EĞİTİM - 14 Mayıs 2020 Perşembe 12:10

Akademisyenlerden YÖK’e internet üzerinden yapılacak sınavlar için ‘Kopya’ya karşı yeni not sistemi önerisi

A
A
A
Akademisyenlerden YÖK’e internet üzerinden yapılacak sınavlar için ‘Kopya’ya karşı yeni not sistemi önerisi

TRABZON (İHA) – Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.

TRABZON (İHA) – Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fazıl Kırkbir, Yüksek Öğretim Kurulu’nun (YÖK) Korona virüs salgını sürecinde üniversiteler için aldığı sınavların internet üzerinden yapılma kararının kesinlikle çok doğru bir karar olduğunu, bu kararın akabinde adaletli bir ölçme değerlendirme olması için bazı üniversitelerde uygulanan ortalama usulü, çan eğrisi yada bağıl sistem ve benzeri not sistemlerinin bu süreçte değiştirilmesi gerektiğini söyledi.


Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Fazıl Kırkbir, internet üzerinden yapılan sınavlarda kopya çekmek isteyen bir öğrencinin teknik ve fiziksel imkanlarla takibinin yapılamaması sebebiyle notların çok yükseleceğine vurgu yaptı. Kırkbir “Bir öğrencinin bir dersten başarılı olmasının başka bir öğrencinin o dersten aldığı nota bağlı olduğu sistemlerde bir öğrencinin hak etmeden aldığı yüksek bir not başka bir öğrencinin kalmasına sebep olabilmektedir. Geçenlerde internet üzerinden yapılan açık öğretim ara sınav sonuçları bunun ispatı niteliği taşımaktadır. Açık öğretim ara sınav sonuçlarına bakılırsa geçen seneye göre ara sınav ortalamalarının ne kadar arttığı görülecektir. Şimdi düşünün diyelimki A dersinde ortalama 70 çıktı ama kimse kopya çekmeseydi 45 çıkacaktı. Bu durumda kopya çekmeden 50 alan bir öğrenci kalacak şimdi kopya çekmeyene haksızlık olmuyor mu? Açık öğretim dahil olmak üzere benzer ortalama sistemi uygulayan üniversiteler bu not sistemini değiştirmezlerse internet üzerinden yapılan sınavlarda kopya çekmeyen öğrencilerin bu şekilde haksızlıkla karşı karşıya kalma ihtimali çok yüksektir. Bu sebeple not sistemlerinin sabit bir ders geçme notu belirlenerek ortalama usulünün kaldırılması yerinde bir karar olacaktır” dedi.



"Bu süreçte tüm üniversiteler için standart not sistemi getirilmeli"


“Bu noktada YÖK aslında tüm üniversiteler için standart bir not sistemi getirirse bütün üniversiteler için aynı zamanda büyük kolaylık olacak ve bazı öğrencilerin uğramış olduğu haksızlıkların engellenmesine sebep olunacaktır” diyen Kırkbir, açıklamalarını şöyle sürdürdü:


