POLİTİKA - 09 Eylül 2023 Cumartesi 20:13

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Aile ve Gençlik Bankası kanun teklifimizi yeni dönemde meclisimize sunacağız”

A
A
A
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Aile ve Gençlik Bankası kanun teklifimizi yeni dönemde meclisimize sunacağız”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Aile ve Gençlik Bankası kurmayı hedeflediklerini belirterek, “Seçim vaatlerimizden biri buydu. Bu konuda da çalışmalara başladık. Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda çalışmaları başlattık. Belli bir aşamaya getirmiş durumdayız. Olgunlaştırdığımızda kanun teklifimizi yeni dönemde meclisimize sunacağız. Aile ve Gençlik Bankasını kuracağız" dedi.


Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, bir dizi incelemelerde bulunmak için Trabzon’a geldi. Kentteki incelemeler ve temasların ardından Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, DSİ 22. Bölge Müdürlüğünde düzenlenen ‘Trabzon İş Dünyası Buluşması’ toplantısına katıldı. Toplantıya Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın yanı sıra Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, AK Parti Trabzon Milletvekilleri, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu ve iş adamları katıldı.


Konuşmasına Fas’ta meydana gelen deprem ile başlayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, depremden etkilenen Faslı vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini iletti. Yılmaz, "Bugün Fas’ta bir deprem yaşandı biliyorsunuz. Faslı kardeşlerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Depremde çok sayıda insanın hayatını kaybettiği anlaşılıyor. Henüz tam rakamlar ortaya çıkmış değil ama her geçen saat yükseldiğini görüyoruz. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara şifa, geride kalanlara sabırlar diliyorum, sağlık diliyorum. Türkiye Cumhuriyeti olarak olayın hemen ilk anından itibaren Faslı yetkililerle ilgili İçişleri Bakanımız ve diğer yetkililerimiz temasa geçtiler. Ve Türkiye Cumhuriyeti olarak elimizden gelen tüm desteği vereceğimizi ifade ettiler. AFAD belli hazırlıklar yaptı. Gerek çadır, gerek gıda, gerek arama kurtarma ekibi olarak ne gerekiyorsa yapmaya hazır olduğumuz ilgili muhataplara iletildi. Fas devletinin talebine bağlı olarak her an yardım etmeye hazır olduğumuzu da tekrar ifade etmek isterim. Afetlerden çok çeken afetlerle çok mücadele eden bir toplum, bir millet olarak her zaman dünyanın neresinde olursa olsun afetzedelerin yanında olduk olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.


Hiçbir zaman millete hayal satmadıklarını dile getiren Yılmaz, “Ülkemizin her bir karışında huzur ve güven iklimini egemen kılma anlayışı içinde terörle mücadelemizi de kararlılıkla sürdürdüğümüzü sürdüreceğimizi bir kez daha ifade etmek istiyorum. Milletimiz için Cumhurbaşkanımız liderliğinde hep büyük hayaller kurduk. Ama hiçbir zaman milletimize hayal satmadık. Her zaman ayakları yere basan programlar, projeler uyguladık. Yatırımlar yaptık. Ülkemizi 21 yılda 3.5 trilyon dolarlık bir yatırımla buluşturduk son 20 yılda. 21 yıldır gerçekçi siyaset, eser ve hizmet siyaseti yaptık. Ülkemizin asırlık eksikliklerini tamamlama gayreti içinde olduk. Cumhuriyetimizin 100. yılına, insanımızın daha büyük umutlar ve daha büyük hedeflerle girmesi için çalışmaya devam ediyoruz. Biz bu yeni yüzyılı Türkiye yüzyılı olarak isimlendiriyoruz. Bütün toplumsal kesimlerimizle, bütün illerimizle, bölgelerimizle hangi siyasi görüşten olursa olsun, her kesimle birlikte inşa edeceğimiz ve Türkiye’yi çok daha yükseklere taşıyacağımız bir yüzyıl olmasını hedefliyoruz” diye konuştu.



