YEREL HABERLER - 04 Kasım 2012 Pazar 09:44

DEPRESYON KONUSUNDA UYARI

A
A
A
DEPRESYON KONUSUNDA UYARI

Trabzon Özel Yıldızlıgüven Hastanesi`nde görevli Uzman Psikolog Nesrin Naimi depresyon konusunda uyarılarda bulunarak, depresyon geçiren kişilerin ölüm düşünceleri sıklaştığını belirtti.
Depresyona giren kişinin mutsuz, durgun, isteksiz göründüğünü kaydeden Naimi, " Kişi içine kapanır. Hayattan zevk alamayan halsiz, çabuk sinirlenen, kendini gereksiz yere suçlayan, konsantre olmakta zorlanan unutkan bir insan görürüz karşımızda. İş verimi düşer. Arkadaşlarından, dostlarından yakın çevresinden uzaklaşır. Geçmişi de geleceği de olumsuz yorumlar ve algılar. Geçmişte de hep mutsuzluklar yaşanmıştır. Her şey ters gitmiştir şeklinde bir algılama geliştirir. Gelecekte yalnızca hayal kırıklıkları, acılar ve göz yaşları vaat etmektedir. Uyku düzeni bozulur. Uykuya dalamaz, sık uyanır, erkenden kalkar yada tam tersine çok uyur , başını yastıktan kaldıramaz."
Depresyona giren kişide çoğu kez iştahsızlığa bağlı kilo kaybı, bazen de iştah artışına bağlı kilo alımı olduğuna dikkat çeken Naimi, " Depresyon geçiren kişilerde ölüm düşünceleri sıklaşır. Yaşamın anlamı azalmış, acı vermeye başlamış ve taşınması gereken ağır bir yük haline gelmiştir. Ölüm bu acıdan kurtulmanın bir yolu olarak akla gelir. Bu konuda çok dikkatli olmak gerekir.Peki ne zaman yardım alınmalı? Her mutsuzluk her moral bozukluğu depresyon değildir. Depresyonda hissedilenler devamlı, şiddetli ve acı vericidir. Hissedilen olumsuz duygular ve ortaya çıkan değişiklikler kalıcı hale gelmişse ve ayrıca kişinin aile,iş yada özel yaşamını bozuyorsa en kısa zamanda destek alınmalıdır. Bir psikiyatrist yada klinik deneyimi olan bir psikoloğa başvurmalıdır"
TEDAVİ İÇİN BAŞVURMA EN ÖNEMLİ ADIMDIR
Depresyon tedavisiyle ilgili bilgi veren Nami, tedavi için atılan adımın çok önemli olduğunu ifade ederek, "Depresyon geçiren kişinin bu durumu fark etmesi, kabullenmesi ve tedavi için başvurması en önemli adımdır. Danışan kişi ile terapist çeşitli sorunları belirlemek ve anlamak için iyileşmeyi hedef alan bir işbirliği içinde düşünce, duygu ve davranışlar arasındaki ilişkiler konusunda çalışırlar. Depresyonun tedavisinde ilaç tedavisinin yanı sıra psiko terapilerinde önemli yeri vardır. Bilişsel-davranışçı tedavi yaklaşımı tek başına yada ilaç tedavisi ile birlikte depresyonun tedavisinde sıklıkla kullanılmaktadır. Depresyonun tedavisi için geliştirilen, kısa süreli, şimdi-burada, yönelimli, yapılandırılmış bir psikoterapi yaklaşımı olan bilişsel-davranışçı terapi de, danışanın terapiste baş vurduğu sırada yaşanmakta olduğu problemleri üzerinde durup, işlevsel olmayan düşünce ve davranışları değiştirmeye çalışır. Tüm psikolojik bozuklukların altında yatan ortak mekanizmanın, kişinin ruhsal durumunu ve davranışını etkileyen çarpıtılmış yada işlevsel olmayan düşüncelerinin olduğu; bu düşüncelerin gerçekçi bir şekilde yeniden değerlendirilip, değiştirilmesinin, duygularda ve davranışlarda düzelmelerin yol açacağı var sayılır. Daha kalıcı düzelmeler ise, danışanın işlevsel olmayan temel inançlarını değiştirilebilmesine bağlıdır. Toplumsal katılımı ve sosyal etkinlikleri desteklenir, cesaretlendirilir. Depresyona zemin hazırlayan bir stres etkeni varsa bu etkenle baş etme yöntemleri öğretilir. Kişinin çatışmaları ve hastalıklı savunma mekanizmaları yorumlanır"
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Yargılanan eski DHMİ Daire Başkanı Acar: "Hiç kimse benim DHMİ ile olan bağımı kopartamayacak" Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nin (DHMİ) eski daire başkanı Mehmet Cemil Acar, ‘rüşvet’ ve ‘yolsuzluk’ suçlaması ile yargılandığı davada, "Alt düzeydeki birkaç bürokratın adeta intikam alırcasına hareket etmesi sonucu bu dava açıldı. Hiç kimse benim DHMİ ile olan bağımı kopartamayacak" dedi. Ankara 89. Asliye Ceza Mahkemesince görülen duruşmaya tutuklu sanık Mehmet Cemil Acar bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlanırken, taraf avukatları salonda hazır bulundu. Sanık Acar’ın eski eşi tutuksuz sanık Çağla Acar ise duruşmaya katılmadı. Mahkeme hakimi, dava dosyasına gelen evrakı okumasının ardından sanık Acar’a söz verdi. Sanık Acar, "Hiçbir çekincem olmadan 20 yıllık banka hesaplarımın incelemesini istedim. 28 yıl boyunca onur ve şerefimle devlete hizmet ettim, birçok projede görev aldım. Hakkımda en ufak bir soruşturma olmadı. Ben emekli olduktan sonra bu soruşturma yapıldı. Alt düzeydeki birkaç bürokratın adeta intikam alırcasına hareket etmesi sonucu bu dava açıldı. Hiç kimse benim DHMİ ile olan bağımı kopartamayacak. Babamın fabrikası yüzünden bana bir linç yürütülüyor. Şerefim, haysiyetim zan altında bırakıldı" dedi. Avukat ve sanık beyanlarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme, sanık Mehmet Cemil Acar’ın tutukluluk halinin devamına, Acar’ın eski eşi Çağla Acar hakkındaki mevcut adli kontrolün ise devamına hükmetti. Mahkeme, bir sonraki duruşmayı 12 Ocak 2026 tarihine erteledi. Olayın geçmişi Eski DHMİ Daire Başkanı Mehmet Cemil Acar’ın evinde yapılan aramada Acar’a ait kasada 26 kilogram külçe altın, 1 milyon 320 bin dolar ve 121 bin euro bulunmuştu. Soruşturma sürecinde Acar’ın bürokratken çok sayıda gayrimenkul edindiği de Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) tarafından tespit edilmişti.