ASAYİŞ - 12 Ekim 2025 Pazar 11:25

İki çocuğu vahşice öldürülen acılı anne duruşma öncesi destek istedi: "Yalnız kalmak istemiyorum"

A
A
A
İki çocuğu vahşice öldürülen acılı anne duruşma öncesi destek istedi: "Yalnız kalmak istemiyorum"

Sivas’ta boğazları kesilerek öldürülen 22 yaşındaki Umutcan Şimşek ve 16 yaşındaki Melisa Şimşek’in acılı anneleri Ayşegül Şimşek, 13 Ekim Pazartesi günü yapılacak duruşma öncesi Sivas halkından destek isteyerek, "Mahkeme günü yalnız kalmak istemiyorum. Bu şahsın da gereken cezayı almasını istiyorum" dedi.


Olay, 6 Mayıs tarihinde Kılavuz Mahallesi 55. Sokak’taki bir apartmanda yaşandı. Ayşegül Şimşek, çocukları Umutcan (22) ve milli sporcu Melisa Şimşek’i (16), evde boğazları kesilerek öldürülmüş olarak buldu. Melisa Şimşek’in öldürülmeden önce ellerinin bağlandığı belirlenmişti. Olayın ardından polis ekipleri, katil ya da katil zanlılarının bulunması için geniş çaplı çalışma başlatmış, 25 saatlik kamera kaydının incelenmesi sonucu cinayet zanlısı Hüseyin Sönmez (34) Ankara’da yakalanmıştı.



İki kardeşi boğazlarını keserek öldürüp ev hapsi talep etti


Sivas 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 2. duruşması 1 Ekim tarihinde gerçekleşti. Duruşmaya vahşice işlenen cinayetlerin sanığı Hüseyin Sönmez’in "Ev hapsi ve akıl hastanesinde yatma isteği damgasını vurmuştu. Konya’dan gelip Sivas’ta cinayeti işlediği düşünülen Sönmez, tüm güvenlik kamerası kayıtları ve delillere rağmen suçlamaları reddetmişti.



"Olay günü kabus gibiydi"


Olay günü köyde bulunan anne Ayşegül Şimşek, akşam saatlerinde eve döndüğünde iki çocuğunu annesiyle birlikte cansız halde buldu. Anne Şimşek, İHA’ya yaptığı açıklamalarda dehşet anlarını anlatarak, kızı Melisa Şimşek’in kapı çaldığında kurye diye kapıyı açtığını düşündüğünü ileri sürerek, "Şahıs, olay günü kıyafetlerini çöpün kenarına koyduğunu, orada birini takip ettiğini ve eşyalarını giyip çocukları öldürdüğünü iddia ediyor. Bunu kim yapar, nasıl yapar bilmiyorum. Olay günü kapıyı çocuklara açtırmış herhalde. Kızımla olay günü konuştuğumda evdeydi. Daha sonrasında ise eve abisi gelecekti. Belki kızım kapıyı kurye diye açtı bilemiyorum. Kapıyı zorlamış olabilir ya da kızım eve girerken peşine de girmiş olabilir. Çünkü çocukları takip etmiş. Şahıs içeride beklemiş. Ben o sırada köyde olduğum için telefon çok çekmiyordu. Herhalde şahıs benim de eve gelmemi beklemiş. Çünkü çocuğumla konuşurken ’anne ne zaman geleceksin’ diye sordu. Ben de geç geleceğimi ve onların yatmasını söylemiştim" dedi.



"Belki de asıl hedef bendim"


Anne Şimşek yaptığı açıklamada apartmanda, çocukların seslerini duyanlar olduğunu, fakat çocukların kendi aralarında kavga ettiklerini sandıkları için polisi aramadıklarını iddia ederek, "Belki de bu şahsın asıl hedefi bendim. Ben de gelmeyince çocukları öldürmüş ve kaçmış. Eve geç saatte geldiğimde kimseyi görmedim. Apartmanda sesleri duyanlar olmuş ama çocuklar kendi aralarında kavga ediyor sanmışlar. O yüzden kimse polisleri aramamış" diye konuştu.



Acılı anneden Sivas halkına çağrı


Ayşegül Şimşek, 13 Ekim Pazartesi günü yapılacak duruşma öncesi Sivas halkından destek istediğini ve yalnız kalmak istemediğini belirterek, "Mahkeme günü beni destekleyen herkesin gelmesini istiyorum. Yalnız kalmak istemiyorum ve bu şahsın da gereken cezayı almasını istiyorum" şeklinde konuştu.



