ASAYİŞ - 11 Eylül 2024 Çarşamba 22:04

Tekirdağ’da 2 yaşındaki çocuğa şiddet olayında yeni detaylar ortaya çıktı

A
A
A

Tekirdağ Baro Başkanı Av. Egemen Gürcün, yoğun bakımda bulunan 2 yaşındaki Sıla’nın cinsel istismara uğradığının belirlendiğini belirterek, olayla ilgili 5 şüpheli bulunduğunu ve adaletin sağlanması için çalışmaların sürdüğünü söyledi.

Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde fenalaşarak hastanede yoğun bakıma alınan 2 yaşındaki Sıla Y.’nin cinsel istismara uğradığının belirlenmesi üzerine olayla ilgili soruşturma sürerken, Tekirdağ Baro Başkanı Av. Egemen Gürcün yaptığı açıklamada olayın yakından takipçisi olduklarını belirtti. Malkara’ya giderek Malkara Baro Temsilcisi Av. Ergün Vardar ile çeşitli ziyaretlerde bulunan Baro Başkanı Gürcün, şiddet olayının tüm hukuki süreçlerinde adaletin sağlanması için çalışmaların sürdüğünü vurguladı.

“Bu anlamda çok üzgünüz”

Baro Başkanı Gürcün, “Öncelikle olayın ortaya çıkma tarihi 8 Eylül ancak edindiğimiz bilgilere göre olay 5’inde gerçekleşmekte. Çocuğun durumunun ağırlaşması üzerine annenin çocuğu hastaneye götürdüğü ve burada bazı bulguların ortaya çıktığı. Savcılığa intikal eden bulguların ortaya çıktığı ve soruşturmanın bu aşamada derinleştiğini öğrendik. Bildiğiniz gibi şu an için 3 tutuklu bulunmakta soruşturmada. Bunlardan biri anne, ikisi de suça sürükleyen çocuk olarak nitelendirilen 18 yaşından küçük şüpheliler. Annenin tutuklanmasının asıl nedenlerinden bir tanesi suç delillerini gizlemesi, karartması ve suçu ihbar etmemesi önem arz etmekte. Onun dışında da aile yükümlüklerine aykırı davranış, bu suçlarla beraber işlenen bir diğer suç olarak karşımıza çıkmış. Annenin tutuklanma gerekçesi bu. İki tane SSÇ (suça sürüklenen çocuk) var. Dosyada bulunan Adli Tıp Kurumu’nun kati raporlarından da edindiğimiz bilgi ve gelen raporlar ne yazık ki 2 yaşındaki yavrumuza bir cinsel istismar vakasının ortaya çıktığını gösteriyor. Bu anlamda çok üzgünüz gerçekleşen bu vahim olay nedeniyle. Ancak şunu ifade etmek gerekirse Malkara halkımız bu konuda Cumhuriyet Savcılığımızın bu konuyu özveriyle ve titizlikle yürüttüğünü, maddi gerçeğin ortaya çıkmasıyla ilgili gerçekten çok detaylı bir soruşturma yürüttüğünü biraz önce öğrenmiş bulunmaktayız. Bu bakımdan da Cumhuriyet Savcılığımızı kutluyoruz. Olayın aydınlatılmasıyla ilgili çok kıymetli bir çalışması mevcut” dedi.

