GENEL - 02 Kasım 2017 Perşembe 14:51

Uluslararası Katılımlı 6. Tarihi Yapıların Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu

A
A
A
Uluslararası Katılımlı 6. Tarihi Yapıların Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu

İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna, depremlerden zarar gören tarihi eserler bilançosuna bakıldığında ne yazık ki ülkemizdeki tarihi eserlerin kaderleriyle baş başa bırakıldığı gerçeğinin görüldüğünü söyledi.

İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna, depremlerden zarar gören tarihi eserler bilançosuna bakıldığında ne yazık ki ülkemizdeki tarihi eserlerin kaderleriyle baş başa bırakıldığı gerçeğinin görüldüğünü söyledi.


Uluslararası Katılımlı 6. Tarihi Yapıların Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Osman Turan Kültür ve Kongre Merkezi’nde bugün başladı. 2-4 Kasım tarihleri arasında yapılan olan sempozyumda ilk olarak söz alan Trabzon İnşaat Mühendisler Odası Şube Başkanı Mustafa Yaylalı, sempozyumun önemine vurgu yaparak, “Uluslararası Katılımlı 6. Tarihi Yapıların Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu İnşaat Mühendisleri adına İstanbul ve Trabzon Şubeleri olarak özellikle Trabzon’da gerçekleştiriliyor olmak bizim için gurur verici. İstanbul ve Trabzon tarihimizde ortak değerler açısından önemli birliktelere işaret eder. 8 Yüzyılda Buhura’dan başlayan 1048 yılında yazılı kayıtlarına rastlanan ve Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde devletin temelini kurduğumuz medeniyetin esasını oluşturan Vakfı müessesesi sadece yapıları koruma ve geleceğe taşıma görevini miras bırakmamakta özellikle Vakfı kültürünü gelecek nesillere aktarma görevi ve sorumluluğunu da bizlere yüklemektedir” diye konuştu.



"Restorasyon çalışmalarındaki bilim dışı yöntemler tarihi eserlere zarar veriyor"


İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna, restorasyon çalışmalarındaki bilim dışı yöntemlerin tarihi eserlere zarar verdiğini kaydedederek, “Sümela Manastırı’nın taşıdığı değer, İskenderpaşa Camisi’nin içerdiği anlam; Trabzon bunlarla sınırlı değil elbette. Manastırlar, kiliseler, camiler, bedestenler, kaleler, hanlar ve evler Trabzon göz kamaştıran ve göz bebeği gibi korunması gereken zengin bir tarihi mirasa sahiptir. Türkiye bir deprem ülkesidir. Dolayısıyla ülkemizdeki tarihi eserler de deprem tehlikesi altındaki yapılardandır. Taşıdıkları öneme istinaden korunmaları, güçlendirilmeleri elzemdir. Depremlerden zarar gören tarihi eserler bilançosuna bakıldığında ne yazık ki ülkemizdeki tarihi eserlerin kaderleriyle baş başa bırakıldığı görülmektedir. Anadolu coğrafyasındaki ilk kayıtlı deprem 526 yılındaki Antakya depremidir. O depremden günümüze meydana gelen her yer sarsıntısında önemli tarihi eserlerimiz zarar görmüştür hatta bazıları tamamen yıkılmıştır. Sadece 99 depreminde Bursa, Kocaeli ve Sakarya’da 77 tarihi eserin hasar gördüğü bilinmektedir" ifadelerini kullandı.


" Tarihi eserler sadece depremler ve diğer doğal afetler nedeniyle tahrip olmamaktadır" diyen Suna "Ne yazık ki son yıllarda tarihi eserler ören yerleri turizm sektörüne açılmakta rant getirecek mekanlar olarak düzenlenmekte buna paralel olarak da özensiz ve bilinçsiz kullanıma maruz kalmaktadır. Unutulmamalıdır ki tarih zenginleşme aracı değildir, onun zenginliği öğretici olmasından gelmektedir. Tarih en iyi öğretmendir. Eğitim için gerekli unsurlar ise Anadolu coğrafyasında çok sayıda bulunmaktadır. Bilinçsiz ve özensiz kullanım dışında restorasyon çalışmalarındaki bilim dışı yöntemler tarihi eserlere zarar vermektedir. Bu durum sorun yelpazesinin genişliğini göstermekte ve aynı zamanda meslek disiplinleri arasında eşgüdümü zorunlu kılmaktadır” şeklinde konuştu.



