SPOR - 22 Mayıs 2017 Pazartesi 14:23

Usta ve Yanal bir araya geldi

A
A
A
Usta ve Yanal bir araya geldi

Trabzonspor Başkanı Muharrem Usta ve yönetim kurulu üyeleri, Medipol Başakşehir maçının ardından teknik direktör Ersun Yanal ile bir araya gelerek durum değerlendirmesi yaptı.

Trabzonspor Başkanı Muharrem Usta ve yönetim kurulu üyeleri, Medipol Başakşehir maçının ardından teknik direktör Ersun Yanal ile bir araya gelerek durum değerlendirmesi yaptı.


Spor Toto Süper Lig’in 32. haftasında sahasında Medipol Başakşehir ile golsüz berabere kalarak sahasında oynadığı son 4 maçı kazanamayan bordo-mavililerde, kulüp başkanı Muharrem Usta ile birlikte yönetim kurulu üyeleri teknik direktör Ersun Yanal ile bir araya gelerek durum değerlendirmesi yaptı. Başkan Muharrem Usta ve yönetim kurulu üyeleri, son haftalarda yaşanan puan kayıplarının ardından eleştirilerin odağında olan teknik direktör Ersun Yanal’a tam destek verdi.


Medipol Başakşehir maçında oyuncu değiştirme sırasında Rodallega ile taraftar arasında gidip gelen Yanal, yedek kulübesinde içinde bulunduğu duruma tepki koyması üzerine gergin anlar yaşanması üzerine, yedek kulübesinde yaşadıklarıyla ilgili bilgi verdi. Yanal, yönetime tamamen kazanma isteğinden kaynaklı bir ortamın yaşandığını iletti.


Trabzonspor Kulüp Başkanı Muharrem Usta, teknik direktör Ersun Yanal ile yaptığı değerlendirme toplantısında gelecek sezonla ilgili planlamanın da değerlendirildiği öğrenildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Hatayspor Başkan Vekili Aydın Toksöz: "İstanbul Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü kulübe haciz gönderdi" Geçtiğimiz yıl yaşanan deprem felaketi sebebiyle bir süre Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın, İstanbul Riva’da bulunan eğitim tesislerinde konaklayan ve hazırlıklarını burada yapan Hatayspor’a, İstanbul Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü haciz gönderdi. Hatayspor Başkan Vekili Aydın Toksöz, il müdürlüğünün kendilerinden kullanım hakkı olarak 5 milyon TL istediğini söyleyerek, "Biz depremzede misafir olarak gitmiştik oraya. Görüşmelerimiz devam ediyor. Bizim kuruşa ihtiyacımız olduğu bir dönemde bizden para istemesine anlam veremedik" dedi. Geçtiğimiz yıl Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen ve birçok ilde olduğu gibi Hatay’da da büyük yıkıma sebep olan deprem felaketi nedeniyle Hatayspor tesisleri ve Yeni Hatay Stadyumu’nda büyük hasar oluştu. Hatayspor Kulübü de bu sebeple bir süre hazırlıklarını Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın, İstanbul Riva’da bulunan eğitim tesislerinde yaptı. "Bizden 5 milyon TL istediler" Hatayspor Kulübü, İstanbul’daki konaklamalarından dolayı ise haciz şoku yaşadı. Hatayspor Başkan Vekili Aydın Toksöz, İhlas Haber Ajansı’na (İHA) yaptığı açıklamada, İstanbul Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün kulübe haciz gönderdiğini açıkladı. Toksöz, "Bizden tesisi, 10 Eylül 2023 tarihinde boşaltmamız istenmişti. Daha sonra Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü 5 milyon TL para istedi. Görüşmelerimiz devam ediyor. Bizim kuruşa ihtiyacımız olduğu bir dönemde bizden para istenmesine anlam veremedik. Biz maçları kendi stadımızda oynayamadığımız için gelirimiz yok zaten. Gençlik ve Spor Bakanımızdan yardım bekliyoruz" ifadelerini kullandı.
