GÜNDEM - 10 Eylül 2025 Çarşamba 11:45

Dünyanın üçüncü, Avrupa ve Türkiye’nin ise en uzun tünelini yaya olarak geçti

A
A
A
Dünyanın üçüncü, Avrupa ve Türkiye’nin ise en uzun tünelini yaya olarak geçti

Sosyal medyada ’Yayantorun’ olarak bilinen 21 yaşındaki Mahmut Çam, Muğla’dan başladığı yaya Türkiye turu dahilinde Trabzon ile Gümüşhane’yi birbirine bağlayan dünyanın üçüncü, Avrupa ve Türkiye’nin ise en uzun tüneli olan 14,5 km’lik yeni Zigana Tüneli’ni 2,5 saatte yürüdü.


Yaklaşık 5 aydır yürüyerek Türkiye’yi gezen Mahmut Çam’ın yolculuğu, arkadaşlarıyla yaşadığı küçük bir tartışma sonrası başladı. Muğla’dan otostop çekerek yola çıkan ancak araç bulamayınca yürümeye başlayan Mahmut Çam, zamanla bu yolculuğu hayatının merkezine aldı. Gittiği şehirlerde farklı insanlarla tanışan ve hikayesini sosyal medyada paylaşan Çam, yüzlerce kilometreyi adım adım kat ederek Karadeniz’e ulaştı. Karadeniz gezisi kapsamında dünyanın üçüncü, Avrupa ve Türkiye’nin ise en uzun tüneli olan yeni Zigana Tüneli’ne ulaşan Çam, 14,5 kilometre uzunluğundaki tüneli yaklaşık 2.5 saatlik bir sürede yürüyerek tamamladı. Bu anları sosyal medya hesabından paylaşan ’Yayantorun’ lakaplı gezgin, ilginç yorumlar aldı. Kısa sürede binlerce kişi tarafından izlenen videoya, "Biz o tüneli arabayla bile bitiremiyoruz", "Arabayla geçerken bile mola veriyoruz" şeklinde yanıtlar alan Mahmut Çam, bir dünya rekoruna imza attığını belirterek tescili için uğraştığını söyledi.


Türkiye’yi gezmek için bir maceraya atıldığını belirten Mahmut Çam, "Arkadaşlarımla ufak bir tartışmadan sonra mecburen geri dönüşte otostop kullanma gerekti. Otostopa kimse almayınca yürümeye başladım. Baktım yürüyebiliyorum ’Ülkemi niye gezmeyeyim’ dedim. Hiçbir derdim yoktu. O günden beri geziyorum. Muğla’dan başladım. Amacım gezmek olduğu için planımda herhangi bir son koymuyorum. İlk önce Ege, Karadeniz olmak üzere Türkiye’nin dört bir sınırını gezdikten sonra iç kesimleri gezeceğim. Sonrasında yurtdışına açılmayı düşünüyorum. Yaklaşık 5 aydır yürüyorum. Çok fazla anım oldu. Ekstra bir durum olmadığı sürece kesinlikle arabaya binmiyorum. Türkiye’yi gezdikten sonra asıl amacım Afrika kıtasını keyfedebilmek istiyorum. Orada kabile hayatını ve doğal yaşamı görmek istiyorum" dedi.



"2,5 saatlik çok minimum sürede bitirdim"