Baro Başkanı Gürcün, “8 Eylül’de evladımız fenalaştıktan sonra alınan ifadesinde annenin suç delillerini gizlemesinden bahsettik. Burada çok önemli bazı detaylı bilgileri henüz soruşturmanın gizliliği nedeniyle sizlerle paylaşamıyoruz. Ancak cinsel istismarın ortaya çıktığına da delalet edecek deliller annenin eline geçmesine rağmen anne bunları ilgili makamlara bildirmeyerek bu suçun ortaya çıkmasını, ayın 5’inden 8’ine kadar ortaya çıkmasını gizlemiş bulunmakta. Bu nedenle anne tutuklandı. ATK’dan gelen raporda da ve ifadelerde de ortaya çıkan husus şu ki bu iki SSÇ’nin de ne yazık ki cinsel istismar vakası ile ilgili derinleşen bir şüphe var. Bu anlamda ifadeler de alınmış. Tekrar etmek gerekirse şu aşamada Cumhuriyet Savcılığı’nca yürütülen soruşturmada 3 tutuklu bulunuyor. Annenin çok ayrıntılı ifadeleri var. Kati adli tıp raporu nedeniyle de şu aşamada ne yazık ki bahsedilen olayın bir cinsel istismar olduğu ortaya çıkmış bulunmakta. Çok üzgünüz. Tekirdağ Barosu olarak çocuğun, kadının, doğanın korunmasıyla ilgili çalışmalarımızı kararlılıkla yürütüyoruz. Bugün de burada evladımızın hukukunu savunmak ve gerçekten topluma doğru bilgi verme sorumluluğu ile bulunmaktayız huzurlarınızda. Bu açıdan Tekirdağ Barosu çocuklarımızın güvende yaşayacağı bir toplum inşa etmek üzere kararlılıkla çalışacaktır. Bizler de Tekirdağ Barosu olarak yürütülen soruşturma aşamasından sonra gerçekleşecek olan dava aşamasında da Tekirdağ Barosu olarak bu davayı sonuna kadar takip edeceğiz. Evladımızın sağlık durumuyla ilgili de kısa bir bilgi vermek gerekirse şu anda halen yoğun bakımda uyutulmaktadır. Beyin kanaması geçirmesi sebebiyle buna bağlı olarak da rahatsızlığı derindir. Ancak doktorlarından aldığımız ve savcıdan aldığımız son bilgide halen stabil olduğu yönündedir. Tüm dualarımız evladımızın sağlığına kavuşması içindir. Malkara halkına ve Tekirdağ kamuoyuna bu süreci itidalli bir şekilde yürütmeleri gerektiğini ve gereken hassasiyetin adli makamlarca titizlikle yerine getirdiğini bir kez daha altını çizmek istiyoruz. Ayrıca edindiğimiz son bilgi şu anda şüpheli sayısının 5 olduğu, son bir ifade kaldığı ve üvey babanın ifadesinin bu akşam saatlerinde alınmaya başlanacağı bilgisi bizlerle paylaşıldı. Bu durumda soruşturmamızda toplam 5 şüpheli bulunmakta. Bu durumda da son şüphelinin ifadesinin alınmasından sonra Cumhuriyet Savcılığı’nın buradaki görevi sona erecektir” diye konuştu.