İstanbul Wings for Life World Run’da kazananlar belli oldu Omurilik felcinin tedavisine yönelik araştırmalara fon sağlayan koşu etkinliği ‘Wings for Life World Run’da kazananlar belli oldu. Türkiye genelinde 6 bin 33 kişinin katılımıyla gerçekleşen koşuda kadınlar kategorisini Kumsal Pınargözü, erkekler kategorisini Yılmaz Tongül galibiyetle tamamladı. Omurilik felcinin tedavisine yönelik araştırmalara fon sağlamak amacıyla, Beşiktaş Belediyesi’nin katkılarıyla ve Xiaomi, Migros, adidas, Castrol, Renault, Aquasera partnerliğinde düzenlenen Wings for Life World Run, binlerce kişinin katılımıyla tamamlandı. İstanbul Kuruçeşme’de, Ankara, Isparta, Bursa, İzmir ve Mersin’de düzenlenen fiziksel koşularda kadınlar kategorisinde Kumsal Pınargözü, 32.91 km koşarak galibiyeti elde etti. Erkekler kategorisinde ise Yılmaz Tongül, 52.51 km mesafeyle zafere uzandı. İstanbul’da düzenlenen fiziksel koşuda erkekler kategorisinin birincisi 48.90 km ile Halil Yaşin oldu. Kumsal Pınargözü ve Halil Yaşin’e ödüllerini Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği Genel Başkanı Semra Çetinkaya takdim etti. Dünyanın dört bir yanında heyecanla beklenen iyilik koşusunda bu yıl Red Bull sporcuları da İstanbul Kuruçeşme’de binlerce katılımcıyla aynı anda koştu. İstanbul Kuruçeşme’de bin 558 kişinin katılımıyla gerçekleşen fiziksel koşuya motor sporları alanında ülkemizi başarıyla temsil eden Red Bull sporcuları Deniz Öncü, Can Öncü, Bahattin Sofuoğlu ve Ali Türkkan’ın yanı sıra, Kübra Dağlı ve Bora Altıntaş da katıldı. Kaykay disiplininde başarılarını sürdüren Red Bull sporcusu Berke Dikişçioğlu ise İzmir’de koşamayanlar için koştu. “Omurilik felçlileri için koştuk” Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği Genel Başkanı Semra Çetinkaya, “11 senedir bende koşuyorum. Bu sene yarışma İstanbul’da gerçekleşti. İstanbul’a gelemeyen engelli arkadaşlarım da oldu. Onların da gönlü burada, bizimle beraber koştular. İstanbul’da bu etkinliğin yapılması bizi mutlu etti. Çok güzel bir organizasyon oldu. Bu tarz etkinliklerin devam edeceğini söyleyebilirim” dedi. “Tüm bağışlar omurilik felçlileri için toplandı” Red Bull sporcusu Bora Altıntaş, “Bugünün anlam ve önemi benim için çok büyük. Bugün koşamayanlar için buradayım. Tüm gelirin omurilik felçlilerine bağışlanacağı bir koşu oldu. Bu koşu tüm dünyada aynı anda ve zamanda koşuluyor. Bu bizim için çok heyecan verici” ifadelerini kullandı. Ayrıca Wings for Life World Run’da Red Bull sporcularının yanı sıra oyuncu ve yoga eğitmeni Merve Oflaz, Rap sanatçısı Heja, ve YouTuber Burak Uzun da binlerce katılımcıyla birlikte iyilik için koştu. Fiziksel koşuların yanı sıra App Run uygulaması üzerinden de katılım sağlandı. App Run’da katılımcılar hedeflerini, kendilerini ve sanal yakalama aracının uzaklığını uygulama üzerinden belirterek koşu mesafeleri ve sürelerini kendileri yönetebildi.
