ÇEVRE - 11 Ağustos 2017 Cuma 14:41

KENTFOR II Tekirdağ’da başladı

A
A
A
KENTFOR II Tekirdağ’da başladı

Birincisi geçtiğimiz yıl Antalya’da düzenlenen ’Sanayileşme ve Göç Kıskacında Kent ve Çevre Yönetimi’ temasıyla düzenlenen KENTFOR programının ikincisi bu yıl Tekirdağ’da başladı.

Birincisi geçtiğimiz yıl Antalya’da düzenlenen ’Sanayileşme ve Göç Kıskacında Kent ve Çevre Yönetimi’ temasıyla düzenlenen KENTFOR programının ikincisi bu yıl Tekirdağ’da başladı.


Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi, Hacettepe Üniversitesi Yerel Yönetimler Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Beykoz Üniversitesi ortaklığında, Tekirdağ’da bir otelde başlayan 2’nci KENTFOR programına Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat, Tekirdağ Su ve Kanalizasyon İdaresi (TESK) Genel Müdürü Şafak Başa, Prof. Dr. Uğur Ömürgönül’ün yanı sıra çok sayıda kurum çalışanı katıldı.



"Tekirdağ, İstanbul’un arka bahçesi değil, Türkiye’nin Avrupa’ya açılan kapısı olacaktır"


Programda konuşma yapan Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, "Tekirdağ çok farklı vizyonu olan bir yer. Tekirdağ uzun yıllar İstanbul’un arka bahçesi olarak kullanılmış. 30 Mart 2014 buna ’dur’ denilen bir tarih oldu. Bundan sonra Tekirdağ, İstanbul’un arka bahçesi değil, Türkiye’nin Avrupa’ya açılan kapısı olacaktır. Sanayileşme ve göç kıskacında kent ve çevre yönetimi konusu Tekirdağ için ideal bir tanım. Üniversitesi, sanayisi ve doğal güzellikleri ile bir bütünleşmiş Tekirdağ görüyoruz. Ayrıca geliri, giderinden fazla olan 10 ilden biri Tekirdağ. Tekirdağ’ın 5 vizyonu var. Sanayi vizyonu var, tarım vizyonu var, turizm, üniversite ve Tekirdağ’ın lojistik vizyonu var. Tekirdağ yüzölçümü ile Türkiye’de 54’üncü sırada son nüfus sayımında 972 bin 875 nüfusuyla Türkiye’de 23 sırada yer alıyor. Kilometrekareye 154 kişi düşüyor. Nüfus artışında yüzde 3,66 ile 2’nci sırada yer alıyor. Şimdi geliri giderinden fazla olan 10 ilden biri Tekirdağ" diye konuştu.



"Bin 700 kilometreye yakın altyapı çalışması gerçekleştirdik"


TESKİ Genel Müdürü Şafak Başa da programın açılışında yaptığı konuşmasında, "Tekirdağ’da büyükşehir belediyesi olunca, yeniden bir yapılanmaya gidildi. Çok kısa bir süre içinde büyükşehir belediyemiz ve bağlı kuruluşumuz Tekirdağ Su ve Kanalizasyon İdaresi (TESKİ) Genel Müdürlüğü olarak, bu hızlı sanayileşmenin oluşturduğu ve bununla birlikte göçün getirdiği sorunlarla ve artan nüfus artışının getirdiği talepleri karşılama noktasında çok yoğun çalışmalar yapılmaya başlandı. Bu noktada bir iki örnek verecek olursak, özellikle Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız Kadir Albayrak’ın talimat ve destekleriyle ciddi bir altyapı çalışması gerçekleştiriliyor. Bin 700 kilometreye yakın altyapı çalışması gerçekleştirdik. 800 kilometreye yakın kanalizasyon bir o kadar da içme suyu, 100 kilometre civarında da yağmur suyu çalışmaları gerçekleştirdik. Yoğun bir mücadele verildi ve öncelikle altyapı sorunlarının çözülmesi ondan sonra da yol ve vatandaşlarımızın diğer ihtiyaçlarının giderilmesi noktasında büyük çalışmalar yapılıyor" ifadelerini kaydetti.


