KÜLTÜR SANAT - 08 Ocak 2020 Çarşamba 09:20

Ayasofya Camisi’nde süren restorasyon çalışmalarında sona geliniyor

A
A
A
Ayasofya Camisi’nde süren restorasyon çalışmalarında sona geliniyor

Trabzon’da 2013 yılında müzeden camiye dönüştürülen Ayasofya Camisi’nde 2018 yılının Aralık ayında 56 yıl sonra başlatılan restorasyon çalışmaları hızlı bir şekilde devam ederken caminin 2-3 ay sonra ziyarete açılacağı öğrenildi.

Trabzon’da 2013 yılında müzeden camiye dönüştürülen Ayasofya Camisi’nde 2018 yılının Aralık ayında 56 yıl sonra başlatılan restorasyon çalışmaları hızlı bir şekilde devam ederken caminin 2-3 ay sonra ziyarete açılacağı öğrenildi.


Restorasyon çalışmaları nedeniyle önce ziyarete açık tutulan ancak daha sonra ziyarete kapatılan Ayasofya Camisinde çalışmalar aralıksız sürürken, hava şartlarının da iyi gitmesi çalışmaları olumlu yönde etkilediği belirtildi.


Trabzon Vakfılar Bölge Müdürlüğü kontrollüğünde süren çalışmalar kapsamında caminin onarım bedeli 2 milyon 237 bin 628 TL olarak belirlenirken, caminin bir bölümünün ibadete açılacağı bir bölümünün ise gelen ziyaretçilere açık tutulacağı öğrenildi.


Çalışmalar kapsamında çevre düzenlemesi yeniden inşa edilecek olan caminin özellikle kubbe kısmına yapılan çardak dikkat çekerken, çardağın çalışanların işini özellikle yağmurlu havalarda kolaylaştırdığı belirtildi.


Fatih Sultan Mehmet Han’ın 1461 yılında Trabzon’u fethinin ardından camiye dönüştürülen Ayasofya Camii, 1958-1962 yılları arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Edinburg Üniversitesi’nin işbirliği ile restore çalışmalarının ardından 1964 yılından sonra müze olarak hizmet vermeye başladı. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından Ayasofya’nın müze olarak değil de cami olarak hizmet vermesi için açılan dava 2012 yılında sonuçlanarak, freskleri asma tavan ve perdelerle kapatılan Ayasofya 28 Haziran 2013 tarihinde uzun yıllardan sonra ilk kez namazın kılınmasıyla ibadete açıldı. 5 Temmuz 2013 tarihinde ilk cuma namazının kılınmasıyla resmen ibadete açılan Ayasofya, 56 yıl sonra restore edilmeye başlandı. Restore çalışmaları kapsamında Vakıflar Genel Müdürlüğü Ayasofya’nın freskleri için uygun bir çözüm üreterek en az müdahale mantığıyla hat levhaları ve tablolar koyarak fresklerinin kapatılmasını sağladı. Yapı sağlığının sürekli olarak izlenmesi adına ise esere yerleştirilen ivmeölçerler yardımıyla gerçek zamanlı titreşim kayıtları alınarak oluşacak değişikliklerin izlenerek hasarların büyümeden önlen alınması hedeflendi. Planlanan bu sistem, bölgedeki tarihi eserlerdeki ilk uygulamaları olma özelliğini taşıyacak.