Erdi Kuru

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Otomobil sürücüsü, yanında oturan şahıs tarafından silahla öldürüldü Fatih’te gece saatlerinde ilerleyen otomobilde yolcu konumunda bulunan şahıs, aracın sürücüsüne ateş açtı. Ateş açılan aracın sürücüsü hayatını kaybederken, saldırgan ise olay yerinden kaçtı. Olay, saat 00.00 sıralarında Fatih, Yedikule Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, 34 DS 3661 plakalı araç Şişmanağa Sokak’a geldiği sırada yolcu koltuğundaki kişi bilinmeyen bir nedenle araç sürücüsüne silahla ateş etti. Araç sürücüsü kanlar içerisinde yığılırken ateş eden şahıs ise olay yerinden kaçarak bir apartmana girdi. Bir süre burada bekleyen şahıs daha sonra binadan çıkarak olay yerinden kaçtı. Yaşanan olay sonrası mahalle sakinleri durumu polis ve sağlık ekiplerine bildirdi. Sağlık ekipleri olay yerinde yaptıkları ilk müdahale esnasında araç sürücüsünün hayatını kaybettiğini tespit etti. Şahsın hayatını kaybetmesi üzerine polis ekipleri çevrede yoğun güvenlik önlemi alarak konuyla ilgili derinlemesine araştırma yapmaya başladı. Kaçan şüpheliyi yakalamak için girişimler başlarken çevredeki güvenlik kamerası görüntüleri de polis ekipleri tarafından incelendi. Saldırıda hayatını kaybeden araç sürücüsünün cenazesi Yenisbosna Adli Tıp Kurumuna götürülmek üzere yola çıktı. Kaçan şahsı arama çalışmaları sürdürülürken saldırının gerçekleştiği araç ise otoparka kaldırıldı.
Ankara Milli Savunma Bakanı Güler ve TSK komuta kademesi Azerbaycan Silahlı Kuvvetler Günü resepsiyonuna katıldı Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) komuta kademesi Azerbaycan Silahlı Kuvvetler Günü resepsiyonuna katıldı. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, beraberinde TSK Komuta Kademesi ile katıldığı Azerbaycan Silahlı Kuvvetler Günü resepsiyonunda konuşma yaptı. Türkiye ve Azerbaycan arasındaki kardeşliğe vurgu yapan Bakan Yaşar Güler şunları söyledi: "Bu anlamlı ve özel günde, sizlerle bir arada olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyor, kardeş Azerbaycan ordusunun Silahlı Kuvvetler Günü’nü en içten dileklerimle kutluyorum. Bu vesileyle sizlere Sayın Cumhurbaşkanımızın da selamlarını iletiyor, sizlerin şahsında gardaş Azerbaycan halkına da buradan saygılarımı sunuyor, selamlarımı gönderiyorum. Sözlerimin başında Azerbaycan’ın egemenliği ve bağımsızlığı için cesaret ve fedakârlıkla mücadele ederken şehadete ulaşan aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, bu uğurda gazi olan kahramanlarımıza acil şifalar diliyor, şehitlerimizin ve gazilerimizin kıymetli ailelerine saygı ve şükranlarımı sunuyorum." "Ülkelerimizin caydırıcılığı artırması tercih değil zorunluluktur" Bölgede yaşanan gelişmelerin ardından iki ülkenin caydırıcılığının artırılmasının bir zorunluluk olduğuna dikkati çeken Güler, "Hörmetli gardaşlarım, hepinizin yakından takip ettiği üzere küresel ve bölgesel düzeydeki risk ve tehditlerin çapı ve etkisi her geçen gün artmaktadır. Tüm bu gelişmelerin barışı, istikrarı ve refahı tehdit ettiği bu süreçte; stratejik konumdaki ülkelerimizin her alanda güçlü olması ve caydırıcılığını artırması bir tercih değil zorunluluktur. Böylesine kritik bir ortamda, Türkiye ve Azerbaycan’ın bölgesel ve küresel düzlemdeki yakın iş birliği de her zamankinden daha fazla önem arz etmektedir. Stratejik ortaklığa sahip ülkelerimiz arasında iki devlet ilişkisinden ziyade ezeli ve ebedi kardeşlik bağları ile sarsılmaz bir dayanışma ruhu vardır. Şu bir gerçektir ki Azerbaycan-Türkiye ilişkileri çok köklü, çok güçlü, çok boyutlu ve derindir. Ülkelerimiz tarih boyunca sevinç ve kederleri birlikte yaşamış, zorlu zamanlarda birbirine destek olmuş, her koşulda yan yana