ASAYİŞ - 13 Ekim 2025 Pazartesi 10:30

Kardeşleri ellerini bağlayıp boğazlarını keserek öldürmüştü: Cezası belli oldu!

A
A
A

Mahkeme, vahşice işlediği cinayetle Umutcan ve milli sporcu Melisa Şimşek isimli kardeşlerin ellerini bağlayıp boğazlarını keserek öldüren katil Hüseyin Sönmez’i 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve 17 yıl 7 ay ayrıyeten hapis cezasıyla cezalandırdı.

Olay, 6 Mayıs tarihinde Kılavuz Mahallesi 55. Sokak’taki bir apartmanda yaşandı. Umutcan (22) ve milli sporcu Melisa Şimşek (16) kardeşler, anneleri tarafından evde boğazları kesilerek öldürülmüş olarak bulundu. Melisa Şimşek’in öldürülmeden önce ellerinin bağlandığı belirlenmişti. Olayın ardından polis ekipleri, katil ya da katil zanlılarının bulunması için geniş çaplı çalışma başlatmış, 25 saatlik kamera kaydının incelenmesi sonucu cinayet zanlısı Hüseyin Sönmez (34) Ankara’da yakalanmıştı.

Sevenleri Şimşek ailesine destek verdi

Sivas 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın karar duruşması bugün gerçekleştirildi. Duruşmaya, Şimşek ailesinin avukatı, aile mensupları, ölen kardeşlerin arkadaşları da katıldı. Ayrıca duruşmayı izleyen Sivas Belediye Başkanı Adem Uzun’da Şimşek ailesine destek verdi. Ölen kardeşlerin annesi Ayşegül Şimşek duruşmaya yine üzerinde çocuklarının resmi bulunan tişörtle katıldı. Arkadaşları adliye önünde, ölen arkadaşların resimleri ve onlara destek veren pankart ve dövizler açtı. Cinayet sanığı Hüseyin Sönmez duruşmaya tutuklu olduğu Elazığ E Tipi Kapalı Cezaevi’nden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.

Kardeşleri ellerini bağlayıp boğazlarını keserek öldürmüştü: Cezası belli oldu!

2 kez ağırlaştırılmış müebbet, 17 yıl 7 ay hapis cezası

Sanık Hüseyin Sönmez duruşmada iddiaları reddedip tahliyesini istedi. Ancak mahkeme tüm delilleri göz önünde bulundurarak cinayeti Sönmez’in işlediğine hükmetti. Kardeşlerin katiline; çocuğa karşı tasarlayarak, canavarca hisle veya eziyet çektirerek nitelikle kasten adam öldürme, tasarlayarak, canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme, hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, yasaklı bıçak bulundurma, ikamette ızrar gibi suçların en üst limitlerinden 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve 17 yıl 7 ay ağırlaştırılmış hapis cezası verildi.

Kardeşleri ellerini bağlayıp boğazlarını keserek öldürmüştü: Cezası belli oldu!

Karar mutlu etti

Ölen kardeşlerin annesi Ayşegül Şimşek duruşma sonrası yaptığı açıklamada adalete teşekkür ederek, "Adalete öncelikle teşekkür ediyorum. İstediğimi verdiler ve herkes yanımda oldu. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bunun gibi katillerin bu dünyada yaşamaması gerekiyor. En ağır cezayı verdiler. Ama ben bu davanın peşini bırakmayacağım. Bu işin arkasında kim varsa bulmak için elimden geleni yapacağım. Benim annem çocuklara kafasına taktığı için acillik oldu. Bunun arkasında kim varsa cezalandırılmasını istiyorum. Şahıs, suçlamaları kabul etmiyor ama görüntüler ile her şey ortada. Onlara kolay ölüm olmasın. Benim çocuklarım işkence çekti onlarda çeksinler. Ben bu işin arkasında birilerinin olduğunu düşünüyorum. Çünkü bir insan bu kadar rahat olamaz. Benim hakkımda her şeyi önceden biliyormuş. Buna birileri yardım ediyor. Arkasında kim varsa çıksın kendi söylesin ya da bir şekilde bu bulunacak. Benim çocuklarım daha geri gelmeyecek. Aynı şey onların da başına gelsin" şeklinde konuştu.

