SPOR - 17 Şubat 2018 Cumartesi 15:48

Trabzonspor 41. Olağan Divan Genel Kurulu yapılıyor

A
A
A
Trabzonspor 41. Olağan Divan Genel Kurulu yapılıyor

Trabzonspor 41.

Trabzonspor 41. Olağan Divan Genel Kurulu, KTÜ Osman Turan Kongre Merkezi’nde yapılıyor.


Trabzonspor Divan Başkanlık Kurulu Başkanı Ali Sürmen yeniden aday olduğu kongrede Şükrü Kuleyin ile yarışıyor. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan kongrede divan üyeleri birer konuşma yaptı. Başkan adaylarının da projelerini anlattığı konuşmalarının ardından oy kullanma işlemine geçildi.


Kongrede ilk konuşmayı yapan başkan adaylarından Şükrü Kuleyin, şahıslarla hiçbir meselelerinin olmadığını belirterek, “Bugün konuşanların hepsi şikayetçi, konu ne? Tüzük. Bir Ramazan’da dini ve milli bayramlarda birbirimizle hasbıhal yapmamız için tüzükten yetki mi almamız lazım. Ankara’dan buraya gelmeden kulüp başkanlarımızın hepsini ziyaret ettim. Şehirde ulaşabildiğim asbaşkanlarım ve duayenlerimi ziyaret ettim, büyüklerimin ellerinden öptüm. Niye aday olduğumu sordular, cevabını az önceki konuşmacılar ve Taylan Bey verdi. Tüzüğü hep beraber elimizi taşın altına koyup değiştirelim. Biz bir araya gelemiyoruz. Tüzük gereği yılda iki kere bir araya geliyoruz. Sonuç, 2 bin 300 kişi divan üyesi son divan kurulunu 150 kişiyle yaptık. Kongre yapıyoruz 2 bin 300 kişiden 800 kişi. Böyle bir şey olabilir mi? Biz tabi ki tüzük yapamayız. Çünkü biz bir güç olamadık ki. İletişim sorunu var, sürekli bir şekilde problemler var, herkes birbirinde kusur arıyor. 10 gündür şehirdeyim, büyüklerimden, küçüklerimden aldığım cevaplar. Maçlardan önce, ‘Ne işin var’ diyorlardı şimdi ‘Ankara’da oturuyorsun ne işin var divanla?’ diyorlar" dedi.



"Şike davasını açan ilk kişi benim"


"Ankara’da oturmama rağmen Trabzonspor’un yurt içi ve dışı maçlarına herkes, yönetim dahil herkes benden daha fazla giden var mı?” diyen Kuleyin, “Ben Ankara’da yaşıyorum ama şike davasını açan ilk kişi benim. Binlerce Fenerbahçe taraftarı dışarıdayken Çağlayan Adliyesi’nde o zamanki başkanımızın yanında yine ben vardım. Trabzonspor’un her yerinde bulunan Şükrü Kuleyin niye hak etmiyor, eksiğim, kusurum ne? Bazı büyüklerim bana, ‘Trabzonspor bizim çocuğumuz’ diyorlar hayır biz Trabzonspor’un çocuğuyuz. Bizler hepimiz Trabzonspor’un çocuğuyuz, bu cevabı ben değil Özkan Sümer vermiştir. Eleştiri yaparak değil hep birlikte, el ele omuz omuza, Trabzonspor’un zor günler geçirdiği bu günlerde tüzükse tüzük. Buyurun yönetimin kurulu üyelerimiz burada her türlü önerileri yapabilir. Ama 3 yıl geçti. 3 yıl önce geldim yine aynı konuşmalar sonuç aynı” şeklinde konuştu.