durmuştur" ifadelerine yer verdi. "Azerbaycan’ın gücü bizim gücümüz, Türkiye’nin gücü Azerbaycan’ın gücüdür" Türkiye ile Azerbaycan arasındaki iş birliğinin devam edeceğini belirten Güler, "Tarihten gelen bu birliktelikle Türkiye ve Azerbaycan arasında başta savunma ve güvenlik olmak üzere hemen her alanda yakın iş birliği bulunmaktadır. Bu kapsamda silahlı kuvvetlerimiz omuz omuza çalışarak birçok faaliyeti başarıyla icra etmektedir. Öyle ki karşılıklı personel eğitimlerinden, kardeş Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri ile icra edilen ikili ve çok uluslu tatbikatlara kadar geniş bir alanda ortak faaliyetlerimiz artan bir etkinlikle sürdürülmektedir. Şu bir gerçek ki Azerbaycan’ın gücü bizim gücümüz, Türkiye’nin gücü Azerbaycan’ın gücüdür. Bu gücümüzü ‘Vatan Muharebesinde’ tüm dünyaya bir kez daha gösterdik. Bugün Karabağ’ın tamamında şanlı Azerbaycan bayrağının dalgalanmasından büyük bir gurur ve mutluluk duyuyoruz" dedi. Azerbaycan’ın zaferi tüm Türk dünyası için gurur kaynağı oldu Azerbaycan’ın zaferinin önemini vurgulayan Bakan Güler, "Özellikle belirtmeliyim ki, şanlı Azerbaycan ordusunun, ‘Vatanı gülistan olsun, ay yıldızlı ve üç renkli bayrağı özgürce dalgalansın’ diye bu muharebede elde ettiği zafer, sadece Azerbaycan için değil tüm Türk dünyası için de büyük bir gurur kaynağı olmuştur. Milli marşta da yer aldığı gibi ‘Senin için can vermeye hepimiz hazırız!’ sözünden ilham alan muzaffer Azerbaycan ordusunun her bir neferi, bu mısraları Karabağ’da fiilen yaşatmış, namus bildiği vatan toprağı için kanıyla tarih yazmıştır. Onlar, emsalsiz cesaretleri ile vatan sevgisinin ne demek olduğunu ortaya koymuş ve kalplerimizde çok özel bir yer kazanmışlardır. Yüreği daima yurt aşkıyla yanıp tutuşan, vatan sevdasıyla yoğrulmuş bir inanmışlık timsali olan kahramanlarımız, anasının sütünü ancak vatana hizmetle helal kılacağını bilmiş, gözünü kırpmadan ‘Bu toprağa can kurban’ demişlerdir. Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri’nin ruhunu oluşturan askeri gelenek / işte bu milli ve manevi değerlere olan bağlılıktır. Toprağını 30 yıl boyunca sabırla bekleyen, tek bir gün bile hakkından vazgeçmeyen can gardaşlarımız, kendi topraklarına öz evlatlarıyla, değerlerine sımsıkı bağlı öz ordusuyla kavuşmuşlardır" ifadelerini kullandı. "Türkiye olarak daima can gardaşlarımızın yanında olacağız" İki devlet tek millet anlayışı ile başta savunma olmak üzere iş birliklerinin üst seviyeye taşınması hedeflendiğini söyleyen Bakan Güler, "Bu şanlı zafer, aynı zamanda Kafkasya bölgesinde barış ve istikrarın hâkim olması için de büyük bir kapı aralamıştır. Elde edilen bu tarihi fırsatın değerlendirilmesi ve kalıcı barış antlaşmasının imzalanması da yegâne temennimizdir. Tüm bunlarla beraber, kalıcı huzurun sağlanabilmesi için ülkelerimizin silahlı kuvvetlerinin daha etkin, daha güçlü ve caydırıcı olması gerekmektedir. Bu kapsamda Türk ve Azerbaycan orduları arasındaki yakın iş birliği, güçlü entegrasyon ve sarsılmaz dayanışma da bölgedeki barış ve istikrarın devamı için vazgeçilmez önemdedir. Dolayısıyla başta savunma sanayi ve askeri iş birliği olmak üzere her alanda ortaya koyduğumuz birlikteliği daha üst seviyelere taşımayı hedefliyoruz. ‘İki Devlet, Tek Millet ve Tek Ordu’ anlayışı ile tatbikatlardan eğitim faaliyetlerine, mayın temizleme çalışmalarından karşılıklı personel görevlendirilmesine kadar yakın iş birliğimizi, etkin bir şekilde sürdüreceğiz. Türkiye olarak daima can gardaşlarımızın yanında olacağız" şeklinde konuştu. Bakan Güler konuşmasının sonunda Türkiye ve Azerbaycan’ın kurucu liderleri Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Haydar Aliyev’i, iki ülkenin şehit ve gazilerini yad etti.