Rahmi Meyveci - Sancar Alp Fırat

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul "Antibiyotik direnci ve süper bakteriler sağlığı tehdit ediyor" Gereksiz antibiyotik kullanımının en tehlikeli sonucunun "antibiyotik direnci" olduğunu vurgulayan İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Attila Önmez, "Bakteriler, hayatta kalmak için sürekli evrimleşir. Bir antibiyotiğe gereksiz yere maruz kaldıklarında, o ilaca karşı nasıl savunma yapacaklarını öğrenirler. Bu durum, o antibiyotiğin gelecekte o bakteriye karşı etkisiz kalmasına yol açar. ’Süper bakteri’ (çoklu ilaca dirençli bakteri) dediğimiz kavram da budur. Eğer gereksiz antibiyotik kullanımı bu hızla devam ederse, gelecekte basit bir idrar yolu enfeksiyonunu veya zatürreyi tedavi edecek etkili antibiyotik bulamayacağımız bir döneme girebiliriz" dedi. İAÜ VM Medical Park Florya Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Attila Önmez, viral enfeksiyonlarda antibiyotik kullanmanın "süper bakteri" riskini artırdığını ve vücudun doğal savunma sistemi olan mikrobiyotaya zarar verdiğini belirtti. "Hayatı tehdit edebilir" Gereksiz antibiyotik almak vücudun doğal dengesini bozduğunu ifade eden Doç. Dr. Attila Önmez, vücuda verdiği önemli zararları ise şöyle açıkladı: "Gereksiz antibiyotik kullanımı, yararlı bakterileri öldürdüğü için bağırsak florası zarar görebilir, bu da ishal veya mantar enfeksiyonları gibi sorunlara yol açar. Ayrıca her ilaçta olduğu gibi antibiyotiklerin de yan etkileri vardır. Gereksiz kullanıldığında karın ağrısı, mide bulantısı, iştahsızlık, ishal hatta karaciğer ve böbrek hasarı gibi yan etki riskleri artar. En önemlisi, gereksiz antibiyotik kullanımı bakterilerin direnç kazanmasını hızlandırır. Bu direnç gelişince, daha önce antibiyotikle kolayca tedavi edilebilen basit bir enfeksiyon bile tedavi edilemez hale gelebilir, ağır seyredebilecek enfeksiyonlara dönüşebilir. Sonuç olarak enfeksiyonların tedavisi zorlaşır, hastanede kalış süreleri uzar, hatta dirençli enfeksiyonlar hayatı tehdit edebilir." "Antibiyotikler virüslere etki etmez" "Mevsimsel hastalıkların artmasıyla birlikte en sık yapılan hataların başında, grip ve nezle gibi viral enfeksiyonlar için antibiyotik kullanmak geliyor" diyen Doç. Dr. Attila Önmez, bu yaygın ve tehlikeli alışkanlığın, gelecekte ciddi enfeksiyonları tedavi edilemez hale getiren "antibiyotik direnci" sorununu körüklediğini vurguladı. Grip, nezle ve Covid-19 gibi hastalıkların virüs kaynaklı olduğunu ve antibiyotiklerin virüsler üzerinde hiçbir etkisinin bulunmadığını belirten Doç. Dr. Attila Önmez, "Bu tür hastalıklar viral etkenli oldukları için kendi seyrini tamamlayıp geçerler; tedavisinde istirahat, yeterli sıvı alımı ve destek tedavisi yeterlidir. Antibiyotik kullanımı bu durumlarda hem gereksiz yan etkilere maruz kalmak demektir hem de ileride direnç gelişimine davetiye çıkarır. Antibiyotikler, bakteriyel enfeksiyonları tedavi etmek için kullandığımız en güçlü silahımızdır. Ancak bu silahı virüslere karşı