Trabzonspor’un askeri ve neferi olduğunu kaydeden Kuleyin, “Benim için kazanırken adalet, kaybederken asalet önemlidir çünkü Trabzonspor duruşu budur. İsterim ki benim geliştirdiğim projeleri, kazanırsam uygulamaya söz veriyorum, elimden geleni yapacağım. Kaybedersem kazanacak olan başkan ve yönetim kuruluna bu projeyi uygulamaları için de bir nefer gibi çalışacağıma söz veriyorum. Ben Trabzonspor’un askeri, neferiyim. O projelerden birisi kart sistemi. Trabzonspor Divan Kurulu üyelerinin kartlarını işler hale getirip, iş merkezleri ve benzeri yerlerde anlaşmalar yaparak muhtelif yerlerde indirimler sağlamak. İkincisi; 25 yılını doldurmuş bütün divan kurulu üyeleri aidatlarını divana yatırsın. Yani divanın bir bütçesi olsun. Biz bu bütçe ile gençlerimize burs verebilir, şehir dışında bir araya gelecek organizasyonlar yapabilir, gençleri kulübe üye yapıp aidiyet duygusunu uyandırabiliriz. 65 yaşını doldurmuş divan kurulu üyelerimizden aidat almayalım. 65 yaşını aşmış divan kurulu üyelerimizin Akyazı’da misafir edilmesini istiyoruz. Aktif divan sözü veriyorum. Net bir şey söylüyorum. Aidatlar için üyelerin peşinden gideceğim. Ben çalışacağım, koşturacağım” ifadelerini kullandı.



Ali Sürmen: “Tüzüğün değişmesi gerektiğini söyledim”


Mevcut Başkan Ali Sürmen ise yaptığı konuşmada, tüzük konusunda gelen eleştirilere değinerek, “Bu konuda en çok şikayetçi olması gereken benim. Divan başkanı olarak buna ne hakkın var diyebilirsiniz. Biz seçildiğimizde bizim genel kurullarımızda tüzük çalışması için komisyon kurduğumuzu ancak o zamanki yönetimin bize destek olmadığını söyledik. Tüzüğü tam bilmeden bazı şeyleri yerine oturtamayız. Bu işi çok iyi bilen dernekler masası müdürüne ya da iyi bilen birisine, ‘sipariş verip, bize bir tüzük yapın’ deyin. Ancak genel kurula getirecek olan yönetimdir. Burada eleştirmemiz gereken, genel kurullarda bunca zamandır dile getirdiğimiz, ‘Yönetim bize katılmıyor, destek vermiyor’ cümlelerini keşke bugün burada konuşanlar söyleseydi. Bugün aday olunca değil o gün söyleyeceksin. O gün yönetimin yanında benim söylediğimi umursamazsan bugün sonuç alamazsın. Ben divan başkanı olmadan önce de tüzüğün değişmesi gerektiğini söyledim. Şu anda yönetim kurulu bu çalışmayı yapıyor. Biz de komisyona üye verdik. Bu çıktığı zaman yönetimle birlikte biz divan olarak da bunu kamuoyuyla paylaşıp son şeklini verip bu tüzük yapılacaktır” diye konuştu.



“40 yaşına gelen insanlar çalınan şampiyonluk hariç şampiyonluk hatırlamıyor”


Çözüm üretmek zorunda olduklarını kaydeden Sürmen, “Çocuklarımıza torunlarımıza soralım, ‘Trabzonspor’la ilgili benden isteğin ne?’ diye sorsanız beni Trabzonspor okutsun mu, yoksa şampiyon olsun mu der? Biz burada elbetteki divan kurulu üyelerinin en iyi şekilde onur edilmesini isteriz. Çocuklarımız, ‘Baba ben televizyon karşısında ağlıyorum, bana okulda çocuklar takılıyor, biz ne zaman şampiyon olacağız’ der. Bırakın çocukları aramızda 40 yaşına gelen insanlar çalınan şampiyonluk hariç şampiyonluk hatırlamıyor. Biz bunlar için çözüm üretmek zorundayız elbette güçlü bir divanla, elbette bu gücü siz ve tüzük verecek. Tüzükte bu yetki yokken, ‘Kulübü basayım’ diyorsun, nereyi basıyorsun. Biz taraftar gibi davranamayız. O stada, tribünlere gelen insanlar yiyeceğinden, içeceğinden sosyal hayatından fedakarlık edip, öyle davet edilip de kulübün arabası ile ya da protokolde oturan kişiler değildir. Ya kale arkasına ya da açık tribüne parası yeter. Ama o hep taraftar yeter. O zaman bu taraftarları hangi makamlara oturtacağız. Sadece taraftarlık özverisiyle yetmiyor. Taraftar senden Ronaldo’yu ister ama sen bütçene bakacaksın. Sen önce bu kulübün nasıl doğru yönetilmesi gerekir, nasıl transferler yapılması gerekir, ona bakacaksın. Keşke benim sosyal medyada ve yayın kuruluşlarında çıkan Avni Aker’le ilgili demeçlerimi getirmedim ama okumuşsunuzdur. Ben dedim ki, ‘Avni Aker yıkılabilir ama Yavuz Selim orada bir köşede durmalı. Buranın işletmesi de ASKF’ye devredilmeli. Çünkü amatör spor kulüplerinin gelire ihtiyacı var. Bu geliri biz bir şekilde sağlamamız lazım. Trabzonspor’un bütçesi o kadar uçmuş ki oradan gelecek üç beş kuruş, aidatla gelecek 150 lira ile bu iş olmaz” dedi.