2.5 saatlik bir sürede tüneli yürüyerek bitirdiğini kaydeden Çam, "Sosyal medya hesabımdan sürekli paylaşımlar yapıyorum. Gezdiğim yerlerdeki tünellerin içerisinden görüntü paylaşarak takipçilerimize hangi tünelde olduğumu soruyordum. Bu akıma ilgi gösterip cevaplamaya çalışıyorlardı. Hangi tüneli paylaşırsam yorumlarda sürekli Zigana Tüneli cevabı geliyordu. İlk başta tünelin 400-500 metresini yürüdükten sonra geri çıktım. İlk videolarda bu gözükmüyor. Yürürken çok fazla mola verirsem daha fazla zehirli gaza maruz kalacaktım. Bu yüzden tüneli tek seferde bitirip zehirli gazı minimum seviyede maruz kalıp bitirmem gerekiyordu. Bu yüzden yanıma su, gıda gibi hiçbir şey almadım. Beynime ‘bu tüneli ne kadar erken bitirirsen o kadar erken su alacaksın’ dedim. Yaklaşık 2,5 saatlik çok minimum sürede bitirdim. O mesafedeki tüneli o sürede başka birinin bitirebileceğini düşünmüyorum" şeklinde konuştu.



"Bu tüneli nasıl yürüyerek bitirdim diye kendimi sorguladım"


Tünellerde böyle bir rekor denemesinin olmadığını belirten Çam, "Türkiye’de Zigana’dan uzun tünel yok. Daha önceden orayı geçen var mı diye baktım. Olmadığını öğrendim. Dünyanın en uzun tünellerinin tamamına baktım onda da yoktu. Bu tüneller zaten yaya trafiğine kapalı. Ben bile geçerken çok zor bir şekilde izin aldım. O yüzden hiçbir tünelde rekor denemesi yok. Zaten Guinness Rekorlar kitabında da böyle bir kategori yok. Kategori olmadığı için Guinness’ten veri alamıyoruz. O yüzden tescili için çabalayacağım. Görüntüleri paylaşınca tünelin yapın aşamasındaki çalışanlardan bizde yürüdük şeklinde mesajlar aldım. Onların yürümesi 5 kilometre gidip oradaki işi halledip o günkü molasını verip ertesi gün gelip aynı yerden bir 5 kilometre daha devam ettiler. Benimki çok farklı bir kategoriye giriyor. Sosyal medyada herkes biz o yolu araba ile bitiremiyoruz. Dönüşte bende araba kullandım hakikaten bitmiyor. Bu tüneli nasıl yürüyerek bitirdim diye kendimi sorguladım. Şarkı söyleyerek tüneli bitirdim" ifadelerini kullandı.