kullandığımızda, sadece vücudumuzdaki faydalı bakterileri (mikrobiyota) öldürmekle kalmıyor, aynı zamanda zararlı bakterilerin bu ilaçlara karşı direnç geliştirmesine neden oluyoruz" dedi. "En büyük tehdit: antibiyotik direnci ve süper bakteriler" Gereksiz antibiyotik kullanımının en tehlikeli sonucunun "antibiyotik direnci" olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Önmez, süreci şöyle açıkladı: "Bakteriler, hayatta kalmak için sürekli evrimleşir. Bir antibiyotiğe gereksiz yere maruz kaldıklarında, o ilaca karşı nasıl savunma yapacaklarını öğrenirler. Bu durum, o antibiyotiğin gelecekte o bakteriye karşı etkisiz kalmasına yol açar. ’Süper bakteri’ (çoklu ilaca dirençli bakteri) dediğimiz kavram da budur. Eğer toplumdaki gereksiz antibiyotik kullanımı bu hızla devam ederse, gelecekte maalesef basit bir idrar yolu enfeksiyonunu veya zatürreyi tedavi edecek etkili antibiyotik bulamayacağımız bir döneme girebiliriz." Viral ve bakteriyel enfeksiyon nasıl ayırt edilir? Hastaların kendi başına antibiyotiğe karar vermemesi gerektiğini, viral ve bakteriyel enfeksiyon ayrımının mutlaka hekim tarafından yapılması gerektiğini belirten Doç. Dr. Önmez, "Viral enfeksiyonlar genellikle yaygın vücut ağrısı, hafif ateş, burun akıntısı ve boğazda yanma gibi belirtilerle seyreder. Bakteriyel enfeksiyonlar ise genellikle daha lokalizedir; örneğin, tek bir bölgede şiddetli ağrı, yüksek ve düşmeyen ateş, iltihaplı (pürülan) akıntılar veya balgam gibi daha ağır semptomlar gösterir. Bu ayrımı yapacak kişi hekimdir" şeklinde konuştu. "Hekim önerisi olmadan kullanılmamalı" Doç. Dr. Önmez, viral enfeksiyonlarda tedavinin antibiyotik değil, semptomatik (belirtileri hafifletici) olması gerektiğini belirterek, "Ateş düşürücüler, ağrı kesiciler, bol sıvı tüketimi ve istirahat, viral enfeksiyonlarda vücudun kendi savunma sisteminin hastalığı yenmesi için yeterlidir. Hekim önerisi olmadan, komşu tavsiyesiyle veya evde kalan antibiyotikleri kullanmak, sağlığımıza yaptığımız en büyük kötülüklerden biridir" uyarısında bulundu.
İzmir Göztepe, kalesini en fazla maçta gole kapatan takım Göztepe, Trendyol Süper Lig’de ilk 12 haftada oynanan 8 maçta kalesini gole kapatarak bu alanda en iyi takım konumunda bulunuyor. Göztepe, Trendyol Süper Lig’de verilen milli maç arasına 22 puanla 5. sırada girdi. Sarı-kırmızılılar bu süreçte oynadığı 12 müsabakada 6 galibiyet, 4 beraberlik ve 2 mağlubiyet aldı. İzmir ekibi özellikle savunmadaki istikrarıyla öne çıkıyor. Stanimir Stoilov yönetimindeki Göztepe, ligde sadece 6 gol yiyerek lider Galatasaray’la birlikte ligin en az gol yiyen takımı konumunda bulunuyor. Savunma başarısını istatistiklere de yansıtan Göztepe, oynadığı 12 maçın 8’inde kalesini gole kapatarak bu alanda ligin zirvesine yerleşti. Çaykur Rizespor, Karagümrük, Beşiktaş, Başakşehir, Gençlerbirliği ve Kasımpaşa maçlarını hem kazanıp hem de gol yemeden tamamlayan sarı-kırmızılılar; Fenerbahçe ve Eyüpspor karşılaşmalarında da rakiplerine gol şansı tanımadı. Bu performansıyla Göztepe, Trendyol