ASAYİŞ - 14 Şubat 2025 Cuma 19:42

Ruhsat yok, işyeri yok: Evlerinde döner yapıp satıyorlar

A
A
A

Tekirdağ’ın Kapaklı ilçesinde ruhsat almadan ve iş yeri açmadan kendilerini rastgele konumlarda göstererek, yemek sipariş uygulamaları üzerinden evde hazırladıkları yemekleri vatandaşlara gönderen şahıslar, uyguladıkları yöntemle adeta pes dedirtti.

Tekirdağ’ın Kapaklı ilçesinde insanların sağlığını tehlikeye atan şahıslar, müşterilerin siparişlerini de adreslerini teslim etkileri esnada bir müşterinin şikayeti üzerine yaşanan ilginç olay fark edildi. Yemek siparişi uygulamaları üzerinden rastgele konumlarda dükkanları varmış gibi gösteren şahıslar, bir vatandaşın Kapaklı ilçesinde 25 yıldır dönercilik yapan Levent Aslan’ı arayarak, restoranıyla ilgili şikayette bulunmasıyla ortaya çıktı. Durumu fark eden Kapaklı ilçe esnafı ise sağlıksız satışı önlemek amacıyla yetkililere başvurdu.

Şikayetçi olan bir müşteri Levent Aslan’ı arayarak restoranından aldığı döner nedeniyle çocuğunun zehirlendiğini söyledi. Yaşanan olay sonrası Aslan, kendi işletmesinde böyle bir sipariş göndermediğini söyleyerek, yaşanan durumdan şüphelendi. Yemek siparişi uygulamasına giren Aslan, dükkanının hemen yanında bir döner dükkanı daha olduğunu görünce hayrete düştü.

Dükkanının bulunduğu cadde üzerinde başka dönerci bulunmadığını belediye ekiplerine bildiren Aslan, iş yeri ve ruhsatı olmadan satış yapan aynı isme sahip birçok mahallede bulunan dönerci olduğu belirtildi.

Ruhsat yok, işyeri yok: Evlerinde döner yapıp satıyorlar

"Evlerinde siparişleri hazırlayıp gönderen kişiler olmaya başladı"

Sahte dönerciler ile ilgili tüm yetkililere şikayette bulunduğunu söyleyen Levent Aslan, "Kapaklı’da yaklaşık 25 yıldır dönercilik faaliyeti gösteriyorum. Son zamanlarda piyasanın verdiği zorluğa karşılık iş yeri olmayıp çeşitli sipariş uygulamalarında evlerinde siparişleri hazırlayıp gönderen kişiler olmaya başladı. Bu durumu Kapaklı Belediyesi’ne bildirdim. Dilekçelerimizi ve ekran görüntülerimizi belediyeye verdik. Bu aralar çok fazla şekilde Kapaklı’da böyle bir yayılma oldu" dedi.

"Hiçbir çözüm alamadık"

Kapaklı Belediyesi’ne verdiği dilekçede bu faaliyeti gösteren kişinin dükkanı kendi dükkanının yanında gözüktüğünü ifade eden Aslan, "Bu gözüken dükkan üzerinden de bu kişiler yemek siparişi alıyorlar. İlçe Tarım Müdürlüğüne, Kapaklı Belediyesi’ne ve tüm yetkili isimlere bu durum ile alakalı şikayette bulundum ama hiçbir çözüm alamadık. Biz halkımızdan bilmedikleri yerden sipariş vermemelerini istiyoruz. İnsanlar Bahçelievler Mahallesinde dönerci aradıkları zaman 3, 4 dükkan çıkıyor. Ama bunların bazıları resmi olarak yok, faaliyeti de yok. Çocuğunuz zehirlendiği zaman veya ailenizden birine bir şey olduğu zaman muhatap olabileceğiniz bir kişi yok. Bununla ilgili zabıta birimlerine de gerekli tutanakları tutturduk. Ruhsat birimine de gerekli şikayetleri yaptık. Biz bunları yaptığımıza rağmen hiçbir gelişme yok" diye konuştu.

