GENEL - 15 Temmuz 2015 Çarşamba 06:01

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Trabzon'da

A
A
A
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Trabzon'da

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, sabah namazını 52 yıl sonra camiye dönüştürülerek yaklaşık 2 yıl önce ibadete açılan Ayasofya Camisi’nde kıldı.
Sahur sonrası sabah namazını Ayasofya Camisi’nde kılan Arınç, cami çıkışı basın mensuplarını sorularını cevapladı. Arınç, Ayasofya Camisi’nin eskisinden daha çok halkın ve turistlerin rağbet ettiği bir mekan haline geldiğini belirterek, “Sabah namazını arkadaşlarla birlikte Ayasofya’da kıldık. Fatih’in Trabzon’u fethinden sonra burası kilise olmaktan kılıç hakkı olarak fetih hakkı olarak camiye dahil edilmişti. 400 yılı aşkın bir zaman cami olarak ibadete açık oldu. Sonra araya bazı devreler girdi, müze olarak kullanıldı. Sonradan burasının Kültür Bakanlığı ile müze olmakla ilgili mahkeme kararları Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün lehine neticelendi. Burasının cami olduğunu tahakkuk etti. Gayrimenkul ile ilgili bir kanun var; orada ’İbadet dışında başka bir sebeple kullanılamaz’ diyor. Burası da cami olduğuna göre ibadete açık hale getirilmesi lazımdı. Vakıflar Genel Müdürlüğümüz bir çalışma yaptı. Vakfiyesinde de cami olarak kayıtlıdır, tapu kaydında. Yıllar sonra tekrar cami olarak ibadete açıldı. Aynı zamanda içinde eski kültür ve tarih varlıklarına ait olan kısımları da çok iyi bir şekilde muhafaza edildi. Bu şekilde ibadete açılması hem de geçmiş yüzyılların izlerini taşıyan büyük bir tarih zenginliğine sahip olmasıyla Ayasofya Camisi eskisinden daha çok halkımızın ve turistlerin rağbet etiği mekan haline geldi" dedi.
Bursa’daki Ayasofya Camisi’nin de ibadete açıldığını hatırlatan Arınç "Bunlar iki arkadaştır. Biri İznik’te Orhan Ayasofya Cami var, Osman Gazi ‘nin oğlu Orhan Gazi’nin Bursa’yı fethinden sonra 700 yıl kadar cami olarak ibadete açık kalmıştı, sonra bir restorasyon vesilesiyle o da müzeye tahvil edildi. Sonunda mahkeme kararlarıyla oranın da bir cami olduğu ortaya çıktı. Bundan bir yıl kadar önce İznik’deki Orhan Cami’nin yani halk arasında tarihte bilinen ismiyle Ayasofya Camisi ibadete açılmış oldu. Böylelikle bizim dönemimizde Allah-a hamd olsun, iftihar ediyoruz. Yüzyıllar boyu cami olarak kullanılan burası tekrar asli haline rücu etmiş oldu. Trabzon halkıda buranın Ayasofya olarak tekrar ibadete açılmasında büyük bir memnuniyet duyuyor. Trabzon halkına teşekkür ediyoruz” diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.