ÇEVRE - 07 Ekim 2021 Perşembe 16:56

Ergene’ye umut olacak proje

A
A
A
Ergene’ye umut olacak proje

Simsiyah akan görüntüsü, etrafa yaydığı kötü koku ve kirliliği ile gündeme gelen Ergene Nehri için umut olabilecek, Ergene Havzasını ve besleyen derelerin siyah akan görüntüsüne son verebilecek bir proje geliştirildi.

Simsiyah akan görüntüsü, etrafa yaydığı kötü koku ve kirliliği ile gündeme gelen Ergene Nehri için umut olabilecek, Ergene Havzasını ve besleyen derelerin siyah akan görüntüsüne son verebilecek bir proje geliştirildi.


Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi bünyesinde sanayi - üniversite işbirliği ile kurulan Teknokent tarafından geliştirilen atmosferik plazma yöntemiyle ürettiğimiz reaktif oksijenle atık su arıtımı ile fabrikaların atık sularının geri kazanımı sağlandı. Üretimde kullanılan ve yeni yöntemle arıtılan su yeniden üretimde kullanılabiliyor.


Yapılan çalışmalarla ilgili olarak bilgiler veren Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, "Üniversitemizde son 7-8 yıldır üniversitemizle teknoloji firmamızla birlikte geliştirdiğimiz soğuk atmosferik plazma yöntemiyle ürettiğimiz reaktif oksijenle atık su arıtımı gerçekleştirdik. Bu tesiste endüstriyel atık suların arıtılarak yeniden kullanılması gerçekleştiriliyor. Çok kirli düzeyde sisteme giren su sistemde arıtılarak proseste tekrar kullanılabilir hale geliyor” dedi.



Suyun, arıtılarak geri kazanıldığı yeni bir teknoloji


"Bu projemizin iki amacı var" diyen Prof. Dr. Tecer, “Bir tanesi genel amacı doğal kaynaklarımızı ve su kaynaklarımızı koruyarak gelecek nesillere aktarmak. İkincisi ise su kıtlığının yaşandığı küresel iklim etkisi ile de su kaynaklarımız üzerinde oluşturulan baskıyı ortadan kaldırabilecek bir teknoloji ile suyu geri kazanarak bu bölgedeki sanayinin kullanımına tekrar hizmet eder hale getirmek. Su geri dönüşüm teknolojisi yeni bir teknoloji değil, su geri kazanımı yapılıyor ancak, bizim geliştirdiğimiz bu soğuk atmosferik plazma, yönetimiyle biyolojik ve kimyasal arıtımı ortadan kaldırıyoruz. Biyolojik ve kimyasal arıtım olmadan herhangi bir kimyasal olmadan tamamen atmosferdeki oksijenin kullanılması ile suyun arıtılarak geri kazanıldığı yeni bir teknolojidir” diye konuştu.



"5 Binler seviyesindeki bir kimyasal oksijen seviyesini 50’nin altına çekiyoruz"


Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tecer, “Konvansiyonel sistemlere göre hem yatırım maliyeti hem de işletme maliyeti çok düşük. Örnek verecek olursak burada önemli bir faaliyet gösteren Gülle Tekstil ile hem ARGE çalışmasını su arıtımı üzerine hem de nihai olarak gerçek boyutlarda tesisi burada kurmayı başardık. Örnek olarak 5 binler seviyesindeki bir kimyasal oksijen seviyesini 50’nin altına çekiyoruz. Özellikle tekstil atık sularında yoğun kirlilik olan iletkenlik tuzluluğu da onun altına çekiyoruz ki bu içme suyu kalitesinde su demektir. Ayrıca boyahanelerden çıkan atık sularda renk problemi bu bölgede aşılamayan problemlerdendir. Bu soğuk atmosferik plazma ile renk problemini de sıfıra kadar indirebiliyoruz. Bu şu anlama geliyor. Yeraltı sularının rezervlerinin korunması yüzeysel suların da doğasına döndürülebilmesi için suların arıtılarak verilmesi gerekiyordu. Bu bölgede umut olabilecek, Ergene Havzasını ve besleyen derelerin simsiyah akan görüntüsünden kurtulabileceğinin işaretini vermiş bulunuyoruz. Oldukça başarılı bir sistem. Bu tesis şu anda reel olarak günde 100 tonluk bir atık suyu arıtarak proseste kullanılabilir hale geliyor. Arıtarak geri kazandığımız suyla da kumaş boyamaları ve ürün üzerindeki etkilerinin herhangi bir sorun yaşanmadan ürün suyu kumaş boyamasında gerekse proseste kullanılan diğer işlemlerde çok güzel çok başarılı sonuçlar veriyor” şeklinde konuştu.