Dünyanın üçüncü, Avrupa ve Türkiye’nin ise en uzun tünelini yaya olarak geçti

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Hidayet Türkoğlu, FIBA Hall of Fame 2026 listesinde onurlandırıldı FIBA, Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu’nu, Hall of Fame’in 2026 yılı listesinde onurlandırdı. FIBA Hall of Fame; basketbola uzun yıllar boyunca sahada, özellikle milli takım düzeyinde sunduğu katkılarla iz bırakan, sporcu kimliğiyle uluslararası basketbol kültürüne değer katan isimleri onurlandıran prestijli bir yapı olarak kabul ediliyor. Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu da Hall of Fame’in 2026 yılı listesinde onurlandırdı. Türkoğlu, bu onura ilk kez bir Türk sporcunun, sporculuk kariyeri ve milli takım kimliği temel alınarak layık görülmesiyle Türk basketbol tarihinde önemli bir ilke imza attı. Türkiye’yi uluslararası basketbol sahnesine taşıyan öncü yöneticilerden Turgut Atakol, Türk basketbol tarihinde FIBA Hall of Fame onuruna, yöneticilik ve basketbolun kurumsal gelişimine sunduğu katkılarla 2007 yılında layık görülmüştü. Hidayet Türkoğlu’nun basketbolculuk kariyeriyle bu listeye dahil edilmesi ise, Ay-Yıldızlı formayla sergilediği istikrarlı performansın, liderliğinin ve Türk basketboluna kazandırdığı mirasın FIBA tarafından tescillenmesi anlamına geliyor. Listenin duyurulmasının ardından Hidayet Türkoğlu, "Dünya basketboluna iz bırakmış, farklı ülkelerden ve jenerasyonlardan değerli isimlerle birlikte FIBA Hall of Fame listesinde yer almak, benim için büyük bir gurur ve onurdur. Ay-Yıldızlı formayla çıktığım her maçta, bu ülkeyi en iyi şekilde temsil etme sorumluluğuyla sahadaydım. Bu yolculuk; sahada birlikte ter döktüğüm takım arkadaşlarımın, beni her zaman ayakta tutan ailemin ve desteğini hiçbir zaman esirgemeyen Türk milletinin ortak emeğinin bir sonucudur. Basketbolu evrensel bir değer olarak büyüten, bu mirası gelecek nesillere taşıyan FIBA’ya, dünya basketboluna verdikleri katkılar için teşekkür ediyorum. Ay-Yıldızlı bayrağımızı böylesine seçkin bir platformda temsil etmek, tarif edilemez bir gururdur" değerlendirmesinde bulundu. Milli Takım formasıyla 1994-2014 yılları arasında 309 kez sahaya çıkan ve 3 bin 475 sayı kaydeden Hidayet Türkoğlu, uzun yıllar A Milli Erkek Basketbol Takımı’nın kaptanlığını üstlenerek Türk basketbolunun en önemli lider figürlerinden biri oldu. Türkoğlu; 2001 Avrupa Basketbol Şampiyonası ve 2010 FIBA Dünya Basketbol Şampiyonası’nda gümüş madalya kazanan tarihi kadroların da parçası olarak önemli başarılara imza attı. NBA’de ilk 5’de maça çıkan ilk, 10 bin sayı barajını geçen tek Türk oyuncu olan Türkoğlu, 997 maçla "NBA’de en fazla maç oynayan Türk basketbolcu" ünvanını da elinde tutuyor. NBA’de Orlando Magic formasıyla 2008’de en iyi gelişme gösteren oyuncu (MIP) seçilen, 2009 NBA finali oynayan Türkoğlu, Magic’te yakaladığı istatistiklerle de kulüp tarihinde unutulmaz bir miras bıraktı. Hidayet Türkoğlu, 21 Nisan 2026 tarihinde gerçekleştirilecek resmi organizasyonla beraber Hall of Fame üyesi olarak Berlin’de onurlandırılacak.
Adıyaman Eşini, kızının yanında öldürüp kayıplara karıştı Adıyaman’ın Kahta ilçesinde önceki gün bir şahıs, boşanma aşamasındaki eşini, kızının yanında bıçakladığı anlar kameralara yansıdı. Şahsın, elini kolunu sallayarak olay yerinden uzaklaşarak gitmesi dikkatlerden kaçmadı. Olay önceki gün Kahta ilçesi Recep Tayyip Erdoğan Caddesi üzerinde yaşanmıştı. Edinilen bilgilere göre, M.A., boşanma aşamasında olduğu 45 yaşındaki eşi Emine Aluç’u sokak ortasında yakalayarak göğsünden ve boğazından bıçaklamıştı. Olay sırasında çiftin yanlarında bulunan ismi öğrenilemeyen kız çocukları da saldırgan tarafından elinden yaralanmış ve küçük kız annesini kanlar içerisinde görerek sinir krizleri geçirmişti. Çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ekipleri ile birlikte çok sayıda polis ekibi sevk edilmiş Emine Aluç, sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından Kahta Devlet Hastanesi’ne kaldırılmıştı. Emine Aluç, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetmişti. Yaşanılan vahşet anlar ise bir vatandaşın cep telefonu kamerasına saniye saniye yansıdı. Yaşanan vahşet anlarda eşini çocuğunun yanında bıçaklayarak öldüren M.A’nın elini kolunu sallayarak soğuk kanlı tavırlarla olay yerinden uzaklaştığı görüntülere yansıdı. M.A.’nın olay yerinden kaçtığı, şahsın yakalanması için polis ekipleri tarafından geniş çaplı arama çalışması başlatıldığı bildirildi. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.