KÜLTÜR SANAT - 11 Şubat 2020 Salı 14:58

Tarihi yüksek kahvede çini atölyesi kurdu

A
A
A
Tarihi yüksek kahvede çini atölyesi kurdu

Tokat’ın siyasi hayatında önemli bir yere sahip olan tarihi, yüksek kahve, çini atölyesine ev sahipliği yapıyor.

Tokat’ın siyasi hayatında önemli bir yere sahip olan tarihi, yüksek kahve, çini atölyesine ev sahipliği yapıyor.


Tokat’ta devlet büyükleri ve siyasilerin balkon konuşmalarını yaptığı 115 yıllık kahvehane restore edilerek "Demokrasi Müzesi"ne dönüştürüldü. Yaklaşık 4 ay önce açılışı yapılan müzenin giriş katı kahve, üst katı müze olarak değerlendirilirken, zemin katındaki dükkanlar ise sanat atölyesi kuruldu. İstanbul’da özel bir firmada çalışırken memleketi Tokat’a dönen Ömür Özfalay (34), hobi olarak yaptığı çini işini büyüterek atölyesini tarihi binanın alt katına taşıdı. Tarihi müzeyi gezmeye gelenlerin uğrak noktası olan çini atölyesinde mesleğinin inceliklerini tanıtan Özfalay, tabaklara işlediği Tolat’a özgü motifleri sergileme imkanı buldu. Özfalay, resim yeteneğini çiniye aktardığını ifade ederek, “Çini yapmayı çok seviyorum. Aynı zamanda memleketimde değerli bir sanat bırakmak istedim. Çini sanatı unutulmaya yüz tutmuş bir sanat dalı. Bu sanatımı 1900’lü yıllarda yapılan Yüksek Kahvenin altında yapmaya başladım. Hem atölye hem satış yeri olarak faaliyet gösteriyoruz. Çini sanatını öğrenmek isteyenlere burada özel ders olarak kurs veriyorum” dedi.


Kente gelen yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri olan demokrasi müzesi ne gezmeye gelenlere çini sanatını tanıttıklarını ifade eden Özfalay, “Buraya gelenler çini sanatının nasıl yapıldığını görme imkanı buluyorlar. Atölyemize gezmeye gelenlere arzu ederlerse birkaç motif yapmak isteyenlere imkan sağlıyoruz. Buranın bizlere çok büyük katkısı olurken, bizlerinde turizme katkısı olduğu düşüncesindeyiz” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karabük Antikalarla dolu iş yeri görenleri 100 yıl öncesine götürüyor Karabük’te antika eşyalar ile donatılan iş yeri müşterilerine 100 yıl öncesine yolculuk yaptırıyor. UNESCO Dünya Miras Listesinde yer alan Karabük’ün Safranbolu ilçesindeki yaşayan Hasan Boynueğrioğlu’nun, bir dönem çalıştığı butik otelde antika merakı başladı. Bu merakını yaklaşık 11 yıldır antika toplayarak gidermeye çalışan Boynueğrioğlu, malzemeleri 2013 yılında açtığı kafede sergilemeye başladı. Eski vitrin, fincan takımları, radyolar, dikiş makineleri, daktilolar, duvar saatleri, fotoğraf makineleri, harman makinesi gibi birçok eşyalarla donatılan iş yeri gelen müşterilerini 100 yıl öncesine götürüyor. İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine konuşan işletmeci Hasan Boynueğrioğlu, "Aga keyf kafemizi 2013 yılında kurduk. Şu anda yiyecek içecek sektöründe hizmet vermekteyiz. Burayı açmadan önce otelcilikle ilgileniyordum. Butik otelde en üst düzey sorumluydum. Oradan antika merakım vardı" dedi. Süreç boyunca antika biriktirdiğini ve sergilediğini ifade eden Boynueğrioğlu, iş yerinde antika dikiş makineleri, bavullar çeyiz sandıklarız fincan takımları, saatler, fotoğraf makineleri, hesap makineleri, daktilolar, komodin gardırop, vitrinler ve harman makinesi bulunduğunu söyledi. Müşterileri 100 yıllık harman makinesi karşılıyor Harman makinesinin 100 yıl önce kullanıldığına dikkat çeken Boynueğrioğlu, "Müşterilerin harman makinesinin başında fotoğraf çektirmeleri, daha çok hoşlarına gidiyor. Yani onu da bulduk ve getirdik. Eskiyi yaşatmayı seviyoruz. Yani müşterilerimiz çok hoşuna gidiyor, ilgi gösteriyor. Onlar da burada geçmişi yaşattığımızı hissedince onlar da kendi elindeki eşyalara sahip çıkmayı düşünüyorlar. Onlar da keyif alıyor" diye konuştu. Boynueğrioğlu, iş yerine gelen müşterilerinin de kullanmadıkları eski parçaları getirerek kendisine teslim ettiğini ve geldiklerinde kendi antika malzemelerini sergilendiğini görünce mutlu olduklarını aktardı. "Biz zaten işimize aşığız" diyen Boynueğrioğlu, "Antikaya da aşığız. Bu işi daha üst seviyelere çıkmayı düşünüyoruz. Antika ve kafecilik sektöründe de öyle. Manevi olarak biz zaten sevdiğimiz için bu işi yapıyoruz, yani zorluk da çekmiyoruz. Yaşamayı da seviyoruz. Yani sevdiğimiz için biz maddiyatı ön planda tutmuyoruz" ifadelerini kullandı. İlk defa antika dolu bir kafeye gittiğini anlatan Onur Altındağ da gördükleri karşısında zamanda geçmişe yolculuk yaptığını söyledi. Büyüklerinden dinlediği hikayelerin başrollerindeki eserleri işyerinde gördüğünü ifade eden Altındağ, "Antikalarla karşılaştıktan sonra beni biraz geçmişe götürdü. Geçmişte atalarımızın, annelerimizin, babalarımızın kullandığı dikiş makinaları, radyolar burada. Hele ki teknoloji o zaman bu kadar gelişmiş değildi. Dolayısıyla insanlar haberleri, günlük gelişmeleri, radyolardan saat başı yayınlar ile dinliyormuş. Büyüklerimizden bu hikayeleri dinlerdik. Tabii onları burada görmek bizi geçmişe götürdü” dedi. Antikalarla dolu bir işletmenin insana huzur verdiğini kaydeden Altındağ, "Gerçekten güzel bir mekan oluşturmuşlar, ortaya koymuşlar. Emek verilmiş, üzerinde çalışılmış, düşünülmüş. Biz de memnun olduk, mutlu olduk" şeklinde konuştu.