“Bursa ve İstanbul gibi kentlerimizin kentsel alanlarında doku rant uğruna giderek bozulmaya başlamıştır”


İnşaat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Cemal Gökçe de kentsel alanlardaki kentsel dokunun rant uğruna bozulmaya başladığına dikkat çekerek, “Toplumların dünden bugüne getirmiş oldukları insani değerlerin korunması ne kadar önemli ise kentsel yenileme ve dönüşüm konusu da o kadar önemlidir. Bu kapsamda kentlerin bir bütün olarak ele alınması ve planlanması kentsel değerlerin korunarak geleceğe devredilmesi de büyük bir öneme sahiptir. Bugün var olan tarihi ve doğal varlıklarda gelecek kuşakların hakları vardır. Bu kaynakların sadece korunması değil, sağlıklı ve kaliteli bir yaşam çevresinin oluşturulmasına da önemli ölçüde ihtiyaç vardır. Kültür varlıkları rantın bir aracı olarak görülmemelidir. Kültür varlıklarını rant uğruna yok etmek kültüre sürekliliği ve tarihsel kayıtları yok etmek anlamına gelmektedir. Bir yandan doğal ve kültür varlıkları yok edilirken diğer yandan da kültür varlıklarının olukça fazla olduğu Bursa ve İstanbul gibi kentlerimizin kentsel alanlarında kentsel doku rant uğruna giderek bozulmaya başlamıştır. Bu kentlerde yapılan AVM’ler ve gökdelenler de tarihi dokuyu bozmaktadır. Bu ve benzeri uygulamalar antik kent merkezlerinin tarihsel kişiliğini ve kimliğini ne yazık ki ortadan kaldırmaktadır. Kültür varlıklarını geliştirerek korumaya ve kullanmaya ihtiyacımız var. Bu yapıları iyileştirmek güçlendirmek ve yaşatmaya ihtiyacımız var” dedi.



"8 bin 500 yıllık tarihi bir kent olan İstanbul’a yazık olmuştur"


Gökçe, konuşmasında Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki’yi eleştirerek, “Plan ve stratejik plan oluşturmak geleceğin kentlerinin nasıl olmasıyla ilgili bir öngörü oluşturmayı da gerekli kılmaktadır. Bu durum bilgili olmayı kentleşme bilimine uygun kararların ortaya konulup bu kararların uygulanmasını gerektiriyor. Bu uygulamalar günü birlik kararlarla parmak hesabına dayanılarak oluşturulan parsel bazında imar değişiklikleriyle yapılamaz. Yapılsa eğer yaşanmaz kentler ortaya çıkar bugünkü İstanbul, Ankara gibi kentlerimizde olduğu gibi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki ’Kentsel dönüşüm yapın dediysek böyle yapın demedik’ diyor? 8 bin 500 yıllık tarihi bir kent olan İstanbul’a yazık olmuştur. Önemli bir deprem bekleyen İstanbul bugün 5 afetle karşı karşıya bırakılmıştır. Kentsel dönüşümden kat üzerine kat yığmanın anlaşıldığı Bursa’ya yazık olmuştur. Cumhuriyet döneminin ilk planlı kenti olan Ankara’mıza yazık olmuştur. İstanbul’da iki yakada iki kent oluşturulmak isteniyor. Oysa İstanbul’un daha da bozulmaması için İstanbul’un göç alan bir kent değil, göç veren bir kente dönüşmesi gerekiyor. Kentlerin en can alıcı yerlerinde alış veriş merkezleri, hastaneler, işyerleri, oteller, gökdelenler yaparak satmak temel bir hedef olarak gündeme gelmektedir. Oysa tüketen değil üreten bir toplum olmak durumundayız. Ne yazık ki bizim ülkemizde sürekli olarak zamana uyma diye bir anlayış var. Oysa zamanın önünde olmaya ihtiyacımız var. Biz siyasetin kültürüne hakim olan dili kullanmamaya çalışacağız” ifadelerini kullandı.