"Daha ekonomik sonuçlar üretiyor”


Maliyet konusunda da bilgilendirmede bulunan Prof. Dr. Tecer, “Konvansiyonel sistemlere göre bir atık suyu arıtarak geri kazanmanın maliyeti aşağı yukarı bin 500 euro/metreküp mertebesinde. Tabii atık suyun debisi ve kimyasal olarak kirlilik düzeyine bağlı olmak kaydıyla bu sistemde reaktif oksijenle ya da enerjilendirilmiş oksijenle kurduğumuz atık su geri kazanım tesisinin yatırım maliyeti yüzde 50’lere kadar daha ucuz. En önemlisi burada işletme maliyetidir. İşletme maliyeti de yine yüzde 50 oranında değişen oranlarda daha ucuz hale geliyor. Soğuk atmosferik plazmayla atık su geri kazanımı ve su geri kazanımı konvansiyonel sisteme göre yüzde 50’lere varan mertebelerde daha ekonomik sonuçlar üretiyor” dedi.



"Günlük 10 bin, 20 bin 50 bin, 100 bin metreküplere, tonlara varan suları da arıtabiliyoruz"


Kapasitenin arttırılabilir olduğunu da kaydeden Tecer, “Kesinlikle arttırılabilir bir kapasite. Bu sistemin en önemli özelliğinden bir tanesi de modüler sistemdir. Burada gördüğünüz gibi iki konteynır içerisinde 100 tonluk suyu arıtabileceğimiz gibi bunların sayısını arttırarak günlük 10 bin, 20 bin 50 bin, 100 bin metreküplere, tonlara varan suları da arıtabiliyoruz. Sistemin temeli, esası aynı sadece reaktörlerin ve tankların sayısını arttırarak bu kapasitelere ulaşabiliyoruz. Bu bölgede günde aşağı yukarı 350 - 400 bin ton su tüketiliyor. Bunların tamamını arıtabilecek bir tesis veya birkaç tesis bu yöntemle kurmak ve işletmek çok mümkün” diye konuştu.


