ÇEVRE - 21 Ocak 2020 Salı 10:32

Kahverengi kokarca istilasına ‘Samuray’ çözümü

A
A
A
Kahverengi kokarca istilasına ‘Samuray’ çözümü

Fındık başta olmak üzere 300’den fazla bitkide zarara ve ürün kaybına yol açan ‘Kahverengi Kokarca’ böceği ile mücadelede Türkiye’nin bir an önce harekete geçmesi gerektiği belirtildi.

Fındık başta olmak üzere 300’den fazla bitkide zarara ve ürün kaybına yol açan ‘Kahverengi Kokarca’ böceği ile mücadelede Türkiye’nin bir an önce harekete geçmesi gerektiği belirtildi.


Uzmanlar, bu zararlının anavatanı olan Çin’de yapılan incelemeler sonucunda bu böceğin ‘Samuray arıcığı’ isimli faydalı parazitoid arıcık tarafından kontrol altında tutulduğunu ve önemli zarar yapamadığını belirterek bu faydalı böceğin ithal edilerek biyolojik mücadele çalışmalarının başlatılmasını istiyor.



"Kahverengi kokarca tarımda ciddi ürün kayıplarına yol açıyor"


Konuyla ilgili bilgiler veren Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celal Tuncer, Kahverengi Kokarca zararlısının ülkemize 2017 yılında giriş yaptığını hatırlattı. Tuncer “Bu böcek türü 300’den fazla bitkide zarar yapan çok önemli istilacı bir böcek türüdür. Son yıllarda ABD, Kanada ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkeye yayılmış ve ciddi ürün kayıplarına neden olmuştur. Bazı ülkeler bu zararlı böceği şimdiye kadar karşılaştıkları en önemli istilacı böcek olarak nitelendirmektedir. Halen ülkemizde yaygın olarak Artvin ve Rize ilinde görülmeye başlamış olup, diğer ülkelerde olduğu gibi hızla yayılma göstereceği tahmin edilmektedir. Bu böcek bulunduğu ülkelerde her yıl milyarlarca dolarlık zarara neden olmaktadır. Bu zararlı meyve ağaçları, sebze bitkileri, süs bitkileri ve hububat bitkilerini de içine alan geniş bir ürün grubunu tehdit etmektedir. ABD, İtalya ve Gürcistan’da yaşanan tecrübe bu böceğin fındık için önemli bir zararlı olduğunu ve fındıkta ciddi kayıp ortaya çıktığını göstermektedir. Bu ülkelerde yer yer zarar gören ürün miktarının fındıkta yüzde 60-80’lere ulaşmış olması endişe verici bir durumdur. Bu böcek ayrıca sonbaharda topluca evlere girerek insanların rahatsız olmasına neden olmaktadır” dedi.



"Kimyasal mücadele tek başına çözüm değil"


ABD ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere, bu böcek ile sorun yaşayan ülkelerin zararlıyı kontrol altına almak için kısa vadede ağırlıklı olarak kimyasal ilaçlar kullandığını ancak çok sayıda ilaçlama yapılmasına rağmen bu ülkelerde zararın önüne geçilemediğine dikkat çeken Tuncer “Birçok ülke zararlının uzun vadeli olarak kontrol altında tutulması için Biyolojik mücadele imkanları üzerinde durmaktadır. Zararlının anavatanı olan Çin’de yapılan incelemeler bu böceğin orada Samuray Arıcığı ‘Trissolcus japonicus’ isimli faydalı parazitoid arıcık tarafından kontrol altında tutulduğunu ve önemli zarar yapmadığını göstermiştir. Zararlıya karşı bu faydalı böceğin üretilip salınması üzerinde ABD ve Avrupa’da uzun süredir test çalışmaları yürütülmektedir. Bu ülkelerde son yıllarda kabul edilen mevzuat gereği bu ön test çalışmaları uzun yıllar almaktadır. Fakat bu esnada faydalı parazitoid arıcık söz konusu ülkelere doğal olarak ve kendiliğinden gelmiş bulunmaktadır” diye konuştu.



