SAĞLIK - 13 Haziran 2018 Çarşamba 12:31

Bayramda sonra beslenmeye dikkat

A
A
A
Bayramda sonra beslenmeye dikkat

Mübarek Ramazan ayının bitmesine sayılı günler kala, uzmanlar beslenme konusunda uyarıyor.

Mübarek Ramazan ayının bitmesine sayılı günler kala, uzmanlar beslenme konusunda uyarıyor.


Tekirdağ’da faaliyet gösteren Özel Star Medica Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Hilal Mercan, Ramazan ayının bitmesine sayılı günler kala, sahur ve iftar alışkanlığının sona ermesiyle birlikte beslenme konusunda dikkat edilmesi noktalar hakkında bilgi verdi.



"Bayram sabahı güne mutlaka kahvaltı ile başlayın"


Mercan "Vücuda Ramazan’ın ardından bir anda yüklenmek sağlığımız için zararlı olacaktır. Bayram günlerini rahatsız geçirmek istemiyorsanız özellikle şeker, kolesterol, tansiyon sıkıntınız varsa daha dikkatli olmalısınız. Kahvaltınızda yumurta, peynir, zeytin, ceviz, badem, yeşillik tüketmeye özen gösterin. Bu tatlı lazım dersek de kan şekerinizle alakalı rahatsızlığınız yoksa 1 tatlı kaşığı kadar bal/reçel/tahin-pekmez gibi eklemler yapabilirsiniz. Kahvaltıyı hafif yapmanızın bir nedeni de, Türk insanı olarak ikramlara ’hayır’ diyemeyişimiz. Kahvaltı ne kadar hafif olursa gün içerinde yapacağınız ziyaretlerdeki ikramlar için de o derece yararınıza olacaktır" dedi.



"İkramlara hayır diyemezseniz bile dengeyi sağlayın"


Bayramda sütlü ya da meyveli tatlılar öneren Diyetisyen Mercan, "Şu sıra en çok söylenen şey, ’misafirlerime ne ikram etsem?’ Çoğu kişinin aklına hemen baklava, kadayıf, helva yani şerbetli tatlı geliyor. Hadi gelin beni dinleyin ve bu bayram değişiklik yapıp sütlü tatlı ya da meyve tatlıları yapın. Yanında da nefis bir çay güzel olmaz mı? Tabi ki masum olan tatlıyı fazla yiyerek zararlı da yapmayalım, ne yersek yiyelim miktarı önemli. Gittiğiniz her yerde her tatlıyı almak, her tabağı bitirmek zorunda değilsiniz, hatta iki kişi bir porsiyonu paylaşabilirsiniz" açıklamasında bulundu.



"Sebze ve salatayla doymaya devam"


Ramazan boyunca değişen düzen nedeniyle kabızlık problemini artık çözmek gerektiğini de vurgulayan Mercan, "O yüzden sebzelere, her öğün yeşilliklere ne derece ağırlık verirsek, suyumuzu yeterince içmeye devam edersek faydasını göreceğiz. Her gün bir öğünde sebze yemeği yiyin, her yemeğin yanında salata tüketin ve etlerin yanına sebze garnitür yapın. Sebzeler size sağlık verecek bana güvenin" ifadelerini kullandı.



"Sıcak geldi serinleyelim derken içeceklere dikkat"


Sıcak havada, direkt akla asitli içeceklerin geldiğini, ama su ve mineral dengesinin sağlanması için asitli içeceklerden olabildiğince uzak durmak gerektiğini anlatan Diyetisyen Mercan, "Ziyaretlerde gezerken bunalıyorum diyerek ikramların yanında gelen kola/fanta gibi içecekleri tüketmek zorunda değilsiniz. Hayır diyerek yerine 1 bardak su rica edin. Hem serinlik verir hem iştahınızı baskılar. Ramazan sonrası azalan vücut suyunu yükseltmek için su tüketimimizi daha da arttırmaya ihtiyaç var. Keyifle bir şeyler içmek istediğinizde sağlık probleminiz yoksa, maden suyu, Türk kahvesi, ayran, ev yapımı limonata veya hoşaf/komposto tercihlerinizin arasında olabilir" dedi.