Ergene’de faaliyet gösteren Gülle Tekstil adlı fabrikada denenen ve başarıyla uygulanan sistemde fabrikadan siyah renkte çıkan atık sular atmosferik plazma yöntemiyle üretilen reaktif oksijenle atık su arıtım projesi ile atık sular yeniden üretime kazandırılıyor. Arıtılan sular akvaryuma alınarak balık dahi yetiştiriliyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Minibüsteki turist sayısı görenlere pes dedirtti Antalya’da trafik ekiplerinin gerçekleştirdiği fazla yolcu taşıyan toplu taşıma araçlarına yönelik denetimlerde birçok minibüse fazla yolcudan ceza uygulanırken, turizm bölgesinden gelen minibüsten inen yolcu sayısı görenleri şaşkına çevirdi. 16 kişi kapasiteli minibüsten tam tamına 35 turist inerken, ortaya ilginç görüntüler çıktı. Manavgat Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Büro Amirliği ekipleri, trafik kazalarının önlenebilmesi amacıyla Manavgat’ın farklı noktalarında denetimlerini aralıksız sürdürüyor. Denetimler sırasında karşılaşılan bazı olaylar görenleri hayrete düşürüyor. Turizm bölgesinden gelen 16 kişi kapasiteli bir minibüsten 35’in üzerinde yolcu inerken ortaya ilginç görüntüler çıktı. Denetim sırasında kapısı açılan minibüsten fazla yolcudan dolayı turistlerin hızla inmek zorunda kaldığı gözlendi. Fazla yolcu taşıdığı tespit edilen minibüs şoförlerine 540 TL para cezası ve 10 ceza puanı uygulandı. ATV’li turist kırmızı ışıkta geçmediğini iddia etti Yanında eşiyle birlikte kiraladıkları ATV araç ile Manavgat’a gelen yabancı uyruklu turist ise kırmızı ışık ihlali yaptığı için trafik ekipleri tarafından durdurulurken trafik ekiplerine itiraz etti. Uzun süre itiraz eden turist, kendisinin geçtiği sırada trafik ışığının turuncu olduğunu söylemesine rağmen ceza yemekten kurtulamadı.
İstanbul İletişim Başkanı Altun: “Bizim mücadelemiz, sömürge düzenine son verme, küresel adaleti tesis etme mücadelesidir” İletişim Başkanı Fahrettin Altun, TRT İspanyolca dijital haber platformunun tanıtım programında yaptığı konuşmada, “Batı’nın konuştuğu, Batı dışı dünyanın sustuğu, Batı’nın söylem imal edip, Batı dışı dünyanın bu söylemleri tükettiği bir dünyada adalet olmaz. Batılı sömürge düzeni derinleşir, kökleşir. Bunun için her şeyden önce toplumlar olarak birbirimizi daha yakından tanımaya ihtiyacımız var. Bizim mücadelemiz, bu sömürge düzenine son verme, küresel adaleti tesis etme mücadelesidir" dedi. Uluslararası yayın kuruluşlarıyla Türkiye’nin sesini dünyaya duyurulmasını hedefleyen TRT; TRT World, TRT Arapça, TRT Rusça, TRT Almanca, TRT Fransızca, TRT Balkan ve TRT Afrika’dan sonra TRT İspanyolca dijital haber platformunu hayata geçirdi. TRT İspanyolca dijital haber platformunun tanıtımı, TRT - İspanyolca Konuşan Ülkeler 1. Yayıncılık Zirvesi’nin ikinci gününde TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı ev sahipliğinde gerçekleşti. Törene İspanya, Meksika, Kolombiya, Arjantin, Peru, Venezuela, Guatemala, Ekvator ve Bolivya’nın da aralarında bulunduğu İspanyolca konuşulan ülkelerin medya kurumlarından 17 genel müdür, 21 gazeteci, 16 yönetici ve Türkiye’de öğrenim gören Latin Amerikalı ve İspanyol 40 öğrenci ile üst düzey yabancı misyon temsilcileri ve basın mensupları katıldı. ‘‘İnsanın önemsendiği yer’’ sloganıyla yayın hayatına başlayan TRT İspanyolca, bağımsız haber vizyonuyla, dünyada olup bitenleri farklı bir bakış açısıyla aktırmayı hedefliyor. Lansman İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı’nın açılış konuşmalarıyla başladı. “Batı dünyasında toplumlar, tarihin ve mekanın hızlanması karşısında kurumsal çözümler üretememektedir” Lansmanda konuşan İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “TRT İspanyolca, inşa etmek için yoğun bir çaba sarf ettiğimiz Türkiye İletişim Modelimizin pratik uzantılarından, somut çıktılarından biridir. Sayın Cumhurbaşkanımızın başlattığı ’iletişim seferberliği’ ile kurumsallaştırdığımız Türkiye İletişim Modeli bir yandan küresel adalet ve hakikat mücadelesine katkı sunmak, diğer yandan da Türkiye’nin haklı tezlerini tüm dünyaya duyurmak hedefleri doğrultusunda şekillendi. 