YEREL HABERLER - 10 Ocak 2012 Salı 12:34

AŞIRI EGZERSİZ YAPMAK KISIRLIK NEDENİ

A
A
A
AŞIRI EGZERSİZ YAPMAK KISIRLIK NEDENİ

Aşırı egzersiz yapmak, dar pantolon giymek, aşırı sıcak çevrede çalışmak ve aşırı kilolar kısırlığa neden oluyor.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Trabzon Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Uzmanı Opr. Dr. Uğur Öztürk, kısırlık konusunda uyarılarda bulunarak "Aşırı sıcak çevrede çalışma, dar pantolon giyme, aşırı kilo gibi nedenler testislerin (erbezleri) ısısını arttırarak kısırlığa neden olabilir. Egzersiz çok aşırı yapılırsa hormon üretimini baskılayarak, azaltıp diğer nedenler gibi kısırlığa neden olabilir" dedi.
Toplumda kısırlık oranı yüzde 10-15 arasında görüldüğüne dikkat çeken Dr. Öztürk, "Kısırlık, üreme fonksiyonunun yerine getirilememesi olarak tanımlanır. Çiftler, herhangi bir koruma önlemi olmaksızın 1 yıl düzenli cinsel ilişkiye rağmen çocuk sahibi olamıyorsa kısırlık söz konusudur. Kısırlık oranı toplumda yüzde 10-15 arasında görülmektedir. Kısırlık problemi kadın ve erkeği eşit oranda etkiler. Kısırlık çiftlerde yüzde 40 erkeğe bağlı, yüzde 40 kadına bağlı, yüzde 10 erkek ve kadın ilişkili, yüzde 10 bilinmeyen sebeplerden meydana gelir. Bu nedenle infertil (kısır) çiftlerin her ikisi de problemi paylaşmalıdır" dedi.
Erkek kısırlığının birçok sebebe bağlı olduğunu kaydeden Dr. Öztürk, "Sperm (döl hücresi) üretim bozuklukları, sperm kanallarındaki tıkanıklıklar, sperme karşı antikor varlığı, hormonal bozukluklar, üreme organlarındaki anatomik (yapısal) problemler, cinsel organlara yönelik cerrahi girişimler veya kazalar, varikosel kısırlığa yol açabilir. Geçirilmiş kabakulak, bazı ateşli hastalıklar, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar üreme yeteneğini etkileyebilir" diye konuştu.
Dar pantolon giyme, aşırı egzersiz gibi durumların kısırlık nedeni olabileceğini belirten Dr. Öztürk, şunları söyledi:
"Aşırı sıcak çevrede çalışma, dar pantolon giyme, aşırı kilo gibi nedenler testislerin (erbezleri) ısısını arttırarak kısırlığa neden olabilir. Çünkü erkeklerde testis vücut dışında olup, ısısı vücut ısısından düşüktür. Ancak bu sayede sperm sayı ve kalitesi korunabilmektedir. Çok uzun süre saatlerce direksiyon başında oturma, masa başında oturma, dizüstü bilgisayar ile oturma sakıncalı olabilmektedir. Mola vermek, arada kalkıp dolaşmak tavsiye edilir. Sigara, alkol ve ilaç kullanımı, kimyasal maddelere maruz kalma, egzersiz alışkanlıkları. Egzersiz çok aşırı yapılırsa hormon üretimini baskılayarak, azalttığından kısırlığa neden olabilir. Cinsel ilişki zaman ve sıklığı, ailede bu tip problem varlığı da önemlidir. İnfertilitenin üstesinden gelmek kolay değildir. Birçok infertil erkek kendisini eksik ve mutsuz hisseder. Ancak infertilite sebeplerinin yüzde 90’ının tedavi edilebildiği ve birçok tedavi seçeneğinin bulunduğu unutulmamalıdır.Polikliniğe gelen çiftlerde, kadın doğum uzmanı bayan hastayı muayene edip araştırıyorsa erkek hastalar da ürolog tarafından muayene edilirler. Testislerin yerinde olup olmadığı, testislerin durumu, sperm kanalları, erbezlerini bulunduran torba içinde varikosel olup olmadığı araştırılır. Prostat muayenesi de yapılmalıdır. Ayrıca vücut yağ ve kıllarının dağılımına bakılır. Spermiogram diye bilinen semen (meni) analizi istenir. En az üç günlük cinsel perhizden sonra alınan semen (meni) değerlendirmeye tabi tutulur. Sperm sayısı değişkenlik gösterebildiği için semen analizi en az 2 kez yapılmalıdır. Burada sperm sayısı, hareketliliği ve şekli değerlendirilir. Bu test tek başına fertilite durumunu göstermez, çünkü burada spermin tüm fonksiyonlarını görmek mümkün değildir. Fakat kısırlığın başlangıç değerlendirmesi için ilk yapılan kolay ve yararlı bir testtir. Semen (meni) analizinde anormallik varsa ilave tetkiklere geçilebilir. Enfeksiyonlar, hormonal bozukluklar çoğu kez ilaç verilerek tedavi edilir.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.