SPOR - 19 Mayıs 2017 Cuma 20:52

Trabzonspor’un 50 yıllık öyküsünün anlatıldığı sergi açıldı

A
A
A
Trabzonspor’un 50 yıllık öyküsünün anlatıldığı sergi açıldı

Trabzonspor Kulübü’nün 50 yıllık öyküsünün 50 fotoğraf ve 50 sözcükle anlatıldığı sergi Forum Trabzon AVM’de açıldı.

Trabzonspor Kulübü’nün 50 yıllık öyküsünün 50 fotoğraf ve 50 sözcükle anlatıldığı sergi Forum Trabzon AVM’de açıldı.


Serginin açılış törenine Trabzon Valisi Yücel Yavuz, Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, Trabzon Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Birdal Öztürk, Trabzonspor kurucu üyeleri Nizamettin Algan ve Salih Erdem, Trabzonspor Asbaşkanı Ahmet Çubukçu, yönetim kurulu üyeleri, Forum Trabzon AVM Genel Müdürü Uğur Arısoy ve vatandaşlar katıldı.


Açılışta ilk olarak söz alan bordo-mavili kulübün Asbaşkanı Ahmet Çubukçu, Trabzonspor’un bundan 50 yıl önce 1967 yılında sağlam ve köklü futbol kültürünü temel alarak kurulduğunu belirterek, “Bununla beslenerek yıllar içerisinde nice zaferlere imza attı. Türk futbolunda çığır açtı. Bazılarımız bu 50 yılın bir kısmına, kimimiz ise bir kısmına tanıklık etti. İşte bu sergide hep berabere geçmişten bugüne anılarımızı tazeleyeceğiz. Trabzonspor’a ve Türk futboluna damgasını vurmuş olaylar, kahramanlar, hafızalarımızdan hiç çıkmayan unutulmaz zaferler yeniden gözlerimizin önüne gelecek. Bu sergi, Trabzonspor’a ilişkin görsel ve yazalı kaynakları bir araya getirmek için başlattığımız arşiv çalışmalarından birisi olacak. Daha kapsamlı çalışmaların geleceğinin de göstergesi olacak” şeklinde konuştu.



Algan: “Devamlılığın olmadığı yerden başarıyı beklemek hayaldir”


Trabzonspor Kulübü’nün kurucu üyelerinden Nizamettin Algan da, yaptığı konuşmada, Trabzonspor’un tarihinin başarılarla dolu olduğunu dile getirerek, “Trabzonspor 50 yıl içerisinde 30 yıl Avrupa liglerine katılma hakkı kazandı. 60’ın üzerinde maç oynadı ve 60’ın üzerinde Avrupa takımını da Trabzon’a getirtti. Trabzonspor’un tarihi başarılarla dolu. Son yıllarda kaybettiğimiz bazı özelliklerimiz var. Devamlılığın olmadığı yerden başarıyı beklemek hayaldir. Başarılı olduğumuz yıllarda uzun süre birlikte çalışan yönetici, futbolcu, teknik ekip vardı. Gelecekte aynı birliktelikle nice başarılar yaşamayı ümit ediyoruz” diye konuştu.



Başkan Genç: “Çıkışımızı Medipol Başakşehir ve Fenerbahçe’yi de yenerek taçlandırmak istiyoruz”


Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç ise, 2. yarı itibariyle yakalanan çıkışı Medipol Başakşehir ve Fenerbahçe maçlarını yenerek taçlandırmak istediklerini kaydederek, “Trabzonspor’umuzun 50 yıllık kuruluşunu betimleyen bir sergideyiz ancak Trabzonspor’un kuruluşu 50 yıldan çok daha öte. Kulübümüze başarılar diliyoruz. Şanlı Trabzonspor tarihimize seyahat etmek bizi onurlandırıyor. Şampiyonluklarla dolu çok onurlu bir duruş ortaya koyan Trabzonspor bizim her zaman gözbebeğimiz. 2. yarı itibariyle yakaladığımız çıkışımızı Medipol Başakşehir ve Fenerbahçe’yi de yenerek taçlandırmak istiyoruz. 50. yılda şampiyonluğa bu seneden bir adım atalım” dedi.



Vali Yavuz: “Trabzonspor başarılı olduğunda insanımızın motivasyonu artıyor”


Trabzon Valisi Yücel Yavuz da yaptığı konuşmada, Trabzonspor’un başarılı olduğundan şehrin yüzünün güldüğünü belirterek, “Trabzonspor’umuz sadece futbolda değil diğer branşlarda da inşallah başarılı bir şekilde mücadelesini sürdürüp, şehrimize yakışır bir performans ile bu fırtınayı devam ettirecek. Bu tür etkinlikler önemli. Sergi ve arşiv kültürü gelişiyor. Trabzonspor başarılı olduğunda şehrimizin yüzü gülüyor, insanımızın motivasyonu artıyor. Şehir ile kulübün bütünleştiği bir özelliği taşıyor Trabzon. Bu nedenle Trabzonspor’umuzun başarısına kim katkı sağlıyorsa hepsine minnettarız” ifadelerini kullandı.


Konuşmalarının ardından açılışa katılırken sergide yer alan fotoğrafları incelerken, vatandaşların da sergiye ilgi gösterdiği gözlendi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.
Malatya Malatya’da 200 gram pide 10 TL oldu Malatya’da 7,5 TL olarak satılan pideler bugününden itibaren yapılan zam ile 10 TL’ye satılmaya başlanıldı. Ham maddedeki artışlar nedeniyle Malatya’da da pide fiyatları bugünden itibaren 10 TL’den satılmaya başlanıldı. Fırıncı esnafı depremden bu yanı 7,5 TL olarak satılan 200 gram ekmeğin oda kararı ile birlikte bugünden itibaren kent genelinde 10 TL olduğunu söyledi. Malatya’da fırıncı esnafı Hacı Pence, un başta olmak üzere ham maddeye yapılan zamlardan sonra şuana kadar kazançlarının olmadan satış yaptıklarını ifade ederek, “Rayiç belirlendi ama yeterli değil. Girdi maliyetleri, un fiyatları, işçilik ücretleri çok yüksek. Kazanmamız için 15 TL olması lazım ama şu anki fiyat 10 TL. İşçilik yüksek, verdiğimiz para yeterli gelmiyor, dolayısıyla işçi bulamıyoruz. 4 kişi çalışmamız gerekirken 2 kişi çalışıyoruz. Bir yıldır ekmeğe zam gelmemişti. Bir çuval un 700 TL, kira, işçiye 45 bin lira veriyoruz. Artan maliyetler nedeniyle ekmeğe zam yapıldı” dedi. Bir diğer fırıncı esnafı Ali Koçer ise ekmek yapımında gerekli olan maya, tuz ve un gibi ham maddelere uzun zaman önce zam yapıldığını hatırlatarak “Fiyat şu an için yeterli. Una aşırı derecede zam geliyor. Un geçen sene devlet destekliyken 390 TL iken desteğin kesilmesinden sonra 680 lira oldu. Maliyetler arttığı için ekmeğe zam yapıldı” diye konuştu.