“Kurda Belli bir artış oldu. Tekrarlayacak bir artış değil bu”


Son 20 yılda Türkiye’nin dünyanın 2 puan üstünde büyüme performansı gösterdiğini vurgulayan Yılmaz, “Bir taraftan zor bir dönemden geçtiğimizde kabul etmek durumundayız. Dünya hala pandeminin etkilerini tam olarak atlatabilmiş değil. Son 20 yıllık döneme baktığınızda Türkiye ekonomisi son 20 yılda yüzde beş buçuk ortalama bir büyüme kaydetti. Dünya ekonomisiyse 3.6 civarında bir büyüme kaydetti. Yani son 20 yılda Türkiye dünyanın 2 puan üstünde aşağı yukarı bir büyüme performansı gösterdi. Bir yıl için bu çok önemli değil diyebilirsiniz. Ama 20 yıllık bir ortalamada bunu başaran bir ülkenin dünyadaki konumunu nereden nereye taşıdığını da hesaplayabilirsiniz. Son yıllarda yalnız dünyada büyümede bir yavaşlama var. İçinde bulunduğumuz yıl yüzde 3 civarında dünyada bir büyüme bekleniyor. Önümüzdeki yıllarda da öyle. Yani ortalama 3.6’dan 3’lere düşmüş durumda dünya büyümesi. Dünya ticareti de aynı şekilde çok daha hızlı gelişirdi. Ama son yıllarda büyümenin bile bu yıl altına düşmesi bekleniyor. Yüzde 2 civarında dünya ticaretinde bu yıl bir artış beklentisi var. Dolayısıyla dünyada ekonominin pek iyi bir durumda olmadığını rahatlıkla ifade edebiliriz. Diğer taraftan maalesef Ukrayna Rusya savaşı gibi jeopolitik olumsuz gelişmelerini de yaşandığını Görüyoruz. Avrupa’yı da derinden etkileyen büyük bir savaşın, büyük bir çatışmanın yaşandığını, enerji ve gıda başta olmak üzere birçok emtia fiyatının da bu gelişmelerden etkilendiğini hep birlikte görüyoruz. Bunların ötesinde ülkemizin yaşadığı büyük bir deprem var. Bu yıl geçici olarak yükseliş var. Bu geçiş sürecinden kaynaklanıyor politikalarımızda. Belli bir geçiş süreci yaşıyoruz. Kurda Belli bir artış oldu. Tekrarlayacak bir artış değil bu. Bir birikmiş bir ihtiyaç vardı diyelim. O açığa çıkmış oldu. Bundan sonra daha dengeli bir gidişat olacaktır. Bir taraftan da ücretlerde enflasyonun üzerinde yaptığımız artışlar bütçe açısından aldığımız tedbirler bunların bir miktar enflasyona olumsuz yansımaları oldu. Ancak enflasyonu da gelecek yıldan başlayarak bir kontrol altına alacağız” şeklinde konuştu.



“Her şeyin dozajı var”