Bursa Bursa’nın coğrafi zenginlikleri güç birliğiyle değerini buluyor Bursa Pideli Köfte ve Bursa Havlusu’na coğrafi işaret tescili alarak, kentin marka değerlerine sahip çıkan Bursa Ticaret Borsası, Coğrafi İşaretli Ürünler İstişare Toplantısına ev sahipliği yaptı. Türkiye’nin en önemli gastronomi kentleri arasında yer alan Bursa’nın tarihi, kültürel ve yöresel değerlerine sahip çıkan Bursa Ticaret Borsası (Bursa TB), coğrafi işaretli ürünlerin ekonomik değerini artırmak hedefiyle çalışmalarını sürdürüyor. Bursa TB’nin ev sahipliği yaptığı Coğrafi İşaretli Ürünler İstişare Toplantısı, Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) Başkanı Prof. Dr. M. Zeki Durak, Bursa İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Acar, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) Bursa İl Koordinatörü Bilal Tunç, Bursa TB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İbrahim Özhan, Meclis Başkan Yardımcıları Mustafa Aksu ve Hasan Çetin, Meclis Üyeleri Erdinç Bayrakçı, İlhan Öztürk, Sercan Alagöz, Mehmet Korkmaz ile Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Meclis Üyesi Irmak Aslan’ın katılımıyla düzenlendi. Bursa TB’nin proje okulu Hamidiye Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde gerçekleştirilen toplantıda konuşan Bursa TB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İbrahim Özhan, Pideli Köfte ve Bursa Havlusu’na coğrafi işaret tescili aldıklarını hatırlatarak, hedeflerinin kurulacak stratejik iş birlikleri sayesinde Bursa markalı ürünleri küresel pazarlara açmak olduğunu söyledi. Dünya üzerinde coğrafi işaretli yaklaşık 10 bin ürün ve 200 milyar doları aşan bir pazar büyüklüğünün olduğunu kaydeden Özhan, “Diğer ürünlere kıyasla katma değeri çok yüksek olan coğrafi işaretli ürünler, ihracat payının yüksekliği dolayısıyla da ülke ekonomileri için büyük önem taşıyor. Bu noktada çalışmalarımızı kentimizin ve ülkemizin coğrafi işaret pazarından hak ettiği payı alması odağında sürdürüyoruz” dedi. “Coğrafi işaretli ürün sayımız 1577’ye yükseldi” Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. M. Zeki Durak ise, son yıllarda coğrafi işaretlerin hem ulusal hem de uluslararası boyutta hak ettiği değeri elde edebilmesi noktasında yürütülen yoğun çalışmalar sonucunda, bugün ülkemizde coğrafi işaretli ürün sayısının 1577’ye, başvuru sayısının ise 654’e çıktığını söyledi. Türkiye’nin Avrupa Birliği nezdinde tescillenen ürün sayısının 21 olduğunu, 7’si ilan aşamasında bulunan 51 ürünün de başvuru sürecinin devam ettiğini kaydeden Durak, “Coğrafi işaretli ürünlerin korunması kadar, tanıtımı ve ekonomik değere dönüşmesi de oldukça büyük önem taşıyor. Coğrafi işaretler konusunda son derece zengin kaynaklara sahip ülkemizin, coğrafi işaret ürün pazarından hak ettiği değeri almasını istiyoruz. Bunu sağlamak adına TÜRKPATENT olarak tüm paydaş kurumlarımızla iş birliği içinde çalışıyoruz” diye konuştu. "Coğrafi işaretli ürünlere yönelik denetimlerimiz sürüyor" Bursa İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Acar, coğrafi işaretli ürünlerin üreticilere katma değer sağladığını vurguladı. Bursa İl Tarım ve Orman Müdürlüğü olarak, ürünlerin uygun şartlarda üretilmesine ve coğrafi işaret standartlarına uygunluğuna büyük önem verdiklerini dile getiren Acar, “Bu kapsamda, üretim yerlerini ve tesisleri düzenli olarak denetliyoruz. Çiftçimizi, tarımımızı, toprağımızı ve ürünlerimizi koruyan bir politikayla hareket ediyoruz” dedi. BTSO Meclis Üyesi Aslan’dan çalıştay önerisi Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Meclis Üyesi Irmak Aslan, coğrafi işaretli ürünlerin Bursa ekonomisi için büyük bir potansiyel taşıdığını ve bu potansiyelin en üst düzeyde değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. BTSO olarak Bursa’da coğrafi işaretli ürün sayısını artırmaya yönelik çalışmalara devam ettiklerini kaydeden Aslan, coğrafi işaretli ürünlerin farkındalığını artırmak, kullanımını yaygınlaştırmak ve ihracat hedeflerini belirlemek için kentin tüm dinamiklerinin yer alacağı bir çalıştay düzenlenmesi önerisinde bulundu. Toplantıda, coğrafi işaretli ürünlerin tescilinin sağladığı avantajlar ve bu ürünlerin ulusal ve uluslararası pazarlarda daha etkin bir şekilde tanıtılması için yapılabilecek çalışmalar ele alındı.