19. yüzyılda eser vermiş Batılı edebiyatçı Alfred Musset kendi dönemini anlatırken der ki ’Asrın bütün marazları iki sebepten ileri gelmektedir. Vaktiyle ne var idiyse ortadan kalkmış, gelecekteki hiçbir şey ise henüz meydana çıkmamıştır.’ Musset’nin bu sözleri esas itibariyle modernliğin o gününden bugününe modern insanın yaşadığı sıkışmışlığı, çaresizliği gözler önüne sermektedir. Geleneğin sarsıldığı, modern olanın inşa edilemediği ve hızla değişen bir dünyada yaşamak zorunda kalmak. Bütün modernist anlatılara rağmen bugün Batı dünyasında dahi toplumlar, tarihin ve mekanın hızlanması karşısında kurumsal çözümler üretememektedir. Tarihin ve mekanın bu denli hızlandığı çağımızda toplumların önünde iki meydan okuma vardır. Bugün her ne kadar küresel adaletsizliği doğuran temel sebep sağlıklı bir toplumlararası iletişim sisteminin yokluğu olmasa da, toplumlararası ilişkilerde karşılıklı ve iyi işleyen iletişim köprülerinin azlığı, zayıflığı küresel adaletsizliği derinleştirmektedir. Bugün küresel alanda karşı karşıya kaldığımız zulümlere bir bakın. Zalimlerin kulakları sağır eden gürültüleri olmasa bu zulümler devam edebilir mi, mazlumlar daha fazla konuşabilse, insanlık mazlumları anlamak için onları dinlese bu zulüm düzeni devam eder mi?” dedi. “Toplumlar olarak birbirimizi daha yakından tanımaya ihtiyacımız var” İçinde, toplumların gerçek ve sağlıklı bir iletişim kurabildiği bir dünya sistemi kurmanın zorunluluk olduğuna değinen Altun, “Bunun için her şeyden önce toplumlar olarak birbirimizi daha yakından tanımaya ihtiyacımız var. Önyargı, sömürünün gıdasıdır. Önyargısız sömürü sistemi kurulamaz. Sömürü sistemlerini yıkmak önyargıları ortadan kaldırmakla mümkündür. Önyargıları ortadan kaldırmaksa iletişim kurmakla mümkündür. Tek taraflı değil, çok taraflı bir iletişim. Batı’nın konuştuğu, Batı dışı dünyanın sustuğu, Batı’nın söylem imal edip, Batı dışı dünyanın bu söylemleri tükettiği bir dünyada adalet olmaz. Batılı sömürge düzeni derinleşir, kökleşir. Bunun için her şeyden önce toplumlar olarak birbirimizi daha yakından tanımaya ihtiyacımız var. Bizim mücadelemiz, bu sömürge düzenine son verme, küresel adaleti tesis etme mücadelesidir. Biz, uluslararası yayıncılığı da, TRT’nin farklı dillerde giderek artan oranda yaptığı yayınları da bu bağlamda değerlendiriyoruz. TRT, son iki yılda TRT Fransızca’yı, 3 farklı Balkan dilinde yayın yapan TRT Balkan’ı, 4 ayrı dilde yayın yapan TRT Afrika’yı hayata geçirdi. Yeni açılan bu kanallar, çok kısa süre içerisinde milyonlarca takipçi kazandı. TRT Uluslararası Dijital Haber Kanallarının takipçi sayısı 44 milyonu geçti. Ben eminim ki bugün lansmanını gerçekleştirdiğimiz TRT İspanyolca Dijital Haber Platformu da aynı ilgiye mazhar olacak” ifadelerini kullandı. “TRT Farsça dijital haber platformumuzun açılması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” Açılışta konuşan TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı ise, “Dünyadaki birçok ülkeyle güçlü bağlar geliştirmeyi hedefleyerek, önemli bir bölgesel güç ve küresel aktör olma konumunu pekiştiriyor. Ülkemiz, İspanya’dan Latin Amerika’ya uzanan ve yaklaşık 560 milyon İspanyolca konuşan insanın bulunduğu bu geniş bölge ile köklü iş birliği bağları ve stratejik ortaklıklar tesis ederek, ilişkilerimizi her alanda geliştirecek çalışmalar yürütüyor. Bugün gerçekleştirdiğimiz TRT İspanyolca Lansmanı ve TRT - İspanyolca Konuşulan Ülkeler 1. Yayıncılık Zirvesi ise, TRT ile İspanyolca konuşulan ülkelerin medya kuruluşları arasında güçlenen iletişimin en somut göstergesidir. Bugün, TRT İspanyolca dijital haber platformumuzun yayın hayatına başlamasıyla, uluslararası yayın ailemizin en yeni üyesi yolculuğuna başlıyor. Bunun yanı sıra, TRT Farsça dijital haber platformumuzun açılması için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Türkiye’nin kamu yayıncısı olarak bizler, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye’nin küresel ölçekte verdiği ’daha adil bir dünya’ mücadelesine medya alanında elimizden gelen tüm katkıyı vermek için çaba sarf ediyoruz" dedi.