İki çocuğu vahşice öldürülen acılı anne duruşma öncesi destek istedi: "Yalnız kalmak istemiyorum"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara HAK-İŞ Başkanı Arslan: "Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısı değişmedikçe işçi kesiminin katılmaması kararını destekliyoruz" Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) Genel Başkanı Mahmut Arslan, Asgari Ücret Tespit Komisyonuna ilişkin, ""Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısı değişmedikçe işçi kesiminin katılmaması yönündeki kararı destekliyoruz" dedi. HAK-İŞ’e konfederasyonuna bağlı Öz Sağlık-İş Sendikası, 4’üncü Olağan Genel Kurulu’nu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan ve sendika üyelerinin katılımıyla gerçekleştirdi. Olağan Genel Kurula Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yazılı bir mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesajında şu ifadelere yer verdi: "Öz sağlık-iş sendikası 4’üncü Olağan Genel Kurulu’na davetiniz için teşekkür ediyorum. Sağlık çalışanlarımız ülkemizin büyümesi ve güçlenmesinde de hep önde yer almışlardır. Bizler, sağlık çalışanlarının malı ve özlük haklarının iyileştirilmesi amacıyla çok sayıda adım attık. İstihdam politikalarımıza hız ve etkinlik kazandırdık. Çalışma hayatının tüm aktörlerini kapsayan geniş çaplı reformlar yaptık. Emekçilerimizin hak ve hukukunun korunmasına ilişkin hassasiyetimizi yalnızca sözlerimizle değil, çalışmalarımızla da açıkça ortaya koyduk. Öz sağlık-İş sendikası 4’üncü Olağan Genel Kurulu vesile ile tüm üyelerinize ve genel kurula katılanlara selam ve muhabbetlerimi iletiyorum." Programda bir konuşma gerçekleştiren HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan, HAK-İŞ Konfederasyonu’nun kuruluşunun 50’inci yılı dolayısıyla birçok etkinlik düzenlediklerini ve 50’inci yıla özel bu etkinlikleri düzenlemeye devam edeceklerini belirtti. Konfederasyonu’nun üye sayısının yeterli olmadığını söyleyen Arslan, bu yönde çalışmalar yaptıklarını ifade ederek, Türkiye’de 17 milyon kayıtlı işçi var olduğunu ve onları sendikalaştırmanı ve haklarını savunmanın kendilerine görev edindiklerini sözlerine ekledi. "Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısı değişmedikçe işçi kesiminin katılmaması yönündeki kararı destekliyoruz" Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Arslan, komisyon yapısının değiştirilmesi gerektiğini ve daha çoğulcu ve demokratik olması gerektiğini dile getirdi. HAK-İŞ’in asgari ücret tespit komisyonuna katılmama kararı hakkında açıklamalarda bulunan Arslan, "Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısı değişmedikçe işçi kesiminin katılmaması yönündeki kararı destekliyoruz. Biz asgari ücret tespit komisyonunun yapısına 50 yıldır itiraz ediyoruz. Aralık ayında komisyon toplanacak. Ülkem adına endişe duyuyorum. Kanun değişmezse Aralık ayında oturup asgari ücreti belirleyecekler. Asgari ücretin çıkması uzlaşma değil, çoğunluk kararıdır. Milyonlarca çalışanın ücretinin belirlenmesini TİSK’e mi bırakacağız?" açıklamasında bulundu. "Asgari ücreti ortalama ücret haline getiren düzene karşıyız" Öz Sağlık-İŞ Sendikası Genel Başkanı Devlet Sert ise, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun Aralık ayında çalışmalarına başlayacağını hatırlatarak, "Ortalama ücret haline gelen ve işçiyi ücretiyle köleleştiren böyle bir düzene karşıyız. Konfederasyon Genel Başkanımız Sayın Mahmut Arslan’ın da açıkladığı gibi, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısı değişmedikçe işçi kesiminin katılmaması yönündeki karar çok doğrudur. Biz de destekliyoruz. Komisyonun, asgari ücretliyi temsil etmeyen yapısına itiraz ediyoruz. Dünyada bunun pek çok modeli var. Ülkemizin ekonomik ve sosyal yapısına uygun modeller var. Konfederasyonumuz HAK-İŞ’in de böyle bir çalışması var. Kurulun yapısı değişmeli; asgari ücret, tüm kesimlerin katılım sağladığı, bilimsel temeli olan, sivil toplumun katkı sunacağı bir modelle belirlenmeli" ifadelerine yer verdi. Toplantıya, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkan Yardımcısı İlhami Giray Şahin, HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, Çalışma Genel Müdürü Mehmet Baş, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Direktörü Yasser Ahmed Hassan, Öz Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Devlet Sert, siyasi parti temsilciler, bazı sendikaların yöneticileri ve delegeler katıldı.