"Metabolizmayı hızlandırmanın en güzel yolu hareketi arttırmak"


Yavaşlayan metabolizmayı hızlandırmanın en güzel yolunun hareketi arttırmak olduğunu da dile getiren Mercan, "Ramazan boyunca yemek sonrası yürüyüş yaptık belki ama metabolizma, aç kalındığından maalesef yavaşladı. Yavaşlayan metabolizmayı hızlandırmanın en güzel yolu hareketi arttırmak. Tatil, havuz sezonu açılmışken, yüzmeyi sevenler denize, sevmeyenler sahilde tura gidiyor. Sıcak demeyin uygun güneşte yapacağınız yürüyüşler ile D vitamini depolarımızı da dolduracağız, unutmayın. Sağlıklı olduğunuz sürece her bayramı yaşarsınız" ifadelerini kaydetti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Türkiye-Cezayir KEK 12. Dönem Toplantısı’nın kapanış oturumu Ankara’da gerçekleştirildi Türkiye-Cezayir Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) 12. Dönem Toplantısı’nın kapanış oturumu Ankara’da gerçekleştirildi. Toplantıda ekonomiden bilgi teknolojilerine, eğitimden sağlığa, kültürden turizme, ticaretten sosyal politikalara kadar birçok alanda iki ülke arasındaki iş birliğinin genişletilmesi konusunda anlaşmaya varıldı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ile Cezayir Enerji ve Madenler Bakanı Mohamed Arkab, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda heyetler arası görüşmeler yaptı. Görüşmenin ardından Türkiye-Cezayir Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) 12. Dönem Toplantısı’nın kapanış oturumu gerçekleştirildi. Düzenlenen kapanış oturumunda konuşan Bakan Göktaş, 2023 yılı sonunda Türkiye ve Cezayir arasında ikili ticaret hacminin 6,3 milyar dolar olarak gerçekleştiğinin altını çizerek, bu rakamın iki ülke arasındaki en yüksek seviye olduğunu kaydetti. Bakan Göktaş, gelecek dönemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun’un hedef olarak belirlediği 10 milyar dolar ikili ticaret hacmine kolaylıkla ulaşılabileceğine inandığını ifade etti. Bakan Göktaş, her iki ülkenin de önem verdiği ‘Tercihli Ticaret Anlaşması’ müzakerelerinin başlanması yönünde alınan karardan memnuniyet duyduğunu kaydetti. “Cezayir’de bir anaokul ve bir ilkokul ile eğitim ve öğretime başlanmasını planlıyoruz” Bakan Göktaş, Cezayir’de 33 bin Türk vatandaşı, Türkiye’de ise 12 bin Cezayir vatandaşının yaşadığına dikkati çekerek, “Geçtiğimiz yıl 2 bin 196 Cezayirli öğrencinin Türkiye üniversitelerinde eğitim görmelerine destek olarak gençlerimizin kültürel etkileşimine ve geleceklerine destek olduk. Gençlerimiz ülkelerimiz arasında sevgi köprüleri kuran birer gönül elçisidir. Türkiye Maarif Vakfımızın resmi süreçleri tamamlanmasının ardından Cezayir’de de bir anaokulu ve bir ilkokul ile eğitim ve öğretime başlanmasını planlıyoruz. Eğitimde tecrübe paylaşımını ülkelerimizin geleceği açısından değerli bir yatırım olarak görüyoruz” şeklinde konuştu. Türkiye ile Cezayir arasındaki uçuşlarda sefer sayısı artırıldı Bugünkü toplantıda ekonomiden bilgi teknolojilerine, eğitimden sağlığa, kültürden turizme, ticaretten sosyal politikalara kadar birçok alanda iki ülke arasındaki iş birliğinin genişletilmesi konusunda anlaşmaya varıldığını kaydeden Bakan Göktaş, “Gerçekleşen verimli görüşmelerin ülkelerimiz arasındaki ekonomik ilişkileri çok daha ileri bir noktaya taşıyacağına gönülden inanıyorum. Dün Karma Ekonomik Komisyonu vesilesiyle Sivil Havacılık Genel Müdürlüğümüz ile Cezayir Sivil Havacılık Otoritesi arasında da bir mutabakat zaptı imzalandı. Bu anlaşma ile iki ülke arasındaki hava ulaşımında haftalık 35 olan uçuş sefer sayısının 80 uçuşa çıkarılması ve uçuş noktalarına ilişkin kısıtlamaların kaldırılması kararı alındı. Bu anlaşma Türkiye ve Cezayir ilişkileri açısından memnuniyet verici bir gelişmedir” diye konuştu. Konuşmaların ardından iki bakan KEK toplantı tutanağını imzaladı.