Türkiye’nin satın alma gücü paritesiyle dünyanın 11. büyük ekonomisi olduğuna dikkat çeken Yılmaz, “Bunun planlı, programını yapmış durumdayız. Bir taraftan Merkez Bankamızın politikaları diğer taraftan Maliye politikalarımız ve yapısal reformlarımızla bu hedefimizi de gerçekleştireceğiz. Bunun çok detaylı halini orta vadeli programımızı da bulabilirsiniz. Bu ikinci amacımız. Birincisi afetin yaralarını sarmak. İkincisi enflasyonu tek hanelere düşürmek. Üçüncü amacımız bunları yaparken büyümeyi ve istihdamı devam ettirmek. Cumhurbaşkanımız hep altını çiziyor. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracatla cari açığı belli bir düşük seviyeye çekerek büyümemizi istikrarlı bir şekilde sürdürmek. Bu çerçeveyi de yine orta vadeli Programımızda esas aldık. Belki bir miktar büyümede düşüş olacak ama size az önce de arz ettim. Dünyada zaten genel bir düşüş var. Dünyada yüzde 3’lere düşmüş durumda büyüme. Biz bu dönemde ortalama 4.5 bir büyümeyi yakalayacağımızı düşünüyoruz. Yine dünyanın 1.5 üzerinde bir büyümeyle gidebileceğimizi düşünüyoruz. Büyümedeki orandan daha önemli olan büyümenin kalitesi. İçeriği, kompozisyonu nasıl ifade ederseniz, büyüme yaklaşımımızda tüketim ağırlıklı değil, yatırım ve ihracat ağırlıklı bir büyümeyi öngörüyoruz. Bu da enflasyon üreten değil, enflasyonu daha bir aşağı çeken bir büyüme yaklaşımını ifade ediyor. Tüketim kötü bir şey değil elbette. Elbette refah için tüketim olacak. Ama her şeyin dozajı var. Aşırıya gittiği zaman hiçbir şey faydalı olmuyor. İthalatı arttırıcı olabiliyor. Dolayısıyla bizim önümüzdeki dönem büyümemiz, yatırım ve ihracat odaklı bir büyüme şeklinde tasarlandı. Bu üçüncü hedefimiz dördüncü hedefimiz de bütün bunları ne için yapıyoruz? İnsan için yapıyoruz. Ekonomi insan için, insan yoksa ekonomi de yok. Kalkınmanın, büyümenin, ekonominin amacı insana hizmet olduğu gibi en temel aracı da yine insan. Dolayısıyla bu programımızın en temel amacı, nihai amacı sosyal refahı arttırmak, sosyal adaleti güçlendirmek ve ülkemizi, insanımızı kalıcı bir şekilde refahını arttıran bir konuma yükseltmek Dolayısıyla en temel amacımız bu. Bunun da politikalarını yine orta vadeli programda görebilirsiniz. Vergi reformu anlayışımızdan eğitim, mesleki eğitim konusunda yapacaklarımıza afetle ilgili konulardan çevre konularına, birçok konu sosyal refahı arttırıcı konuya da orta vadeli programda yer vermiş durumdayız. Değerli arkadaşlar orta vadeli programla ilgili bazı göstergeleri de paylaşmak isterim sizinle. Bu yıl 2023, artı 3 yıl demek, orta vadeli program. 2023, 2024, 2025, 2026 yani izleyen üç yıl. Bu içinde bulunduğumuz yılın da rakamlarını güncelliyoruz. Üç yıla ilişkin de politikalarımızı, tahminlerimizi koyuyoruz. 2023 yılındaki tahminimize göre ilk defa tarihimizde 1 trilyon doların üstüne çıkacağız bu sene. Aslında şu anda bile hesapladığımız geçmişe dönük 12 aylık bir hesap yaptığımızda 1 trilyon doları aşmış durumdayız. Bu Türkiye için bir ilk oldu. Satın alma gücü paritesiyle dünyanın 11. büyük ekonomisiyiz. Bu yeni rakamla ulaştığımız nominal dolarla 1 trilyonun üzerindeki dolar büyüklüğüyle 17. büyük ekonomi konumundayız. Nominal dolar bazında. Son 20 yılda az önce söyledim. Dünya 5.5 büyürken biz 3.6 büyüdük. 4.5 ortalamayla yine önümüzdeki 3 yıl büyümeyi öngörüyoruz. 2026’ya geldiğimizde 1.3 trilyon doların üstünde Ekonomik büyüklüğe ulaşacağımızı tahmin ediyoruz” ifadelerini kullandı.



“2026’da ihracatta 300 milyar doları aşacağımızı tahmin ediyoruz”


Kişi başına gelirin 14 bin 885 dolara ulaşacağını öngördüklerini belirten Yılmaz, “Bu da önemli bir kritik eşiği aşacağımızı gösteriyor. Dünya Bankası’nın bir sınıflandırması var. Ülkeleri düşük gelirli ülkeler. Alt Orta gelir, üst orta gelir ve yüksek gelirli ülkeler şeklinde sınıflandırıyor Dünya Bankası. Orada 13 bin 845 dolar gibi bir eşik değer var. Bunu geçtiğiniz zaman yüksek gelirli ülkeler sınıfına girmiş oluyorsunuz. İşte Türkiye 2026’da sağlayacağı gelişmelerle İnşallah bu dönemde yüksek gelirli ülkeler ligine adım atmış olacak. Aşağılardan belki başlayacağız ama o lige geçmiş olacağız. Bu dönemde yine istihdamı ihmal etmeyeceğimizi ifade etmiştim. Genç ve kadın girişimciliği istihdamı başta olmak üzere Birçok politikayla istihdamı büyümeyle ve diğer destekleyici politikalarla arttırmaya devam edeceğiz. Program döneminde ilave 2.7 milyon istihdam olacağını hesaplıyoruz. Yıllık aşağı yukarı 900 bin civarında istihdam artışı bekliyoruz Bu rakamlara çok sayıda başka rakam ilave edilebilir ama temel rakamlar olarak bunları ifade edebilirim. Belki buna ilave ihracatı ve turizmi de söyleyip tamamlayabilirim. 2026’da ihracatta 300 milyar doları aşacağımızı tahmin ediyoruz. Bu sene 255 milyar dolar olacak diye bekliyoruz. Dolayısıyla ilk defa 300 milyar dolar sınırını 2026’da aşacağımızı öngörüyoruz ihracat olarak. Turizm gelirleri bakımından ise 2026’da 70 milyar doların üstünde bir turizm beklendiğimizi ifade edebilirim. Trabzon’un inşallah Doğu Karadeniz’in de daha fazla katkısının olacağına yürekten inanıyoruz. Sahip olduğu muhteşem güzelliklerle, tabiat turizmiyle mutlaka Trabzon’un da buna bu hedeflerimize ciddi katkısı olacağını ifade etmek istiyorum” dedi.