"Sempozyum bize yol gösterici olacak"


Daha sonra söz alan Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu da sempozyumun kendilerine ışık tutacağını ifade ederek şunları söyledi:


“Bu güzel çalışmalarınızın bize yol gösterici olacağını düşünüyoruz. Yerel yöneticiler olarak gördüğümüz yıllar boyu büyük bir emekle tarihi yapıların hem korunması, muhafazası ve geliştirilmesi gelecek kuşaklara hediye edilmesinde büyük bir emek veriliyor. Bunun en güzel yansıması da istiyoruz ümit ediyoruz ki yıllar sürece bağlı olarak alanlara yayılıyor. Koruma amaçlı imar planları yapılıyor ki şehrimizde de biz bunu tarihi surlarımızın çevresinde eski tarihi şehrimizin alanını kapsayacak şekilde yapmaya gayret ediyoruz, etmeyi de sürdürüyoruz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Yapay zeka ile sel simülasyonu oluşturuldu AK Parti Bartın Milletvekili Yusuf Aldatmaz, Bartın Irmağı Islah Projesi çerçevesinde Yalı bölgesinde yapılan cam duvar eleştirilerine yapay zeka ile hazırlanan sel simülasyonu ile cevap verdi. AK Parti Bartın Milletvekili Yusuf Aldatmaz, seçildikten sonraki bölgede yürütülen çalışma ve gerçekleştirilen hizmetler hakkında değerlendirme toplantısı düzenledi. Toplantının açılış konuşmasını yapan AK Parti İl Başkanı Yaşar Arslan, konuşmasında yerel seçimleri hatırlatarak, seçilen tüm belediye başkanlarına başarı diledi. Arslan, seçim yarışı geride bıraktıklarını hatırlatarak, "Bartın seçmeni, Bartın’ın merkezinde, ilçelerinde ve beldelerinde verdiği kararlarla yeni bir dönem başlattı. Bu dönemin Bartın’ın merkezi, beldeleri, ilçeleri ve tüm Türkiyemiz için hayırlı olsun. Bartın bizim ortak paydamız. Bartın’ımızın menfaati olacak her şeyde, biz teşkilatımız, milletvekilimizle birlikte evet demeye hazırız. Tüm seçilen belediye başkanlarına başarılar diliyorum. Siyasette muhalefet etmek de vardır. Bartın’ın hayrına olacak her işin, projenin yanında olmak istiyoruz. O minvalde hareket edeceğiz’’ dedi. İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu’ya tepki göstererek konuşmasını tamamlayan Arslan, kendisinden sonra mikrofonu bırakacağı AK Parti Bartın Milletvekili Yusuf Aldatmaz’ı anons etmek istedi. Dili sürçen Arslan, "Şimdi sözü, sayın milletvekilimiz Yılmaz" diyerek, 27. Dönem Milletvekili ve şu anki Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un ismini anons etti. Hatasının farkına varan ve duraksayan Arslan, salondakilerin kahkaha atması üzerine ise gülmekten kendisini alıkoyamadı. Arslan, "Buraya çıkmadan önce Sayın Bakanımız ile telefonla aradı. Çok selamları var. Onu da ifade edeyim. Şimdi sözü sayın milletvekilim Yusuf Aldatmaz beye veriyorum" dedi. Milletvekili Yusuf Aldatmaz ise, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un 16 yıl boyunca milletvekilliği yaptığını hatırlatarak konuşmasına başladı. Yapay zeka ile sel simülasyonu oluşturuldu Aldatmaz, yaklaşık 1 yıl önce milletvekili seçildiğini ifade ederek, tüm bakanlıkların, belediyelerin bölgeye yaptığı, devam eden ve yapacağı yatırım ve hizmetler hakkında bilgiler verdi. Aldatmaz, Bartın Irmağı’nın yol açtığı sel ve taşkınların önüne geçilmesini