Trabzon’da “uluslararası Coğrafi İşaretler Ve Denetim Mekanizmaları” Semineri

Türk Patent Enstitüsü Başkan Prof. Dr. Habip Asan, Trabzon’da düzenlen “ Uluslarası Coğrafi İşaretler ve Denetim Mekanizmaları” seminerinde yaptığı konuşmada Türkiye’nin coğrafi işaretler bakımından en zengin ülke olduğunu söyledi.
Asan, Avrupa Komisyonu'na “Antep Baklavası”, “Aydın İnciri”, “Afyon Sucuğu” ve “Afyon Pastırması” olmak üzere 4 adet tescil başvurusu yapıldığını belirterek “Antep Baklavası örneğinin de diğer coğrafi işaret sahibi şehirlerimiz açısından önemli bir motivasyon unsuru olacağına inanıyorum” dedi.
Trabzon’da bir otelde düzenlenen seminerde bir konuşma yapan Asan, Türkiye'de 172 adet tescilli coğrafi işaret bulunduğunu ifade ederek, “Dünyada fikri mülkiyet alanında en üst kurum olan Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı ile Enstitümüzün ikili ilişkilerinde son dönemde çok büyük bir ivme yakalamış durumdayız. Bu yakın işbirliğinin bir sonucu olarak son aylarda çok sayıda önemli etkinliği WIPO ile birlikte hayata geçiriyoruz. Geçtiğimiz aylarda WIPO işbirliğiyle İstanbul’da, ülkemizin farklı üniversitelerinden akademisyenlerimizin katılımıyla üniversiteler İçin Fikri Mülkiyet Politikası Rehberi Çalıştayını oldukça başarılı bir şekilde gerçekleştirmiştik. Geçtiğimiz Ekim ayı içerisinde WIPO ile birlikte İstanbul’da çok sayıda ülke temsilcisinin ve ülkemizden konuyla ilgili paydaşların katılımıyla 'Teknoloji Transferi' konulu Bölgesel Danışma Toplantısını ve önceki hafta Konya’da Endüstriyel Tasarımların Uluslararası Tesciline İlişkin Lahey Sisteminin Etkin Kullanımı Semineri’ni başarılı bir şekilde gerçekleştirdik” dedi.
ÜLKEMİZ COĞRAFİ İŞARETLER AÇIDAN SON DERECE ZENGİN
Ülkemizin coğrafi işaretler açıdan son derece zengin bir ülke olduğuna dikkat çeken Asan, “Ülkemiz gerçekten coğrafi işaretler açısından son derece zengindir. Tarih boyunca farklı kültürleri bünyesinde barındıran Anadolu, tarihsel öneminin yanı sıra bereketli topraklarından kaynaklanan ve dış ticaretimizde önemli yer tutan ürünleriyle ön plana çıkmaktadır. Ancak bu zenginlik, değeri bilindiği zaman ve değerini bilecek kişilere ve yerlere ulaştığında bir anlam ifade eder. Nitekim yöre halkı için gündelik hayatın bir parçası olan ve bu nedenle belki de sıradanlaşan bu değerlerin biricik ve vazgeçilmez olduğunu kavramanın, bu potansiyeline saygı duymanın ve hak ettiği değeri vermenin yolu da coğrafi işaretlerden ve coğrafi işaret farkındalığından geçmektedir. Birer tüketici olarak, tükettiğimiz ürünlerin kalitesi ve güvenilirliği konusunda son dönemde çok daha titiz davrandığımız hepimizin malumudur. Özellikle tüketicilerin bilinç düzeyinin artmasına paralel olarak, tüketilen ürünlerin kaynağı giderek artan bir önem kazanmakta ve bu durum coğrafi işaretleri gündeme taşımaktadır. Zira coğrafi işaretler, yöresel özellikli ürünlerin belirli bir bölgeden kaynaklandığını ve sadece o bölgede bulunabilecek karakteristik özellikler taşıdığını ortaya koyan en önemli göstergedir" diye konuştu.
ANTEP BAKLAVASI, AYDIN İNCİRİ, AFYON SUCUĞU VE PASTIRMASI TESCİL YOLUNDA
Antep Baklavası, Aydın İnciri, Afyon sucuğu ve pastırmasının tescil yolunda önemli bir adımın atıldığını kaydeden Asan, “Ülkemizde mevcut durumda 172 adet tescilli coğrafi işaret bulunmaktadır. Kasım ayı itibariyle 219 adet coğrafi işaret başvurusuyla ilgili işlemler de devam etmektedir. Diğer yandan ülkemizden Avrupa Komisyonu'na 'Antep Baklavası', 'Aydın İnciri', 'Afyon Sucuğu' ve 'Afyon Pastırması' olmak üzere 4 adet tescil başvurusu yapılmıştır. Güzel bir gelişme olarak “Antep Baklavası” başvurusunun Avrupa Birliği Resmi Gazetesinde yayınlandığını ve tescil yolunda önemli bir adımın atıldığını söylemek isterim. Bununla birlikte ülkemizdeki coğrafi işaretlerin uluslararası platformlara taşınması için, özellikle AB nezdinde yapılan başvuru sayısının arttırılmasının gerekli olduğunu düşünüyorum. Antep Baklavası örneğinin de diğer coğrafi işaret sahibi şehirlerimiz açısından önemli bir motivasyon unsuru olacağına inanıyorum.Türk Patent Enstitüsü olarak işlemleri devam eden bu başvurularla ilgili gerekli bilgi desteğini sağlamaya çalışıyoruz. Aynı şekilde uluslararası tescil konusunda tüm şehirlerimizin yerel birimlerine her türlü teknik desteği sağlamaya hazır olduğumuzu ifade etmek isterim” şeklinde konuştu.
Asan, konuşmasının son bölümünde coğrafi işaretlere yönelik tüm çalışmaların, bir bütün olarak ele alınması gerektiğine dikkat çekerek “Sonuç itibariyle coğrafi işaretlere yönelik tüm çalışmaları, bir bütün olarak ele almamız gerekiyor. Tanıtım, farkındalık, bilgilendirme, tescil, denetim, koruma ve ticarileşme aşamalarının hiç birisinin diğerlerinden daha az önemli olduğunu söyleyemeyiz. Türk Patent Enstitüsü olarak ülkemizde coğrafi işaretlerle ilgili sistemin parçalarından biriyiz. Bu nedenle sistemin merkezinde yer alan bir paydaş olarak, sistemin bütününe yönelik kapsamlı iyileştirmelerin gerçekleştirilmesini arzuluyoruz.Bu uluslararası seminerin hayata geçirilmesi hususunda gerçekleştirmiş olduğumuz işbirliği, bu arzumuzun bir tezahürüdür. Nitekim açılışını yaptığımız bu seminerin coğrafi işaretlerin uluslararası tesciline imkan veren Lizbon Sistemi konusunda ülkemizdeki bilgi düzeyinin artmasına ve coğrafi işaret denetim sisteminin geliştirilmesine katkılar sağlayacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.