“Aile ve Gençlik Bankası kanun teklifimizi yeni dönemde meclisimize sunacağız”


Aile ve Gençlik Bankası çalışmalarının belli bir aşamaya getirildiğini söyleyen Yılmaz, “Karadeniz’de yeni gaz, petrol aramaları, imkanları biliyorsunuz. Bu konularda da önemli gelişmeler sağladık. Bu çerçevede de bir Aile ve Gençlik Bankası kurmayı hedefliyoruz. Seçim vaatlerimizden biri buydu. Bu konuda da çalışmalara başladık. Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda çalışmaları başlattık. Belli bir aşamaya getirmiş durumdayız. Olgunlaştırdığımızda kanun teklifimizi yeni dönemde meclisimize sunacağız. Aile ve gençlik bankasını kuracağız. Ve aşama aşama bunu etkili bir hale getireceğiz. Gerek doğal gazdan, gerek petrolden, gerekse madenlerden gelen birtakım gelirleri belli bir yüzdesini bu bankamıza aktararak buradan yeni evlenen çiftlere destek olacağız. İleri ki dönemlerde belki genç girişimcilere buradan daha fazla destek olma imkanlarını da araştıracağız” şeklinde konuştu.



“Bindiğimiz dalı kesmemeliyiz”


Doğu Karadeniz Bölgesi’nin kıymetinin bilinmesi gerektiğini dile getiren Yılmaz, “Burası Doğu Karadeniz hakikaten cennet gibi bir bölge ben geçmişte Kalkınma Bakanı olarak geldiğimde de hep şunu ifade ederdim. Biraz hani şaka yollu diyelim buradaki insanımız cennete gittiğinde yabancılık çekmeyecek diye ifade ediyordum ben doğrusu. Hakikaten cennet gibi bir bölgedeyiz. Ama bu bölgenin kıymetini bilmemiz lazım sürdürülebilirlik, tekrar ediyorum. Sürdürülebilirlik çok çok kıymetli bir şey. Bindiğimiz dalı kesmemeliyiz. Var olan değerleri, güzellikleri çok ciddi bir şekilde korumalıyız. Tabii ki kullanmalıyız ama koruma, kullanma dengesini gözeterek kullanmalıyız. Bunu yaptığımız zaman hem bu değerler gelecek nesillere kalmış olacaktır hem de daha katma değeri yüksek bir turizmi de inşa etmiş olacağız. Bu sene 1 milyona yakın bir turist bekliyoruz. Bir taraftan da eğitim turizmi, sağlık turizmi gelişiyor. Binlerce yabancı öğrenci var. İnşallah daha fazla sağlık turizmi de olur. Ama en önemlisi tabii yeşil yol dediğimiz yayla turizmi. Burayı da tekrar bir ifade etmek istiyorum. Belki yanlış algılandı bir dönem. Burası marka bir tabiat turizmi güzergahı bizim çıkış amacımız oydu. Devlet Planlama Teşkilatındayken çalıştığımız bir projeydi. Faruk Nafiz Özak Bakanımızla birlikte çalışmıştık o dönem. Kendisi burada. En heyecanlı savunucularından biriydi gerçekten. Ona da huzurunuzda teşekkür ediyoruz. İyi bir ekiple çalışılmıştı. Amaç şuydu. Belli bir güzergahı uluslararası bir markaya dönüştürmek. Nasıl mavi yol diye bir denizlerimizde güzergahlar varsa Yeşil Yol güzergahımız olsun. Uluslararası bir marka olsun. Belli bir uluslararası standardı olsun. Burada Tabiatla uyumlu kesinlikle tabiatla uyumlu bir yol yapılsın. Yaylalar arasında yerel malzeme kullanılsın, yerel mimari kullanılsın. Ve bu güzergah boyunca iyi bir kaliteli bir destinasyon oluştursun. yerel düzey turistler geldiği zaman da ve Yurt içinden ziyaretçiler geldiği zaman da çok güvenli, konforlu, kaliteli bir tabiat turizmi yaşansın. Katma değeri yüksek bir turizm olsun. Hedef buydu. Bu yönde de epey bir çalışma var. Yürütüldü. Belli bir noktaya gelindi. Önümüzdeki dönem inşallah bu konuda geçmişi de iyi değerlendirerek tekrar masaya yatırarak daha farklı açılımlar da yapılabilir diye inanıyorum” ifadelerini kullandı.


Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın konuşmasının ardından toplantı basına kapalı olarak gerçekleştirildi.



Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Aile ve Gençlik Bankası kanun teklifimizi yeni dönemde meclisimize sunacağız”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Zeytinburnu’nda 14. Fotoğraf Yarışması’nın kazananları ödüllerini aldı Zeytinburnu Belediyesi tarafından bu yıl 14’üncüsü gerçekleştirilen Fotoğraf Yarışması’nı kazananları düzenlenen törenle ödüllerini aldı. Fotoğrafçılara toplam 420 bin lira para ödülü dağıtıldı. Zeytinburnu Belediyesi’nin gelenekselleşen ‘Fotoğraf Yarışması’nın kazananları düzenlenen törenle ödüllerini aldı. Zeytinburnu Kültür Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen 14. Fotoğraf Yarışması ödül törenine, Zeytinburnu Kaymakamı Adem Uslu, Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy ve fotoğrafçılar katıldı. Törende, dereceye girenlere toplam 420 bin lira para ödülü dağıtıldı. Zeytinburnu’nu en iyi anlatan karelerin kıyasıya mücadele ettiği yarışmada, ‘Serbest’ ve ‘Foto Öykü’ ve ‘Dron’ olmak üzere 3 kategoride eserler katıldı. Zeytinburnu Belediyesi tarafından Türkiye Fotoğraf Vakfı (TFV) desteği ile yapılan 14. Fotoğraf Yarışması’nın seçici kurulunda ise ünlü foto muhabiri Coşkun Aral, fotoğraf sanatçıları İzzet Keribar, Leyla Emektar, Süleyman Gündüz ve Mustafa Yılmaz yer aldı. Seçici kurul, yarışmaya katılan toplam 2 bin 125 fotoğraf inceledi. Öte yandan, dereceye giren fotoğrafların yer aldığı sergi ziyarete açıldı. “Sanat, dünyayı güzelleştirir, sanat bizi değiştirir” Programda konuşan Belediye Başkanı Ömer Arısoy, “Fotoğraf yarışmamız 14’üncü yaşını doldurmuş bulunuyor. Başından itibaren bir kardeşiniz olarak fotoğraf yarışmasının geldiği bu noktayı memnuniyetle izliyorum. Sanat, dünyayı güzelleştirir, sanat bizi değiştirir. Hayata, dünyaya başka türlü bakmamızı sağlar. Mesele Zeytinburnu ve fotoğraf olduğunda iyi bir mercekten iyi bir gözle Zeytinburnu’na bakma imkanı doğar. Her fotoğraf yarışması ve ödül törenine geldiğimizde Zeytinburnu’muzun güzel bir iyi bir gözle çekilmiş olmasından memnuniyet duyuyorum” dedi. “Gerçekten farklı bir bakış açısı” Fotoğraf çekmenin farklı bir bakış açısı olduğunu söyleyen Kaymakam Adem Uslu ise, “Gerçekten farklı bir bakış açısı. Gerçekten kullanılan çok özel bir fotoğraf ve sanatçı tekniğiyle bizim çıplak gözle baktığımızda çokta özellikler, gördüğümüz ya da göremediğimiz fotoğraf sanatçısı dokunuşuyla bambaşka bir boyuta taşındı. Aslında o fotoğrafı çekilen nesnenin, eserin, binanın, parkın, meydanın bambaşka bir boyutu olduğunu fotoğraf sanatçılarımız bize gösteriyor” şeklinde konuştu.