“Çünkü bugün ülkemizdeki üniversitelerde birbirinden çok farklı 4-5 tane not ve geçme sistemi kullanılmaktadır. Özellikle üniversiteler arası dikey ve yatay geçişlerde ayrıca yüksek lisans ve doktora başvurularında bu farklı not sistemleri zaman zaman sıkıntıya sebep olmaktadır. Örneğin harfli sistemde okuyan bir öğrenci 100 lük sistemde eğitim veren bir üniversiteye yatay geçiş yapınca notlarının çevrilmesi her zaman çok kolay ve adaletli olmayabilmektedir. Aynı şekilde kendi mezun olduğu okuldan farklı bir not sistemi ile not veren bir üniversiteye yüksek lisans ya da doktora için başvuran bir öğrencide zaman zaman sıkıntı yaşayabilmektedir. Ayrıca harfli sistemde okuyan iki öğrenci diyelim ki ‘AA’ notunu aldı bu ‘AA’ notunu bir öğrenci 100 alarak diğer öğrenci 90 alarak almış olabilir aralarında 10 puan fark olmasına rağmen bu aralarındaki fark harfe dönüşürken ortadan kalkmaktadır. Bu sonuç olarak 100 alan öğrenci için haksızlıktır. Bu ve buna benzer sıkıntı ve haksızlıkların ortadan kalkmasına sebep olmak için tüm üniversitelerde standart 100 lük bir not sisteminin kullanılması çok faydalı olabilecektir. Özellikle sınavların uzaktan yapıldığı bu günlerde bu sistemin ortalama sistemi olmaması yani her öğrencinin dersten geçme başarısının sadece kendi sınav notlarına bağlı olduğu bir sistem sanırım daha adil olacaktır.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Eyüpsultan’da hatalı park kavgasında canından oluyordu: Sopayla ve bıçakla saldırdılar Eyüpsultan’da hatalı park nedeniyle tartıştığı şahsın ve yakınlarının bıçaklı ve sopalı saldırısına uğrayan minibüs sürücüsü, kendini markete kilitleyerek saldırganlardan korudu. Öfkeli kalabalık taşla ve sopayla minibüse de zarar verirken, o anlar cep telefonu ve güvenlik kameralarına yansıdı. Olay, dün 16.30 sıralarında Eyüpsultan Girne Caddesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Halil İbrahim Odabaşı minibüsünü evinin önüne park etmek istediği sırada başka bir ticari aracın hatalı park ederek, alanı kapattığını gördü. Bunun üzerine otomobilin üzerinde bulunan telefon numarasını arayan Odabaşı, hatalı park eden sürücüden aracını düzeltmesini istedi. Hatalı park eden kişi aracının park yerini değiştirdikten sonra iki sürücü arasında bir tartışma çıktı. Kısa süreli tartışmanın ardından şüpheli olay yerinden ayrıldı. Ancak şahıs, bir süre sonra aralarında kadınların da olduğu akrabalarından oluşan bir grupla olay yerine geri geldi. Bıçaklı saldırgandan tekme ile kurtuldu Sürücü ile birlikte gelen gruptakiler, Odabaşı’na bıçakla ve sopayla saldırdı. Odabaşı, gruptan bir kişinin bıçaklı saldırısından kurtulmak için tekme atıp ardından markete sığındı. Odabaşı, kendini markete kilitleyerek saldırganlardan korudu. Öfkesini atamayan grup, bu sefer de Odabaşı’nın minibüsüne taşlarla ve sopalarla saldırdı. Çevredeki vatandaşların araya girmesiyle sakinleşen gruptakiler dağıldı. Aracı zarar gören Halil İbrahim Odabaşı, emniyete giderek şikayetçi oldu. Şüphelilerin Odabaşı’nın minibüsüne saldırı anları ise cep telefonu ve güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedildi. “Bu bildiğiniz canavarlık” Yaşanan olayın bir canavarlık olduğunu söyleyen Halil İbrahim Odabaşı, “Saat 4 buçuk 5 arası kapıma geldim. Arabayı park ettim. İsimlerini bilmiyorum, plakayı da tanımıyorum. Arabayı ortaya park ettiği için aradım ve arabayı biraz ileri almasını rica ettim. Ortaya park ettiği için iki tarafa da yanaşamıyordum. Sonra bu arkadaş, 20 dakika sonra geldi. Ani bir çıkış yaptı. Sonra geri geri gelip, yanımda durdu. Benimle tartışmaya girdi. ‘Ben 20 senedir burada oturuyorum. Sen beni arayamazsın’ dedi. Ben de bir ricada bulundum, ’Arabanı çek, ben de yanaşayım’ dedim. Kendi aramızda böyle bir tartışma oldu. ’2 dakika sonra görüşeceğiz seninle’ dedi. Bizde burada arkadaşla muhabbet ederken, arkadaşım bana ‘Koş geliyorlar’ dedi. Ellerinde bıçakla geliyorlardı. Zaten kamera kayıtlarında belli. Ben o anda zaten bakkala doğru koşmaya başladım. Genç arkadaşlardan biri ben o anda arabanın etrafında dönerken bıçakla saldıracaktı. O arada çelme taktı, yere düştüm ben. O anda bıçağı sallarken ben onun karnına vurdum. Kendini geri attı. Mahalledeki genç arkadaşlar bunu tutunca ben de can havliyle bakkalın içine kendimi attım. Kapısını kilitledim bir anda. O anda kapıya vurarak ‘Seni öldüreceğim’ dedi. Mahalledeki eş dost araya girince olay sakinleşti. Arabama geldiğimde çok hasar vardı. Kamera kayıtlarını izlediğimde, hanımı çoluğu çocuğu toplayıp katliama gelmiş resmen. Ben arabamın başına gelince şok oldum zaten. Bu bildiğiniz canavarlık. Ben belki orada ayağımla tepki vermeseydin bugün yaşamıyor olabilirdim” şeklinde konuştu.