İzmir Alaçatı İki Yaka Festivali sokakları karnaval alanına çevirdi İzmir’in Çeşme ilçesinde yapılan Alaçatı İki Yaka Festivali, sokakları karnaval alanına döndürürken, Türkiye’nin farklı şehirlerinden 100’den fazla dansçı kentte buluştu. Alaçatı İki Yaka Festivali, bu yıl ilk kez düzenlendi. Festivalin açılışı öncesi kokteyl ve gala yemeğide gerçekleştirildi. Programa, söylenen şarkılar ile dansçıların performansı damga vurdu. Alaçatı Turizm Derneği ve Bir Deniz İki Yaka Kolkola Gençlik ve Spor Derneği tarafından yapılan festivale, Türkiye’nin farklı şehirlerinden 100’den fazla dansçı katıldı. Festivalle, Alaçatı sokakları adeta karnaval alanına döndü. Festival kapsamında panellerde düzenlendi. Mübadelenin geçmişini anlatan mübadil resim sergisi de katılımcılar tarafından oldukça beğenildi. Öte yandan festivalin son gününde Alaçatı’dan başlayan kortej yürüyüşü programlara renk kattı. Alaçatı’nın tarih kokan dar sokaklarında gerçekleşen kortej yürüyüşü büyük ilgi görürken, vatandaşlar korteji cep telefonları ile kaydetti. Alaçatı Amfi Tiyatronun girişinde son bulan kortej yürüyüşünün ardından dans grupları gösterilerini sundu. Alaçatı Turizm Derneği Başkanı Kerem Ünsal, ilk gerçekleştirilen Alaçatı İki Yaka Festivalinin büyük ilgi gördüğünü belirterek, "Dans ve eğlence bir arada idi. Aynı zamanda iki yakanın müziksel birliktelik ve kültürel farklılıklarının anlatıldığı mübadele sohbetleri de gerçekleşti. Ayrıca mübadelenin geçmişini anlatan mübadil resim sergisi de ilgi çekti. Festivalimizin son gününde de konuk dansçılarımızın sundukları iki yakanın dans örnekleri de çok beğenildi" dedi.