Ankara Öz İplik-İş Sendikası eylemlerine Karesi Tekstil’den engelleme Öz İplik-İş Sendikası anayasal haklarını kullanmak için yaptıkları eyleme Karesi Tekstil firması engelleme politikaları yürüttü. Bursa’da 5 bin 400 işçinin çalıştığı Karesi Tekstil’de çalışan işçiler, bir süre önce anayasal haklarını kullanarak Öz İplik İş Sendikası’na üye olmaya başladı. Üyeliklerin artmasıyla birlikte örgütlenme süreci belirli bir aşamaya gelmiş; ancak bu durum işveren ve işveren vekillerinin baskı ve engelleme girişimleriyle karşılandı. Oysa işçiler, Anayasa’nın 51. maddesini uyguladıklarını belirtti. Buna göre işçilerin sendikaya üye olma ve örgütlenme özgürlüğünü kullanmak istediklerini açıkladı. İşçilere yönelik baskı sistematik hale geldi İşçilerin telefonları ve e-devlet şifreleri zorla alınarak, baskı yoluyla üyelikleri iptal ettirildiği iddialar arasında yer alırken, işçiler arabulucuya zorla götürülerek işten çıkmaya mecbur bırakıldığı açıklandı. Maddi durumu zor olan işçilere ‘Tazminat verelim ama sendikadan vazgeç’ denilerek başka şirket üzerinden aynı yerde çalıştırılma dayatması yapıldığı belirtildi. Vinç üzerinde eylem yaptılar İşçiler, tüm bu engellemelere rağmen sendika temsilcileri mücadeleden vazgeçmemiş; işçilere seslenebilmek için vinç kullanarak çitlerin üzerinden konuşma yaptı. Tüm baskı ve engellemelere rağmen eylemlere devam edecekler Öz İplik-İş Sendikası işçileri tüm baskıların karşısında geri adım atmayacaklarını, bu mücadele yalnızca Karesi Tekstil işçilerinin değil, tüm işçilerin, tüm emekçilerin mücadelesi olduğunu belirtti. İşçiler, Karesi Tekstil önünde sendikal direnişlerine devam edeceklerini vurguladı.
Mardin Mardin’de denetimli serbestlik yükümlüleri ünlü oyuncularla buluştu Mardin Denetimli Serbestlik Müdürlüğü, yükümlülerin toplumla uyum sürecine destek sağlamak ve sosyal hayata farklı bakış açı kazanmaları için yürütülen çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda, görevde 20. yılına giren kurum, yeni bir sosyal projeye imza atarak oyuncu-yükümlü buluşması gerçekleştirdi. Bir televizyon kanalında 17 Kasım’da yayınlanacak olan Zerhun dizisinin yönetmeni ve senaristi Ali Ayyıldız ile oyuncular Cansu Kanlıkaya, Burak Sarımola, Erkan Çelik, Furkan Sincar ve Zeynep Urhan, Mardin’de yükümlülerle bir araya geldi. Buluşmada oyuncularla tanışma, film çekimi ve rol alma süreçlerine dair söyleşi gerçekleştirildi. Program sonunda katılımcılar hatıra fotoğrafı çektirdi. Zerhun dizisinin yapımcıları Zeki Sincar, Adem Sincar ve Serdar Sarıtop, projeyi desteklediklerini belirterek yükümlüleri dizi setine davet etti. Yapımcı Serdar Sarıtop, Mardin Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nün çalışmasının önemli bir sosyal farkındalık oluşturduğunu ifade etti. Programın ev sahipliğini Mardin Denetimli Serbestlik Müdürlüğü yaparken, etkinliğe Cumhuriyet Başsavcı Vekili Serkan Şahbaz da katılarak kurumun toplumsal çalışmalara yönelik desteğini vurguladı. Müdürlük, oyuncular ve yapım ekibine teşekkür ederek buluşmanın ilerleyen süreçte farklı faaliyetlerle sürdürüleceğini bildirdi.
Bursa Eğitim ve yemek sektörü temsilcileri arasında iş birliği Bursa Yemek Sanayicileri Derneği (BUYSAD) Yönetim Kurulu, Bursa’nın ilk vakıf üniversitesi olan Mudanya Üniversitesi’ni ziyaret etti. Ziyarette, endüstriyel yemek sektörü ile eğitim kurumları arasında iş birliği imkanları ele alındı. BUYSAD Başkanı Abidin Şakir Özen, ziyaretin hedefinin nitelikli insan kaynağının geliştirilmesi ve akademik bilgiyle sektör tecrübesinin buluşturulması olduğunu belirtti. Özen, "Üniversitelerimizle kuracağımız köprüler, sektörümüzün sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşıyor. Gençlerin sektöre ilgisini artıracak, aynı zamanda bilimsel temelli üretim kültürünü güçlendirecek adımlar atmak istiyoruz. Bu tür ziyaretler, geleceğin nitelikli kadrolarının yetişmesine katkı sağlayacak uzun vadeli ortak projelerin ilk adımıdır" dedi. "Üniversite-sanayi iş birliği her iki taraf için de değerli" Mudanya Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Gıyasettin Bingöl ise, özel sektörle yapılacak iş birliklerini önemsediklerini vurguladı. Bingöl, "Üniversite-sanayi iş birliği, öğrencilerimizin mesleki gelişimi kadar sektörlerin yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler üretmesi için de büyük fırsatlar sunuyor. BUYSAD ile yapılacak ortak çalışmaların bu açıdan değerli bir başlangıç olacağına inanıyoruz" ifadelerini kullandı. Ziyarette, ortak eğitim programları, staj imkanları ve araştırma projeleri gibi başlıklar gündeme geldi. Taraflar, üniversite ile sektör arasında karşılıklı bilgi paylaşımını artıracak yeni iş birliği modellerinin hayata geçirilmesi konusunda görüş birliğine vardı.