ÇEVRE - 27 Haziran 2025 Cuma 09:29

Kendisi küçük, mücadelesi büyük

A
A
A

Karadeniz Bölgesi’nde fındık başta olmak üzere birçok tarım ürününe büyük zarar veren kahverengi kokarca böceğiyle mücadelede önemli bir adım atıldı. Trabzon Orman Bölge Müdürlüğü laboratuvarında üretilen samuray arıları, zararlı böceğin yayılımını durdurmak için doğaya salınıyor.

Fındık üreticilerinin son yıllarda en büyük sorunlarından biri haline gelen kahverengi kokarca, hem ürün verimliliğini düşürüyor hem de kalite kaybına yol açıyor. Kimyasal ilaçlamaların çevresel etkileri ve sınırlı başarısı nedeniyle yetkililer, çözümü biyolojik mücadelede aradı. Trabzon Orman Bölge Müdürlüğü bünyesindeki Orman Zararlılarıyla Mücadele Laboratuvarında yapılan çalışmalar sonucunda ilk etapta binlerce samuray arısı üretildi. Asya kökenli olan samuray arısı, doğada kahverengi kokarca yumurtalarıyla beslenerek böceğin çoğalmasını engelliyor. Zararlının doğal düşmanı olarak bilinen bu arı türü, çevreye zarar vermeden popülasyonu kontrol altına almasıyla dikkat çekiyor.

Kendisi küçük, mücadelesi büyük

Son yıllarda Karadeniz Bölgesi’ni etkisi altına alan ve özellikle fındık üreticilerinin korkulu rüyası haline gelen kahverengi kokarca böceği için laboratuvar ortamında üretilen bu küçük savaşçılar, mücadele için doğaya salındı. Uzman ekipler tarafından belirlenen pilot bölgelerdeki fındık bahçelerine bırakılan samuray arıları, kahverengi kokarcanın yumurtalarını hedef alarak onun neslini engelleyen doğal bir biyolojik savaşçı. Küçük boyutuyla görünmeyen bu arı türü samuray, kahverengi kokarcanın en etkili doğal düşmanlarından biri olarak kabul ediliyor.

Kendisi küçük, mücadelesi büyük

Trabzon Orman Bölge Müdürü Emin Yılmaz: "2024 yılına kadar bu zararlı maalesef Marmara bölgesine kadar ulaştı"

Kahverengi kokarcaya yönelik yürütülen çalışmalarla ilgili bilgiler veren Trabzon Orman Bölge Müdürü Emin Yılmaz, "Kahverengi kokarca böceği başta fındıkta olmak üzere bir çok tarım ürününe zarar veriyor. Son yıllarda ülkemize giriş yapan iklim şartlarına göre yayılışını arttıran zararlı türlerden bir tanesi. Ülkemize 2016-2017 yıllarında Gürcistan üzerinden girişleri başlamıştı. O yıllarda mandalinada zararlısını tespit ederek mücadelesine başlamıştık. 2024 yılına kadar bu zararlı maalesef Marmara bölgesine kadar maalesef ulaştı. Doğal şartlarda yılda 70 kilometre kadar uçabilen bir tür. Farklı faktörlerle yayılışını hızlı gösterebilen bir tür" dedi.

Kendisi küçük, mücadelesi büyük

"Fındıkta oldukça büyük zararlara yol açabiliyor"

Kahverengi kokarca ile 4 türde mücadele yapılabildiğini kaydeden Yılmaz, "Yöremizde birçok zirai türlerimizde zarar yapabilen türlerin başında geliyor. Özellikle meyve, sebzede yoğun şekilde zarar yapıyor. Fındıkta da oldukça büyük zararlara yol açabiliyor. Bununla mücadele çalışmalarında Tarım ve Orman Bakanlığımız araştırma laboratuvarında yırtıcısını üreterek mücadele yapıyor. 4 türde mücadele yapabiliyoruz. Erginleri ve yumurtalarını toplayarak imha edebiliyoruz. Biyoteknik dediğimiz feromon tuzaklarını asarak tuzaklarla mücadele edebiliyoruz. Kimyasal mücadele var ama çok kullanmıyoruz. Biyolojik mücadele dediğimiz yani bu türün yırtıcısı olan türleri laboratuvar ortamında yetiştirip doğal dengeye uygun mücadele çalışması yürütüyoruz. Biz Orman Bölge Müdürlüğü olarak Bakan beyin ve Genel Müdürümüzün talimatlarından sonra Orman Zararlıları İle Mücadele Laboratuvarımızda bu zararlının yırtıcısını üretmeye başladık. Bu yıl verilen programımızın üstünde bir yırtıcı geliştirerek salımlarını yapıyoruz. Doğada zaten her böcek var. Bozulan dengeyi tekrar denge pozisyonuna getirmek için buradaki faydalı popülasyonuna artış sağlamak amacıyla mücadele yapıyoruz" şeklinde konuştu.