Ruhsat yok, işyeri yok: Evlerinde döner yapıp satıyorlar

"Evinde tenceresinde döneri yapıyor"

Bu duruma yetkililerin çözüm bulması gerektiğini vurgulayan Aslan, "Biz yapılması gerekilen şeylerin en kısa sürede yapılmasını istiyoruz. İstanbul’da da aynı durum olduğu zaman 24 saat içerisinde iş yeri mühürleniyordu. Burada iş yerinin ruhsatı yok. İşletmesi var, kendisini aradığımız zaman evinde tenceresinde döneri yapıyor buradan da müşterilere teslimatını yapıyor. Bu durumla ilgili çok fazla şikayet geliyor ama bizimle alakası olmadığı için biz sadece vatandaşları uyarmaya çalışıyoruz. Bunu yapan kişiler döner ve ayranı kampanyalı deyip 50 liraya satıyor. Bunun maliyetini bilen insanlar zaten lavaşın adet fiyatının 15 lira olduğunu bilir. Maliyet altında üretim yapıyor. Halkımızda bu konuda bilinçsiz olduğu için bilmeden buradan sipariş veriyor. Herhangi bir olumsuz durum olduğunda da vatandaşımız karşısında muhatap bulamıyor. Artık şu Kapaklı’da gıda sektörüne bir el atalım, denetim yapalım" ifadelerini kullandı.