Trabzon Prof. Dr. Temel Göktürk: "Kahverengi kokarcaya önlem alınmazsa 3 yıl içinde fındık tarımı bitme noktasına gelecek" Türkiye’ye yaklaşık 6 yıl önce giren ve istilacı bir tür olarak özellikle Karadeniz Bölgesi’nde fındık başta olmak üzere yüzlerce bitki türüne büyük zarar veren “Kahverengi kokarca” ile ilgili düzenlenen panelde fındık tarımını bekleyen büyük tehlikeye dikkat çekildi. Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi, Orman Mühendisliği Bölümü Entomolojisi ve Koruma Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Temel Göktürk, kahverengi kokarca tehlikesine dikkat çekerek “Bu böceğe önlem alınmazsa üç sene sonra Trabzon, Rize, Giresun ve Ordu bölgesinde fındık alanlarında fındık para etmeyecek. Yani üreticimiz fındığını satamayacak. Şu anda insanlarımız bu böceğin kışın evleri tercih ettiği için evlerde kışı geçirdiği için psikolojik zararını görmüş. Fakat asıl zarar 2024 yılında başlayacak ve böceğin bitkilerdeki zararını göreceğiz” dedi. Ziraat Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen “Kahverengi Kokarca hakkında her şey ve son durum” konulu panel Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi’nde yapıldı. Panelde söz alan Ziraat Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Cemil Pehlevan, Kahverengi kokarcaya karşı hazırlıklı olmamamız gerektiğine dikkat çekti. Pehlevan "Halyomorpha halys (Kahverengi Kokarca), hem doğal hem de tarımsal ekosistemler üzerinde çok sayıda olumsuz etkiye neden olmakta, ciddi ekonomik kayıplara ve olumsuz çevresel etkilere yol açmaktadır. Aynı zamanda yaşam alanlarımıza girerek yaşam kalitemizi etkilemektedir. Bölgenin ve ülkemizin korkulu rüyası olmasını istemiyorsak önümüzdeki yıllarda karşımıza çıkarabilecek olumsuzluklara karşı hazırlıklı olmalıyız. Mücadelesi çok kolay olmayan fakat her ne pahasına olursa olsun bu zararlıların mutlaka ve mutlaka kontrol altına alınması gerekir. Bir an önce eylem planının hazırlanarak mücadele yöntem ve stratejileri belirlenmeli. Mücadele sadece kullanılacak tek bir metot ile değil, birden fazla mücadele yönteminin birlikte kullanılması ile başarılı olabilir. Yapılacak bireysel mücadeleler yerine toplu olarak mücadelenin teşvik edilmedi gerekmektedir. Üniversiteler, Araştırma kuruluşları, Kamu, STK, Çiftçi örgütleri, çiftçiler ve hatta toplumun her bireyi bu sistemin içerisinde olmalıdır. Kahverengi Kokarca Böceği ile mücadelenin Milli sorumluluk olduğunu, sadece Trabzon’un değil bütün Ülke kurum ve kuruluşları ve Sivil Toplum Örgütleri olarak bu böcekle hep birlikte hızlı ve etkin bir şekilde mücadele ederek diğer bölgelere yayılmasının engellenmesi gerekir. Kısaca böceğin bütün ağaçlar yaşam alanı olduğuna göre bu böcekle mücadele etmenin ne denli zor hatta imkânsız olacağı ortada. Üzerinde titizlikle çalışılması gereken bir konu. Düşünmek bile istemiyorum, aksi bir durumda arzu etmesek te sivrisineklerle nasıl ki yaşam alanlarımızı paylaşıyorsak bu böcekle de maalesef yaşam alanlarımızı paylaşmak zorunda kalabiliriz” diye konuştu. "Dünya literatüründe ismi ’baş belası böcek’ olarak geçiyor" Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Entomolojisi ve Koruma Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Temel Göktürk, böceğin dünya literatüründe isminin baş belası böcek olarak geçtiğini ifade ederek “Bu zararlı böcek baş belası bir böcek. Zaten dünyanın bütün literatürlerinde bunu kahverengi kokarca olarak bahsederken ’baş belası böcek’ olarak ifade ediliyor. Gereçse de şu; yemediği suyunu emmediği bitki yok. Sadece reçineli bitkiler hariç yeryüzündeki