GENEL - 05 Ekim 2019 Cumartesi 11:09

(Özel) Depreme yönelik uzmanlardan çok önemli uyarı

A
A
A
(Özel) Depreme yönelik uzmanlardan çok önemli uyarı

Tekirdağ’da da şiddetli bir şekilde hissedilen Silivri’deki 5.

Tekirdağ’da da şiddetli bir şekilde hissedilen Silivri’deki 5.8 şiddetindeki depreme yönelik uzman açıklamaları peş peşe geliyor. Depremin insan psikolojisi üzerinde bırakacağı etki üstüne açıklamalarda bulunan Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Yakup Albayrak, “İlk 3 gün hemen herkesin depremle ilgili tedirginliklerin olması gayet normaldir” dedi.


Özellikle Tekirdağ’da şiddetli bir şekilde hissedilen İstanbul Silivri’deki 5.8 şiddetindeki depremden sonra, depremin insan psikolojisi üzerinde bırakabileceği etki yönelik uzmanlardan peş peşe açıklamalar gelmeye devam ediyor. Konuya ilişkin Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Araştırma Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Yakup Albayrak önemli açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Yakup Albayrak açıklamasında depremden bir ay sonra endişeler, kaçınma davranışları olan vatandaşların mutlaka bir psikiyatrik yardım arayışı içerisinde olmaları gerektiğini söyledi.


“Van’da ki çocukların bu olayı daha sağlıklı süreçte atlattıkları bulgusuna varıldı”


Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Araştırma Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Yakup Albayrak, “Öncelikle herkese geçmiş olsun. Bizlere de geçmiş olsun. Çünkü bizde burada hissettik. Deprem bizim bir gerçeğimiz, ülkemizin bir gerçeği insanların tedirgin olması da normal bir durum. Yani doğal bir afet bizim kontrol edemediğimiz bir şey. Ama burada dikkat edilmesi gereken bazı hususlar var. Psikiyatri hastalığına yol açmaması konusunda çünkü bazen bu durumlar psikiyatri hastalığına yol açabiliyor. Öncelikle şunu belirteyim. Deprem ile ilgili teknik konular benim bildiğim konular değil. Bir binanın sağlamlığı, deprem etüdünün yapılıp, yapılmadığı ben şu an tamamen sağlam bina deprem etüdünün yapılmış bina konusunda bir sıkıntısı olmayan insanlar açısından konuşacağım. Biliyorsunuz bundan belli bir süre önce Van’da büyük bir deprem yaşandı. Bununla ilgili önemli bir çalışma daha yapıldı. Van’da bazı çocuklar başka Belediyelere, başka şehirlere gönderildi. Bazı çocuklarda Van’da kaldı. Van’da bu süreci atlatan çocuklar ile dışarıda atlatan çocuklar karşılaştırıldığı zaman Van’da ki çocukların bu olayı daha sağlıklı süreçte atlattıkları bulgusuna varıldı” dedi.



“Hastalıklar oluşabilir”


Doç. Dr. Yakup Albayrak açıklamasının devamında, “Buradan şuraya geleceğim. Yani deprem bizim kontrol edemediğimiz bir şey ve doğal bir afet. Kaçınılma davranışlarının gelişmesi durumunda ise hastalıklar oluşabilir. Mesela diyelim ki yüksek bir binada çalışan birisini örnek verelim. Yüksek katlarda deprem daha fazla hissedilir. Depremden sonra eğer oradaki işine gitme ile sıkıntı oluşursa ve gitmemeye başlarsa artık biz burada bir psikopatolojiden yani bir hastalıktan söz etmek durumunda kalabiliriz. Şöyle bir gerçek var. İlk 3 gün hemen herkesin depremle ilgili tedirginliklerin olması gayet normaldir. Ama 3 günden sonra hala belli tedirginlikler yaşıyorsa yanız, belli kaçınmalar yaşıyorsa sürekli deprem olacağı endişesi ile yaşıyorsa artık burada yavaş yavaş psikiyatri bir durumun olduğunu söyleyebiliriz. Zaten bir aydan sonra hala bu depremle ilgili endişeler, kaçınma davranışları varsa mutlaka bir psikiyatrik yardım arayışı içerisinde olmalılar. En yakında ki psikiyatriste gitmeliler. Çünkü travma sonrası stres bozukluğu dediğimiz bir olgu var. Bununla da ilgili çalışma var” diye konuştu.



