GENEL - 06 Aralık 2018 Perşembe 09:22

Sağlığa zararlı gıdalara kırmızı damga geliyor

A
A
A
Sağlığa zararlı gıdalara kırmızı damga geliyor

Türk Böbrek Vakfı (TBV) Başkanı Timur Erk, bazı Avrupa ülkelerinde uygulanan trafik ışıkları sisteminin Türkiye’de hayata geçirileceğini ve sağlığa zararlı gıdaların paketlerine kırmızı nokta konulacağını söyledi.

Türk Böbrek Vakfı (TBV) Başkanı Timur Erk, bazı Avrupa ülkelerinde uygulanan trafik ışıkları sisteminin Türkiye’de hayata geçirileceğini ve sağlığa zararlı gıdaların paketlerine kırmızı nokta konulacağını söyledi.


Erk, Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde ilkokul öğrencilerine yönelik düzenlenen programa katıldı. TBV tarafından Çorlu’da Unilever İş İlkokulunda düzenlenen programda konuşan Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, "Eski zamanlarda özellikle benim gençliğimde sokak oyunları vardı. Şimdi elinizde telefon, önünüzde bilgisayar, karşınızda televizyon dolayısıyla eskisi kadar sokak oyunu kalmadı" dedi.



"3 milyon obez var"


Türkiye’de 3 milyon obez bulunduğunu kaydeden Erk, "Eğer bir ülkede 81 milyon nüfus içinde 3 milyon obez varsa, 3 milyon obezin içinde 1.8 milyonu 18 yaş altındaysa yani gençlik yahut çocuk çağındaysa o zaman ciddi bir sıkıntı var demektir. Her sene 1.8 milyon çocuk obezi nüfusumuz yüzde 8 artıyorsa bir sıkıntı var demektir. İşte biz 10 seneden beri kendimizi bu işe verdik Türk Böbrek Vakfı olarak. Bütün Trakya’yı il ve ilçelerini dolaşıyoruz. İstanbul’u da dolaşıyoruz. Şimdiye kadar da 16 tane ile gitmiş durumdayız Anadolu’da. Bütün yaptığımız şey 3 tane beyaz düşman tuz, şeker ve un tüketimini azaltmak. Eğer bunu başarabilirsek daha sağlıklı nesillere ulaşma imkanımız var. Biliyorsunuz 6 gram tuz yeterli. Dünya Sağlık Örgütü 5 yahut 6 gram diyor. Her şeyde tuz var. Biz daha bundan 10 sene evvel ortalama günlük tüketim 18 gramdı. Devlet, Sağlık Bakanlığı ve bizim de Türk Böbrek Vakfı olarak ciddi kampanyamızla birlikte bu ilk defa 3 sene evvel 14 grama düştü arkasında da şu anda 10 grama düşmüş durumda, müthiş bir başarı" diye konuştu.



"Tuzdaki başarıyı şekerde elde etmeye çalışıyoruz"


"Şimdi aynı başarıyı 3-4 yıldır şekerde elde etmeye çalışıyoruz" diyen Timur Erk, "Ama o konuda sıkıntı var açık ve net. 50 gram yeterli 150 gram şeker tüketiyoruz. Her şeyde şeker var. Tuzda olduğu gibi 3 misli şeker tüketiyorduk. Tuz başarı ile aşağı çekildi ama şekerde hala sıkıntı devam. Şimdi dünyada gelişmiş ülkelerde yaygınlaştırılmış bir trafik ışıkları modelimiz var. Bütün sıkıntımız, paketlenmiş, işlenmiş paketlerde" şeklinde konuştu.



"Şeker oranı fazlaysa kırmızı noktayı, damgayı yiyecek"


Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, "Her 100 gramlık paket önümüze konulduğunda bir çay kaşığı tam dolu olduğunda 6 gram dörtte biri bunu 1,5 gram yapıyor. Yani 100 gramda 1,5 gram tuz varsa kırmızı nokta alacak Türk Gıda Kodeksi’ne göre. 26 Ocak 2017 tarihinde yeni bir kararname çıktı. Oradaki konuya göre 2020’nin başından itibaren bütün işlenmiş, paketlenmiş, ambalajlanmış gıdalarda kırmızı nokta geliyor. Malum, ne ilaç içeriklerini okuruz ne de bu paketler üzerindeki karga burga yazılmış paketleri pek okumayız. Ama görülebilecek şekilde kırmızı damgayı herkes görür. Şimdi kırmızı damgayı görünce markete giden anneleriniz başta olmak üzere kim alışveriş yapıyorsa bundan uzak duracak, 2020’nin başından itibaren" ifadelerini kaydetti.



"Türkiye’deki yıllık yüzde 8 obezite artışını frenlemiş olacağız"


"Endüstri de şu anda tuzu yavaş yavaş aşağıya çekmeye başladı" diyen Erk, "Şekerde daha başlamadılar. Çünkü işlerine pek gelmiyor. Özellikle şeker var, şeker var. Şeker var pancar şekeri, şeker var nişasta bazlı şekeri. Özellikle mısırın içindeki nişastadan yapılmış şeker. Renksiz, bal kıvamında bir sıvı, raf ömrünü çok iyi arttırıyor. Markette raf ömrü çok önemli. Ne zaman alınacağı belli mi? Mesela bir hazır çorba içinde 4 gram tuz var. Ne zaman alınacağı belli değil. O tuz niçin 4 gram konuyor oraya raf ömrü artsın diye. Eğer içinde şeker varsa 22,5 gramdan fazlası kırmızı noktayı, damgayı yiyecek. Biz zararlı diye, tüm hastalıkları bertaraf etmek için bunu almayacağız. Ne alacağız, ya sarı damgalı hatta yeşil damgalı ürünü alacağız. Aşırı tuzlu, aşırı şekerli olunca dur diyeceğiz alma diyeceğiz kendimize. Sarıda ihtiyatlı olarak alabilirsin diyeceğiz. Yeşile geldiğimiz zaman istediğimiz kadar tüketebileceğiz. Dolayısıyla yeni bir duyarlılık ortaya çıkacak ve o duyarlılığa göre hareket edeceğiz. İşte o zaman Türkiye’deki yıllık yüzde 8 obezite artışını frenlemiş olacağız, kısmış olacağız ve çok daha sağlıklı yarınlara sahip olacağız" açıklamasında bulundu.



"Bizler sizler kadar şanslı değildik"


Programda konuşan Çorlu Kaymakamı Cafer Sarılı ise, "Türk Böbrek Vakfı’nın tüm Türkiye’de böbreklerin korunması ile ilgili bu şekilde programları var. Ben bu programların çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Çünkü bizler sizler kadar şanslı değildik. Bilgiye çok kolay ulaşamıyorduk. Bize bu şekilde öğreten de olmuyordu. Biz kaşık kaşık şeker kaşık kaşık tuz, hiç dikkat etmeden bunun sağlığımıza zararlı olduğunu bilmeden böyle yetiştik. Ama sizler öyle değilsiniz. Sizler daha sağlıklı beslenme için yeterli bilgiye ve bilgilendirme imkanlarına sahipsiniz" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.