"Mücadeleye acil başlanılmalı"


“Ülkemizin bu konudaki avantajı; zararlı böceğin şimdilik sadece birkaç ilimize yayılmış olması ve diğer ülkelerin bu konudaki tecrübe ve birikiminden faydalanma imkanına sahip olmasıdır” diyen Prof Dr. Celal Tuncer “Halen yayılma gösteren illerimizde kısa vadeli olarak zararlının artış ve yayılışını engellemek için kimyasal mücadele dahil entegre mücadele anlayışı içinde mücadeleye başlanması acil bir ihtiyaç durumundadır. Ancak, tarımda ve doğada zararlılara karşı yoğun kimyasal ilaç kullanarak mücadele etmek sürdürülebilir bir yaklaşım olarak görülmemektedir. Bu nedenle bu böceğin ülkemizdeki yayılışı ve zararını uzun vadeli olarak kontrol altına almak amacıyla (bu faydalı böceğin ABD ve Avrupa’ daki gibi doğal yollardan gelmesi için uzun yıllar beklemeden ve bu arada ciddi kayba uğramadan) faydalı Samuray Arıcığı’nın ülkemize ithal edilmesinin ve klasik biyolojik mücadele çalışmaları için gerekli sürece başlanmasının acil önem arz ettiği düşünülmektedir” önerisinde bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Metin Öztürk: “Hedefimiz 105 puan ile şampiyon olmak” Galatasaray İkinci Başkanı Metin Öztürk, Y. Adana Demirspor galibiyetinin ardından yaptığı açıklamada, “Hedefimiz tüm takımları yenerek 105 puan ile şampiyon olmak" dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Galatasaray, deplasmanda Adana Demirspor’u 3-0 mağlup etti. Maçın ardından sarı-kırmızılı takımın ikinci başkanı Metin Öztürk, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Galatasaray’ın 15 maç üst üste kazanarak bir rekora imza ettiğini belirten Öztürk, “Tabii ki rekorlar kıymetli ama bizim yolculuğumuz belli, 24. şampiyonluk için gidiyoruz. Önümüzdeki yıl Dursun Özbek Başkanımızın liderliğinde tekrar şampiyon olup 5. yıldızı takacağız. Bu tabii bir hedef. Neticede 19 kıymetli rakibimiz ile oynuyoruz” şeklinde konuştu. “12 puan daha var” 4 maçları daha olduğuna dikkat çeken Öztürk, "4 tane daha maçımız var. Demek ki 12 puan daha var. Yani hiçbir şey garanti değil. Oynayacağımız rakipler arasında küme düşme hattında olanlar var. Bizim gibi şampiyonluk yolumda yarıştığımız Fenerbahçe de var. Bir takımla oynadığınız performans ve aldığınız puanlar aslında diğer takımları da ilgilendiriyor. O yüzden biz gücümüz yettiğince sadece şampiyonluk yolunda değil tüm takımları yenerek ligi planladığımız gibi bitirmeyi hedefliyoruz” sözlerine yer verdi. "Farkı 7 puan olarak algılamak doğru değil" Farkı 7 puan olarak algılamanın doğru olmadığını ve Fenerbahçe’nin henüz maçını oynamadığını kaydeden Öztürk, “Farkı 7 puan olarak algılamak doğru değil. Şu an hala aramızda 4 puanlık bir fark var. Rakibimiz henüz oynamadı. Rakibimiz oynadıktan sonra ne olacağına bakacağız. İster 7 puan olsun, ister 4 puan olsun bizim hedefimiz 105 puan ile şampiyon olmak” ifadelerini kullandı. “Hakem kardeşlerimiz elinden geleni yapıyor, yeter ki kasıt olmasın” Metin Öztürk, ayrıca çok fazla hakem konuşmaya gerek olmadığını, ancak hakemlerin maçları yönetirken niyetlerinin önemli olduğunu kaydetti. Öztürk, “Artık bence çok fazla hakem konuşmaya gerek yok. Yunanistan’da da görüyorsunuz yabancı hakemler var. Orada da Yunan takımları bundan şikayetçi. Herkes elinden geleni yapıyor. Eminim ki hakem kardeşlerimiz de elinden geleni yapıyor. Kasıt olmasın, kötü kalp olmasın. Biz spordan da oynanan futboldan da çok memnunuz. Adana Demir ilk devre inanılmaz bir futbol oynadı. Maç iki tarafa da gitti geldi. Futbol bu, sonucun ne olacağı belli olmuyor” dedi. "Bugün harika bir Mertens resitali izledik" Dries Mertens’in önümüzdeki sezon devam edip etmeyeceğine yönelik soruya da yanıt veren Öztürk, daha sonra şunları söyledi: “Buna karar verecek olan hocamız Okan Buruk ve Başkan Vekilimiz Erden Timur. Ancak bir izleyici olarak şunu söyleyeyim bugün harika bir Mertens resitali izledik. İnanılmaz. İnsan olarak müthiş. Ümit ediyorum ki bu performansını önümüzdeki sene bizimle devam ettirir. Ama devam ettirmese de kalbimiz her zaman onunla. Takımımıza şampiyonluk yolunda diğer futbolcu kardeşlerimiz gibi çok önemli katkı sağlıyor."
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.