmüyorum. O gün yine gezme amaçlı çıktı. Eve geri dönecekti veya yolu da sormuş zaten. Kaçan kimse niye geri dönsün, yolu sorsun? Emeği geçen herkesten Allah razı olsun, devletimiz yanımızda. Gören, duyan varsa lütfen haber versin. Kaçırıldı mı, bir yerde tutuluyor mu? Kardeşimin kaybolduğu gün aracına alan kişi, annemin teyzesinin oğlu. Yolda görmüş, aracına almış, ’Ben tanımıyorum, ben hiç arkama dönüp bakmadım’ dedi. Ondan sonra onun olduğunu öğrendiğini söyledi. Arabayla bıraktığını da görenler varmış" şeklinde konuştu. Öte yandan, arama çalışmaları Huriye Helvacı’nın annesinin köyü olan Yaşarlı köyünde sürdürülüyor.