"Avni Aker yıkıldı ağlıyoruz"


Trabzonspor’un yeni stadındaki maraton tribünün adının Avni Aker olması gerektiğini belirten Sürmen, “Buradan teklif ediyorum yönetime maratonun adı Avni Aker tribünü olacak. Bunu yapmak zorundayız. Diğer tribünlere de yakışan ismi oturtmak zorundayız. Kulübümüzün mazisini yeniden oraya taşımak zorundayız. Hiç değilse o maratona giden insanlar, ‘Ben Avni Aker’e gidiyorum’ desin. Trabzonspor olarak biz birbirimizi yemekten Allah aşkına doymadık mı? Bir yeni sayfa açmak zorundayız. Geçmişi bir kenara bırakmak zorundayız. Şimdi bizim tam da bir olma birlik olma zamanımız. Bugün çözüm için ne gerektiğini sorsam yüzde yüz herkes aynı şeyde birleşir fakat neden hala bir araya gelemiyoruz. Bugüne kadar biraz yol alabildik ama yeterli değil. Çünkü o kadar kemikleşmiş ki kongre kırgınlıkları, bunları aşmak çok kolay olmuyor. Bu kulübü kuran değerlerimize, 7 şampiyonluk ve onlarca kupa kazanmış, başkan, yönetici, futbolcu ve hocalarımıza değer versek ve onlara inansak olmaz mı? Önce Trabzon’da sonra Anadolu’dan olmazsa yurt dışından futbolcu alsak olmaz mı? Menajerlere mahkum olmadan Trabzonsporluluğu anlamayanlarla çalışmasak olmaz mı, birlik olsak bir olsak olmaz mı? Kendi egolarınızı menfaatlerimizi çocuklarımızın torunlarımızın için yıkmasak olmaz mı, onları ağlatmasak olmaz mı? Kim bu duygulara hayır diyebilir? Sadece Trabzonspor’un menfaatini düşünürseniz, Trabzonspor’un tüm kurumlarında işi ehline teslim ederseniz, çözüm için ilk adımı atmış olursunuz. Gerek mali gerekse sportif yönden iyi olmadığımız bir dönemde 2018 yılı içerisinde mutlaka yapılacak olan yönetim kurulu seçimi için ortak akla ihtiyacımız var. Ortak akıl için birlikte düşünmeye ve sonuç üretmeye ihtiyacımız var” şeklinde konuştu.