Kral I. Manuel tarafından yaptırıldı


Yapı, Trabzon İmparatorluğu’nu kuran Komnenos ailesinden Kral I. Manuel tarafından 1250-1260 yılları arasında yaptırıldı. Bir manastır kilisesi olan ve ’Kutsal Bilgelik’ anlamına gelen Ayasofya, Fatih Sultan Mehmet Han’ın 1461 yılında Trabzon’u fethinden sonra bir minber ve müezzin mahfili eklenerek camiye dönüştürüldü. I. Dünya Savaşı sırasında Trabzon’u işgal eden Rus ordusu tarafından depo ve askeri hastane olarak kullanılan yapı, savaş sonrasından 1959 yılına dek cami olarak kullanıldı. 1959-1964 yılları arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Edinburgh Üniversitesinin ortak çalışmalarıyla restore edilen tarihi yapının freskleri ortaya çıkartıldı. 1964 yılında müze haline getirilen Ayasofya, 3 Haziran 2013 tarihinde Kültür Bakanlığı tarafından Vakıflar Genel Müdürlüğüne teslim edildi. Ardından mahkeme kararları ve vakıf kaydı dolayısıyla Ayasofya, 28 Haziran 2013 Cuma günü 49 yıl sonra yeniden müslümanların ibadetine açılmıştı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Baklava yapımını kolaylaştıran makineler talep görüyor Baklava üretiminin kalbi olan Gaziantep’te, baklavacı makinesi tamir ve satışı yapan usta Mehmet Cihan, baklava yapımını kolaylaştıran makinelerine olan ilginin son zamanlarda arttığını belirtti. Geleneksel tatlı baklavanın üretim sürecini hızlandıran ve daha az emek gerektiren bu makineler, hem ev kullanıcıları hem de profesyonel üreticiler tarafından tercih ediliyor. Usta Cihan, Makinelerin, baklava yapımında en zorlu adımlardan biri olan yufka açma işlemini otomatikleştirdiğini ve bu sayede, daha hızlı ve standart kalitede üretim yapmanın mümkün olduğunu ifade etti. Baklava sektöründe yaşanan bu teknolojik gelişme, Gaziantep’teki baklavacıların işlerini büyütme ve daha geniş pazarlara ulaşma şansını artırıyor. “Baklavacılar için büyük bir avantaj oldu” Baklava makinesi hakkında bilgi veren Cihan, “Çocukluğumdan beri tamir işlerine ilgim vardı. Önce baklavacı ustasıydım. Yanıma gelen baklava makinası yapan ustaların eline bakarak makine tamirciliği mesleğini çözdüm. Türkiye’nin yüzde 50’sine hizmet vermekteyiz. Sahada çalışanlarımız var. Baklavacılıkta makine tamircisi eksikliğini gördüm. En iyi şekilde makine tamirciliği yapmak istedim. Bu makineler tatlı ve baklava yapıyor. Baklavacılar için büyük bir avantaj oldu. Süre sıkıntısı yaşamadan baklavayı kısa sürede yapmayı kolaylaştırıyor. Ramazan öncesi ve ramazan sonrası baklava makinesine ilgi çok fazlaydı. Bu yoğunluk hala devam ediyor. Çünkü baklavacı ve tatlıcılar için büyük bir avantaj bu makineler” diye konuştu.
Ankara Palandöken: “Perakende yasası tüketiciyi enflasyondan korur” Enflasyonla mücadeleden randıman alabilmek için Perakende Yasası’nın zaman kaybedilmeden düzenlenmesi gerektiğini ifade eden TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Perakende yasası tüketiciyi enflasyondan korur. Herkes kendi işini yaparsa rekabet edebilme şansı doğar” dedi. Herkesin kendi işini yaparak rekabet edebilme şansı olması gerektiğinin altını çizen Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Tedbirin en başta alınması lazım. Yani göç yolda düzelir mantığı bu enflasyonun baskılanmasına, yapılan bu kadar çalışmanın heba olmasına mani olamıyor. Herkes kendi işini yapacak ve rekabet edebilme şansı olacak. Esnafı siz mağazanızda tezgâhtar, çiftçiyi tarlada işçi yaparsanız, enflasyonun önlenmesi ile ilgili tedbirleri yasal zorunluluk haline getirmezseniz her şey heba olur. Yazın deniz malzemesi, ilkbaharda badana, boya, hırdavat malzemesi, sonbaharda okulların