Prof. Dr. Uğur Ömürgönül de çarpık kentleşme ve çevresel bozulma sorunlarına dikkat çekerek, "Aşırı nüfus artışı, iç ve dış göç sanayileşme gibi sebeplerle çarpık kentleşme ve çevresel bozulma tehlike altındaki dünyamızda hem merkezi ve yerel kamu kuruluşlarının hem de özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının kent yönetimi ve çevre yönetimi konularına ilgisi gün geçtikçe artmaktadır. Çarpık kentleşme ve çevre sorunlarının oluşumunda ve artışında farklı derecelerde sorumlu olan bütün bu aktörlerin kent ve çevre yönetimi alanına ilgi ve duyarlılıkların artması manidar olmakla birlikte zararın neresinden dönülse kardır mantığıyla sevindiricidir. Küresel iklim değişikliği, sanayileşme, iç ve dış göç ve çarpık kentleşmelerin oluşturduğu faciaları hemen her gün medya aracılığıyla dünyanın farklı köşelerinden izliyoruz. Bazen de bizzat şahit oluyor ve ciddi kayıplar veriyoruz. Sadece konunun önemini bir fotoğraf karesi ile vurgulamak istiyorum. Küresel iklim değişikliği sonucu süper hücre yağışları, çarpık kentleşme, göç ve insan hepsi bir karede Suriyeli göçmen Ali Kara’nın geçtiğimiz haftaki İstanbul’daki o meşhur yani felaket sonrasında ekmek teknesini korumaya çalıştığı anları gösteriyor. Aslında göç de var içerisinde, çevre tahribatı da, çarpık kentleşme de var. Bu kare aslında bu forumun bütün ele aldığı konuları özetliyor. Bu sebeple formumuzun gündeminde kentleşme, çevre yönetimi, göç yönetimi, su yönetimi, afet yönetimi, kent güvenliği gibi pek çok farklı konulara değinmekteyiz" şeklinde konuştu.


"Sanayileşme ve Göç Kıskacında Kent ve Çevre Yönetimi" temasıyla düzenlenen Forum sonunda hakem kurulu tarafından seçilen bildiriler, yazarların da isteğine bağlı olarak, editörlü ulusal bir kitapta yayınlanacak.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Filistin Dayanışma Platformu, İsrail’in Refah’ta başlattığı saldırıyı Ankara’da protesto etti Ankara’da bulunan Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla İsrail’in başlattığı saldırıyı protesto etmek için Amerikan Büyükelçiliği önünde toplandı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından 1 buçuk milyona yakın Gazzeli, Refah kentine sığınmıştı. İsrail’in Refah kentine yönelik başlattığı hava saldırısının ardından Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla saldırıyı kınamak için Ankara’da bulunan Amerikan Büyükelçiliği önünde çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte İsrail’i protesto etti. Elçilik binası önünde toplanan kalabalık, İsrail’i protesto etmek için "İnsanlık onuru siyonizmi yenecek" ve "Susma haykır soykırıma hayır" sloganları attı. Öte yandan kalabalık, İsrail askerleri tarafından Kudüs’te öldürülen Hasan Saklanan’ı ise rahmetle anmayı unutmadı. Grup adına basın açıklamasında bulunan Zeynel Abidin Özkan, İsrail’in Gazze’ye yönelik düzenlediği saldırıların ardından Refah sınır kapısına sığınan yaklaşık bir buçuk milyona yakın Gazzeli’nin 214 gündür açlıkla boğuştuğuna dikkati çekti. "Soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar" Refah’a başlatılan saldırılarla birlikte bölgede can güvenliği sorununun da başladığının altını çizen Özkan, “214 gündür dünyanın gözü önünde Filistin’de kardeşlerimiz İsrail soykırımına maruz bırakılıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamalara; İsrail, lobi faaliyetleriyle tüm ülkelere müdahale ettirmeye ve İsrail yetkililerinin ceza almaması için bir çaba içerisine girdi. Hepimiz gördük ki aslında adalet İsrail için varmış ve tüm ülkeler de İsrail’in soykırımını desteklemek için çalışıyormuş. Bugün ortaya çıkan belgelerde görüldü ki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail’in soykırımına ortak olan yöneticilerinin ceza almamasına yönelik baskı içeren mektuplar mahkemeyi köşeye sıkıştırmak adına kullanılıyor. Biz inanıyoruz ki hem mahkemede görülen davada hem de Güney Afrika’da devam eden davada soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar” ifadelerini kullandı.