Konuşmaların ardından oy kullanma işlemine geçildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Uluslararası Turan Film Festivali ödülleri sahiplerini buldu Uluslararası Turan Film Festivali Ödül Töreni, Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Yunus Emre Salonu’nda gerçekleştirildi. Türkiye’nin yanı sıra 77 ülkeden bin 57 başvurunun yapıldığı ‘Kızılelma’ temalı festivalde; ülkemizden 158, Azerbaycan’dan 47, Kırgızistan’dan 31, Kazakistan’dan 21, Özbekistan’dan 15 ve Türkmenistan’dan 10 film yarıştı. Ege Üniversitesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) ve Sinema Genel Müdürlüğü katkılarıyla düzenlenen “Uluslararası Turan Film Festivali Ödül Töreni, Türk Dünyası sinemasının tüm paydaşlarını bir araya getirdi. Törene, Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, TÜRKSOY Genel Sekreteri Sultan Raev, Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven, EÜ üst yönetimi, yurt içinden ve dışından sanatçılar, yönetmenler, senaristler, akademisyenler, davetliler ve öğrenciler katıldı. Fotoğraf ve resim sergileri törene renk kattı Ödül töreni öncesi Atatürk Kültür Merkezi Fuaye Alanında; Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığının “Sessiz Tanıklar Türk Boylarına Yolculuk” sergisi ile TÜRKSOY’un “Türk Dünyası Resim Sergisi” ve “Türk Dünyası Kültür Başkentleri Fotoğraf Sergisi” sanatseverle buluştu. Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Sanatsal faaliyetler üretmek, sanatın gelişimine katkı sağlamak, sanatı ve sanatçıyı sanatseverlerle bir araya getirmek, tam akredite öğrenci odaklı araştırma üniversitemizin toplumsal görevleri arasındadır. Bu bilinçten hareketle Türk dünyasının ortak değerlerini ve kültürel bağlarını vurgulayarak, bu bağların güçlenmesine katkıda bulunmak, Türk devletleri ve topluluklarının kültürel çeşitliliğine ve zenginliğine katkıda bulunmak hedefiyle yola çıktığımız bu önemli organizasyonun henüz fikir aşamasında iş birliği talebinde bulunduğumuz bütün çevreler tarafından heyecanla karşılanarak sağlanan desteklerle bugünlere gelmesi sağlanmıştır” diye konuştu. “Festivalimizin geleneksel hale gelmesini temenni ediyorum” Bu tür bir festivale ev sahipliği yapmaktan memnuniyet duyduklarını dile getiren Prof. Dr. Budak, “Uluslararası Turan Film Festivali, uzun süren hazırlık aşamasının ardından iki gündür Üniversitemiz ev sahipliğinde gerçekleştiriliyor. Festival kapsamında uluslararası film yarışması, 3 Söyleşi, 2 Fotoğraf Sergisi, 7 Gösterim Seçkisi, 1 Resim Sergisi, 1 Konser, 1 Dans Gösterisi gerçekleştirildi. Festivale 77 ülkeden bin 55 başvuru yapıldı. Türkiye’den 158 Film, Azerbaycan 47 Film, Kırgızistan 31, Kazakistan 21, Özbekistan 15 ve Türkmenistan’dan 10 film katılım gösterdi. Yapılan tüm başvurular alanlarında duayen jüri üyelerinden oluşan seçili kurullar tarafından incelendikten sonra dereceye girenleri belirlendi. Bugünkü ödül töreninde dereceye giren filmlere verilecek ödüllerin yanı sıra Yaşam Boyu Başarı Ödülü, Sinema Sanatına Katkı Ödülü, İnsani Değerlere Katkı Ödülü gibi 13 ayrı kategoride özel ödüller de verilecek. Ödül alacak olan sanatçılarımızı şimdiden tebrik ediyorum. Ayrıca bu büyük organizasyonda bizlerle birlikte olan ve büyük desteklerini gördüğümüz Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğüne, TÜRKSOY’a, çok kıymetli sergilerini bizlere açan Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığına ve festivalimize destek veren gerek ülkemizdeki gerekse Türk Dünyasındaki değerli kurumlarına şükranlarımı ifade etmek istiyorum. Festivalimizin ileriki yıllarda da Türk Dünyasında genişleyerek geleneksel hale gelmesini temenni ediyorum” dedi. “Türk dünyasının zenginliğini arşivlerle ortaya koyuyoruz” Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal, “Bu etkinliğin, kültürün birleştiriciliği adına çok önemli bir program olduğunu ifade etmek istiyorum. Türk kültürü ve sanatının paylaşımı ve gelişimi adına düzenlenen bu festival son derece anlamlıdır. Bu programın bir paydaşı olarak Türk dünyasının zenginliğini