açılmasıyla birlikte kırtasiye malzemesi gibi 415 meslek dalını ilgilendiren tüm ürünler tek bir yerde satılırsa fiyatların düşmesini beklemek gerçekçi olmaz. Yapılacak şey belli. Anayasa’nın 173. Maddesinde belirtildiği gibi devletimiz esnaf ve sanatkarı koruyucu tedbirleri vakit kaybetmeden almalıdır” diye konuştu. “Mesleki eğitime önem verilmesi baba ocağında olur” Usta çırak ilişkisinin ve Ahilik kültürünün olmadığı sistemde enflasyonla mücadelenin mümkün olmadığını ifade eden Palandöken, “Esnafın çalıştığı alanlardaki tüm iş kollarında usta çırak ilişkisinin olmadığı yerlerde fiyatları aşağı çekmek mümkün değil. 900 yıldır süregelen Ahilik felsefesinin temel amacında ben siftah ettim komşum etmedi deyip ona iş göndermek, alışveriş için yönlendirmek var. Eğer bunun gibi kaliteli ve vasıflı ticaret olmazsa tekelci zihniyetle fiyatlar her gün biraz daha artar. Çünkü tek bir tuşla tüm vilayetlerdeki fiyatları kontrol edebiliyorlar. Konuyla ilgili yapılan çalışmalar var ancak mesleki eğitime önem verilmesi baba ocağında olur. Verilen hizmetin Ahilik kültürüne uygun bir şekilde, çırak-kalfa-usta yetişmesine katkı sağlaması hem kültürümüz açısından hem de enflasyonla mücadele açısından çok önemli” şeklinde konuştu.
Samsun Jandarma suç ve suçluya geçit vermedi Samsun’da İl Jandarma Komutanlığınca Nisan ayında yapılan uygulama ve denetimlerde çeşitli suçlardan aranan 741 şahıs yakalandı, 25 kayıp şahıs bulundu, 79 uyuşturucu ve kaçakçılık olayında 89 şahıs yakalandı, çok sayıda yasaklı madde ele geçirildi. İl Jandarma Komutanlığınca halkın huzuru ve güvenliği, kamu düzeninin sağlanması, suç ve suçlularla etkin mücadele kapsamında 01-30 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilen uygulama ve denetimlerde aranan şahısların yakalanmasına yönelik 140 bin 662 şahıs ile 74 bin 445 araç sorgulandı, 741 çeşitli suçlardan aranan şüpheli ile 25 kayıp şahıs bulundu, 34 adet tabanca, 61 adet av tüfeği, 10 adet kurusıkı tabanca 300 adet mühimmat ele geçirildi. 79 uyuşturucu ve kaçakçılık olayı meydana gelirken, olaylarda 89 şahıs yakalandı, 16 bin 400 adet makaron, 710 gram kubar esrar, 352 adet sentetik ecza hapı, 41 kök kenevir, 41 gram skunk, 4 gram kenevir tohumu, 4 gram metamfetamin ele geçirildi. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce Nisan ayında 1’i FETÖ/PDY silahlı terör örgütü, 1’i DEAŞ silahlı terör örgütü, 1’i DHKP/C silahlı terör örgütü, 1’i PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 4 şahıs yakalanmış, 1 şahıs çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklandı. Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce aynı ayda 11 olaya müdahale edildi, 11 müşteki-mağdur ve 3 şüpheli tespit edildi, ayrıca 8 faili meçhul olay şüphelisinin tespitine yönelik çalışmalar devam ediyor. Terör örgütü propagandası yapmak suçundan 14, uyuşturucu veya uyarıcı maddeye özendirme suçundan 2, trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan 11 açık kaynak araştırma raporu düzenlendi. Trafik Şube Müdürlüğü emrinde görevli Trafik Jandarması Timlerince, 30 günlük sürede yapılan denetim ve kontrollerde 74 bin 687 araç kontrol edildi, 17 araç sürücüsünün sürücü belgesine el konuldu, 404 araç trafikten men edildi, 2 bin 624 araç ve sürücüsüne çeşitli kural ihlallerinden 6 milyon 242 bin 269 TL cezai işlem uygulandı. Bin 353 araç sürücüsüne hız sınırını aşmaktan (radar), 294 araç sürücüsü /yolcuya emniyet kemeri takmamaktan, 115 araç sürücüsüne sürücü belgesiz araç kullanmaktan, 70 araç sürücüsüne seyir halindeyken cep telefonu ile konuşmaktan, 18 araç sürücüsüne alkol veya uyuşturucu maddenin etkisindeyken araç kullanmaktan, 774 araç sürücüsüne diğer maddelerden cezai işlem uygulandı.