İzmir Trendyol Süper Lig: Göztepe: 2 - Adana Demirspor: 0 (İlk yarı) Trendyol Süper Lig’in 15. haftasında Göztepe, sahasında Adana Demirspor ile karşılaşıyor. Müsabakanın ilk yarısı ev sahibi ekibin 2-0 üstünlüğüyle tamamlandı. Maçtan dakikalar (İlk yarı) 13. dakikada gelişen kaleci Eren ile karşı karşıya kalan Juan’ın şutu Deniz’den sekti. Tekrar topla buluşan Juan pasını Tijanic’e aktardı. Bu oyuncunun ortasında Romulo’nun kafa vuruşunda meşin yuvarlak üst direkten döndü. 36. dakikada orta sahada topla buluşan Tijanic’in pasında kaleci eren karşı karşıya kalan Romulo, bomboş durumdaki Juan’a pas verdi. Bu oyuncunun boş kaleye şutunda top yandan dışarı çıktı. 37. dakikada Adana Demirspor’da sağ kanatta Göztepe defansının pas hatasında topla buluşan Yusuf Sarı’nın attığı şutunda kaleci Lis meşin yuvarlağı kurtardı. 39. dakikada Tijanic’in sol taraftan ceza sahasına sokulan Romulo’nun ortasında ceza sahası içinde Juan’ın meşin yuvarlağı filelere gönderdi. 1-0 42. dakikada Djalma’nın pasında ceza sahası dışından Romulo’nun sert şutunda top ağlara gitti. 2-0 Hakemler: Ali Şansalan, Hakan Yemişken, Mehmet Salih Mazlum Göztepe: Mateusz Lis, Taha Altıkardeş, Heliton, Malcom Bokele, Djalma Silva, Ogün Bayrak, Victor Hugo, Anthony Dennis, David Tijanic, Juan, Romulo Yedekler: Arda Özçimen, Emircan Seçgin, İsmail Köybaşı, Koray Günter, Nazım Sangare, Kuryu Matsuki, İzzet Malak, Novatus Miroshi, Doğan Erdoğan, Datro Fofana Teknik Direktör: Stanimir Stoilov Adana Demirspor: Eren Dönmezer, Jovan Manev, Abdulsamet Burak, Tolga Kalender, Yusuf Sarı, Tayfun Aydoğan, İzzet Çelik, Maestro, Yusuf Barası, Ali Yavuz Kol, Arda Okan Kurtalan Yedekler: Vedat Karakuş, Bünyamin Balat, Aksel Aktaş, Burhan Ersoy, Florent Shehu, Nabil Alioui, Abat Aimbetov, Ozan Demirbağ, Osman Kaynak, Ahmet Yılmaz Teknik Direktör: Mustafa Dalcı Goller: Juan (dk. 39), Romulo (dk. 42) (Göztepe) Sarı kartlar: Ogün Bayrak (Göztepe), Tayfun Aydoğan (Adana Demirspor)
Gaziantep Engellerin başarı ve heyecana dönüşüm yolculuğu SANKO Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi (SBF) Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanlığı ile Fizyoyaşam Kulübü iş birliğinde“3 Aralık Dünya Engelliler Günü” kapsamında “Engellerin Başarı ve Heyecana Dönüşüm Yolculuğu” konulu etkinlik düzenlendi. SANKO Üniversitesi SBF Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nevin Ergun, engelli sporcuların elde ettikleri başarılara dikkat çekerek “Hiçbir engel, başarıya engel değildir” dedi. SBF Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanlığının yanı sıra Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu ile Türkiye Milli Paralimpik Komitesi’nde Sağlık Kurulu Başkanı olarak uzun yıllar görev yapan ve bir fizyoterapist olarak 2000 yılının başından itibaren Türkiye’nin katıldığı paralimpik oyunlarında sporculara gönüllü olarak destek veren Prof. Dr. Ergun, yaşadığı deneyimlerini katılımcılarla ve öğrencilerle paylaştı. Dünyada engelli bireylerin karşılaştıkları zorlukların sadece kendilerini değil ailelerini de yakından etkilediğine değinen Prof. Dr. Ergun,şunları kaydetti: “Sadece spor alanında değil her alanda mesleki rehabilitasyon için engelli çocuğu olan aileler içinde bulundukları durumun farkında