Süper Lig’in en fazla maçta kalesini gole kapatan takımı olmayı başardı. Savunma hattı duvar ördü Göztepe’de üçlü defans hattı geçit vermiyor. Bu bölgede şimdiye kadar 6 farklı oyuncu görev aldı. Malcom Bokele, Heliton ve Allan Godoi defansın vazgeçilmez isimleri olurken, zaman zaman Furkan Bayır, Miroshi ve Taha Altıkardeş de bu rotasyona dahil oldu. Göztepe’nin savunmacıları defansta güven verirken 8 maçta da rakiplerinin skor üretmesine izin vermedi. Lis’in performansı dikkat çekti Geçtiğimiz sezon eleştirilerin hedefi olan kaleci Mateusz Lis, bu sezon sergilediği performansla dikkat çekti. Polonyalı kaleci, yalnızca 4 karşılaşmada 6 gole engel olamadı. 28 yaşındaki file bekçisi, istikrarlı performansıyla Göztepe’nin başarısında büyük bir pay sahibi olmayı başardı.
Bursa Bursa Ticaret Borsası Başkanı Özer’den hayvan varlığı uyarısı Bursa Ticaret Borsası (Bursa TB) Yönetim Kurulu Başkanı Özer Matlı, ülke genelinde etkili olan şap hastalığı salgınının yayılım hızının kontrol altına alınmasında ilerleme sağlandığını, ancak mücadelenin henüz tamamlanmadığını belirtti. Şap hastalığıyla mücadelede kamu otoritelerinin yürüttüğü çalışmalara rağmen, alınan önlemlerin henüz istenilen düzeye ulaşamadığını belirten Matlı, "Şap hastalığı, hayvancılığımızın üretim gücünü ve sürdürülebilirliğini doğrudan etkileyen bir konu. Bakanlığımızın sürece ilişkin çabalarını takdir ediyoruz; ancak mevcut tablo, tedbirlerin daha da güçlendirilmesi gerektiğini gösteriyor. Üreticilerimizin bu konuda üzerlerine düşen sorumlulukları eksiksiz şekilde yerine getirmesi büyük önem taşıyor. Hayvan sağlığının korunması, yalnızca kamu kurumlarının değil, üretim zincirinin tüm halkalarının ortak görevidir" dedi. "Tarım ekosisteminin dengesi korunmalı" Sahadan alınan geri bildirimlerin dikkatle değerlendirildiğini belirten Başkan Özer Matlı, "Bazı bölgelerde anaç hayvan kesimleri, buzağı kayıpları ve verim düşüşleri yaşandığı yönünde bilgiler alıyoruz. Bunlar, önümüzdeki yıl hayvansal üretim zincirinde sıkıntılara yol açabilecek öncü göstergeler niteliğinde. Bu nedenle sürecin dikkatle yönetilmesi, üretim kapasitesinin ve tarım ekosisteminin korunması açısından son derece önemlidir" değerlendirmesinde bulundu. "Sürdürülebilir üretim için ortak sorumluluk" Matlı, hastalıkla mücadelede alınan tedbirlerin uzun vadeli bir bakış açısıyla planlanması gerektiğini vurgulayarak, "Şap hastalığı yalnızca bugünü değil, ilerleyen yıllarda ülkemizin hayvancılık kapasitesini ve gıda arz güvenliğini etkileyebilecek bir risk unsuru olarak karşımızda duruyor. Bu nedenle koruyucu politikaların bugünden şekillendirilmesi, üreticilerimizin beyan süreçlerinde şeffaf davranması ve biyogüvenlik, aşılama ile hijyen kurallarına titizlikle uyulması büyük önem taşıyor. Kontrolsüz hareketlerin zincirleme kayıplara yol açmaması için bu tedbirlerin kararlılıkla sürdürülmesi gerekiyor. Bursa Ticaret Borsası olarak, sektörün sürdürülebilirliği adına bu süreci dikkatle izlemeye ve desteklemeye devam edeceğiz" dedi.