Bolu Öğrencilerin düzenlediği “Tükettikçe Tükeniyoruz Başka Dünyamız Yok” paneline yoğun ilgi Bolu’da lise öğrencileri tarafından hazırlanan “Tükettikçe Tükeniyoruz Başka Dünyamız Yok” başlıklı paneli yoğun ilgi gördü. Panele katılarak öğrencilerin sunumuna katkı sunan İklim Değişikliği ve Enerji Çalışmaları Merkezi Başkanı İlhan Sağsen, “İklim değişikliği uzun dönemde yağış ve sıcaklık patenlerini bozuyor. Dolayısıyla da bu hem doğal afetlerin miktarını, hem sıklığını hem de şiddetini arttırıyor” dedi. Liselerde Bilim Uygulamaları Projesi çerçevesinde Bolu İzzet Baysal Anadolu Lisesi’nden 6 öğrenci, küresel ısınma ve iklim değişikliği ile alakalı panel düzenledi. Panel başkanlığını Sude Özkan, sunumu ise İrem Gülmez, Şevval Can, Elif Yusufoğlu, Abdullah Çilingir, Umutgün Acer yaptı. “Tükettikçe Tükeniyoruz Başka Dünyamız Yok” başlıklı panele öğrencilere katkı sunmak için Bolu Teknokent bünyesinde faaliyet gösteren İklim Değişikliği ve Enerji Çalışmaları Merkezi Başkanı İlhan Sağsen ve Prof. Dr. Fatih Aydın da katıldı. Öğrencilerin yaptığı sunumun ardından konuklar yaptıkları bilimsel araştırmaları öğrencilere aktardı. Milli Eğitim Müdürlüğü’nün toplantı salonunda gerçekleştirilen panele çok sayıda öğrenci ve öğretmen katılım sağladı. “Geniş bir kitleye erişebilme imkanı bulacağız” Öğrencilerle panele katılmaktan dolayı mutlu olduklarını ifade eden İklim Değişikliği ve Enerji Çalışmaları Merkezi Başkanı Doç. Dr. İlhan Sağsen, “İklim Değişikliği ve Enerji Çalışmaları Merkezi olarak Bolu genelinde bütün ortaokul ve liselerimize farkındalık söyleşilerinde bulunuyoruz. Burada İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzle ve İzzet Baysal Anadolu Lisesi’yle beraber iklim değişikliğiyle alakalı program gerçekleştireceğiz. Bu programın güzel yanı öğrencilerimizle beraber bir panele katılacağız. İklim değişikliğiyle alakalı onlar sunumlarını yapacak. Bizler de iklim değişikliğiyle mücadelede çözüm yolları, sıfır atık, geri dönüşüm, enerji verimliliği, enerji tasarrufu, bu konularda Bolu genelinde bir bilgilendirme yapmış olacağız. Dolayısıyla da aslında bu hem bizim yapmak istediğimiz bu farkındalık söyleşilerinden bir tanesi ama bu sefer daha geniş bir kitleye erişebilme imkanı bulacağız” diye konuştu. “Yeni ağaçların dikilmesi son derece önemli” Çevre kirliliğine karşı önlem alınmazsa 50 yıl sonra yaşamı olumsuz etkileyecek olan birçok olumsuzluğun meydana geleceğini ifade eden Doç. Dr. Sağsen, “Orman olması son derece önemli. Yani bu dünya için yağmur ormanları, bizim ormanlarımız da dahil olmak üzere Türkiye’deki ormanlar çünkü ormanlar, okyanuslarla beraber en büyük karbon yatakları. Bizim tabiri caizse akciğerlerimiz olarak hep nitelendirilir. Aslında bu emisyonları emdiği içindir, karbon yutakları olduğu için. Dolayısıyla ormanlaşmanın devam etmesi yani orman kesiminin olmaması, hatta yeni ağaçların dikilmesi son derece önemli. Önlemler alınmazsa Türkiye genelinde ve küresel olarak sadece bir ulus devletin önlem alması da yetmiyor bu süreçte. Başta su kaynakları olmak üzere yaşamı olumsuz etkileyen birçok olumsuzlukla biz karşı karşıya geleceğiz” dedi. “İklim değişikliği uzun dönemde yağış ve sıcaklık patenlerini bozuyor” Son dönemde yaşanan fırtına, sel gibi afetlerin iklim değişikliği ile doğrudan bağlantısı olduğunu dile getiren Doç. Dr. Sağsen, “İklim değişikliği uzun dönemde yağış ve sıcaklık patenlerini bozuyor. Dolayısıyla da bu hem doğal afetlerin miktarını, hem sıklığını hem de şiddetini arttırıyor. Bunları engellemek için aslında Paris İklim Antlaşması çerçevesinde devletlerin üzerine düşen bazı sorumluluklar var. Emisyonları düşürmek, üretim teknolojilerini modernleştirmek, enerji verimliliğini arttırmak, bunun dışında kullandığımız enerji tipini değiştirmek, yani konvansiyonel yakıtlar yerine, özellikle kömür kullanımı yerine yenilenebilir enerji teknolojisine yönelmek. Bu noktada en önemli bizim kaynaklarımız. Bunun dışında da ekolojiyi korumak, yani okyanusları, denizleri kirlenmekten korumak. Geçtiğimiz günlerde yine bizim üzerinde durduğumuz tek kullanımlık plastiklerden vazgeçmek. Bunların tamamı ekolojik dengeyi alt üst ediyor. O yüzden bu konu ve bireysel olarak da biraz ihtiyaç analizinizi doğru yapmak, yani üretim tüketim neyi alıyoruz, neyi almıyoruz? Bu analizi doğru yapmak bu noktada önemli” dedi.