olup, çocuklarının yetkinliklerini iyi analiz etmelidir. Bu durum onların gelişimi ve topluma kazandırılması için son derece önemlidir. Bunun yanı sıra toplumsal farkındalık da ihmal edilmemeli ve onlara hak ettikleri değeri göstermeliyiz.” SANKO Üniversitesi Hastanesi Anadolu Toplantı Salonu’nda düzenlenen ve sunuculuğunu SANKO Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü 2’nci sınıf öğrencisi Nisa Kaya’nın yaptığı etkinliğe, SANKO Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Güner Dağlı, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Murat Akkın, SBF Dekanı Prof. Dr. Türkan Pasinlioğlu, Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ayşen Bayram, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.
Eskişehir Penbegül teyze akan çatısına yardım bekliyor Eskişehir’de 79 yaşındaki Pembegül Tugay’ın oğluyla birlikte yaşadığı evin çatısı yaklaşık 1 sene önce çökerken, kartonlarla kapatmaya çalıştıkları büyük delikten gelen soğuk yaşlı kadının hayatını zora sokuyor. Tepebaşı ilçesi Yeşiltepe Mahallesi’nde 58 yaşındaki oğlu ile yaşanan 79 yaşındaki Pembegül Tugay’ın evinin çatısı yaklaşık 1 sene önce çöktü. Karton toplayan oğlu ve Pembegül teyze çöken çatı sonrası çaresiz kaldı. Çatıda oluşan deliği kendi imanlarıyla kartonla kapatmaya çalışan anne oğul, yine de evin tavanının akmasına ve soğuğun içerisine girmesine mani olamadı. Oldukça zor şartlarda yaşayan anne oğul evin çatısının yaptırılmasını her şeyden çok istiyor. 2 oğlunu ve eşini toprağa verdi, kızından 20 yıldır haber alamıyor 1966 yılında Almanya’dan eşi ve çocukları ile Eskişehir’e göçen Tugay, yakın zamanda 2 erkek evladı ve eşi vefat ederken kızından ise 20 yıldır haber almadığını belirtti. Yaşadıkları zorluklara rağmen haline şükreden ve sağlığının yerinde olduğunu belirten 79 yaşındaki Pembegül Tugay, sokağındaki bütün kedileri besliyor. “Evin çatısı göçtü o yüzden tuvalet hep soğuk esiyor” Tavanındaki göçükten dolayı, oldukça evin soğuduğunu belirten Pembegül Tugay, yaşadıkları hakkında şöyle konuştu; “Oğlumla beraber yaşıyorum. İki oğlum öldü. Oğlum çalışmıyor, kağıt topluyor. Sadece bir emekli maaşı alıyorum. Evimizin tavanı akıyor ama akmasa daha iyi, o sıkıntımız var. Evin çatısı göçtü o yüzden tuvalet hep soğuk esiyor, çok zorlanıyoruz. Kış da tabii zor. Allah’a şükür hasta değilim sapasağlamım, bir tek tansiyonum var başka hiç hastalığım yok. Evin çatısının yapılmasını isterim, kışın çok zor oluyor. Oğlum her yere karton koydu, evin diğer tarafları da kar yağdığında akıyor. Bu ev bana beyimden miras kaldı. 1 sene sonra 80’e gireceğim, şu an 79 yaşındayım. Oğlum da 58 yaşında. Daha önce oğullarımın biri kalp krizi geçirdi, diğeri de sulama kanalına düştü. Bir tane de kızım vardı kayıp, 20 sene oldu. Hala haber yok. Almanya’da doğmuştu. Biz de eşimle Almanya’da 7-8 sene kaldık. Daha sonra oğlanların okulu var diye, 1966 senesinde geldik. Sadece tavanımızın yapılmasını istiyoruz, kışın çok zor oluyor.”