öngören ıslah projesini anlattı. Aldatmaz, yapımı devam eden ve eleştirilere neden olan cam duvarın da yer aldığı Bartın Irmağı ıslah projesi hakkında sorulara ve eleştirilere de cevap verdi. Bartın’da 500 yılda meydana gelen sel felaketlerinde tespit edilebilen yağış miktarı, su seviyesi, debisi, etkilediği alan, hasar gibi elde edilen verilerin bilgisayara girilmesi ile yapay zeka tarafından 2 boyutlu hidrodinamik model ortaya çıkarıldığını kaydeden Aldatmaz, ortaya çıkan verilerin gerçek, güncel verilerle örtüştüğünü de ifade etti. Sel kapanları, baraj ve ırmak kenarlarındaki bariyerlerin de yer aldığı projenin hayata geçirilmeden önceki yani ırmağın şuan ki mevcut durumunda sel olması halinde ortaya çıkacak görüntüleri simülasyon ile gazetecilere gösteren Aldatmaz, oluşacak hasarlar ve tespit tahminlerini de anlattı. Aldatmaz, yapımına başlanan bariyerlerin tamamlanmasının ardından ise aşırı yağışlarda ortaya çıkacak simülasyon görüntülerini de izletti. Aldatmaz, hazırlanan model görüntülerine göre projenin tamamlanması ile Bartın’ın selden kurtulacağına dikkat çekerek, proje ile yapılacak çalışmalar hakkında detaylı teknik bilgi ve verileri de paylaştı. Projenin Bartın’da seli önleme projesi olduğuna vurgu yapan Milletvekili Aldatmaz, detaylı sunumun sonunda yaptığı konuşmada ise, "Bu proje Bartın ırmağının 40 metre olan yatağının, sel geldiğinde 90 metreye çıkartma projesidir. Bartın ırmağına zarar vermeden sel sularının şehir içerisine girmesini önleme projesidir. Örnekleri Avrupa’da vardır. Türkiye’de Bartın ırmağının benzeri yoktur, Bartın sellerine özgün başka bir ırmak da yoktur. Belki Türkiye’de ilk olacaktır. Bu proje Bartın için ilk olacaktır’’ dedi.
Konya Hazreti Mevlana ve ailesinin Konya’ya gelişinin 796. yılı kutlanıyor Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından Hazreti Mevlana ve ailesinin Konya’ya gelişlerinin 796. yıl dönümü dolayısıyla organize edilen Teşrif-i Konya etkinlikleri bu yıl da coşkuyla başladı. Yıl dönümünde temsili karşılama töreninde Türk Yıldızları ve Solo Türk gösteri uçuşu yaptı. Nefesleri kesen gösteri uçuşları vatandaşlar tarafından yoğun ilgi ile izlendi. Mevlana Meydanı’nda binlerce Konyalının katılımıyla düzenlenen programda Konya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu tarafından Teşrif-i Konya canlandırması yapıldı. Temsili karşılama oyununda Hazreti Mevlana ve ailesinin Konya’ya gelişleri ve Sultan Alaaddin Keykubat tarafından karşılanışı izleyenlerin beğenisini topladı. Programın sonunda ise Türk Hava Kuvvetleri’ne bağlı akrobasi timleri Türk Yıldızları ve Solo Türk tarafından gösteri uçuşu gerçekleştirildi. Meydanda toplanan vatandaşlara unutamayacakları bir gösteri sunan Türk Yıldızları ve Solo Türk, büyük alkış aldı. Etkinlikler 3 gün boyunca devam edecek Büyükşehir Belediyesi Mevlana Kültür Merkezi’nde 3 gün boyunca devam edecek etkinliklerde, 4 Mayıs Cumartesi günü saat 19.30’da Urfa İlahileri Konseri ve 5 Mayıs Pazar günü yine aynı saatte Balkan İlahileri Konseri gerçekleştirilecek. Ayrıca hazırlanan “Teşrif-i Mevlana Hat Sergisi” de etkinlik süresince ziyaret edilebilecek.