bütün bitkilerin öz sularını emerek beraber zarar veriyor. Ama fındıktaki en büyük tehlike şu; fındığın suyunu emme esnasında salgılamış olduğu bir madde fındığı acılaşmasına neden oluyor. Randıman düşüklüğünden ziyade fındıktaki bu acılaşma fındığın kullanım değerlerini ortadan kaldırıyor ve fındık sadece fındık yağı olarak kullanılabiliyor. Buradaki mücadele vatandaşa bırakılacak kadar kolay bir konu değil. Dolayısıyla vurgulamak istediğimiz konuda eylem planında çiftçiyi de bu mücadeleye katacak projeler üretmek. Örnek verecek olursak tuzağın benden kampanyasıyla beraber bunu yakalayacak olan tuzakları çiftçiye verilebilir çiftçi bu tuzaklarla beraber bu böcekleri yakalayabilir. İlacın benden kampanyasıyla beraber özellikle buna karşı atılacak olan ilaçları bir şekilde Tarım Bakanlığı kendi bünyesinde düzenleyip bir sınırlama koymalı. Yoksa ilaçlı mücadelede çözüm değil. Çünkü Doğu Karadeniz Bölgesinin yapı itibariyle atılan ilaçların denize ulaşması çok kolay. Bir de bölgede arıcılıkta söz konusu. Buna ilave olarakta birçok canlının doğal düşmanı da alanda mevcut bunlarında ölümüne neden olabiliriz. Buna karşı birden fazla mücadele yöntemlerinin aynı anda ve seferberlik olarak kullanılması gerekiyor” ifadelerini kullandı. "Önlem alınmazsa fındık para etmeyecek" Böcekle ilgili önlem alınmadığı takdirde fındığın para etmeyeceğine dikkat çeken Göktürk, “Bu böcek üç sene sonra eğer önlem alınmazsa Trabzon, Rize, Giresun ve Ordu bölgesinde fındık alanlarında fındık para etmeyecek. Yani üreticimiz fındığını satamayacak. Şayet bu böcekle beraber mümkün olduğu kadar erken bir zamanda ve uygun olan yöntemlerle mücadeleye başlamak zorundayız. Şu anda böceğimiz kışlak dediğimiz kışı geçirdiği yerlerden havaların ısınmasıyla beraber çıktı artık yavaş yavaş yeşil alanlara doğru geldi. Öncelikle meyve bahçelerinin içerisinde henüz meyve olmadığı için yabancı otların sularını emiyor zaman ilerleyince şuan fındığa yeni yeni gitmeye başladı. Fındık için erken fındık nohut büyüklüğüne ulaştığı zaman artık fındığa zarar vermeye başlayacak. Doğu Karadeniz Bölgesinde özellikle Artvin, Rize, Trabzon bölgesinde bitki çeşitliliği çok fazla olduğu için henüz tam olarak fındıkta zararını hissetmedik. Fakat son dönemlerde özellikle Giresun’da ve Ordu’da popülasyon yoğunluğu çok fazla bir duruma eriştiği için 2023 yılındaki popülasyonun çok olması 2024 yılında bu böceğin artık gerçekten fındığa zarar vereceği anlamına geliyor. Ama biz fındıktaki zararını fındık nohut büyüklüğüne ulaştığı zaman göreceğiz” şeklinde konuştu. "Vatandaş şuan sadece psikolojik zararını gördü, ekonomik zararını yeni görecek" “Şu anda insanlarımız bu böceğin kışın evleri tercih ettiği için evlerde kışı geçirdiği için psikolojik zararını görmüş” diyen Göktürk, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Böceğin tarihine bakacak olursak 2018 yıllarında Artvin bölgesinden uçarak doğal yollarla yani her hangi bir taşınma ile değil böcek giriş yaptı. Şu anda Artvin’den 2018 yılında girdikten sonra da kendi imkanlarıyla beraber yılda 70-80 kilometrelik mesafeyi uçarak oradan Rize’ye, Rize’den Trabzon’a, Trabzon’dan Giresun’a, Ordu’ya, Samsun’a aynı şekilde şu anda böcek Doğu Karadeniz Bölgesinde bulunmadığı il yok diyebiliriz. Kastamonu, Sinop o bölgeden de devam ederek şuan Marmara bölgesinde bile bu böceği görmemiz mümkün. Şu anda insanlarımız bu böceğin kışın evleri tercih ettiği için evlerde kışı geçirdiği için psikolojik zararını görmüş. Fakat asıl zarar 2024 yılında başlayacak ve böceğin bitkilerdeki zararını göreceğiz.”