"Kendi laboratuvarımızda bunu ilk kez yapıyoruz"

Kahverengi kokarca türünün 20 ve 40’lı gruplar halinde yumurta bıraktığını vurgulayan Yılmaz, "Laboratuvar ortamında yırtıcısını yetiştiriyor. Bunun için önce anaç kokarcalarını alıp laboratuvar ortamında yumurtlamalarını sağlıyoruz. O yumurtalarımız daha sonra elimizdeki faydalı böcek anaçları ile beraber parazitlemeyi yaptıktan sonra çıkan faydalı böceklerimizle zarar gördüğümüz alanlara salımları yapıyoruz. Öncelikle zararlı alanların tespitleri yapılıyor. Bunun için feromon tuzakları asılıyor. Astığımız tuzaklara böcek düşüyorsa orada çalışma yapıyoruz. Bu tür yılda bir kez yavruluyor. Mart ayından sonra aktif hale geliyor. Ekim sonundan sonra kışlığa geçiyor. Mart ve Ekim ayı arasında periyotta faydalı böcek üretip salımlarını yapıyoruz. Bunlar yumurtalarını 20 ve 40’lı gruplar halinde yapıyorlar. Saldığımız faydalı böcekler yumurtalara kokusundan ve takibinden bulup kendi yumurtalarını bırakıp parazitliyor. O türün çoğalmasını engelliyor. Samuray arısı dediğimizde çok büyük bir şey bekliyoruz ama çok küçük göz ile zor görülebilen türümüz. Zararlı böceği gidip imha eden bir türümüz değil. Yumurtaların birbirini yiyerek çoğalmalarını engelledikleri mücadele şekli. Kendi laboratuvarımızda bunu ilk kez yapıyoruz. 5 bin adet deneme amaçlıydı. Önümüzdeki yıllarda bunu katlamalı olarak arttıracağız" ifadelerini kullandı.