çeşitli arşiv belgeleriyle ortaya koymaktan son derece bahtiyarız. Türkiye olarak dünyanın en büyük arşivlerine sahip olduğumuzu bilmenizi isterim. Festivalimize ev sahipliği yapan Ege Üniversitesine ve Rektör Prof. Dr. Necdet Budak’a, hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkürlerimi iletiyorum” dedi. TÜRKSOY Genel Sekreteri Sultan Raev, “Sinema ortak kültür mirasımızı gelecek nesillere taşıma noktasında en önemli araçlardan biridir. Bu etkinlik, Türk sinemasının çeşitliliğini yansıtmasının yanı sıra birliğimizi ve kardeşliğimizi bir kez daha tüm dünyaya gösterme fırsatı verdi. Festivalin gerçekleşmesine katkı sunan kurumlarımıza teşekkür ediyor, yarışan tüm sanatçılarımızı tebrik ediyorum” diye konuştu. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven ise, “Sinema, dertli insanın işidir. Sinema yapan insan derdini paylaşmak, yarasını göstermek ister. Filmini çektikten sonra da dertleşmek ister. Bu bakımdan festivaller de sinemacıların dertleştikleri yerlerdir. Özellikle uluslararası festivaller bizim için çok önemli. Turan Film Festivali de ilk yılından büyük bir başlangıç yaptı. Emeği geçen herkesi tebrik ediyorum” dedi. Ödüller sahiplerini buldu Turan Film Festivali kapsamında ilk olarak prestij ödülleri verildi. İnsani Değerlere Katkı Ödülü Yönetmen Derviş Zaim ile Gönül Dağı dizi yapımcısı Ferhat Eşsiz’e, Kültürel Çeşitliliğe Katkı Ödülü TRT AVAZ kurumu adına TRT İzmir Bölge Müdürü Mevlüt Şahbaz’a, İnsan Haklarına Katkı Ödülü Karabağ-Azerbaycan Göç ve Mülteciler Bakanlığı Bakan Müşaviri Nesimi Nerimanov’a Toplumsal Duyarlılık Ödülü Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven’e verildi. Sinema Sanatına Katkı Ödülünü sırasıyla; Azerbaycan Sinema Ajansı, Kazakfilm, Kırgız Cumhuriyeti Kültür, Bilgi, Spor ve Gençlik Politikaları Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü adına Talant Osmanov, Özbekistan Kültür Bakanlığı Sinematografi Ajans Uluslararası İlişkiler Daire Koordinatörü Gofurjon Musaev, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven ve Oğuzhan Türkmen Film Stüdyosu adına Salisalih Bayramov aldı. Ege Üniversitesi 2024 Yılı Vefa Özel Ödülünü Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Fecir Alptekin ve TRT Belgesel Kanal Koordinatörlüğü adına Koordinatör Ahmet Canbaz alırken, Genç Yetenek Ödülü Ruslan İbrahimli’ye, Teknoloji ve Sinema İlişkisi Ödülü 1453 Filmi ile Hamit Keleş’e, Medya Özel Ödülü Anadolu Ajansı adına İzmir Bölge Müdürü Ahmet Caner Baysal’a, Kültürel Hafıza Ödülü Cumhurbaşkanlığı Milli Saraylar Daire Başkanı Dr. Yasin Yıldız’a, Kültürel Miras Ödülü Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal’a, TÜRKSOY Özel Ödülü ise Rejisör Alovov’a verildi. Festivalde yarışan filmlerde ise; Azerbaycan birinciliğini “Voice” filmi ile Zamin Mammadov, Kazakistan birinciliğini “Lullaby” filmi ile Dilshat Rakhmatullin, Kırgızistan birinciliğini “Hope” filmi ile Saule Mukanbetova, Özbekistan birinciliğini “Taste of Grapes” filmi ile Dmitriy Lebedev, Türkiye birinciliğini “Tradition” filmi ile Ali Rıza Bayazıt, Türkmenistan birinciliğini “Ümit” filmi ile İskender Muhammet Annamuhammedov, Uluslararası kategori birinciliğini ise “Goli’s Greatest Adventure/Iran” filmi ile Elika Mehranpoor aldı. Yöresel danslar ve şarkılar katılımcıları coşturdu Ödüllerin verilmesinin ardından festivale destek veren kurum ve sponsorların temsilcilerine plaket takdimi gerçekleştirildi. Etkinlik kapsamında EÜ Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı Ekin Dans Topluluğunun “Zeybek Gösterisi”, Azerbaycan Sema Halk Dansları Topluluğunun “Azerbaycan Halk Müziğinden Potpuri”, “Göçebeler Kırgız Halk Dansı”, Kazakistan “Süyünbay Sazı” Folklor Topluluğu Dansçıları, Özbekistan Namangan Filartmonisi Müzik ve Dans Sanatçıları sahne aldı. Daha sonra tüm ülkelerin sanatçıları sahneye çıkarak Rektör Prof. Dr. Necdet Budak eşliğinde “Anayurdum” parçasını seslendirdiler. Festival tanıtım filminin de gösterildiği törenin sonunda, ödül alanlar, jüri ve katılımcılar hatıra fotoğrafı çektirdi.