“Deprem olacağı endişesiyle yaşamak, insanı bazı şeylerden alıkoyabilir”


Alanında uzman Doç. Dr. Albayrak depremin insanlar üzerinde bırakabileceği etkiye yönelik açıklamasının devamında örneklemeler yaparak, “Özellikle Marmara Depreminden sonra geniş örneklemle yapılmış bir çalışma ve travma sonrası stres bozukluğunun deprem yaşayanlar üzerinde oldukça fazla olduğuna dair Türkiye’den bir Dünya literatürüne kazandırılmış bir çalışma var. Bu bir gerçek. Ülkemiz belli fay hatlarının üzerinde kurulu. Kaçınma davranışlarını arttırırsak mesela sürekli deprem olacağı endişesiyle yaşamak, insanı bazı şeylerden alıkoyabilir. Şöyle bir örnek vereceğim. Bir metafor yapacağım. Hastalarıma da aynı şeyi yapıyorum. Belki bu sağlıklı olabilir. Biz her gün trafiğe çıkıyoruz. Aracımıza bindiğimiz zaman emniyet kemerimizi bağladığımızı düşünelim. Hız sınırlarını, şerit ihlali yapmadığımızı ve tüm kuralları uyguladığımızı düşünelim. Kaza yapmama ihtimalimiz yüzde yüz ya da kaza yapma ihtimali yüzde sıfır değildir. Çünkü karşı taraftan herhangi bir araç kural ihlali yapabilir. Ya da başka bir şey olabilir. Bir kaza olabilir. Yani sürekli olumsuz ihtimaller üzerinde hayatımızı yönlendirirsek, burada önemli problemler ile karşılaşabiliriz” diyerek açıklamalarına devam etti.



“Kendi çabaları ile geçmeyebilir”


Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Araştırma Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Yakup Albayrak açıklamalarını şöyle noktaladı:


“Deprem ile ilgili hastalarımız geldi. Özellikle deprem olacağı, depremden sonra öleceği, yakınlarını kaybedeceği noktasında başvurular olur. Bu da söylediğim gibi 3 gün içerisinde olması bu normal kabul edilir. Can tehlikesiyle endişe yaşayanların endişeleri hala devam ediyorsa mutlaka profesyonel bir yardım almaları gerekiyor. Artık burada akut stres tepkisi ya da bir ay geçmişse travma sonrası stres bozukluğu dediğimiz hadise ortaya çıkıyor ki burada profesyonel bir yardıma ihtiyaç duyulduğu anlamına geliyor. Yani bu sıkıntıları yaşayan insanların profesyonellere danışmalarını önemle tavsiye ediyorum. Kendi çabaları ile geçmeyebilir. O konuda da dikkatli olmaları gerekir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Tunç: “Filistin’in BM üyeliğinin Konseyi’nde tekrar görüşülmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır” Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, Filistin’in BM üyeliğinin Konseyi’nde tekrar görüşülmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır” dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun Filistin’in BM’ye üyeliğinin tekrar görüşülmesini talep eden karar tasarısını kabul etmesinin ardından açıklama yaptı. Bakan Tunç, karar tasarısının özgür Filistin için önemli bir adım olduğunu değinerek, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, Filistin’in BM üyeliğinin BM Güvenlik Konseyi’nde tekrar görüşülmesi ve gözlemci statüsünde olan Filistin’e bazı ilave haklar tanınmasını talep eden karar tasarısını kabul etmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır. Ülkemizin yanı sıra 80’e yakın ülkenin ortak sunucusu olduğu karar tasarısının 143 evet oyuyla kabulü, Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerin 7 Ekim’den bu yana işgalci İsrail tarafından soykırıma uğrayan Filistin’e desteğini göstermesi açısından önemlidir. 1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin devletinin varlığı kabul edilmelidir. Filistin halkı kendi ata yurtlarında, insan onuruna yakışır şekilde yaşamalıdır” ifadelerine yer verdi. İsrail’in saldırılarının son bulması gerektiğini belirten Bakan Tunç, “Gazze ve Refah bölgesinde çocuk, kadın, sivil demeden 35 bin Filistinliyi öldüren, 78 binden fazla Filistinliyi yaralayan İşgalci İsrail’e karşı uluslararası mekanizmalar artık gereğini vakit kaybetmeden yapmalıdır. İnsan haklarını yok sayan, uluslararası hukuku görmezden gelen, savaş suçu işleyen ve soykırım yapan İsrail’in saldırıları son bulmalıdır. İsrailli yetkililer Uluslararası Ceza Mahkemesi huzuruna çıkarılmalı, gereken ceza verilmelidir. İşgalci İsrail Devletinin Uluslararası Adalet Divanınınca verilen tedbir kararına uyması sağlanmalıdır. Türkiye olarak, Filistinli kardeşlerimizin haklı davalarında yanlarında olmaya, dünyada adaleti ve hakkaniyeti savunmaya devam edeceğiz” ifadeleri kullanıldı.
Aksaray Uyuşturucu tacirleri ile polisin kovalamacası kamerada Aksaray’da polisin dur ihtarına uymayarak kaçan sürücü ile polis arasında kovalamaca yaşanırken, kovalama esnasında araçtan atılan poşette esrar maddesi çıktı. Kısa süren kovalamacayla yakalanan araç sürücünün ehliyetsiz olduğu belirlenirken, sürücü uyuşturucunun araçtan çıkmadığını belirterek ehliyetsiz olduğu için kaçtığını söyledi. Sürücü ve 2 arkadaşı kelepçelenerek gözaltına alındı. Olay, Kurtuluş Mahallesi Kurtuluş Caddesinde yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde bekçilerle birlikte rutin uygulama yapan İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi ve Trafik Şubesi ekipleri uygulama noktasına yaklaşan 68 ES 022 plakalı otomobile dur ihtarında bulundu. İhtara uymayan araç sürücüsü fren yerine gaza basarak hızla uygulama noktasından kaçtı. Kaçan aracın peşine düşen polis ve şüpheliler arasında kovalamaca yaşandı. Kovalamaca esnasından araçtan bir poşet atılırken, atılan poşetten kubar esrar maddesi ele geçirildi. Bir süre devam eden kovalamaca sonucu araç 3 şüpheliyle birlikte yakalandı. Araç sürücüsü Ö.F.B. (37) ile araçta yolcu olarak bulunan H.E. (40) ve R.D. (23) kelepçelenerek gözaltına alınırken, araç sürücüsü Ö.F.B. araçtan atılmasına rağmen uyuşturucunun kendilerine ait olmadığını belirterek, “Ne alakası var. Arabada çıktı mı? Çıkmadı, arabadan çıkmadı abi. Bizlik bir şey yok ki. Ehliyetim yok, cezamı yedim zaten biraz önce” dedi. Araç sürücüsüne ehliyetsiz araç kullanmaktan 12 bin 977 TL, dur ihtarına uymamaktan bin 506 TL olmak üzere toplam 14 bin 483 TL para cezası kesilirken ara trafikten men edilerek otoparka çektirildi. Gözaltına alınan 3 kişi sorgulanmak üzere İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şubesine götürüldü. Olayla ilgili tahkikat başlatıldı.