Berke Özen

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ 71 yaşında aynı hoyrat aynı tutku, 27 yıl sonra seslendirdiği eser milyonlarca izlendi Elazığlı mahalli sanatçı Osman Bulut, 27 yıl önce spontane bir şekilde seslendirdiği Elazığ hoyratını, 71 yaşında yeniden yorumladı. Sosyal medyada milyonlarca kez izlenen performansı, dinleyiciler tarafından büyük beğeni topladı. Elazığ’da 1998 yılında Harput Kültür Derneği’nin düzenlediği Erkan Oğur konserine katılan Osman Bulut (71), yıllar önce söylediği hoyratı 27 yıl sonra tekrar seslendirdi. O gece salonda yankılanan ve dinleyicilerin hafızasında yer eden bu özel ezgi, yıllar sonra yeniden gündem oldu. Paylaşılan görüntü ile Bulut’un güçlü yorumu, müzikseverler için geçmişle bugün arasında duygusal bir köprü kurarken, sanatın zamansızlığını bir kez daha gözler önüne serdi. Sanatçının 27 yıl sonra yeniden seslendirdiği hoyrat, sosyal medyada büyük beğeni toplayarak, dinleyiciler tarafından milyonlarca kez izlendi. Zamana meydan okuyan sesi, Elazığ müziğinin ve kültürel mirasının ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha kanıtlayan Bulut, hayatı boyunca Harput müziğine ve tasavvuf musikisine gönül verdiğini dile getirdi. Uzun yıllar teknisyen olarak çalıştıktan sonra emekli olan sanatçı, müzik çalışmalarına ara vermeden devam etti. 2012 yılında Kültür Bakanlığı Somut Olmayan UNESCO Dünya Mirası’na kayıt olan Bulut, burada hoyratlar, gazeller ve aşr-ı şerifler seslendirdi. " Somut Olmayan Unesco Dünya Mirası’na kayıtlı" Bugüne kadar Hafız Osman Öge, Hafız Yusuf Kavuran, Mustafa Döner ve Enver Demirbağ gibi önemli isimlerle çalışan ve müziğe olan bağlılığını anlatan Bulut, " Harputluyum, Salkaya Köyü’ndenim. 1954 doğumluyum. İlk ve ortaokul tahsilini burada yaptım. Üniversitede teknisyen olarak 25 yıl görev yaptım. Son olarak da çalıştığım hastanede emekli oldum. Halen daha musikiye devam ediyoruz. Gerek tasavvuf anlamında gerek Harput musikisi anlamında çalışmalarımıza devam ediyoruz. Aynı zamanda 2012 yılında Kültür Bakanlığı Somut Olmayan Unesco Dünya Mirası’na kayıt oldum. Orada hoyratlar, gazeller ve aşr-ı şerif okuduk. Hafız Osman Öge ve Hafız Yusuf Kavuran hocalarımdı. Mustafa Döner ve Enver Demirbağ’ın yanında bizatihi bulundum. Ancak Hafız Osman ve Yusuf hocalarımla camide iştigal olduk. Enderun müezzinliğine onlarla başladık, onları yanında o ilahileri gördüm" dedi. "Lambaları yakın, hoyratı söyleyeni göreceğim" 1998 yılında gerçekleşen konserin anısına da değinen Bulut, " 1998 yılında Fırat Üniversitesi’ne bir gün Erkan Oğur gelmişti. Arkadaşlarla birlikte gidelim dedik. Ben salonun en arkasında oturuyordum. Lambalar sönmüş ve kalabalıktı. Derken Oğur, hicaz makamında bir esere girdi ve salonda çıt yoktu. Bir tek Erkan Oğur’un bağlaması ve İsmail Demirci’nin sesi geliyordu. O sıra Oğur, ’Dernekten biri bir hoyrat okusa Gokko’ dedi. Ben de kısık bir sesle hafif ses çıkardım ama yanımdaki ’Amca oku oku’ dedi. Ben de ’Ayıp olur, adamın konserinde izinsiz okuyamam ki’ dedim. Erkan Oğur da oku deyince ben de hoyrata girdim ve okudum. Bitince de Erkan Oğur, lambaları yakın o hoyratı söyleyeni göreceğim, dedi. Beni salondaki herkes alkışladı. Oğur da konserden sonra beni kulise davet etti" diye konuştu.
İstanbul Enerji içecekleri kalbi tehdit ediyor Günlük hayatta yorgunluk hissini bastırmak ve zindelik kazanmak için sıkça tüketilen enerji içecekleri, kalp sağlığı için ciddi riskler taşıyor. Özellikle sınav dönemi uzun saatler ders çalışan genç çocukların, ağır fitness yapan gençlerin ve masa başında uzun saatler çalışan yetişkinlerin sıkça başvurduğu enerji içeceği tüketimi, hayati tehlikeleri de beraberinde getiriyor. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Köksal, enerji içeceklerinin ani kalp krizi ve ani ölüm riski oluşturabileceğini belirterek, "Bir kutu enerji içeceği kan basıncını 10 mmHg, kalp hızını ise +20 artırabilir. Bu durum, kalp ritminde bozulmalara ve ani tansiyon yükselmelerine yol açabilir" dedi. Enerji içeceklerini hızlı ve fazla miktarda tüketmek, kalp damarlarında spazm oluşturarak ani kalp krizine neden olabileceğini belirten Köksal, "Enerji içeceklerini alkol veya diğer uyarıcı maddelerle birlikte tüketmek, kalp sağlığına zararı katlanarak artıran bir hatadır. Bu ölüme davetiye çıkarmak gibidir" ifadelerini kullandı. Yorgunluk ve bitkinlik hissiyle başa çıkmanın daha sağlıklı yollarını aramak gerektiğini belirten Prof. Dr. Köksal, "bol bol su, doğal, taze ve kuru meyveler meyve, kontrollü çay ve kahve tüketimi, yeşil çay ve aşırı şekerli beslenmeden uzak durarak dengeli beslenme ile vücudunuza ihtiyacı olan enerjiyi sağlayabilirsiniz. Kalbiniz için uzun vadeli sağlıklı seçimler yapmalısınız" diyerek bireyleri bilinçli tüketim konusunda uyardı.