Ozan Köse - Tolga Şahin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Erzincan’da kurtlar ahıra girdi: 10 koyun telef oldu, 10 koyun yaralandı Erzincan’ın Otlukbeli ilçesinde kurtların ahıra girmesi sonucu 10 koyun telef oldu, 10 koyun yaralandı. Hayvan sahibi, kurtların yerleşim yerleri için tehdit oluşturduğunu söyledi. Otlukbeli ilçesinde yaşanan kurt saldırısı, hayvan yetiştiricilerini tedirgin etti. İlçede Yasin Yıldırım’a ait ahıra giren kurtlar, 10 koyunu telef ederken 10 koyunu da yaraladı. Edinilen bilgilere göre, kurtlar ahıra girerek kısa sürede büyük zarara yol açtı. Sabah saatlerinde hayvanlarının telef olduğunu gören Yıldırım, yaşanan durum karşısında büyük üzüntü yaşadı. Hayvan sahibi Yasin Yıldırım, kurtların artık insanlardan kaçmadığını belirterek, "Kurtlar köpeklerimizi bile kaçırıp öldürüyor. İnsanlara ve yerleşim yerlerine çok yakınlar. Doğaya salınan ve insanlara alışmış bu hayvanlar yıl boyunca bizim için ciddi bir tehdit oluşturuyor" dedi. Sürü sahibi Yasin Yıldırım açıklamasında şunları söyledi; "Erzincan Otlukbeli Küçük Otlukbeli’nde küçükbaş hayvancılık yapıyorum. 6 yıldır burada hayvancılık yapıyorum. İki senedir, bu son iki senedir bu yırtıcı hayvanlar yani kurtlara karşı mücadele veriyoruz ama mücadelemiz hep yarım kalıyor. Geçen sene iki defa çadırlarıma girdi. Biz bir şekilde uyandık çıkardık, yani üç beş tane telefat verdik. Köpeklerimizi alıp götürüyorlar, geçen sene iki tane köpeğimi götürdü. Şu an gördüğünüz gibi gece girip içeriye girmiş. 10’a yakın hayvanım telef oldu. 10’a yakın hayvanım da içeride, onlar da yaralı yani onların kurtulma şansları da yok. Biz bir türlü bunlara önlem alamıyoruz. Önlem alamamamızın sebebi sopayla kovalıyoruz çünkü bunların avlanması, vurulması yasak. Ama yani biz baş edemiyoruz çünkü meraya gittiği zaman hayvanımız, haftada 3-4 tane hayvanımızı çalıp götürüyorlar. Köpekler baş edemiyor, çok akıllı hayvanlar oldukları için bir tanesi köpekleri alıp götürüyor, bir tanesi çobanı oyalıyor, diğeri de hayvanı alıp götürüyorlar. Yani yaklaşık ben diyeyim, iki yılda benim 200-300 hayvan varlığım yani üç beş üç beş şeklinde katledildi ve öldürüldü. Şu anda gördüğünüz gibi içeride de 15-20 tane hayvanım telef oldu. Yani 10 tane telef oldu, 10 tane de yaralı, onlar da telef olacaklar. Biz buna karşı bir önlem alamıyoruz. Aldığımız önlem şurada, bu sene 3 tane çadır Ankara’dan sipariş ettik. İşte bunlarda sıkıntı yok ama o diğerlerinde maliyetin altında olduğumuz için yani maliyeti çok yüksek olduğu için biz bir türlü yani bunu da seneye artık evvelki seneye bir şekilde toparlamaya çalışacağız ama yetkililerden bir önlem istiyoruz. Yoksa durumumuz kötü çünkü bugün bunu yaptı, yarın bir daha gelecek, öbür gün bir daha gelecek. Şimdi biz de sabahtan akşama kadar hayvanla uğraşıyoruz, akşam da işte yorgun düşüp yatıyoruz. Gece de nöbet tutuyoruz ama bu her gün böyle gidemez." Bölgede benzer olayların sıkça yaşandığını ifade eden Yıldırım, yetkililerden önlem alınmasını talep ederek, hem hayvanların hem de vatandaşların can güvenliğinden endişe duyduklarını sözlerine ekledi.
Trabzon Türk sinemasının usta ismi Hülya Koçyiğit Trabzon’da Türk sinemasının usta ismi Hülya Koçyiğit, "Trabzon Film Festivali" dolayısıyla geldiği Trabzon’da Kadın Yaşam ve İstihdam Merkezi’ni ziyaret etti. Burada atölyeleri gezen Koçyiğit’e Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in eşi Arzu Genç eşlik ederken, Koçyiğit, kadınların sergilediği ürünleri hayranlıkla inceledi. Koçyiğit, Karadeniz yöresinin geleneksel ve yöresel dokumaları arasında yerini alan yaklaşık bir asırdan beri kullanılan coğrafi işaretli keşanı dokumaya çalışması dikkat çekti. Koçyiğit, Trabzon’a ilk kez 5 yaşında geldiğini belirterek, "Trabzon’a ilk kez 5 yaşındayken gelmiştim ve ömür boyu birçok kez geldim. O nedenle bu gelişim ilk değil ama Trabzon’da ilk kez bir Film Festivali düzenleniyor. ’İlk’ demek biraz cesaret demek. Dilerim başladığı gibi bol bereketiyle inşallah hem şehrimize hem de sinemamıza çok büyük katkılarda bulunur bu festival. O nedenle bugün buradayım, çok da mutluyum. İyi ki bu seferki gelişimde böylesine faydalı bir mekânı ziyaret etmişim. Her biri birbirinden değerli geleneksel el sanatlarımız burada tekrardan hayat buluyor. Genç kadınlar burada bu mesleği, bu sanatı öğreniyor ve yaşatmaya devam ediyorlar. Bu beni çok gururlandırdı. Hepsinin ellerine, emeklerine sağlık. Burası bir yaşam merkezi. Buradan istifade eden bütün kadınları sevgiyle selamlıyorum. Daha nice nice kadınımızın bu imkânlardan yararlanmasını diliyorum" dedi.