Burdur Burdur’da teke ve koçların güzellik yarışması renkli görüntülere sahne oldu Burdur’da her yıl düzenlenen ve gelenek haline gelen Honamlı tekesi ve koçların yarıştığı güzellik yarışması bu senede renkli görüntülere sahne oldu. Burdurlular tarafından yoğun ilgi gören yarışmada ilk üçe giren teke ve koyun yetiştiricilerine ödül takdim edilirken sembolik olarak gerçekleştirilen açık arttırma ile 108 bin TL’ye sayılan bir kuzunun geliri LÖSEV’e bağışlandı.Burdur’da yıllardır düzenlenen ve Teke yöresinin sembolü haline gelen küçükbaş hayvanların yarıştığı Honamlı tekesi ve koç güzellik yarışması bu sene de tarım ve hayvancılık fuarında düzenlendi. Küçükbaş hayvan yetiştiricilerinin yoğun ilgi ile takip ettiği yarışmada Burdur’un farklı ilçelerinden gelen 20 koç ve 24 Honamlı tekesi arasından Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Veteriner Fakültesi akademisyenlerinden oluşan jüri üyeleri tarafından hayvanların vücut ölçüleri, yaşları, boynuz yapısı, ırk özellikleri ve vücut uyumu kriterlerine göre güzellik seçimleri gerçekleştirildi."Görünüm, parlaklık ve et olarak en güzel hayvan benimki"Burdur’un Çavdır ilçesine bağlı Bayır mahallesinden yarışmaya katılan üretici Turgay Çelik yarışma öncesinde yaptığı konuşmada, "Bu işi çocukluğumdan beri yapıyorum. Biz bu işi kar amacı için değil de zevkine, vatana, millete güzel hayvan yetiştirmek için yapıyoruz. Honamlı keçisi besliyoruz. Bizim teke yöremizin önemli bir ırkıdır. 1 yaşındayken canlı ağırlıkları 100- 120 kilo gelir. Az masrafla çok hızlı gelişen bir ırktır bu hayvan. Yarışmada iddialıyız. Görünüm, parlaklık ve et olarak diğer yarışmacılara baktığımda en güzel görünen benim hayvanlarım. İnşallah hayırlısı ile alacağız” dedi.Tek tek seyirci ve jürinin önüne çıktılarYarışmanın başlamasıyla tek tek seyircilerin ve jüri üyelerinin önüne çıkarılan hayvanlar vücut ölçüleri, yaşları, boynuz yapısı, ırk özellikleri ve vücut uyumu bakımından incelendikten sonra yapılan değerlendirme sonucunda dereceye giren hayvanlar seçildi. Yarışmada Honamlı tekesi kategorisinde Yeşilova ilçesinin Çardak köyünden katılan Kamil Akyol’un yetiştirdiği teke birinci, Bucak ilçesinin Kızılkaya Beldesi’nden katılan Kezban Kabaş’ın tekesi ikinci, merkez Bayır köyünden katılan Reşat Çelik’in yetiştirdiği teke ise üçüncü oldu. Merinos koç yarışmasında ise Yeşilova ilçesinin Harmanlı köyünden katılan Kamil Akyol’un yetiştirdiği koç birinci, Yeşilova’nın Gençali köyünden katılan Halil Savaş’ın koçu ikinci, Yeşilova’nın Harmanlı köyünden katılan Oktay Kurtuluş’un koçu ise üçüncü oldu. Dereceye giren yarışmacılara protokol üyeleri tarafından ödülleri takdim edildi.Yarışma sonunca konuşan Honamlı tekesi yarışmasında birinci seçilen yetiştirici Yusuf Sarıca, “Çok mutluyum, çok gururluyum. Bu teke üç yaşında. Üç yıldır besliyorum. Dağda doğal bir şekilde besleniyor. Yarışmaya ilk defa katılıyorum, bir sonraki yarışmalara da mutlaka katılacağım” sözlerini dile getirdi.Merinos koçu yarışmasında birinci seçilen Kamil Akyol ise, "Kendimize ait damızlık işletmemiz var. Anadolu merinosu üretiyoruz. Bütün bölgeye elimizden geldiğince en iyi ve en kaliteli şekilde damızlıklarımızı yetiştirip satıyoruz. Koçumuz birinci oldu. Anlımızın akıyla birinciliği kazandık. Bütün katılımcılara teşekkür ediyorum. Allah herkesin emeğini yağlı yapsın” şeklinde konuştu.Ayrıca yarışmada LÖSEV’e destek olmak amacıyla bir kuzu sembolik açık arttırma ile 108 bin TL’ye satılarak geliri LÖSEV’e bağışlandı.